Wonder Woman
Kısa Bilgi: Wonder Woman Kimin Nesidir ?
Savaşçı bir ırk olan amazonların, prensesi olarak dünyanın en kudretli ve de becerikli savunucularından, kahramanlarından biridir. Wonder Woman. Gerçek adı Diana olan Wonder Woman, ana akım süper kahraman çizgi roman kültürü için bir temel taşıdır.. Nasıl Superman ilk süper kahraman ve nasıl Batman ilk vigilante ve de gotik anti-kahraman ise, Wonder Woman da ilk kadın süper kahramandır. Feminen gücün sembolü olan Wonder Woman, diğer kadın karakterler için hep bir rol model olarak kalmıştır.
Kökenine gelince eski zamanlarda kilden yapılmış bir bebek figürü iken annesi Amazon Kraliçesi Hippoyltha‘ya verilen söz neticesinde tanrılar tarafından can verilen bir bebek olduğu anlatıldı Wonder Woman’ın kökeni olarak ancak New 52 ile birlikte Zeus‘un kızı olarak yarı tanrı, yarı amazon bir kimliğe sahip olmuştur kendileri.
KÜNYE:
Kahraman Adı: Wonder Woman
Gerçek Adı: Diana of Themyscira
Yayımlayan: DC Comics
İlk Çıkışı: Ekim 1941
Yaratıcıları: William Moulton Marston & Gardner Fox
ilk Sayı: Aralık 1941
Tür: Amazon – Yarı Tanrı – Tanrı
Cinsiyet: Kadın
Boy: İlk hali: 1.92m daha sonra 1.76m Crisis sonrası 1.79m New 52 ile beraber 1.81m
Kilo: İlk zamanlar: 80 kg daha sonraları: 58-60 kg Crisis sonrası 60-62 kg New 52 ile beraber 70-72 kg arası
Göz Rengi: Mavi
Saç/Kıl Rengi: Siyah
Vatandaşlığı: Themyscira
Memleketi: Themyscira
Yaşadığı Başlıca Yerler: Themyscira, Metropolis, Hall of Justice, Watchtower
Doğum Günü: Bilinmiyor
Bulunduğu Takımlar: Justice League of America, Justice League International, All Star Squadron, Amazons of Themyscira, Gods of Olympus, Justice League of Amazons, Justice League Europe, Justice League Task Force, Star Sapphire Corps, Super Firends, United Nations, vs vs
Unvanları: Justice League Kurucu Üyesi, Justice Society Kurucu Üyesi, Amazon Prensesi, Dünya Themyscira Elçisi, Dünyanın ve de Düzenin Koruyucusu, Doğruluk Tanrıçası, İlk Kadın Süper Kahraman
Ailesi:
Karakterin Köken Hikayesi // Origin:
Yaratılmış ilk kadın süper kahraman ve de çağlar boyu feminen gücün en büyük temsilcisinin geçmişine bir bakalım.
Altın Çağ zamanları ve de Gümüş Çağın başlarını bir kenara bırakırsak, genel olarak Wonder Woman’ ın iki ayrı köken hikayesi vardır, biri New 52 öncesi ve biri de New 52 sonrası olarak bahsedilir.
Fakat iki açıdan da Diana genel olarak; erkeklerden bağımsız, tanrılar tarafından kutsanmış, yüce savaş yetenekleri ile bezenmiş barışçıl Amazonların Cennet Adası’nda (Paradise Island daha sonra orijinal ismi Thmeyscria olarak anılır oldu.) yaşamaktadır. Ve de Kraliçe Hippolytha‘nın kızı olarak Amazonların Prensesi ve de en elit savaşçısıdır.
Ancak Dünya’ya gelişi ve de kahramanlık kariyerine başlangıç şeklinde ki değişiklikler yukarıda dediğimiz gibi Yeni 52 öncesi ve de sonrası olarak değişmektedir.
Tabi biz öncesi ile başlayalım fakat öncesinde de bir kaç farklılıklar var.
Gümüş çağ ortaları ile beraber, Wonder Woman , Annesi Hippoliytha’ nın kilden şekil vererek yaptığı bir yapı iken Tanrıların, Hippolytha’nın hizmetine ve imanına bir ödül olarak kile can vermesi ile (işte yumurtaya can veren rabbim hesabı 😀 ) dünyaya gelir. Böylece Diana, erkek katkısı olmadan dünyaya gelmiş en saf ve de kutsal Amazon olmuştur. Diğer Amazonlar ile beraber cennet ada Themyscira’da yaşamaktadır.
Daha sonra Steve Trevor adlı bir askeri pilot kaza eseri bu izole adaya düşer. Bu adamı tekrar erkekler dünyasına bırakmak ve de bin yıllar sonra tekrar Amazonları erkekler dünyasında temsil etmek adına bir büyükelçi seçme yarışması düzenlenir.
Diana’nın katılımı annesi Hippolytha tarafından yasaklanmıştır. Ancak Wonder Woman gizlice sınava girer ve 1000 yıllardır süre gelen Amazon becerileri (avcılık,zeka,kuvvet,hız,savaş kabiliyeti, zarafet) üzerine yapılan tüm yarışmalarda üstün gelerek en sona kalan kişi olmuştur. Birinci gelene elçilik etme görevi verildiği için Hippolytha sözünden dönemez ve Diana Amazonların büyükelçisi olmuştur, hali hazırda da en becerikli savaşçısıdır. Erkekler dünyasına giden yolculuğa başlamadan önce Steve Trevor’un memleketi olan Amerika Birleşik Devletleri‘ne, tamimiyle barışçıl sebeplerle geldiklerini göstermek adına, hem Amazon hemde Amerikan kültürünü yansıtan bir kostüm ve zırh tasarlanmıştır. Böylece bugün tanıdığımız Wonder Woman doğmuştur.
İşte ilk mitolojik vatanperver süper kahraman ve de ilk kadın süper kahraman böyle doğmuştur.
Ancak, 1986 yılına denk gelen ünlü Crisis on Infinite Earths vakası sonrasında, Crisis ile yenilenen evrende yeni bir kökeni oldu. Aslında Wonder Woman’ın kim olduğu ve nasıl dünyaya geldiği değişmemişti. Ancak, Amazonlar için çok daha detaylı, mitolojik ve gotik bir köken hikayesi oluşturulmuştu. Buna değinecek olursak eğer ;
Milattan önce 1200 yılında Yunan Tanrıları arasında bir oturum yapılmaktadır. Tartışılan konu ise nasıl erkeklerin(insanların) tanrılara olan inancı güçlendirilebilir ve de tanrılarını takip etmeleri sağlanabilir idi. Savaş Tanrısı Ares bunu zorbalık, savaş ve diretme ile, dikte ile yaptırabileceğini ön sürdü ancak diğer tanrılar buna karşı çıktı.
Artemis ise, erkeklere barış, huzur ve dürüstlük yolunda yaşamaları için rehberlik edecek yeni bir ırk oluşturmayı öne sürdü. Pek çok (özellike Tanrıçalar tarafından) tanrı tarafından destek gören bu görüşe All Father Zeus sırtını dönmüştür.
Fakat, Tanrıçalar bunun Zeus’un kibri ya da Ares’in öfkesine bırakılamayacak kadar önemli bir mesele olduğuna karar verirler. Ve Zeus onları yüzüstü bırakmasına rağmen, planlanan girişimi sürdürmüşlerdir hemde Zeus’un onayı ve kutsaması olmaksızın.
Daha sonra yeraltı dünyasında yeni ölmüş olanların ruhlarını cehenneme taşıyan Kanocu Charon‘ un yardımı ile Gaea‘ nın rahmine ulaşırlar (Gaea tüm tanrıların türediği ana tanrıdır, doğa anadır. Dünya’yı temsil eder. ) Orada , erkekler tarafından öldürülmüş, hırpalanmış, horlanmış kadınların ruhlarının Gaea tarafından korunduğunu keşfederler. Artemis, bu ruhları yetişkin kadın halleri ile Antik Yunanistan’a yollar. Ancak Afrodit geride tek bir ruh kaldığını görür. Böylece Tanrılarca yakın görülen yeni bir ırk Yunanistan’da serpildi. Tanrılar bu yeni ırka muazzam avcılık ve savaşçılık becerilerinin yanı sıra insan ırkına liderlik ve koruyuculuk etmeleri için gereken gayeyi de bağışlamışlardır.
Onları yeniden canlandıran bu Tanrılar tarafından Hippolytha ve Antiope lider olarak atanırlar. Menalippe ise kahinleri olmuştur. Böylece Amazon Medeniyeti kurulmuştur. Medeniyetlerinin hikayesi ve de Themyscira olarak bahsedilen yerleşkeleri insanlar ve başka efsaneler arasında şairane bir biçimde kulaktan kulağa yayılmıştır. Öyle ki bu hikayeler o sıralar Ares’ in kontrolünde (dolaylı olarak) şehirlere saldırılar düzenleyen Herkül‘ ün(Heracles) kulağına kadar gelmiştir. Ares ise bunu kendi planını reddedip, Zeus’ un kutsaması olmaksızın planlarını yürüten Tanrı ve Tanrıçaların oyununu bozmak için bir fırsat olarak görür.
Herkül, Amazon topraklarına yanaşır ancak Hippolytha tarafından çokta zorlanmadan mâlup edilir. Bunun ardından Herkül, Hippolytha’ya arkadaşlığını sunar ve de Amazonları müttefiği olarak gösterir. Ancak bunlar tasarlanmış birer yalandır. Ve süngülerini düşürdükleri, yelkenleri suya indirdikleri ilk anda da Herkül, Hippolita’yı zehirler ve de ordusu Amazon kadınlarına tüm güçleri ile saldırır.
Hippolytha, Antiope ve diğer sağ kalan Amazonlar esir olarak alınırlar. Esir olarak geçen bir kaç gün sonunda Athena, Hippolytha’yı hücresinden kurtarır ve ona barış ve huzura dair amaçlarını hatırlatır. Yani onlara intikam arayışına girmeyip, var olan gayelerine sadık kalmalarını söyler. Hippolytha, Athena’nın sözüne güvenir. Ancak, gözleri intikam açlığı ile kör olmuş Amazon Kadınları, Herkül ordusunda ki tüm erkekleri acımasızca katlederler ve akabinde Tanrılar görünür.
Tanrılar onlara verilen gayelere ihanet edip başarısız olduklarını söyler ve onları Cennet olarak adlandırılan bir adaya sürerler. Ve orada onlara yeni bir amaç verilir bulundukları adaya ve de insanların dünyasına gelebilecek her türlü şeytani kötülüğü cezalandırmaları söylenir. Ancak bu mecburi görevi hakkınca yerine getirerek ruhlarını arındırabilecekleri söylenir. Bu sebeple de kendilerine ölümsüzlük bahşedilir, ki ruhları arınana kadar görevlerine devam edebilsinler.
Böylece, Amazonlar o adada bir ulus oluştururlar ve bin yıl boyunca orada yaşarlar. Bu dönemde ise Amazonların Lideri Hippolytha , açıklanamaz gizemli bir özlem ve hasret hissi ile dolup taşmaya başlar. Sonunda bunu kahine danışır. Kahinde ona, tüm amazon kadınları içerisinde bir önceki hayatlarında öldükleri sırada hamile olan tek kişinin Hippolita’nın kendisi olduğunu ve de doğmamış çocuğunun annesini çağırışını duyumsadığı için bu ruh halinde olduğunu söyler.
Kahin’in tavsiyesine binaen, Hippolytha, gün doğumunda adanın sahiline koşar ve de kıyıdaki kilden bir bebek figürü yapıp gökyüzüne doğru uzatır ve ağlayarak, onlara yeni yaşamlarını veren Artemis’in adını haykırır. Bunu gören Tanrı ve Tanrıçalar ise Gaea‘nın rahminde, geride kalan son ruhun ayrılma zamanının geldiğine karar verirler. Ruh hızla (kimi anlatımlarda şimşek olarak) kilden forma intikal eder ve onu gerçek bir bebeğe dönüştürür.
Bu bebek, öyle bir bebektir ki Gaea’nın ödülü ile kutsanır yani yaşam ile. Ayrıca, Demeter, bebeğin inanılmaz kuvvetini, Afrodit güzelliğini ve seven kalbini, Athena bebeğin yüce bilgeliğini, Artemis ise avcının gözleri ve de yaratıklar ile hayvanlar ile uyumu , Hestia kızkardeşlik alevini ve ruhunu, Hermes ise muhteşem hızını ve uçma gücünü verir.
Hippolytha ise bu kutsal bebeğe, bir o kadar kutsal olan yüce amazon savaşçısı Diana’nın adını adını verir. Böylece sevginin ve mücadelenin ne olduğunu çok iyi bilen binlerce annenin içinde büyümüş Themyscira’ nın Dianası‘ nın efsanesi doğmuş olur. ( Ne Origin be ! )
____________________________________
Öte yandan New 52 ile beraber hem Wonder Woman hakkında hemde Amazonlar hakkında bilinenler çeşitli değişikliklere uğramıştır. Ayrıca, köken öyküsünün tamamı da anlatılmamıştır.
Anlatılan ve bilinenlere gelecek olursak; Amazonlar azalan sayılarını yeniden artırmak adına denizcileri kaçırıp onlarla cinsel birliktelik yolunu seçmişlerdir. Ancak çiftleşme sonrası erkek öldürülmektedir. Ancak Diana, kutsal bir tohum(döl) ile dünyaya gelmiştir. Babası, Zeus’tur. Bu babalık Hippolita ile ilişkiye girmesi ile mi yoksa orjinal originde ki tanrılarca kutsanmamı olarak olduğu bilinmemektedir.
New 52’nin ilk ayında yayınlanan “Zero Month” dergilerinde Wonder Woman kökenleri anlatılırken, odaklanılan şey Ares (üvey abisi) tarafından eğitildiği ve daha sonra Ares’e karşı isyan ettiği idi.Bu sebeple gerek Amazonlar gerekse Wonder Woman kökenleri tamamiyle gün yüzüne çıkmadı.
İnsanlar dünyasına geldiğinde (yine pilot Steve Trevor kanalı ile) ise bir grup tarafından Pentagon‘ a atak düzenleniyordu ve bunu engellemişti. Erkekler dünyasına uyum sağlama adına ise Barbara Minevra ‘dan yardım aldı.
New 52 dönemi sonları ve de Rebirth dönemine geçiş sırasında Wonder Woman kendisi ve de geçmişi ile ilgili daha önce duymadığı şeyler öğrenir. Themyscira’ ya ayak basan ilk çocuk olmadığı, bir abisi olduğu, geçmişinin yalan olduğu gibi ve Rebirth dönemi Wonder Woman hikayesi bu yalanın ardında ki gerçeği bulma yolculuğu ile başlar. Açıkcası ilk 6-7 sayısından sonra yoğunluk sebebi ile okuma fırsatı bulamadım ama güncele gelince buraya daha detaylı bilgiler ekleyeceğim ya da Rebirth dönemi Wonder Woman’ ı için ayrı bir yazı yayımlarım.
Karakterin Yaratılışı:
Wonder Woman’ın Çizgi Roman kültürünün altın çağı olarak bilinen en eski çağın başlarında ortaya çıkması onu en belirgin ve önemli bir kurgusal karakter yapıyor. Yaratıldığı dönemde ise tek kadın süper kahraman ve ilk kurgusal (çizgi romanlar için) esas kız yapıyordu.
Karakteri yaratan ve tasarlayan Psikolog William Moulton Marston bu karakteri yaratırken iki önemli motivasyon kaynağından destek almış diyebiliriz. Devrin (hem endüstriyel ve sosyal anlamda hem de çizgi romanlarda) erkek hegemonyası altında geçiyor olması idi. O Dönem içim konuşursak bu bahsedilen erkekler başlıca Superman, Batman, Robin ve de Captain America oluyordu. Marston buna feminen bir karşılık vermek istemişti. İkinci motivasyon kaynağı ise o dönemin kadın-erkek eşitliği şartlarına rağmen karısının gösterdiği muazzam azim sonucu elde ettiği akademik ilerleme ve başarısı idi. Karısını temel alarak karakteri şekillendirmek istedi.
Sonuç olarak ilk Wonder Woman serisi pek çok iltifat ve övgü içerikli makale, mektup ve yazı ile karşılandı. Wonder Woman genç çocuklar, genç kızlar ve de yetişkin kadınlara ilham olma adına tasarlanmış idi. Öyleki alınan övgüler karşısında gerçek hayattaki “Harika Kadınlar” unutulmadı ve de Marston’ın çabaları üzerine “The Wonder Women of History” serisi çıktı. 57 sayılık seri boyunca her sayıda o döneme kadar dünya ve insanlık adına çok şey başarmış önemli gerçek kadın figürlerin hayatları çizgi roman olarak anlatılmıştı.
Böylece Wonder Woman serisi artık çok daha önemli ve de ikonik bir seri haline gelmişti. Marston karakteri ilk olarak 1941 yılında All-Star Comics serisinde okuyucuları ile tanıştırdı. Aynı yıl içerisinde Sensation Comics‘ in başrol karakteri oldu. Bir kaç oy sonra, yıl 1942 olduğunda ise Wonder Woman kendi serisine kavuşmuştu ve tarihteki ilk kurgusal kadın kahraman olma unvanını elde etmişti.
Ayrıca Psikolog ve de karakterin yaratıcısı olan Marston, 1943 yılında şunlar söylecekti;
Dönem içerisinde ki en aşikâr çare ise Superman ile güreşebilecek gücüne karşın barışçıl, güzel ve iyi albeniye sahip bir kadın karakter bir kahraman yaratmaktı.”
Günümüz dünyasında bile kadın, toplumda hala haklı yerini alamamıştır. Ancak tamimiyle endüstri ve de ayrımcılık toplumu olan 1950li yıllar öncesi Amerika ve dünya ise bambaşka bir şey. Unutmayın ki biz Türkiye olarak (Atatürk sağolsun .) kadınlara seçme ve seçilme hakkını Amerika ve diğer pek çok büyük batılı devletten on yıllar önce vermişizdir. O yüzden belki biz bunu anlayamıyoruz ancak Wonder Woman’ın 1930 ların sonu Buhran Amerikası yani savaş dönemi, sanayi dönemi, kısacası erkeklerin dönemi amerikasında ne kadar cesurca ve de kendi alanında devrimsel bir girişim olduğunu anlamanızı isterim.
Karakterin Evrimi:
Bu bölümü çok uzun tutmak istemiyorum. Çünkü, köken hikayesinde aslında evrimini de anlattık. Keza yine karakterin mirası ve önemini de anlattık sayılır. O yüzden Güç ve Becerileri kısmına geçmeden evvel aktarmak ve sizleri bilgilendirmek istediğim tek şey şudur.
Wonder Woman her zaman barış, dürüstlük ve zerafet sembolü bir Amazon elçisi değildi.
Dönemin vatanperver ve militarist tarzından Wonder Woman’da etkilenmişti.Altın Çağ başlarında modern dünyaya geldiğinde Amazon Savaşçılığını bir kenara bıraktığında kendisi Kuzey Amerika Ordusu‘ nda hemşirelik yapıyordu. Fakat çalışkanlığı ve de zekası ile kıza zamanda Askeri İstihbarat biriminde teğmenliğe kadar yükselmiştir. Günümüz şartlarında bile bir kadın için zor bir kariyer ve de yükselme iken 1930’lu yılların sonunda bunun ne kadar büyük bir başarı ve ilham kaynağı olduğunu az çok kavrayabilirsiniz.
Bu görevi sayesinde hem onu erkekler dünyası ve ordu ile kaynaştıran Steve Trevor’ a yakın kalıyor hemde, süper kahramanlık işleri için yeterince bilgi, veri ve olanak sağlıyordu. Her açıdan başarılı bir kariyer diyebiliriz.
Gümüş çağ ile beraber o daha bilim-kurguya kaçan imajından ziyade daha mistik ve mitolojik bir karakter imajına büründü. Ayrıca güçler adına Superman gibi pataklayıcı tavırdan uzaklaştırılıp daha yakın dövüş sanatları ve de akıcılık ile bezeli bir yetenek setine doğru geçiş yapıldı. Bu da karakter adına devrimsel bir yaklaşım olmuştu. Kariyer olarak bir dönem Ordu’dan uzaklaşıp bir moda sektöründe butik mağaza açmıştı, adı da “Diana Prince’s Fashion Boutique” idi. Bu da onu köklerinden biraz uzaklaştırmış idi.
Fakat bu Diana için kalıcı bir iş olmadı. Çok anlık bir durumda Birleşmiş Milletler‘ de çevirmenlik yaptı. Keza NASA‘ da astronot olarak görev bile aldı. Fakat, sonunda Ordu İstihbaratında ki görevine geri döndü ve de teğmen statüsünden binbaşı mevkine yükseldi.
Crisis sonrası ise, bir dönem garsonluk yaptığı bir kariyeri bile olmuştu. İnsanları, özellikle erkekleri tanıma ve gözlemlemek ve de Amerika’ daki sivil evinin fatura ve kirasını çıkarmak için bu işe girmişti.
Yeni 52 sonrası ise kendisi ile en çok özdeşleştiği iş olan büyük elçilik görevine tekrar kavuşmuş oldu.
Bunun haricinde Wonder Woman, Amerika vatanperveri bir karakter olarak kullanılsa da, Wonder Woman’ın temsil ettiği imaj ve değer bundan çok çok daha ötedir. Daha 1941 yılında yayınlanmış olan “The History of Wonder Women” serisinde bile (yukarıda bahsetmiştik) önemli ve farklı ırk ve ülkelerden kadınların başarılardan bahsedilmiş idi. Yani Wonder Woman, bir Superman ya da Captain America kadar propaganda aracı olmadı. Onun amacı ve temsil ettiği daha büyük bir şey idi.
Wonder Woman, karakter olarak kendi evrimi boyunca iki kere “sidekick” denebilecek yardımcıya sahip oldu Wondergirl Donna Troy ve Wondergirl Cassie Sandmark ikisini de kendisi eğitti ve ikisi de DC Comics’in kudretli genç kahramanlarından oldular. Mentorlarından her dahim övgü ile bahsettiler.
Güç ve Becerileri:
Wonder Woman, yaratıldığından beridir Superman ve dengi kişiler ile başabaş gitmiş bir kahraman, bunun üzerine de 75 yılın üzerinde ki gelişim ve değişimi eklerseniz karşılaşacağınız şey çizgi romanlar genelinde ki en güçlü kadın kahraman ve de DC Comics evreninin en güçlü koruyucularından biri oluyor.
Genel olarak yeteneklerini sıralayacak olursak;
New 52 ve Rebirth öncesi ile başlayacaksak eğer. Kendisi Amazonların en iyi savaşçısı ve de pek çok kudretli tanrının rakibi olabilecek kadar kudretli biridir.
Yüzlerce, binlerce yılları bulan Amazon eğitimleri ve de hali hazırda tanrılar tarafından özel yetenekleri sayesinde Wonder Woman;
– Işıktan hızlı hareket edebilen biri olarak en hızlı karakterlerden biridir.
– Kombat, Yakın Dövüş hızı ise seyahat hızından da hızlıdır.
– Pek çok yakın dövüş formunu bilir.
– Kuvveti Superman, Thor, Shazam, Martian Manhunter, Orion, Black Adam ayarındadır.
– Dayanıklılığa gelince, Wonder Woman doğuştan savaşçıdır ve çok çok uzun yıllar boyunca eğitilmiştir.Günlerce odaklanmasından ödün vermeden savaşabilir.
– Modern ateşli silahlar (tüfek-tabanca vs) dahil olmak üzere başta kalkan ve kılıç olmak üzere tüm antik savaş silahlarını kullanmada son seviyede uzmandır. Mızrak, hançer, kılıç, kalkan,balta, topuz vs vs. Kılıç, Ok, Mızrak ve Kalkan özel uzmanlığıdır diyebiliriz.
– Başında ki tacını hızlıca atınca rakibini kesebilir ya da bayıltabilir ardından tekrar Wonder Woman’a döner. O taç ile Superman’in boynunda ki damarları kesmişliği var.
– Kolunda ki, Silah ve Teknoloji tanrısı Hephaistos imzalı bilezikler ise her türlü darbeyi emmesine ve de karşılamasına yarar. Superman’ in ısı bakışlarından tutunda Zeus’ un yıldırımlarına kadar bilezikler hepsini karşılayabilmektedir.
– Doğruluk kementi ise asla koparılıp kesilemeyen her türlü canlıyı, enerjiyi ve de rakibi esir alabilecek kadar sağlamdır. Üstüne üstlük çok istisnai durumlar haricinde kement ile sarılan kişi yalnızca ve yalnızca doğruları konuşabilir. Bu açıdan harika da bir sorgulama aracıdır.
– Bu üç silahı haricinde Amazonlara özel geleneksel ve de kutsal iki tip savaş zırhı vardır.
– Uçabilir, yeri gelince çok uzun sürelerce nefes almadan, su içmeden, yemek yemeden yaşayabilir.
– Uzay boşluğunda, vakumunda hayatta kalabilir, konuşabilir.
– Kaldırabildiği ağırlıklar gezegen ve uydu (ay gibi) benzeri seviyelerdedir.
– Sezgileri mükemmeldir, Bir sürü metal ve materyalden katmana sahip özel bir deniz altının içersinide iken bile dışarıda suyun içerisindeki plankton tanelerini görebildiğini, çok derinlerdeki bir balinanın kalp atışlarını duyabildiğini, suda yüzen bakterileri seçebildiğini söylemiştir.
– Bu sezgileri, savaş sezgileri ve de inanılmaz refleks başarısı olarak ele alırsak da, kendisi gözleri bağlı iken bile yüzlerce mermiyi bileklikleri ile karşılayabilen. Flash‘ın rakibi Zoom‘ a vurabilen birisidir.
-Yaralarından çok hızlı iyileşebilir, hastalanmaz.
– Yıllarca yaşamış olma ve pek çok antik kütüphane ve mistik ilim kaynaklarına ulaşmış olması, hem de yıllardır Modern Dünya’da çok fazla zeka ve sağduyu gerektiren işlerde çalışmaya layık görülmüş olması da onun tecrübesi, zekâsı, disiplini ve de bilgi birikimi hakkında fikir vermektedir.
– Zorunda kalmadıkça ve de şeytani düşmanlar ile yüzleşmedikçe öldürmekten kaçınan barışsever birisidir. Ancak o an neyi gerektiriyorsa onu yapma adına tek bir kılı bile titremeyecek kadar soğukkanlı olabilen yegane Adalet Birliği üyesidir.
– Güzelliği dillere destândır. yüzyıllar ve bin yıllardır yer yer kainatın en güzel varlığı diye anılmış. Aşkını kazanmak için nice efsaneler savaşmıştır.
– Yıllarca Amazon ve tanrılardan aldığı eğitim ve güçler ile yetinmemiş ve akainde Batman, ı-Ching, O-Sensei gibi pek çok usta ile antrenman yapmıştır. Ayrıca pek çok lig üyesine de ders vermiştir. (Vixen, Hawkgirl, Black Canary, Superman, vs vs)
– Görünmez bir uçağı vardır. Özellikle klasik çağlarda onu çok sık kullanırdı. Fakat, modern çağ ile beraber sadece nostaljik bir tebessüm sebebi olmaktan öte değildir.
– Pek çok dünya dilini akıcı bir biçimde konuşabilir o dillerde metinleri okuyabilir ya da benzeri metinler yazabilir.
New 52 Sonrası ise tüm bu güçlerine extra olarak gelen yenilikler, Zeus’un kızı olması dolayısıyla pür yıldırımda, istediği zaman ortaya çıkarabildiği çift kılıcı, bileziklerini çıkarınca eriştiği tanrı modu ve de Savaş Tanrısı Ares’ ten aldığı üstün eğitimini ekleyebiliriz. Belki de New 52 boyunca dünyanın en güçlü kahramanı Wonder Woman idi dersek yalan olmaz sanırım.
Rebirth döneminde dediğim gibi çok yakın takip edemedim ama kendi serisinde ve adalet birliği serisinde göze çarpan ilk şey Zeus’ un yıldırım mızrakları diyebileceğimiz, yıldırımları çok daha rahat üretiyor ve kullanıyor ki bence bu onu daha da güçlü ve tehlikeli yapıyor.
Harika Kadın Diana’ nın güçlerinin daha detaylı ve de görseller ile desteklenerek anlatılmış versiyonu için “Wonder Woman Ne Kadar Kudretli ? ” adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
Wonder Woman Kimdir, Womder Woman Necidir, Wonder Woman ne kadar güçlü, Wonder Woman ne kadar eski, Wonder Woman ne kadar önemli, Wonder Woman hakkında, Wonder Woman tarihi gibi soru ve olguları sizin için anlatmaya çalıştık. Umarım beğenmişsinizdir.
Okuduğunuz İçin Teşekkürler
Kaynaklar: DC Wikia, Comicvine, Reddit, DC Comics yayınları
Derleyen ve Hazırlayan: Utkan Aktaş
Tüm Hakları www.kahramanbaykus.com ve hazırlayan:Utkan Aktaş’ ta saklıdır. Site ve yazar adı belirtilmeden ya da orjinal sayfanın linki verilmeden içeriği paylaşanlara hukuki yaptırım uygulanacaktır.
Üstat, rebirth dönemi Wonder Womanı da yazacak mısın?
Rebirth Wonder Woman hikayesinde güncel değilim ancak Dark Gods ve Witching Hour gibi önemli eventlerin merkezinde olduğundan haberdarım ve ben de meraktayım. DC Rebirth dergilerinde okuduğum 8-9 adet dergi vardı 3-4 ay öncesine kadar günceldim hepsinde. Tekrar güncele yetişince Rebirth serilerinin ilk 50-60 sayısı hakkında bir şeyler yazabilirim. Ya da forumumuzdaki tartışma bölümüne de yazabilirim. Yazının içeriğine bağlı olur.
Ancak başka sorularınız ve danışmak istedikleriniz varsa http://www.sosyal.kahramanbaykus.com a uğrayın derim. İyi günler dilerim.
Çarşaflı resimde ne amaçla guttukleri belli. Keşke güzelim kahramanları kendi salak salak amaçlarında da kullanmasalar.
Yaziya gelince cok hos olmus eline sağlık.