MARTIAN MANHUNTER
Kısa Bilgi: Martian Manhunter Kimdir ?
J’onn J’onzz, Beyaz Marslılar ile Yeşil Marslılar olarak bilinen Mars gezegeninin iki ırkı arasında gerçekleşen savaştan geriye kalmış yaşayan son marslıdır (en azından öyle sanılıyordu.) . Dünyadaki bir bilim adamının bazı araştırma ve deneylerinin sonucunda J’onn J’onnz dünyaya ışınlanır. bBrada dünya ve üzerinde yaşayan insanlar, dünyalıların hal, hareket, tavır, alışkanlık ve duyguları ile empati kurar. İlk başlarda laboratuvar faresi muamelesi gören J’onn J’ onzz daha sonra ilk fırsatta suçla savaş konusunda diğer kahramanlara ne kadar faydalı olduğunu kanıtlamıştır. Sivil hayatında bir süper kahraman ve Adalet Birliği‘nin yuvası olan Gözlem Kulesinin müdürü iken. İnsanları öğrenme adına kılık değiştirerek onların arasına sızdığı gizli dünyasında bir detektiftir. Dünyalı adı kendi ismini çağrıştıran John Jones olmuştur. Kahraman adı ise Marslı İnsan Avcısı yani Martian Manhunter.
KÜNYE:
Ait olduğu çizgi roman evreni: DC Comics
Bulunduğu Takımlar: Justice League, Justice Leauge İnternational, Black Lanterns, Martian Secure, Storm Watch, Batman’s Legion, Batman & Outsider, A.R.G.U.S, Darkstars, Green Martians,
Karakterin Yaratıcıları: Joseph Samachson ve Joe Certa
Çıkış Tarihi: Kasım 1955
Marslı İsmi: J’onn J’onzz (Okunuş: jan jons fakat bazı daha yöresel tavırlı çevirilerde ja-an jo-unz da olabiliyor)
Dünyalı İsmi: John Jones
Kahraman Benliği: Martian Manhunter
Uzmanlıkları: Maceracı, Detektif, Super Kahraman, Mars Elçiliği
Irk/Vatandaşlık: Yeşil Marslı/Mars
Boy: 2.00-2.02 metre
Kilo: 136 kg
Saç/Kıl: Yok
Göz Rengi: Kırmızı / Kızıl
Ten Rengi: Yeşil
Yaratıcıları: Joe Serta, Jack Miller & Joe Samachson
Lakap ve Ünvanları: Big Green, The Alien Atlas, Jade Warrior, M.M, J.J, Brainwave, vs vs vs
Üsleri: The Watchtower ve Ay
Köken ( Origin) Hikayesi:
Martian Manhunter, ilk başlarda diğer süperlerin dergilerinde boy gösterdi, sonradan kendi dergi sayılarına kavuştu. İlk olarak 1955 yılının Kasım ayında Detective Comics‘in bir Batman sayısında kendine yer buldu.
1955 yılında marslı teknolojilerini araştıran bir bilim adamının (Dr: Saul Erdel) deneyi sonucu Mars’tan Dünya’ya çekildi. Mars’ta da düzeni sağlayan ve kurtuluş için çalışan Yeşil Marslılardan biri idi. Fakat, büyük soykırım sonrası kendi ırkının son temsilcisi olarak, yaşam kalmayan Mars’tan bu deneyin getirdiği şans ile ayrılır J’onnz. İlk başta bu uzaylıya herkes düşman gözüyle bakar. Kilit altında tutulur yer yer işkence bile edilir. Buna rağmen Büyük Yeşil asla insanlığa kin tutmamıştır.
J’onn, her zamanki gibi kibarlığı ve adilliğini korur ve kısa zamanda diğer süperlerin ve de dünya halkının güvenini kazanır. Normal yeşil marslı görünümünü daha insancıl bir hale getirir rengi yeşildir ama kostümü Mısır ve Roma esintileri taşıyan laciverte yakın mavi, yer yer bakır rengi ve kırmızı ile desteklenir. Böylece ondan korkan kötülerin ona takdığı Marslı İnsan Avcısı yani Martian Manhunter kahraman kimliğini edinir. Dünya da ise John Jones adıyla bir detektif olarak çalışmakta ve bu konuda da gayet başarı sergilemektedir. Gizlenmesi gereken zamanlar bu kimliğine bürünür (kimi hikayelerde zenci kimilerinde ise beyazdır).
J’onn, dünyada büyük güçlerini adalet ve huzur adına kullanmaktadır. Yıllar içerisinde kılık değiştirme yeteneği de sağ olsun detektif, ajan, diplomat, elçi, ulak ve süper kahramanlık gibi bir sürü işe el atmıştır. Tabi Earth One, Prime Earth vede Yeni 52 uyarlamalarının hepsinde kökenleri ve rolleri bazı ayrılıklar ve farklılıklar gösterebilmektedir. Ben sadece en temel versiyonunu anlatıyorum a dostlar.
Onsuz bir Adalet Birliği(Justie League) düşünülemez, Gözetleme Kulesinin(Watchtower)( dünya yörüngesinde uzun süre halktan gizli tutulan süper kahramanların dünya dışı tehlikelere karşı oluşturdukları sığınak ve karakol denilebilir) komuta zinciri ve işleyişi genellikle J’onn’dan sorulur. Bazı ekstra senaryolar ve yazar denemeleri hariç J’onn genellikle en güvenilir ve en kullanışlı takım arkadaşlarından biridir diyebiliriz. Öyle ki karakter ile birleşmiş olan bu tutum sonucu “Adalet Birliğinin Temeli” , “Adalet Birliğinin Kalbi” gibi unvanlara layık görülmüştür.
Tıpkı Batman gibi bir JLA(Justice League) görevi sırasında(Final Crisis vakasında) başlayan olaylar silsilesi sonucu Dr.Light tarafından yakalanır ve bir başka bir süper kötü olan Libra tarafından insan alevi ile bıçaklanır ki alev bizim marslının o zamanlar tek zayıf noktasıdır. Hali hazırda uzun soluklu bir savaş sonucu yorgun düşmüş olan marslı üstüne üstlük, dövüşün sonunda son bir büyülü alev patlaması sonucu son dakikalarını yaşarken; tüm lige telepatik bir mesaj göndermeyi başarır. Daha sonra her kim o olay ve günden sonra ne vakit uykuya daldı ise Jonn’un onlarla geçen yıllarını John’un marsta ki hayatını ve benzeri anılar ve nasihatlarla dolu bir mesaj görür. Tüm Lig yasta ve şoktadır. Hüzünlü bir ölümdür. Ancak o da çoğu süper kahraman gibi geri döner.
Gerek Justice Leage Animasyon serisinde gerek seksenli ve doksanlı yılların çizgi romanlarında çokça popüler olan bu karakter. New 52 ve Rebirth gibi dönemlerde çok göz ardı edilmiş hatta evrende düzgün bir yer bile verilmemiştir Bu da hayranlar tarafından (en azından benim) oldukça tepki gösterdiği bir durumdur.
New 52 sürecinde Stormwatch ve JSA ekiplerinde başlamış ve karakterin kökeni ve ilişkileri adına çok büyük bir değişiklik yapmışlardır. Fakat kişiliği vede temel figürü, güçleri aynı kalmıştır. Ancak Rebirth Döneminde enteresan bir biçimde henüz adı dahi geçmedi (neredeyse).
Karakterin Önemi ve Mirası:
New 52 ile beraber afro-amerikalı karakter gündeme getirme hassasiyeti sebebiyle eskiden Teen Titans takımının kurucularından olan Cyborg, Adalet Birliği kurucularından biri oldu ve bu ben dahi pek çok sadık DC Comics takipçisini rahatsız etmişti çünkü Martian Manhunter değil sadece siyahileri, dünyadaki tüm azınlık olan ve ötekileştirilmiş ırkları temsil edebilecek şekilde yaratılmıştır. Karakterin alegorisi budur. Hatta bu sebepten dolayı diğer tüm Adalet Birliği kurucularının temsil ettiği bir erdem olması durumu Martian içinde geçerlidir ve onun temsil ettiği olgu “empati” olarak adlandırılmıştır.
Martian Manhunter, kendi dünyasında bile ırklar savaşından muzdarip olmuş biriydi. Dünyaya geldiğinde ise bir uzaylı, tamamen bir yaratıktı. Diyebilirsiniz ki Superman de uzaylı o neden böyle bir role vakıf değil. Superman tıpatıp insanlara benziyor hemde beyaz batı erkeğine. Yani günümüz dominant ırkı (en azından şimdilik böyle yönlendirilen) öte yandan Martian Manhunter koca yeşil bir yaratık, ayrıca Superman milliyetçi ve tanrı inancı gelişkin gerçek bir amerikan çiftçi çifti tarafından büyütüldü. Bir ailesi vardı.
Martian Manhunter öyle bir karakter ki hem güçler ve beceriler hemde köken hikayesi ve motifler olarak Superman ve Batman’in karışımıdır. Gözlerinin önünde karısı ve kızını kaybeden yitik bir aile adamı tıpkı batman gibi, fakat aynı zamanda evinden çok uzaklaşmış bir yabancı, bir uzaylı.
Ve J’onn’un bir şekil değiştiren olmasının güzelliği şurada yatıyor o her türlü azınlığı, soy kırımı, dışlanmışlığı ya da ötekileştirmeyi temsil edebilir. Amerika Yerlileri okuduğunda Marslı’da kendilerini görebilirler, Eskimolar, Meksikalılar, Afrikalılar, Uzak Doğulular vs vs.
Nitekim, Cyborg’u katarak Adalet Birliğine teknolojik bir karakter ve bir afro-amerikalı katıınız ancak Martian Manhunter’ı çıkararak kaybedilen şeylerin yanında devede kulak diyebiliriz.
Batman, gizli notlarında onu “Clark ve benim karışımım” olarak tasvir etmiştir, nitekim yeterli fırsat verilir ve ortam sağlanırsa DC Comics’in en önemli bir kaç karakterinden biri olmak adına her türlü materyale sahip ayrıca tek bir ırkın samimiyetsiz bir sembolü olmaktansa tüm ötekileşenlerin ortak sembolüdür bu yüzden mantrası, mottosu, sembolize ettiği olgu “Empati” olarak belirlenmiştir.
Martian Manhunter’ın kurabiyelere olan düşkünlüğü de onun ne kadar bağ kurulabilir ve tüm o kompleks yapısı ve geçmişi altında aslında ne kadar basit zevk ve hazlara sahip olduğunu göstermektedir. Öyleki yukarıda bahsettiğimiz gibi Martian’ın ilk ölümünde Batman tabutunun yanına bir adet çikolatalı kurabiye bırakmıştır.
Daha nice böyle takım ruhu, arkadaşlık ve sevgi temalı sahneler J’onn’un merkezinde olduğu Adalet Birliği hikayelerinde (Terror Incognita ya da Final Crisis gibi ve daha pek çokları) ve de 2001 yılı çıkışlı Justice League adlı çizgi dizide bizlere yaşatılmıştır. Boşuna lakabı “Adalet Birliğini Kalbi” değildir.
Güç Ve Becerileri:
Superman, Flash, Yeşil Fener, Lobo, Cap. Atom, Cap. Marvel vs gibi ağır topların hepsinin saygısını ve sevgisini kazanmıştır tabi korkularını da öyle. Martian Manhunter yenilir yutulur bir Süper Kahraman değildir. Nazik ve barışsever tutumu onu biraz tutuk gösterse de ahlaki sınırlarının dışına çıkmış ve karşı tarafın yok edilmesine ya da elemine edilmesine odaklanmış bir M.M (hemen hemen her DC süper kahramanında olduğu gibi) çok çok büyük güçlerle baş edebilir.
Öyle ki Superman’e göre yeryüzünde ki en tehlikeli kişi olan Batman, aynı tanımlamayı Martian Manhunter için kullanmıştır. Keza yine Superman gibi biri bile Dünyadaki en güçlü varlığın J’onn J’onnz olduğunu dile getirmiştir. Ve şu dünya yüzeyinde karşılaşmayı en son isteyeceği kişinin J’onn olduğunu söylemiştir.
Peki nedir Martian Manhunter’ı bu kadar güçlü yapan özellikler. Açıkçası kendisi Superman’in sahip olduğu her özelliğe bir tık alt seviyesinde sahip olması ile beraber bunun üstüne; Telekinesi, İyileşme, Şekil Değiştirme, Empati Güçleri, Saykik Becerileri, Telepati, Geçigenlik, Görünmezlik, İlüzyon yaratma, Astral Beceriler, Esneklik, Süneklik, Canlıların beden ve zihinlerini ele geçirme, Beden ve boyut manipülasyonu, Teknopati gibi pek çok diğer beceriye sahiptir. Şunlara bi bakalım;
Esneklik/Kıvraklık:
MM(Martian Manhunter) , uzayabilir, sünebilir, kıvrılabilir ve bükülebilir. Bu konuda da hemen hemen sınır tanımaz.
Patlayıcı Güç/Işın:
Gözlerinden ışın çıkarabilen J’onn başka türlü ışınsal ya da psijik patlamar yaratabilir. Bu gözlerinden çıkan ışınlara da Marslı Bakışı (Martian Vision) denir ve tonlarca TNT patlamasından daha güçlüdürler.
Kılık/Görüntü ve Şekil Değiştirme:
John’ın bedeni vede onun organik değişime sahibi kıyafetleri sayesinde her şekil ve kılığa girebilir hayvan, uzaylı, nesne ya da insan. Görünmez olabilir, Hayalet ya da sadece kişi zihnindeki en korkunç imajlara bürünebilir. Cüssesini devasa boyutlara çıkarabilir.
Yoğunluk ve Kütle Kontrolü:
Vücut yoğunluğunu değiştirerek nesneler içerisinden geçebilir, Nesnelerin içlerine girebilir, istediği anda da yoğunlaştırabilir ki bu onun en iyi güçlerindendir. Tamamen geçirgen olabilir. Vücut büyüklüğünü ya da herhangi bir uzvunun uzunluğunu, büyüklüğünü değiştirebilir hem de eforsuz bir şekilde. Ayrıca Moleküler Yapısında %100 kontrole olan Martian Manhunter aynı zamanda kendi bazında, kendi atomik yapısı üzerinde aslında bir madde manipulatörüdür.
Uçma ve Süper Hız:
Gerek hava da gerek kara da MM son derece hızlıdır elbette bir Flash ya da Superman değildir ama onlara çok rahat ayak uydurabilecek seviyedir. Bir Uzay Aracını takip edip aynı zamanda Martian Vision ile kilitlenmiş olduğu bir anında ışıktan 8 kat daha hızlı gittiği belirtilmiştir.
Uçma gücünü Telekinesiye borçludur. Aslında Martian beyin gücünün ne denli karmaşık ve güçlü olduğunun bir göstesidir diyebiliriz. Işık hızının 8 katı J’onn için sınır değildir bu arada bunu belirtelim. Onu örnek olarak verdik çok daha hızlı anları var.
İyileşme ve Zarar verilemezlik:
Esnek cildi ve geçirgen bedeni sayesinde çok yüksek de bir iyileşme kapasitesine sahiptir. Öyleki çizgi roman evrenleri içerisindeki en iyi kendini yenileme ve iyileşme güçlerinden birine sahiptir. Öyleki Deadpool ya da Wolverine baya amatör kalır. Ayrıca çok güçlü ve dayanıklı bünyesi ile kolay kolay zarar verilebilir bir karakter değildir. Yeniden iyileşme ve birleşme konusunda da kendi evreninde tek rakibi Lobo gibi bir Kzanaryalıdır. Martian hücrelerinden sadece bir kolunu dahi oluşturabildiğinde bilincini avuç içine taşıyabilmiş bir yaratıktır.
Buz nefes:
Tıpkı gözlerinden çıkan ışınlar gibi bu da Superman ile yapılan bazı cross-over işler sonucu kimi zaman kullandığı bir gücüdür.
Zeka ve Algı Seviyesi/Liderlik
Telepat olması, farklı dünyalar görmüş olması, konuşulan dilleri kopyalayabilmesi ve çok uzun yıllardır üstün bir ırk olmanın, dünyada yaşamanın verdiği birikim, tutum ile John’u kendi evreninin en Zeki ve Algısal olarak en donanımlı karakterlerinden biri yapıyor. Bir çok kez Adalet Birliğinin kaptanlığını yapmıştır. Adalet Birliğinin 7 onursal üyesinden biri olarak emrinde pek çok süper kahramanın savaşa girmişliği vardır.
Ayrıca süper görüşe de sahiptir, normal birinden yüzlerce kat daha iyi bir görüş açısı ve görüş seçiciliğine sahiptir. İnsan 5 duyuya sahipken Yeşil Marslılar dokuz duyuya sahiptir. Hatta bir sayıda Martian Manhunter’ın bu rakamı ona çıkardığı iddia edilmiştir.
Dayanıklılık ve Kuvvet:
Çok dayanıklıdır, yorulmaz, terlemez, acıkmaz, susamaz, yeri gelir hava bile tenefüz etmez. Çok üstün bir ırk, bünye ve yaşam formudur kendisi. Süper Kuvvet sahibidir. Ne seviyede mi ?! Superman’in bir tık altıdır.Etrigan,Shazam,Lobo seviyesinde (ya da üstü) denilebilir. Ayrıca silahsız dövüşmede uzmandır.
New 52’de nispeten zayıflığı olan güneşin (zayıflığı güneş değil ateş/alev) çok yakınında iken bile Superman ile beraber Jupiter’den daha büyük dünyadan yaklaşık 30 kat büyüklüğünde devasa bir organik uzay gemisini yörüngeden itmişlerdir. Bu feat için gereken kuvvet alışık olmadığımız onlarca sıfır dolu rakamlara tekabül eden megatonluk kuvvetlerdir. O derece kuvvetlidir. Yüzler, binler, on binler hatta yüzbinlerce ton ağırlık onun için bir efor ürünü bile değildir.
Telepati/Telekinesi/Psişiklik:
Zihin okuyabilir, kilometre bazından tutun galaktik mesafelere kadar zihin taraması yapabilir, hipnotize edebilir, İnsanları istediği şeyi yapmaya razı edebilir. Telepatik zihinsel iletişim ağı sağlayabilir hatta yüzlerce adamı bu frekansa bağlayıp kilometrelerce uzaktaki takım arkadaşı ile bağlantı kurabilir. Sorgulamada da çok iyidir. Nesneleri Telekinesi ile kaldırabilir, yönlendirebilir. Beyin yıkayabilir ve beyin patlaması denilen saldırısı ile rakibin beynini(hiç tercih etmediği saldırısı) lapaya çevirebilir.
X-Men‘den Professör-X yani Charles Xavier’in Cerebro aracı ile anca beşte ikisini yapabildiği tarama kendi tek başına %100 yapabilir. Tüm bu yeteneklerini amaçları doğrultusunda bir arada, ahenkle ve uyum ile çok hızlı ve net bir şekilde aynı anda kullanabilir bunlardan ilişkili kombolar ve saldırılar uyarlayabilir kendisi.
Tanrısal varlıklardan, enerji bazlı varlıklara, mistik kaynaklardan, tanrılara, ya da Joker ve Batman gibi evrenin en karmaşık zihinlerine kadar J’onn J’onnz ‘un telepatik yeteneklerinden nasibini almayan kalmamıştır.
Zayıflığı:
Yazının pek çok yerinde Marslılar ve onların ateşe olan hassasiyetlerinden bahsettik , hatta MM’in büyülü bir alev ile öldürüldüğünden de fakat bu sizi yanlış yorumlara itmesin. Elime meşale alır Martian Manhunter’a dalarım diye düşünmeyin bu kriptonit etkisi ile pek aynı şey değil çünkü. Bu Mars ırkına Marsın savaş tanrısı H’ronmeer tarafından özellikle Manhunter sınıfından olan savaşçılara aksettirilmiş bir lanetin sonucu olan bir durumdur (öyleki telepati gücü elinden alınan Marslıların ateşe olan zayıflıkları kalkar.). Fakat yeterince sağlam iradeniz varsa buna dayanmanız mümkün ve Martian Manhunter bunu defalarca kanıtladı. Gerçekten odaklandığı takdir de bu engeli dahi aşabilmektedir. Nitekim bunu Superman’in büyü gücüne olan zayıflığına benzetebiliriz. Aslında Superman, büyü gücüne zayıf değildir, büyü gücü zarar verebilme yetisine sahiptir ama bu tamamıyla bir zayıflık değildir. Ateş ve Martian Manhunter ilişkisi de daha çok böyle onu direkt öldürmüyor ancak ölümcül yaralar verebilmek için gerekli şartları sağlamaya yardımcı oluyor gibi.
Martian Manhunter, DC Comics‘in titanlarından biridir. Her ne kadar çoğu hayrana göre potansiyelini yeterince gösterilemediği düşünülse de bugün olmuş DC Evreni için hala önemli bir figür. J’onn karkaterini bir türlü bir yerlere koyulamamasının bir nedeni de onun Superman gibi bir karakteri gölgede bırakabilecek olmasıdır. MM’i serbest bırakmak ve ona seri vermek Superman ve Shazam gibi ağır topların popülerliğinin düşmesi ve hatta Superman’in en güçlü kahraman ünvanını J’onn a kaptırması demek olduğunu çoğu kişi tahmin etmektedir. Buna rağmen J’onn J’onzz diğer adıyla Martian Manhunter DC evreninin en sevilen kahramanlarından biri olmak ile birlikte belki de en az hater sahibi olan karakterlerden biridir denilebilir.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Derleyen:Utkan Aktaş
Kaynaklar: DC Comics Yayınları, Comicvine,DCwikia, Wikipedia
Bu yazıyı yazar ya da sitenin adı belirtilmeksizin, sorgusuzca farklı platformlarda paylaşanlar hakkında hukuki işlem talep edilecektir. Tüm Hakları Saklıdır. kahramanbaykus.com
Uzun yıllardır sıradan bir fantastik film severim, lakin kısa bir zamandır da çizgi roman evrenlerini araştırıyorum. Bir fan olmamakla beraber sanırım süpermeni daha fazla sevmem sebebyle dc tarafını biraz daha takip eddr oldum ve bu süreçte MM karakteri dikkatimi çekti. Ayrıntılı bilgi için teşekkürler.
Utkan Aktaş wins, Friendship
^^