Zack Snyder’s Justice League Mercek Altında

-Önsöz-


Eveeeeet, geldik merakla beklenen yönetmen vizyonu filmimizin incelemesine. Bu incelemeden önce 2017 Justice League ve de 2016 Batman V Superman filmlerinin incelemelerini de okursanız bu inceleme çok daha anlaşılacaktır. Başlamadan önce şunları belirtmek istiyorum. Yani yazıyı okurken boşuna gerilecek olanlar varsa gerilmesin diye bazı konulardaki fikirlerimi baştan ileteyim. Filmi aşırı beğeniyorsanız ve de çok sıkı-fıkı bir Snyder hayranı iseniz. Makaleyi terkedebilirsiniz. Neden mi ?

1.si Bu filmi Wheadon versiyonu ile karşılaştırılmasını çok yanlış buluyorum. Bunun sebebi Wheadon versiyonunun iyi olması değil elbette. Ancak Wheadon’ın bu projeyi işin ortasında iken alması ve de WB‘nin emirleri dahilinde tonunu yumuşattığını ve bu sebeple pek çok Snyder sahnesi çıktığını biliyoruz. Snyder’a ait yaklaşık 3 saatlik filmden epey bir yer sökülüp üzerine yeni sahneler konulup totalde 150 dakikalık yeni bir film yaptı. Nitekim bu şartlar altında bir yönetmenden iyi bir şey beklemek güç zaten. Onu da geçtim. Şimdi herkes Snyder versiyonu Cut, Wheadon versiyonunu döver diyor. Ancak anlamadıkları şey şu. Wheadon’ın versiyonu bir sinema filmi iken, Snyder’ın ki o filmin DVD’sinde bulabileceğiniz uzun “Director’s Cut” ya da “Ultimate Edition” versiyonu gibi bir şey. Yani HBO bu filmi her bölümü 40 dakika süren bir mini dizi yapsa 6 bölüm sürecekti. Yani Snyder’ın ki bir sinema filmi değil. Snyder bu filmle, WB’nin kapısı çaldığında bu filmin yarısını Snyder’ın da kesmesi gerekecekti ve jenerik yazılarını, gelecek sahnelerini falan çıkartsak bile temel plotun %25 i kadarını elemek zorunda kalacaktı. Yani Snyder’s Cut bir sinema filmi olsa inanın bana Wheadon versiyonundan bu denli iyi olamayacaktı. Ya da Wheadon’a baba 4 saat yapsak desek onun da var olan filmi olduğundan çok daha iyi göstereceği açık. Bunu kavramadan ve kabul etmeden bu incelemeye başlayamayız. Bunu kabul etmeyen ve bu farkı kavrayamadan hemen terk edebilir. Geride kalan sağduyulular benimle gelin.

Snyder hayranlarını zedeleyebilecek 2. bir ön kabulüm de şudur;

2.si IMDb‘ye 8.9 ile girdi Tomatoes‘ a %98 ile. Rotten Tomatoes’un DC filmlerini katleden kullanıcı gibi görünen botlar olduğu, bilerek DCEU filmlerinin ekstra gömüldüğü yıllarca tartışıldı, konuşuldu ve pek çok DCEU hayranının işine de geldi. ve bununla ilgili bir sürü tartışma döndü şimdi birden bire %98 siz bu skor sadece izleyici skoru olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yanılmıyorsanız bile iki yüzlülük ediyorsunuz diyebiliriz. Çünkü bu sefer o gömen lobiler şu anki konjektür gereği abartıyorlar. Hadi DCEU’yu bırakalım. Herkesin şu sıralar dahi dediği Snyder’ın sinema kariyeri nedir ? Bu adamın yönetmen olarak çektiği sinema filmleri Dawn of Dead (Ölülerin Şafağı) 2004, 300 (300 Spartalı) 2006, Watchmen 2009, Baykuşlar Efsanesi 2010, Sucker Punch 2011, Man of Steel 2013, Batman V Superman Dawn of Justice 2016, Justice League 2017 ve 2021. Ayrıca bu filmler arasında bir kaynak materyali olmayan yani uyarlamaya olmayan, gerçekten tamamıyla Snyder filmi olan tek şey Sucker Punch ! Bu bile çok şey anlatır.

2004 yılında 38 yaşında ilk uzun metraj sinema filmini çekiyor ve bu zamana kadar 17 yılda sadece 8 filmi var. Ve bazı filmlerinin arasına 2-3 yıl gibi uzun aralıklar var.

Şimdiye kadar 15 adaylığı ve 5 ödülü var ancak bunların hepsi yönetmen olarak değil yazar, görüntü yönetmeni ve de yapımcı olarak da paylaştıkları var ve bunların hiç biri Oscar ya da Altın Küre değil (bu iki ödül çok gerçeği yansıtır diye söylemedim. Prestij açısından söyledim) ve Cannes‘a sadece 1 adaylığı var o da ta 2004 yılında ilk filmi ile yani hala indie bir yönetmen olduğu sıralar.

Adamın DCEU kariyerine gelirsek Man of Steel’in berbat bir başlangıç olduğunu hemen herkes kabul ediyor. Rotten Tomato ve Metacritic de kullanıcı reyting’İ %75 ancak kritiklerin reytingi %55. Imdb’de ise yaklaşık 700 bin oy sonucu 7/10 gibi bir puanı var.

Ki bu puanların Snyder’s Cut sonrası da biraz yükseldiğini düşünebiliriz. Nitekim çok etkileyici bir şey yok. Batman V Superman’e bakalım; ıMDB’de 600 binin üzerinde oy sonucu 6.4/10 gibi bir skora sahip. Metacritic’de Kritiklerden 44/100 ve kullanıcılardan da 6.8/10 gibi bir skora sahip. Rotten Tomatoes’da ise Tomatometer’da %29 Kullanıcı reytingin de ise %63 yani daha genel izleyicinin bile genel olarak 6.5/10 civarlarına anca yükseltebildiği kritikler için ise %50 barajının altında idi.

Yani MoS Ve BvS’nin skorlarını toplasak ortalama alsak kritikler açısından yaklaşık 40-45 kullanıcı skorları açısından ise on üzerinden 6.8 ila 7.2 arası. Hal böyle iken bu adam ne ara yönetmenlerin şahı ve DCEU’nun Mesihi oldu ? Warner Bros’un ve HBO’nun el ele harika PR kampanyası ve de WW84‘ün el birliği ile mahvedilmesi ile. Bir önceki Justice League filmi her yerinden kırpılmış 2 çok farklı tarzdaki yönetmenin izlerini taşıyan kendi plotundan kopuk bir film iken ve de son DCEU filmi de benim WB’nin bilerek ipin ucuna götürdüğü WW84 iken elbette Snyder’s Cut bunların yanında çok harika görünecekti. Bir de hayranların 3 yıldır bunun için yalvarması sebebiyle artık iş öyle bir noktaya geldi ki, o davayı kazanma hazzıyla önüne ne gelse zaten çok sevecekti. Yani bunun nasıl bir kampanya olduğunu ve bundan önce Zack Snyder’ın kariyerinin ne olduğunu, 17 yıl içerisinde 300 ve Watchmen hariç (ki bunlarla bile en elit yönetmenler arasına girebilecek bir yanı yoktu) sinema tarihine bir şey bırakamamış biri olduğunu unutmamak gerekiyor.

Şimdi mental ve de entelektüel olarak arka planımı(zı) hazırladığımıza göre ve de benim Snyder hakkında ve tüm bu Snyder’s Cut kampanyası hakkında ne düşündüğümü bildiğinize göre hemen buracıkta makaleyi terk edebilirsiniz. Çünkü filminize mükemmel demeyeceğim ve de yüksek bir puan da vermeyeceğim. Bunu da gömmek için değil, hali hazırda çok etkileyici bir sinema ya da DCEU kariyeri olmayan Snyder’ın pek de geçmiş hatalarından ders aldığını ya da tarzında iyileştirmelere gittiğini göremediğimden yapacağım.. Hype trenine binip herkesin “Oohh hell yeah” dediği şeyi beğenmek bu trenin yolcusu olmak güzeldir. Ben bile bir filmi sinemada izlediğim de daha yüksek puan veriyorken evde bir daha tek başıma izleyince puanı düşürebiliyorum. Çünkü bu hype treni etkisi. Şu anda da herkes bunun etkisinde. Ama bilin bakalım kim değil ? BEN ! O yüzden bu trenin yolcuları bu durakta durmasınlar. Bu yolculuklarına devam etsinler. Eğlencenin tadını çıkarsınlar.


Şimdi incelemize önce spoiler içermeyen giriş kısmıyla başlayalım;

Yukarıda da dediğim gibi bu filmi ben bir ultimate versiyon olarak görüyorum. Ekstra içerikli paket gibi yani her bölümü 38-40 dk süren 6 bölümlük bir mini dizi gözüyle de bakabiliriz ancak bu bir sinema filmi değil. Hele standart bir DCEU filmi hiç değil. Çünkü Snyder’a bu filmi sinemaya hazırla baba dediğinde. Snyder yalvar yakar sinemaya ben bu filmi 3 saatten koyacağım deseydi bile koca 1 saati gene olmayacaktı. Bunu anlayalım.

Birde maalesef filmin bazı kesimler filmin başarı kıstasını “Wheadon filminden iyi mi ? Değil mi ?” olarak koymuş. Bu çok saçma, iyi olmama şansı yok zaten ya da şöyle diyeyim Wheadon’dan iyi olması bir başarı değil. Çünkü Wheadon versiyonundaki ana plot ve tema bile Snyder’ın zaten. Yani Plotun, Temanın sahibi olan ve de filmde olan olayların temellerinin atıldığı bir önceki filmi çekmiş olan adam Snyder. HBO, 2020 yılının Mayıs ayında duyurdu filmi ve film Mart 2021 de geldi. Neredeyse 1 yıl. Yani adam zaten filminm esas sahibi ve zaten elinde 3 saatlik içerik vardı. 1 yıla yakın süre de ek sahneler ve de görsel efektleri cilalamak ve de PR kasmak için zamanları oldu. Ve film 4 saat ! Yani bu şartlar altında bir zahmet Wheadon’dan iyi olsun. Elbette Wheadon’daki plot kopuklukları yok elbette oradaki tutum kaymaları yok, zaman atlamaları yok. Neden ? E çünkü film 4 saat, 1 yıla yakın sürede de en iyi hale getirildi ve film zaten en başta filmi çeken adama ait. Yani bunu bir başarı kıstası saymanın ne kadar komik olduğunu umarım görebilen okuyucularım vardır. Ah post-modernist zamanlar ah…

Bir diğer başarı kıstası, DCEU’nun en iyi filmi olup olmama durumu. Arkadaşlar DCEU o kadar kötü bir filmler birliği ki yani birliğin en iyisi olmak bu filme “baş yapıt” deme sebebimiz olmamalı. En iyi Çizgi Roman filmi olması bile (ki yakınından dahi geçemiyor) gene bir baş yapıt sebebi değil. Genel olarak bunun iyi bir film ve sanat eseri olması gerekmekte.

Neyse kavram karmaşalarını giderdik. Gelelim spoiler içermeyecek bir şekilde filmin artıları ve de eksilerine;

Artıları:
  • Bu film için belirlenen hikaye artık kesinlikle mantıklı geliyor. Kimin neyi neden yaptığı neden o sırada orada olduğu tamamıyla oturmuş. Motivasyonlar kısmında taa eski filmlerden beridir gelen bir sorun olduğundan evet iyileştirmeler var ancak yine de Kahramanlarımızın neden “kahraman” oldukları biraz bulanık. Dünya tehlikede ben de fena güçler yok hani. Hadi yapalım. Tarzında bir durum söz konusu. Ancak karakterlerin daha önce solo filmlerinin çekilmediğini varsayarsak bu handikap altında zaten bu motivasyonlar ancak bu kadar verilebilirdi diyorum. Ha öncesinde verilmemesi de Snyder’ın hatası ancak şu an Snyder’ı değil onun Adalet Birliğini inceliyoruz.
  • Bazı yerlerde gereksiz sesleri yüksek olup, fazla manipülatif olabilselerde müzikleri çok iyi. Ve gerçekten müzik bulunduğu sahneyle uyumlu, anlam katar bir şekilde kullanılmış. Wonder Woman Theme gibi diğerlerinin de birbirinden ayırt edilebilir müzikal temaları olsaydı keşke ancak yinede müzikler beni tatmin etti. Genel olarak filmin score’u yani seslendirme, ses efekti yani genel olarak ses tarafı gerçekten tatmin edici idi. Hiç çok fake gelen, o an oraya uymayan bir sese denk gelmedim.
  • Aquaman, Batman ve de Superman’in nasıl kullanıldığı ile ilgili bazı sorunlar hala var olsa da önceki filme göre Wonder Woman, Alfred, Steppenwolf, Flash ve özellikle Cyborg çok çok daha fazla anlam kazanıyorlar ve bu karakterler nezlinde müthiş bir iyileştirme var. Elbette bunda 1 yıla yakın rötuş süresi ve de filmin kendi 4 saatlik süresinin de etkisi var.
  • Snyder’ın sınırlı ve kendini tekrar eden renk skalasını genelde sevmem ancak bu filmin kendi yapısı içerisinde çok tutarlı ve de nispeten etkileyici olduğunu düşünüyorum. Ayrıca sinematografi açısından çok lebi derya bir 4 saat olmasa da genelde karakterlerin çekildiği açılar, geniş alan çekimlerinin konumlandırılışı falan hoşuma gitti 4:3 çok batmadı gözüme.
  • Snyder versiyonunda aksiyon ve dövüşler kesinlikle bir sıçrama yaşamış. Ayrıca geçen sefer sadece Wonder Woman savaştı diğerleri yancılık yaptı (Superman gelene kadar) gibi bir durum varken. Burada aksiyon anlamında çok çok daha iyi bir rol dağılımı var. Koreografi ve çekim olarak da dövüşler daha iyi. 1-2 sahne gereksiz vahşetliydi ancak o kadarı da Snyder artık yapacak bişi yok. Genel olarak bu açıdan çok tatmin etti.
  • 4 saatlik bir film olduğuna kendimi hazırlamıştım ancak yine de hiç ara vermeden izleyebildiysem bunda kurgu akışının ve yönetmenliğin illaha bir payı olmak zorunda. Evet şişirme ve de ağır çekim çok sahne vardı ancak genel olarak pek sıkılmadım. Sadece bir iki yerde hızlıca sardım. Ancak yine de film beni içinde tutabildi yani. Bir de gece uykulu bir halimde izledim. Yani 4 saatlik film izlenir mi ? izleniyor. Ellerine Sağlık.
  • Wheadon versiyonuna göre güç dengeleri, statüko ve de karşılaşmalar çok çok daha oturaklı ve de nispeten akla yatkın idi. Arkasında durulabilir şekilde idi. Ki bu benim için önemli.

Tabi sahne sahne spesifik artı (+) olarak sayabileceğim olaylar ve sahneler var ancak o çok spesifik olacak o yüzden artılar kısmını şimdilik böyle geçiveriyorum.

Eksiler:
  • Wheadon’ın Adalet Birliği çıktığında Snyder’ın WB’ye Yaklaşık 3 saatlik bir film ile geldiği ve de bununda 2 saate düşürülmesi istendiği idi. Ancak bu film 4 saat. Ve 1 yıllık bir rötuş zamanı var. Yani var olan görsel sorunlar filtrelenmiş, ekstra sahneler çekilmiş ona rağmen Snyder şapkadan tavşan falan çıkarmıyor. Wheadon versiyonundan sapıklığı, gevşekliği, zaman atlamalarını, plot kopukluğunu ve ana kötünün silik arka planını çıkar üzerine de Darkseid ile gelecel sahnelerini ekle. Daha iyi bir sinematografi ve de müzikler koy. İşte sana Snyder. Diyeceksiniz ki ee abi abi bir sürü fark var. Yahu varda Wheadon versiyonu 2 saat yani 2 saat fark var. Ve Wheadon versiyonmu PG-13 bandrollü yani 13 yaş üstü izler altı da ailesinin gözetiminde izler. E bu tarz bir pazarlama seçimi de bir çok konuda yönetmenin elini kolunu bağlar.

Snyder da 4 saat var hazır filme 1 yıl kadar rötuş çekme imkanı var ve film R-Rated yani 18 üstü. Daha serbest bir yapısı var.

Yani fiyat/performans olarak bakınca bu film için harcanan 1+1 yıllık zaman, 300M dolar + 71M dolarlık bütçe ve de ekstradan eklenen 2 saat(hadi Snyder en başta 3 saat düşünüyordu +1 saat diyelim) ile çıkan bu ise eğer; Superman’in de filmde dediği gibi “I’m not impressed.”, yani ben bir yönetmenlik büyüsü bir mega sınıf atlattırma falan göremiyorum. Wheadon JL vasatın altında ise, Snyder JL vasatın üstünde (çok üstünde olmamak ile beraber) tek fark bu. Yani Vasat Altı film birden bire başyapıt olmuyor sağda solda lanse edildiği gibi.

Bu arada ben bu yazıya başlarken 2017 Justice League IMDb puanı 6.3/10 ve Snyder’s Cut ise 8.6/10 . Üzgünüm ancak böyle bir fark yok.

  • Snyder’a 1 yıllık prep time verdik, filmi de 4 saat yaptık bu sayede çok şükür film mantıken kafalara yatan, neyin nereden geldiği ,keyifle izlenebilir , takip edilebilir bir hale geldi. Çok güzel tamaaaaam. Ancak hala DCEU evreninde ve Snyder’ın bu evrene dair vizyonundaki en büyük eksiklik hala duruyor. O da ruh. Tüm mantık ve plot hatalarına ve de tüm cheesy hallerine rağmen hala MCU ,DCEU’dan çok daha başarılı ise bunun sebebi bu ruh kısmını oturtmasıydı. Evet Wheadon versiyonuna ya da Batman V Superman’e kıyasla bu filmde karakterleri daha çok umursadım. Daha çok empati kurdum ve nispete önemsedim ancak bu ben lütfedip de 4 saatimi verdim diye oldu. MCU’nun iyi filmleri diyebileceğimiz filmler bunları 1.5 saatte yaptı. Bilen biliyor ancak bilmeyenler için tekrar edeyim ben bir DC Comics fanıyım. Yani Marvelcı falan denilmesin. Kaldı ki MCU film incelerim de sitede var gidin bakın bakalım o şirilmiş puanları bulabilecek misiniz ? Ben elimden geldiğince objektif olmaya çalışıyorum.

Nitekim filmin en büyük eksiği o kadar zamanı olmasına rağmen katabildiği ruh, sıcaklık, motivasyonlar ve de duygular hala eksik. Tamam solo filmlerin eksikliğini handikapı var. O yüzden bu ruhu yaratmak kolay değil ancak ne olursa olsun eğer buna baş yapıt denmem isteniyorsa nerede kardeşim bu filmin ruhu.

  • Bu DCEU evreni projesinin çok fazla Snyder’ın projesi haline getirilmesi. Öyle ki filmin geleceği duyurulduktan sonra en trend olan etiketlerden birisi #RestoreSnyderVerse idi. Ha diyeceksiniz bu nasıl bu filmin eleştirisi olabilir. Şöyle oluyor. Snyder’ın her filminde aynı olan hiç değiştiremediği o kısıtlı renk skalası ve de slow-motion takıntısı filmi bazı yerlerde zehirliyor. Yani güzel bir manzara var Deniz gökyüzü falan. Ya orayı öyle bir çek ki ben orada büyüleneyim ve böylece Darkseid’ın Apokolips’inin ya da Steppenwolf’un yarattığı karargahın ne kadar karanlık ve ne kadar çirkin olduğunu anlayayım. Ama Snyder’ın öyle bir renk skalası var ki dünyanın geri kalanı Steppenwolf’un sığınağından azcık daha açık bu kadar neredeyse. Yani koca bir evreni tek bir yoruma verirseniz böyle temcit pilavı tadı verir işte. Bana verdi en azından. Tamam ben disney olsun demiyorum ancak en azından 1-2 tane “Bak böyle de çekebiliyorum” sahnen olsun be adam.
  • Superman İsa ve Flash ile WW de yahudiler anladık. Yani bunu sürekli vurmayın. Sübliminal vurduğu hadi neyse alt metin herkese gitmez. Ancak İsa Superman ve Yahudi Flash yani belirgin derecede vurgulanıyor. Ha bu vurgulamanın kurguya ve de hikayeye pozitif bir etkisi ya da bir fark yaratma durumu olsa sorun yok. Elbette olabilir zira bu bir adamın vizyonu ancak yani sırf olmuş olmak ve bir yerde birilerini memnun etmek için olunca puanlamaya etkisi olmayan cinsten bir eksi oluyor benim için.
  • Superman’in geri dönüşü ilk filme göre çok daha mantıklı hale gelse de ilk filmin eleştirisinde de belirttiğim gibi bence Superman esin alınan çizgi roman hikayesinde de olduğu gibi koma sürecine geçip daha sonra kendi kendine uyanıp ardından güneşten yavaş yavaş zamanla güç çekerek eski haline gelseydi. O çizgi romanda Superman siyah kostüm giyiyordu çünkü güneş ışınlarını daha iyi emembilmek için. Bu filmdeki gibi Snyder’ın emo hayallerini süsleyebilmek için değildi. Ayrıca bu ruhsuzluk kısmında belki de en ruhsuz varlık Superman idi filmde. En bilinen ve gururla söylenen lakaplarından birinin Büyük İzci Çocuk olduğu birisi bu düşünün…
  • CGI tüm rötuşlara rağmen sınıf atlayamamış hala çok ama çok kötü. Steppenwolf’un hangi tasarımı daha kötü onu bilemedim. Bu çivili fıçıya sokulmuş yavru köpek bakışlı olanı mı yoksa o eski keçi sakallı abidik gubidik bir kıyafet dokusuna sahip Wheadon Steppenwolf’u mu ? Bence bir geliştirme olmamış ancak ille tercih et deseler Snyder’ınki derim ancak bu tamamıyla kötünün iyisi olma durumu.

Bir de neden praktik efektler ve kostümler hiç düşünülmemiş ? Misal MCU’da Nebula gibi tamamıyla robotik bir karakter sahnelerinin çoğunda sadece bir kostüm ile geziyor. Vision da öyle. Yani neden Cyborg full CGI ?, Neden Batman’in ufacık bir atlama sahnesi bile cgi, dublör mü yok ? Neden Filmin sonunda Batman’e görünen malum karakter MCU Vision gibi kostümlü değilde berbat bir CGI ile geliyor.

Bu CGI fetişi bir de Snyder’ın metal ve gri ton fetişi ile birleşince ortaya göz kanatan bir manzara çıkıyor iş cgi sahnelerine geldi mi.

  • Evet Wheadon versiyonundaki kadar abuk bir güç değil Superman. Bu sefer daha aklın mantığın yattığı bir statüko var ligde ancak ben genede neden rezervuar sahnesinde ligden kaçan Steppenwolf’un daha sonra ligi dövebildiğini anlayamıyorum. Tamam Wheadon filmine göre daha adil ancak o ufak plothole hala var.
  • Çok fazla şişirme sahne var. Adam bilmiyor zamanı kullanmayı bunu BvS’de de göstermişti. Amazonların, WW’yi uyaracağı oku atmak bile 1.5 dakika sürüyor. Wonder Woman kıçı kırık bir bomba kaldırıp atıyor ona bile slow-motion geliyor vs. Cyborg, Mother Box’ın yerinden bahsedecek ta 2. Dünya Savaşı yıllarına götürüyor gene böyle ağır ağır. Victor’ın tüm flashback sanheleri slow-motion, malum varlığın Lois ile konuşmasının ufak bir setup değeri olsa da olmasa bir fark eder mi kısmında ne gerek var dedim. Steppenwolf’un Desaad ile konuşma sahnelerinde bile öncesinde ve sonrasında bir sürü CGI efekti vs ağır ağır böyle. Hatta bana kalsa Barry’nin zamanı geriye alması da gereksiz idi. Bir Flash sever olarak olaya bir marifet gösterimi bir kendini ispat sahnesi olarak bakarsam eyvallah bayıldım. Ancak, kurguya etkisine bakınca o gerilim yaratılmasa , Flash planlandığı gibi gelip Cyborg’a vursa plot adına hiç bir şey değişmeyecek. Çünkü işin sonunda o alternatif son hiç olmamış gibi oldu zaten ee o zaman ne gerek var ? Yani diyorum ya bu filmi de sinemaya koyması istense bunlar ve daha neler neler gidecek ve gittiğinde de plot gene kopuk olacak neden ? Çünkü şişirme sahne çok ve tempo çok yavaş. Ha buna Mini Dİzi kafasıyla bakarsam bence tamam sorun yok. Hatta böylesi güzel ancak madem Wheadon versiyon ile karşılaştıracaksınız bunlara dikkat etmeli diye düşünüyorum.

Evet bu da kabaca eksiler. artılar kısmında dediğim gibi sahne sahne ve an be an beni tilt eden eksi şeyler olsa da bunları genele katmaya gerek yok.


Şimdi Spoiler İçeren Kısma Geçelim;

Burada artılar eksiler yapmıyorum. Onun yerinde Wheadon versiyonunda yaptığım karakter karakter incelememi yapacağım.

Aquaman:

Bence Snyder Cut versiyonunun üzerinde gelişme yapamadığı tek karakter. Evet o aptal Doğruluk Kementi sahnesi yok ancak bunun haricinde de çok bir ekleme de yok. Kaldı ki Aquaman’in kendi filmiyle gram uyuşmuyor bu filmde sunulan Atlantis bilgileri o yüzden süreklilik açısından da pek bir önem arz etmiyor 2 saatlik fazaladan eklenti. Tek fark Wheadon versiyonunda biraz daha ekibin komiği idi ve malum kement sahnesi hariç bu konuda Aquaman çok iyiydi o keşke biraz burada da olsaymış dedim ancak büyük bir kayıp falan değil.

Flash:

Snyder’s Cut halinin en çok yaradığı isimlerden biri Flash. Açıkçası herkesi totosunu o kurtarıyor bir yerde. Karakter motivasyonları nispeten daha berrak. Wheadon versiyonunda Flash’a dair daha çok sevdiğim bazı şeyler olsa da (bu filmde Flash çok çabuk profesyonel oluveriyor çünkü) genel olarak Snyder’s Cut Barry’e çok yarıyor. Iris’i kurtardığı sahne de efsane idi zaten. Bu filmde daha sevimli daha az klişe bir karakter idi.

Steppenwolf:

Bence hala klasik bir CGI Monster yani CGI Canavarı kötüsü. Hala iyi bir kötü diyemem. Hala bu denli CGI olmasına anlam veremiyorum. Ancak en azından bu sefer neden Steppenwolf yaptıklarını yapıyor bunu biliyoruz ve karakterle bir bağ kurabiliyor ve anlam verebiliyoruz. YEni modelini eskisine tercih etsem de bu kötünün iyisi olduğundan. Yoksa yavru köpek bakışları ve homurdanmaları falan çok komik idi.

Darkseid:

İlk filmde adını bir kez gördük. Bence fazladan eklenen 1 saatlik film süresinin (bu film için tekrar çekilen diyeyim) en büyük sebebi pek çok Darkseid sahnesinin yeni eklenmesi gibi geldi bana. Steppenwolf karakteri ve Ana Kutuların (Mother Boxes) bir anlamı olabilmesi için elbette belli bir miktar Darkseid içeriği olmalıydı ve bu da var. Darkseid’ın Dünyaya geldiği ilk halinin sonradan değiştirildiğini düşünüyorum çünkü oradaki modeli çok farklı ve Darkseid neden balta kullanıyor bilmiyorum. O yüzden o sahneler gene Steppenwolf sahnesi idi de değiştirildi mi emin değilim. Ancak Dünya’ya saldıranın Darkseid olması ile güç dengeleri çok çok daha mantıklı oldu. Her ne kadar Darkseid’ı epey güçsüz bulsamda henüz Uxas diye çağırılan ve Darkseid olmamış biriydi orada. Darkseid, filmi çok forse etmeden güzel bir arkaplan dekoru olmuş sevdim.

Cyborg:

Snyder’ın bu adam için neden filmin ve ekibin kalbi dendiği bu filmde belli oldu. Çünkü Mother Box teknolojisi ile oluşan Cyborg doğal olarak Mother Box üzerinden dönen bir plot da çok fazla önem arzetmesi durumu var. Bir de herkes olduğu kahraman personasından memnun iken (Batman için memnun demem de alışmış diyebilirim) bir tek Cyborg’un istemeden bir kaza sonucu böyle olması (evet Barry de öyle ancak Barry metalik bir ucubeye dönüşmüyor) onu takıma karşı da hoş bir kontrast parçası olmasını sağlıyor. Viktor’un Babası ile barışıp var olan güçlerini ve de dünyadaki rolünü benimsemesi ile Adalet Birliğimizde daha büyük ivme kazanıyor. Zaten karakteri oynayan Ray Fisher’ın Snyder’s Cut hakkında attığı tweet ve Instagram mesajları filmin bu versiyonunun onu ne kadar memnun ettiği ortada. Wheadon versiyonunda Cyborg sadece plot aracı idi. Motif olarak kötü değildi ancak kopuk ve başıboş idi.

Wonder Woman:

Wonder Woman’ın popo sahnelerinin yüzde sekseninden kurtuluyoruz bu filmle. Wheadon sapığı rahat bırakıyor Ablamızı. Bunun haricinde de Diana tarafında çok büyük bir fark yok. Ancak Wheadon’ın daha iyi yaptığı bir şey vardı o da Diana’nın neden bunca zaman suskun kaldığına ışık tutma çabası idi. Batman ona sen bunca zamandır ne yapıyordun dediğinde bu çok haklı bir soruydu. Burada ise hiç sorun dahi edilmemiş idi. Wheadon versiyonunda ekip içi çatışma vardı elbette iyi işlenmemişti ancak böyle birden bire birlikte mükemmel çalışmaya başlayan bir ekipte yoktu. WW’nin sadece bu iki açıdan değişikliğe uğradığını gördüm bunun haricinde 2017 yılı versiyonu eleştirimde karakter ile ilgili dediklerim aşağı yukarı geçerli

Batman:

En karışık hisler içinde olduğum karakter bu. Snyder versiyonu son savaş da çok çok daha iyi bir iş yapmış. Ancak onun haricinde Superman’e “bende seni sevmiyorum demediydim” falan çeken Batman halleri hariç, Wheadon versiyonunda bence daha iyiydi. NEden mi ? Çünkü Snyder kendi filminde, BvS filmindeki manyak Batman’e o kadar eleştiri almış ki , karakteri başka türlü de ele almayı bilmediğinden hiç ele almayayım demiş. “İnanmalısın Kardeşim” diye ortada din taciri gibi bir Batman var. Fİlmdeki tek işlevi, bu süper güçlüleri, imkanlarını kullanarak bir araya getirmek. Yani ekibin yapımcısı gibi bir şey. Öyle pek bir liderliği ya da abiliği olmadı. Misal Wheadon versiyonunda o ilk sahnede parademon yakaladığı sahneyi biz Snyder sahnesi sandık Wheadon imiş. Batman’in WW’ye çaktığı laf Wheadon imiş. Batman’in yaralı bereli halini görmüştük. WW omzunu takarken o da Wheadon imiş. Batman’in, bir sonraki yaşanacak olanı görüp Lois Lane’i anahtar olarak devreye sokuşu Wheadon imiş. Barry’e Sadece bir kişiyi kurtar. Diyerek verdiği o inanılmaz tavsiye Wheadon imiş (filmin en sevdiğim sahnesi idi) . Yani tamam çok muç muç ve de Superman fangirl bir Batman de gösterdi bize Wheadon ancak Batman ekibe liderlik etti gerçekten. Sadece onları bir araya getirip onlara yatacakları yer, uçuracakları araç tahsil eden zengin adam değil idi. Evet ilk filmdeki kadar rezil olmadı ancak o filmdeki kadar vezir de hiç olmadı. Etkisiz, risksiz, garanti bir bölgede idi Snyder’s Cut’da Yani bir Justice League filmi çekiyorsun. WW emekli 1. Dünya Savaşından beri elini bir şeye vurmamış (Doomsday olayına kadar), Superman de ölü. Nitekim Wonder Woman, kahramanlığa yeni döndü gibi bir şey. Superman ise filmin çoğu boyunca ölü haliyle. Flash ile Cyborg ise dünkü çocuklar zaten. Burada sadece Batman’in uzun soluklu bir kahramanlık kariyeri var (Filmde 20 yıl deniyor) . Ve DC Comics’in Superman’den sonra en büyük ismidir Batman hatta satış ve popülarite olarak belki de birinci. Nitekim hem film içindeki dinamiklerden bakarsak hem de genel olarak DC Külliyatı olarak bakarsak filmde omzunda en çok yük olan ve her şeyin eliden geçtiği , fark yaratan bir Batman görmek isterdim. Maalesef fazladan 2 saat bunu veremiyor. Hatta dediğim gibi bazı sahneleri ve de şaklabanlıkları çıkarırsak Wheadon’ın versiyonunda Batman daha merkezi idi ve bence o hali daha iyiydi. Elbette Superman fangirl halleri hariç!

Bu Batman de çok kötüydü falan demiyorum yanlış anlamayın plot içinde eriyip gidiyordu sırıtmıyordu ve çok fiyasko bir sahnesi de yoktu Wheadon versiyonunda olduğu gibi ancak Batman bence “eriyip gidecek” , “ekibe ayak uyduracak” biri değil öyle bir kavram değil. Biraz daha “mastermind” halleri beklerdim açıkçası. Yani Snyder BvS de zekası ile dalga geçtiği Batman’i bu filmde ihya eder diyordum meğerse etmiyormuş.

Superman:

İlk filmde bıyık ve cgi olayı bir travma idi elbette. Sırf bundan kurtulmak bile harika. Ayrıca ilk filmde takımın hatta tanrıların bile çok çok çok üstünde güçlü gösterilmişken burada nispeten bir kaç tık daha yere basan Bir Superman var ancak ben bunlara rağmen Wheadon Superman’i yeğlerim. Yav Snyder, Superman’inin motivasyonları ne ben hiç anlamadım. İyi mi kötü mü ? Adam akıllı cümlesi yok adamın. Wheadon da en azından o güzelim mavi kostümü ile geldiğinde yüzünde gülümseme ile. Koca binayı taşıyıp giderken Flash’ı çatlatması. WW ve Batman ile selamlaşması. Cyborg’a gelip nasıl yardım edebilirim demesi onu rahatlatması sonrasında gülüşmeler falan. Daha bizim bildiğimiz Superman gibiydi. Şu ruhsuz canavar değildi.

Evet Wheadon versiyonundaki Superman’in de sorunları vardı ancak bir karakteri vardı arkadaş. Ayrıca Wheadon versyionundaki en çok eleştirdiğim olay Superman’in doğal olmayan yöntemlerle diriltilmesi ve bunun çok kötü bir plot oluşmasına sebep olması idi. Bunu Snyder kurmuş meğerse. Tamam Wheadon’a göre neden kahramanlarımızın bu karara vardığı çok daha anlaşılabilir kılınmış ancak bence baştan bu tercih sıkıntı zaten. Superman yaratılan bir kitle imha silahı bir Frankenstein Canavarı oluyor. Bu tutumda Superman gibi bir kimliğe asla olmaz, yakışmaz. Ayrıca Wheadon, Superman’in ölümünün etkilerini, suçun nasıl arttığını ve sonradan Superman’in nasıl değerinin anlaşıldığını çok ufak sahneler ile de olsa verme gayretine girmişti. Snyder’da böyle bir şey yok. Hal böyle iken neden kariyeri Man of Steel ve Batman V Superman olan bir Superman bu kadar sevilsin ve herkesin kahramanı olsun ki ? Çok suni geliyor. Batman’in “he was a beacon” falan lafları çok havada kalıyor. Yani Superman bu kadar bilinen bir halk figürü olmasa yani bu kadar kamuya mal olmuş olmasa bu filmin Superman’i çok ama çok havada kalırdı. Keza Bruce ve diğerlerinin hakkında söyledikleride. Burada kurguyu Superman’in bilinirliği ve de temsil ettiklerinin kitlelerce anlaşılması kurtarıyor yoksa senaryo ya da kurgu değil.

İlk filmdeki “Dünya’nın Adalet Birliğine değil, Superman’e ihtiyacı var ve bu grupda onu geri getirmek için kuruldu.” havası burada çok şükür ki epey örseleniyor ancak yine de Superman’e aşırı bir “ağam, paşam” olayı var. Umarım bu ekibe ileride Shazam, Martian Manhunter, Green Lantern gibi daha güçlü isimler katıldıkça azalır. Bunların haricinde ilk film incelememde belirttiğim artı ve eksiler Superman için geçerlidir.

Açıkçası Daha Omurgalı bir Wheadon Batman + Daha az abartısız bir Wheadon Superman ile Snyder versiyonu Wonder Woman, Cyborg ve Aquaman’den kurarsak takımı benim istediğim ve olması gereken şey oluyor diyebiliriz. Steppenwolf da kesinlikle Snyder versiyonu diyorum (görsel olarak o kadar fark yok ancak kurgu olarak aşırı fark var).

Son olarak Martian Manhunter: Filme bir katkısı yok ve bence sahneleri, sinema için yapılacak bir versiyonda kesilecekti o kesin. CGI olması ve de genel tasarımı da rezalet. Ancak Adalet Birliği‘nin gerçek kalbinin sonunda geri dönmesi beni çok ama çok mutlu etti elbette.


Sonuç

Nitekim yazının taa başında bu yazı için gerekli zemini oluşturdum zaten. O da şuydu ne bu Snyder’ın DCEU kariyeri ne de yönetmenliği olağanüstü falan değil. Ayrıca bu filmde elde ettiği 1 senelik ekstra süre ve de 4 saatlik film süresi gibi lüksler ile pek çok yönetmen bu filmi bu kadar kotarırdı zaten bunun da bilincindeyim.

Nitekim üzgünüm ancak hemen herkesin “mükemmeldi” , “kurtardın bizi Zack Baba” , “Bir Baş Yapıt” falan laflarını yemiyorum zaten yiyemiyorum da eser ortada. Sırf renk skalası ve sinematografideki gelişmemişliği ile bile bu film mükemmellikten düşer. Ve sırf Superman’in yerleştiriliş şekli ve de genel ruhsuzluk ile de baş yapıtlıktan düşer. Daha detayına gerek yok. Tartışılacaksa o da bu vasatın üstü müdür ? Altı mıdır ? Tartışmasıdır benim açımdan.

Snyder’ın kariyeri ortada, DCEU ortada, DC Comics ortada. Hype treninden memnun olana lafım yok. Keyifleri bilir. Snyder hayranlarına da lafım yok. Fanatizm oldum olası bir hastalıktı ve geçmeyecek bunun için kimseye bir şey diyemem.

Ancak Snyder kurtardı, bu bir baş yapıt, mükemmel falan. Üzgünüm ama gelişin de gelin demek zorundayım. Öyle bir şey yok. Yani ölümü gösterip hastalığa razı edince, hasta olmak sağlıklı olmak kadar iyi olmuş olmuyor. Bilmem metaforu anlayabildiniz mi ?

Puanlama:

Bu kısımda iki şekilde ele alacağım bu film 6 bölümden oluşuyor (kısa epilog kısmını saymazsak) ve zamanında film 6 bölümlük dizi olarak gelecek de denilmişti. Hatta Snyder’da buna yakın idi ancak bazı hukuki açmazlar sebebiyle riske girmeyip 4 saat ful film olarak yayınlatılması gerektiğini desteklediğini söylemiş.

Bu filme bir televizyon dizisi gözüyle bakarsam (dünyanın en pahalı dizisi olacağı gerçeğini bir kenara koyacağım çünkü öyle olursa f/p’den 0 alır.) ya da bir filmin DVD / Bluray CD’îndeki Director’s Cut ya da Ultimate Edition hali gibi bakarsam. Yani bir sinema filmi gibi değil de böyle daha özel oturum için ya da platform için yapılmış bir şey gibi düşünürsem f/p kısmı hariç dediğim gibi vasatın oldukça üzerinde bulurdum. İzlediğim pek çok fantastik ya da bilim kurgu dizisini sollardı. Diğer pek çoğu da onu sollayabilirdi ancak neticede beni tatmin ederdi.

Ancak buna bir DCEU filmi hatta daha genel tabiri ile bir fantastik bilim kurgu aksiyon filmi olarak bakacaksam (hemde 300+70 M dolarlık) eminim ki bu 4 saat hunharca kırpılacaktı ve taş çatlasın 2.5 saat olacaktı. Bu nokta da kopukluk ve de plot boşluğu, özensizlik açısından Wheadon’dan çok ama çok farklı olmayacaktı. Daha eli yüzü düzgün, daha ciddi ve daha iyi müzikli hali olacaktı.

Bu şekilde bakarsam eğer bu film gene vasatın altında kalacaktı. Bu kesin gibi bir şey çıkan içerik miktarı düşünülürse.

Tv/Platform Mini Dizisi gibi düşünürsem: 68/100
Olası Kırpılacak bir Sİnema Filmi gibi düşünürsem: En iyi ihtimal 60-62/100 olur

Puanlar ileride tekrar izlemeler ile farklı incelemeler gözlemlemek ile değişebilir ancak ilk intiba olarak bu puanlamayı yaptım. Beni tanıyanlar 68’in düşük bir puan olmadığını bilirler zaten. 55/100 notlar benim açımdan “nispeten izlenebilir” filmlerin başladığı puandır. Buradan anlayın.

Snyder havalı ve spektaküler kareler yaratmayı biliyor ancak maalesef bir hikaye anlatıcısı yani “storyteller” değil. Vizyoner falan hiç değil. Aşırı stilize edilmiş spektaküler şotlar almak ile bütün bir resmi anlatmak ve bunu yaparken de güzel göstermek arasında uçurum var. Ancak bu nüans hep kaçırılıyor.


Ayrıca neden Snyder sanıldığı gibi bir vizyoner, bir mesih, dahiyane bir yönetmen değil bununla ilgili bir iki yabancı video essay ve makale var (akademik değil elbette) onları da paylaşmak istiyorum ki bu kanımın daha da derinden anlamak isteyen ya da benzer fikirlerde olup da tam emin olamayan (ve de ingilizce bilen) arkadaşlar araştırma yapabilirler diye.

Why do people like Zack Snyder even though he’s ruining the DCEU? (Quora Sorusuna Çok Detaylı Bir Cevap)


Bizden bu kadar umarım skoru ve sonucu beğenmediyseniz bile genel olarak değerlendirmeyi beğenmişsinizdir eğer fikir ayrılıklarınız ya da katıldığınız fakat eklemek istedikleriniz varsa bizlere sosyal medya hesaplarımız, forumumuz ve de bu makalenin altındaki yorumlar bölümünden fikirlerinizi bildirmekten çekinmeyiniz.

Okuduğunuz için teşekkürler.

Utkan Aktaş Yazar:

2 Temmuz 1987 doğumlu olan Utkan genç görünümlü bir ihtiyar olarak iki üniversitede bulamadığı aidiyet ve de yaratıcılık hissini dans, yazarlık, kurgu gibi pek çok diğer sanatsal uğraşıda buldu. Şimdilerde ise Kahraman Baykuş olgusunun kurucularından ve de yazarlarından biri olmaktan son derece memnun bir adam olarak tanınmakta ...

5 Yorum

  1. Kiriku13
    31 Mart 2021
    Yanıtla

    Çok güzel bir yazı olmuş, teşekkürler.

  2. 1 Nisan 2021
    Yanıtla

    Açıkçası ben filmi beğenenlerdenim. Bir kere bu senaryo ve karakterleri, daha doğrusu o dünyaya dair içeriği anlatmak için 2 saatin yetmeyeceği, yetemeyeceği ortaya çıktı. Whedon’a çok da suç bulmamak lazımmış. Belki en başından anlaşılsa ve süre konusunda esneklik sağlansa o da güzel bir çıkarırdı. Esneklikten kastım, sinema gösterimi açısından ele alındığında ve izleyenleri tatmin etmesi gerekliliği de ortadayken iki bölüm halinde sunulması gerekiyor bu filmin. Tam da bu sebeple 4 saat karakter gelişimleri, hikayenin seyirciye detaylandırılarak aktarılması konusunda doyuruculuk anlamında zirve yapmış. Lakin bu düzeyde bir filmin bazı sahnelerde görsel olarak zayıf kalması kabul edilebilir değil. Filmin bu tarafını ele aldığımda, en azından bıyıkları silinmiş bir Süpermenden ve o garip acınası tipli Steppenwolf’dan kurtulmuş olmak bir nebze de olsa içimi ferahlattı.
    Wonder Woman’ı beyaz perdede ilk gördüğüm an olan, BVS filmindeki gibi, savaşçı bir kadın olarak görmek keyif verdi. O 1984 saçmalığından sonra ilaç gibiydi.))) Zira BvS’de Doomsday ile savaşmak için sahneye girişi, o muazzam gazlayıcı müziği, savaştan zevk aldığını gösteren yüz ifadeleri ve asla yılmaması güzel detaylardı. Bu filmde de gerçek bir Amazon kadını seyretmek keyif vericiydi. Şu arkada çalan müzik offff((((
    İlk filmde Cyborg için “bu ne ya, ne kadar zorlama bir karakter” demiştim ama özür diliyorum.)))) Abartmak gibi olacak ama Cyborg neredeyse filmin ta kendisiymiş. Süpermen konusuna gelecek olursak ben daha çok Christopher Reeveli Clark Kent hayranıyım. Zack’in dünyasında o Clark Kent’e pek yer yok ve benim için üzücü bir detay bu. Adam süpermeni delirtmek çin elindeki bütün kozları kullanmak niyetinde ya umarım çok da fazla delirtmez)) Filme puanım 8.

  3. Mehmet
    3 Nisan 2021
    Yanıtla

    Yok hacı, şunu anladım ki bir Lynda Carter imkansız artık. Bu havalı, entelektüel ve bilgi dolu mükemmel girişimi yaptıktan sonra konuya geleyim. Filmi iki şekilde değerlendirmek istiyorum, ilki diğer film hiç olmamış ve bunu da mini dizi olarak izliyormuş gibi, diğeri ikisini de izlemişim gibi. Yani normal yorumum.

    Öncelikle film güzel, tabii ilk başlarda Sasukenin Hax yetenekleri gibi saçma sapan puanlara çıkan film o kadarını haketmese de bence IMDb olarak 8’e yakın bir puan kabul edilebilir. İzleyin izlettirin işte. Bu ilk kısım için olan yorum, işte bu kadardı. 😀

    İkincisine geçersek;

    Cyborg filmde hayat bulmuş sanki, adamın o kadar ağlaması boşuna değilmiş. Aynısı bana olsa namus meselesi der ilk yönetmeni vu… İlk yönetmene kızardım kardeşim neden böyle yaptın şimdi diye. Ayıp değil mi? Resmen karakter filmde olayı olan, temeli daha sağlam bir karaktere dönmüş. Çok sevdim ve sevindim.

    Flash her ne kadar komik ve çaylak halini güzel yansıtsa da bu hali çok daha iyi. Adam olmuş bizimki. Flash koş, arabanı çiziyorlar.

    Superman ne la öyle? Dark Superman daha dost canlısı daha sevecen. Bruutal ile kahvaltı yapmayı buna yeğlerim. Sanki ek iş olarak seri katillik yapıyor öyle bir surat, ha bıyık faciasından kurtulduk ama bu sefer bütün yüze yansıyan daha büyük bir facia bizi buldu, ruhsuzluk faciası. Benim bildiğim her ne kadar bana çocuksu gelse de Superman takımın bir nevi destekçisi aslında, yani bir şeyi yapamıyorum dediğin anda “Yaparsın koçum” tadıyla yaklaşan, her yardımına ihtiyaç olduğunda dibinde biten bir çeşit Mesih.

    Güç seviyesi daha kabul edilebilir hâle geldi tabii, bir önceki filmde Steppenwolf ile alay ediyordu, şimdi aşağılıyor. Hâlâ adamın yüzünde “Bunu mu yenemediniz, Allah belanızı versin” ifadesini seçebiliyorum. Yine de daha oturaklı gücü vardı. Ama en sevdiğim itemlerden olan “Black Solar Suit” tam olarak ne işe yaradı şimdi? O kadar konuştular yeni kostüm için, izin çıkmayınca efektle siyah yaptılar da ne için. Adı bile geçmedi, bir kişi bile Superman’e ” Kanka Siyah yakışmış ha ama güneşte çok yakar da gerçi senin için sıkıntı yok” demedi. O kadar parayı vermeye gerek yoktu. Gerçi adamın ruhunu çektik, elbisesinin de ruhunu çekelim bari dediyseler bir şey diyemem.

    Wonder Woman, ikinci filmde sadece kadınları kurtarayım, erkekler ….. yesin banane modunda dolaşan Wonder faciası beni kendisinden bayağı soğutmuştu, bu filmde de önceki hâline göre pek bir fark göremedim, ama iyiydi ya, bir de habire zılgıt çekmeyeydi.

    Batman çok değişikliğe uğramamış, uğradığı yerlerse zaten kötü olmayan yerlerdi bence. Ama biraz daha iyi olduğu yerler de vardı, Superman karşısında önceki gibi teq yememesi, az buçuk hazırlıklı gelmesi daha iyi olmuş gibi.

    Aquaman zaten hemen hemen aynı, gerçi suyu durdurmaya çalıştığı yerde arkadakiler kaçacak yerde onu izleyince kesin sövdü, eminim ya illa ki sövmüştür. Ben sövdüm mesela. Siz de sövün.

    Filmi bir yerde takdir etmek lazım, dünya sinemasına …..’s cut ismini kazandırmak ne bileyim, cut olayı benim bildiğim yönetmen önceki filmi alır, LEGO gibi baştan sona başka türlü dizayn eder, olayı budur, bu yüzden Nuri Bilge Ceylan’s Cut diye bir şey yok mesela. Ama burada bildiğin aynı filmi tekrar…. öyle işte, helal olsun koca yürekli WB.

    Gelelim sana Zack Efendi, sen ne biçim adamsın? Herkes başladı Zack şöyle harika böyle harika, lan bununla ayni fırsat ve ortamda ortalama bir yönetmen bile aynı işi yapardı. Hatta daha iyisini yapardı, çünkü aptal saptal slowmotionlar, zılgıt sahneleri başkasının aklına gelmez ve film daha iyi olurdu. Daha da kısa olurdu, slowmotion olmasa yarım saat daha kısa olacak film. Öyle bir Zack Snyder. Sonraki filmleri de çeksinmiş, aynen kanka, kim Batman’a “Hamileyim ama sinden değil, Zuppermandan, ama aramızda kalsın, kırkı çıkmadan işi pişirdiğimizi bilmesin ha” diyen Louis görmek istemez ki? Ben istemem mesela, siz de istemeyin bence.

    Demem o ki Synder sınıfta kalmış ve ortalama bir yönetmenin yapacağından daha büyük iş yapmamıştır. Christopher Nolan nerede, bu Hızlı Çeksene Ulan nerede? Bir de utanmadan ek bütçe istemiş, sen diyanet misin kardeşim?

    Demem o ki film güzel, ama daha kısa olsa, önceki filmde iyi yapılıp bu filmde olmayan sahneler de olsa, şu zılgıt olmasa ve bazı gereksiz ve kalitesiz CGI sahneleri yerine kostüm kullanılsa bu film hakikaten kaliteli olurdu. Benim puanım 7.8 /10

    Yazı için de teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir