Justice League Dark: Apokolips War Mercek Altında

Selamlar. Epeydir “Mercek Altında” içeriği yapamıyordum malum pandemi sinemaları da vurdu ve ben de son dönemlerde eskisi kadar sık ve keyifle çizgi roman okuyamaz oldum haliyle bu iki durum Mercek Altında adlı serimize biraz sekte vurdu. Ancak sonradan hatırladım ki burada, devam ettirdiğim bir Mercek Altında Serisi vardı. Ve bu serinin içeriği pandemiden etkilenilmedi çünkü bu filmler televizyon için yapılıyordu. Evet DC Animasyon Evreni Filmlerinden bahsediyorum. Benden çokça istekte bulunulan bu gecikmiş Mercek Altında ile karşınızdayım ve DC Animasyon işlerini incelemye devam edeceğiz. Buna da tekrar başlamak için sanırım en iyi tercih Apokolips War oldu.


Sizinde bildiğiniz gibi DC Animasyonları içerisinde birbiri ile bağlantılı olan filmler de var. Tamamen kendi başına olan da. Hatta kendine ait serisi olanlar da var.

Bu film ise Flashpoint Paradox filmi ile başlayan. Batman & Robin Filmleri, Adalet Birliği Fİlmleri, Teen Titans Filmleri ve de Superman Filmleri ile devam eden bir serinin bitişi idi. Peki hangi filmler bu seriye giriyor ?

İşte bu filmler. Buradakilerden bazılarının incelemelerini yapmıştım hemen burada sizlerle paylaşayım. İncelemesi olmayanları da vakit buldukça geriye dönüp sizler için incelerim. Yapılan incelemeler;

Bu evrende inanılmaz kronoloji sorunları var o yüzden bir izleme listesi işine girişmeyeceğim. Ancak şunu söyleyebilirim. Adalet Birliği, Adalet Birliği Karanlık, Batman & Robin, Teen Titans ve de Superman’in ölümü ve sonrasını anlatan filmler harici Flashpoint ile Apokolips War arasındaki hikaye örgüsü için gerekli olan tek şey.

Constnatine filmi, Solo Batman filmleri ve Solo Wonder Woman filmi gereksiz olanlar. Suicide Squad ile The Judas Contract filmleri ise olsa da olur olmasa tarzında.


Şimdi neden bu film hakkında konuşmaya başlamadan önce bir sürü lore girdisi ile sizi boğdum ? Bunun sebebi bu filmlerin hepsinin DC Animasyon ekibinin New 52 dönemini kendince yorumlamaları idi. Evet Doksanlı yıllardan çizgi-romanları da araya katarak garip bir şeye dönüştürdüler ancak aslında olan buydu. Çizgi Romanlarda Justice League: Darkseid War adlı eventi burada oldukça başkalaştırarak Apokolips War olarak önümüze çıkıyor. Evet o eserden alıntılar var. Batman’in Mobius Chair’i ele geçirmesi gibi. Darkseid’ın karşısında yüce bir güç çıkması gibi (Comcis’de Anti-Monitör idi, Şimdi ise Trigon) ve daha niceleri.

Filmin finali sebebiyle ve de New 52 sürecinin bitip Rebirth sürecine girdiğimizi bildiğimiz için (hatta Rebirth’de bitti) filmde yaşanan trajedik ölümlerin hiç bir ağırlığı yoktu. Zaten yapanlar da bir ağırlığı olsun istemediği için çoğunu saniyeler içinde off panelde hallediyor.

Filmin üzerinden bir yıl geçtiği için spoiler içermeyen bir bölme yapmayacağım. Direkt dalıyorum.

Öncelikle bu filmdeki tüm saçmalıklara ve de aptallıklara kızamıyorum. Bunu söyleyerek başlamam gerekiyor. Çünkü bu filmde bize hoş gelmeyen ne varsa bu önceki filmlerde belirlenilmiş ve evrene kaydedilmiş şeylerdi. Lig kadrosunun darlığı, üyelerin güçsüzlüğü vs vs gibi. O yüzden bu filme elinde olan bu malzemeyle, öncesinde gelen tüm o filmlere bir kapanış olma çabasıyla yapıldığını farz edecek olursam.

Bence kötü değildi. Daha doğrusu çok özverisiz bir animasyon evreninin sonu olması kaydıyla kötü olması kaçınılmaz olan bir eser için. Bence o kadar da kötü değildi. Hatta yer yer epey de epik idi.


Film tamamıyla güçlerinden arındırılmış, dünyaya ibret olsun diye sağ bırakılan perişan haldeki bir Superman’in bir direniş planı için, bir direniş takımı kurmasıyla başladığında. “That’s the stuff !” dedim. Çünkü bu fikir harika idi ancak sonradan Superman’in rolü ve ağırlığı giderek küçüldü, küçüldü ve küçüldü. Finalde gene her şeyi Batman düşünmüş ve onun bu düşündüğü plana göre hareket eden Constantine de günü kurtarıyordu. Superman sadece güçleri yerine gelince Darkseid’ı döverek dikkat dağıtan kas adam oluverdi .Trigon-Superman füzyonu harika idi. Sahneler hoştu evet ancak. Bilemiyorum. Madem finalde bu evren yeni bir flashpoint ile yok olacaktı bari Superman’i Darkseid ile kapışmak için geride kalması gereken adam yapsaydınız. Superman son bir kez Lois’in sesini duyabilmek ve de yüzünü görebilmek için. Trigon’u mental olarak yeniyor (Ne Lois’miş arkadaş) sonra Darkseid’a dalıyor. Ancak sonra Superman’i burada bırakamayız deyip, Trigon’u Darkseid’a attılar. Trigon da buna teşekkür etti. Hala nedendir bilinmez. Etrigan’ın ölümü anlamsız idi ve de neden ölümünü arayan bir alkoliğe dönüştüğü belirsiz idi. kaldı ki Etrigan normalde ölümsüz ve de aşırı iyi iyileşmesi var.

Damian’ı sevebildiğim tek yapım oldu sanırım. Hele öldüğü kısım çok güzeldi ancak o da yalan oldu.


Madem, Barry istediği zaman olasılıkları değiştirebiliyordu bunu neden savaşta yapmadı ? Batman neden kaçması için Constantine’i seçti neden Barry değil ? Ya da Batman madem yedek plan yapacak kadar hazırlıklı idi o zaman neden Darkseid’ın geliştirdiği Doomsday ile bir şeyleri yapabileceği hesaba katılmadı ve baştan kriptonit silahları ile gidilmedi ki ? Sonda yardım eden kötülerden, başta neden yardım alınmadı ? Aynı şekilde Swamp Thing’de başta dahil edilebilirdi. Daha örnekler artırılabilir.

Zaten son, tüm çaba ve fedakarlıkları anlamsız kılıyor. Ha mantıksız mı ? değil ancak daha iyi bir kurgu ile gelinebilirdi.

Cyborg ve onun mini source wall portresi gibi çok enteresan fikirlerde vardı filmde. Bu serinin bitmesine seviniyorum çünkü özensiz, tutkusuz, içi boş bir süreç idi. Umarım yeni DC Animasyon işleri daha iyi olur ve DC Animasyonları eski şanlı günlerine döner.


Değerlendirme:

Karakterler ve İlişkileri: 68/100
Derinlik & İşçilik: 58/100
Efektler & Görsellik: 65/100
Türünün Gereklilikleri: 68/00
Hikaye & Evren Dizaynı: 60/100
Özgünlük ya da Etki Gücü: 60/100
Zamanlama & Ritim: 62/100

KB Puanı: 63/100
(fikirlerim değişebilir.)


Utkan Aktaş Yazar:

2 Temmuz 1987 doğumlu olan Utkan genç görünümlü bir ihtiyar olarak iki üniversitede bulamadığı aidiyet ve de yaratıcılık hissini dans, yazarlık, kurgu gibi pek çok diğer sanatsal uğraşıda buldu. Şimdilerde ise Kahraman Baykuş olgusunun kurucularından ve de yazarlarından biri olmaktan son derece memnun bir adam olarak tanınmakta ...

5 Yorum

  1. Feindbild
    7 Haziran 2021
    Yanıtla

    Şahsen benim en az sevdiğim DC Animated Universe filmlerinden birisidir. Filmdeki ölümlerin saçmalığından tut, Damian’ın Darkseid’ın ışınlarına dayanması gibi bir sürü hata var. Normalde böyle şeyleri çok fazla sorun etmem ama bu kadar absürt ve fazla bir boyutta olunca insan görmezden gelemiyor. Hele Lady Shiva’nın gidiş şekli aman aman. Aynı zamanda hikayenin insanı bağlayan bir yanı olmamış, sadece vahşi bir sürü ölümle dolu. İnsana duygusal bağ kurdurmadığı için, bu ölümlerin pek bir anlamı da olmuyor.

    • 7 Haziran 2021
      Yanıtla

      Ya her kelimesine katılıyorum. Ancak bu filme kadar getirilen süreç o kadar kötüydü ki bu filmin kötü olmaktan başka şansı yoktu buna rağmen çok rezalet olamaması sebebiyle bir tık pozitif baktım. Düşün yani DC’nin beni ne kadar dandikliğe alıştırdığını 😀 Ölümler süper anlamsız katılıyorum.

      • Feindbild
        8 Haziran 2021
        Yanıtla

        Doğru diyorsun. Özellikle Superman’in hikayesinin iyi kullanılamadığı kısmına katılıyorum. Güzel bir anlatı çıkabilecekken adam hulk smash’e indirgenmiş 😀

  2. Özger
    29 Temmuz 2021
    Yanıtla

    Bana göre süre yetersizdi. Olmuyor yani, sadece bunun için değil, bir çok film zaman yetersizliğine kurban gidiyor. Yani şu hikaye iki parça halinde işlense çok daha iyi olmaz mıydı?

    • 29 Temmuz 2021
      Yanıtla

      Bence süreden daha ziyade daha temel sıkıntılar vardı. Kurgusu gibi mesela ancak evet süre de çok sıkıntı idi. Çok koştur koştur bir son oldu. Elbette 2-3 bölüm ile çok daha hoş olabilirdi. Hak veriyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir