Etiket: Naruto

11 Haziran 2020 / / Baykuşun Kaleminden

Naruto, ustalıkla kurduğu çatışmaları ve kendi sorduğu soruları cevaplayamadı. Seri bittiğinde tatminsizlik oldukça yaygındı… ta ki bugüne kadar! Naruto’nun cevaplayamadığı sorular burada cevaplanıyor.

22 Aralık 2019 / / Baykuşun Kaleminden
2 Temmuz 2019 / / Baykuşun Kaleminden
30 Mayıs 2019 / / Baykuşun Kaleminden
1 Kasım 2018 / / Ne Kadar...
13 Mayıs 2018 / / Baykuşun Kaleminden

Anneler gününe özel güzel bir liste ile karşınızdayız comics ve mangalar dahil olmak üzere çizgi roman evrenlerinden en akılda kalıcı ve de en iyi olduğunu düşündüğümüz anneleri sıraladık ve bu makalemizi başta kendi annelerimiz, sonra tüm annelere ve kadınlara ithaf ediyoruz.


10- Toriel / Undertale

Listeye çizgi roman evrenleri dışından, video oyunlar aleminden gelen yegane karakterimiz Toriel oluyor.

Son yıllarda yaratıcısı tarafından yapılmış en içten eser olduğunu düşündüğüm Undertale oyunundan bir karakter Toriel. Haliyle oyun bu kadar samimi ve içten olunca içindeki anne figürü de bundan payını bir haylice almış. İçine düştüğümüz yabancı bilinmez topraklarda bizi kurtarıp evlat edinir. Ne kadar barışçıl veya vahşi olduğumuza bakmadan, karşılık beklemeden sever. Acılı geçmişinde öz oğlunu ve bir manevi çocuğunu trajik bir şekilde kaybetme tecrübelerinin ardından evlat edindiği ana karakteri korumak için onu alı koymayı bile denemiştir.


9- Sue Storm / Marvel Comics

Sue Storm namı diğer Görünmez Kadın(Invisible Woman) belkide listedeki en özel annelerden bir tanesi. Kendisi yaratıldığı yıldan neredeyse 10 yıl sonra bir çift çocuk sahibi olsa da Sue Storm’un anneliği aslında Fantastik Dörtlü takımı bir araya geldiği anda başlamıştır. Çizgi roman tarihinin en ünlü ve ilk ailelerinden/takımlarından biri olan Fantastik Dört ailesini dik tutan sütundur Sue Storm. Kozmik kaza sonrası oluşan takımda ilgisiz Reed Richards, dış görünüşü yüzünden asabi bir kişiliğe bürünen Ben Grimm ve sorumsuz Jonny Storm gibi kişiliklerden oluşan bu takımı bir arada tutan ruh Sue Storm diyebiliriz. Evliliklerinin ardından da Reed Richards’la beraber iki ilginç çocuk sahibi olmuşlardır.


8- Trisha Elric / Fullmetal Alchemist Serisinden

Trisha listedeki diğer karakterlere nazaran çok daha sade ve de gerçek hayattaki anne-ev hanımı modeline en yakın karakterimiz. Ancak, Trisha o kadar anlayışlı ve ailesi tarafından sevilen birisi ki serinin başlamasını sağlayan olayın yaşanma sebebi onları terkeden babaları gibi Simya ile yakından ilgilenen Elric Kardeşlerin, eşit takas ilkesine uygun olarak düşündükleri bir şekilde annelerini diriltip hayata dönderme çabaları idi.

Trisha ne onları terk etmek zorunda kalan kocası Hohenheim‘ı çocuklarına kötüledi ne de çocuklarını tek başına yetiştirmekten geri kalmadı. Klasik sevecen ve fedakar hem analık hem babalık yapan bir bekar anne figürü olarak onu da eklemek istedik.


7- Hippolyta / DC Comics

DC Comics‘de Martha Wayne, Linda Park West, Iris West Allen, Lois Lane, Mera, Atlanna vs gibi pek çok değerli anne olsa da DC Comics annelerini temsil etmesi için Superman ve Wonder Woman‘ın anneleri olan Martha Kent ve Hippolyta‘yı seçtik.

Hippolyta onlara güçlerini ve amaçlarını veren tanrıçaların yolunda yıllarca savaşmış, ırkına bin yıllarca liderlik etmiş vede ihanete uğradığında dahi bunun üstesinden zerafet ve kuvvet ile gelmiş bir kadındır. Öyle bir kadındır ki Amazonların Kraliçesidir. Fakat yaşlanmadıkları cennet adasında tüm kadınların elinden alınmış bir diğer olgu ise üremek, çocuk sahibi olmaktır. Ancak bir gün Hippolyta’nın canına tak eder ve kilden yaptığı bebek figürünü gök yüzüne doğru kaldırıp Tanrıçalara ve Zeus‘a yalvarmıştır. Hizmetlerinin ve de sebatının karşılığını istemiştir. Ve sesini duyuran Hippolyta, Wonder Woman olarak bilinecek olan Diana adlı kızına kavuşur ve onu canı pahasına korumayı, en iyi şekilde yetiştirmeyi ihmal etmez.

Amazonların Kraliçesi olarak sadece Diana için değil Amazon ırkının tamamı için bir ana figürü olan bu kadını almamak olmazdı.


6- Aunt May / Marvel Comics

May Parker, mahallemizin dost canlısı Örümcek Adamı Peter Parker‘ın yengesi ve hayatındaki en önemli şahıslardan bir tanesidir. Peter’ın kahramanlık yolundaki çıkış noktası ona “Büyük güç, büyük sorumluluk gerektirir.” ideolojisini sunan Ben Amca olsa da Peter’ın olduğu kişi olmasını sağlayan May Hala/Yenge( May aslen haladan çok yengesi diyebileceğimiz biri. Amcasının karısı ancak İngilizcede nasıl hem dayı hem amca uncle olarak adlandırılıyorsa benzer bir durum teyze-hala-yenge üçlüsü için geçerli olabiliyor) diyebiliriz.

May Hala, yeri geldi Peter’ın en iyi arkadaşı, yer geldi büyük annesi, yeri geldi annesi oldu. Ve onu daima destekleyip, kolladı. Sırrını öğrendiğinde bile bu durum geçerliydi. May Hala’nın Peter ve dolayısıyla Spider-Man üzerindeki olumlu etkisini daha iyi anlamak için ona çektiği onlarca değerli nutuktan ikisinin çevirisini sizlere direkt olarak sunmam yeterli olacaktır.

Sen, yara aldın Peter. Seninle beraber olan ve seni değiştiren bir yara. Bununla birlikte bu dünyanın acılarını kolaylıkla, gönülden hissedebilmektesin. Sende biliyorsun ki o yara orada bir yerde, artık inkar edemez bir hale geleceksin. Gördüğün gibi bu hayat geçici, kırılgan.  Her ölüm başkaları için senin için Ben Amca’nın ölümünün olduğu kadar önemli… Her hayat korunmaya değer. Ve Ben Amcan seni arkalayıp, seni kolladığında sen zayıf hissedeceksin. Fakat sen kendi başına dimdik durarak onu onurlandıracaksın. Çünkü biliyorsun ki Ben Amcan sana nasıl güçlü olunacağını öğretti  ve sende tüm dünyaya onun kuvvetinin hala seni ayakta tuttuğunu göstereceksin.

Avenging Spider-Man Cilt 1 / #11

Senin hikayen hayatları değiştirecek, Peter. Bu senin en büyük gücün. Ve sen bana bir şey olacağı düşüncesiyle bunu anlatmaktan korkuyorsan, bu saçmalıktan başka bir şey değil. Aile kuvvetin kaynağıdır, zayıflığın değil. Ve seni geri tutmamalı aksine özgür kılmalıdır. 
Spider-Man Special: Black & Blue & Read All Over Cilt 1 / #1


5- Bell-mere / One Piece Serisinden

One Piece evreninde Portgas D. Rouge, Nico Olivia  ve Kraliçe Otihime gibi çok iyi anne figürleri olsa da One Piece ve annelik deyince ekipçe hepimizin aklıma Bell-mere abladan başkası gelmedi.

Listedeki 5 üvey anneden biri olan Bell-mere , bir Deniz Kuvvetleri subayıdır. Bir gün korsanlar ve denizciler arasındaki büyük bir savaşta aldığı yaralar sonrası kendisini bunun ölmek için iyi bir yer olduğuna ve de zamanının geldiğine ikna eder. Tam kendisini bırakacakken; küçük bir kızın kendisinden daha küçük ve baygın başka bir kız çocuğunu taşıdığını görür. Onların bu felaketin ortasında kalmalarını göze alamaz ve de acilen memleketi Cocoyasi Köyü‘nün olduğu adaya yola çıkar. Zorlu bir fırtına vardır ve zar zor sonunda adaya vardığında yaralı olmasına rağmen, kendisinden önce kızların sağlık kontrolü aldığından emin olmuştur. Sonunda üçü de iyileştiğinde Bell-mere köy halkından rica eder. Bu sahipsiz kızların varlığından ve onun mesleği bırakıp bu yetimlere analık edecek olmasından Dünya Hükümeti’ne ya da denizcilere bahsetmeyeceklerdi.

Bell-mere bu kızlara kendi bakabilecek kadar olgun ve büyüktü. Tabi “bela çıkaran” Bell-mere olarak bilindiği için başta karşı çıkanlar olsa da Bell-mere kendi tatlı-sert stilinde onlara harika bir anne oldu.Nami’nin çizim ve navigasyon yeteneklerini farkına varıp onu bu uğraşa yönlendirip, cesaretlendiren de Bell-mere oldu. Ancak mutlulukları sonsuza kadar sürmedi.

Bell-mere aktif görevi bıraktığı için düzgün bir maaşı yoktu ve de bahçesinde yetiştirebildiği tek şey mandalina idi ve neredeyse hep mandalina yiyorlardı. Bir gün Nami (daha küçük olan) yemek ile ile ilgili sızlanırken üvey ablası Nojiko onu uyardı ve bunun üstüne Nami onunla kan bağı olmadığı ve bu sebeple ablası olmadığını söyleyerek Nojiko’yu incitti. Nami ile kan bağı olmayan anne Bell-mere’de buna sinirlerek Nami’ye kızdı ve ona vurdu. Nami’de evden “Keşke daha zengin bir aile tarafından evlat edinseymişim.” diyerek çıkar.

Daha sonra Bell-mere kendisine oldukça kızar, zira bir çocuğa aşırı tepki verdiğini söyler ve bütçesini çok zorlayacağını bile bile Nojiko’yu özel bir yemek için malzeme almak için alışverişe gönderir. Her şey tatlıya bağlanacaktı . . . Fakat öyle olmadı.Tam da o gün güçlü bir balık adam ve korsan olan Arlong, tayfası ile beraber adayı basar. Arlong adadan haraç kesiyordur. Canlı kalabilmenin tek yolu canını karşılayacak miktarda para vermektir.

Bell-mere eski bir denizci subayı ve iki küçük kızın anası olarak korsanlarla savaşır ancak sayıları ve güçleri Bell-mere’nin uğraşabileceğinin üstündedir. Daha sonra Bell-mere anlar ki ya kendi kellesini ya da iki küçük kızının canını kurtarabilecek kadar parası vardır. Arlong henüz kızları farketmemiştir o sebeple köy muhtarı parayı kendi kellesi için vermesini söyler. Fakat, Bell-mere böyle oyunlarla uğraşacak biri değildir. “Anne diye çağırılmadıktan ve çocuklarımı koruyamadıktan sonra ölmeyi yeğlerim !” der. Onlara istedikleri her şeyi alamadığı, harika bir anne olamadığı için  çocuklarından özür diler ve onlara onları çok sevdiğini söyler. Akabinde ise bir yerde saklanarak olayı izleyen kızların gözü önünde alnına dayanmış silaha karşı bile bir gıdım  aldırış etmeden dimdik duran bu kadın Arlong tarafından vurulmuştur (sonra Luffy Reis sağolsun hak ettiğini buldu !).

Aaah, lanet olsun gene göz yaşları !!


4- Alana / Saga Serisinden

Alana, Brian K. Vaughan‘ın elinden çıkan son yılların en başarılı bağımsız çizgi romanı Saga‘nın ana karakterlerinden biridir. Ulusların savaştığı intergalaktik bir savaşta düşman ırktan olan Marko ile yasak bir aşk yaşamış ve bu aşkın yasak meyvesi olan Hazel doğmuştur. Ailecek çıktıkları tehlikeli evrensel macera ve iki düşman ulusa rağmen Alana tüm evrenin karşısında duracak ve evladını koruyacak olan tutkulu bir kadındır.

Alana ona zorbalık eden bir baba ile büyümüş, yaralı geçmişi olan bir kızdır ve bu durumdan kurtulmak için orduya katılmıştır. Karmakarışık hayatı ve de Yuma‘nın ürettiği haplara olan bağımlılığı ile boğuşurken önce düşman ırktan olan Marko’ya olan aşkı ve sonrada aşklarının meyvesi Hazel’in sorumluluğu ile tüm bunlara karşı savaşmıştır. Geçmişi, bağımlılığı, kendi ırkı, ordudan arkadaşları hepsini bu aşk ve bu aşkın biricik meyvesi kızı Hazel’i korumak adına karşına almış cesur bir savaşçıdır.


3- Hana / Wolf Children Animesinden

Hana, üniversitede bir adama aşık olan deli dolu, enerjik genç bir üniversite öğrencisidir. Ancak durum şu ki sevdiği adam sıradan bir adam değil bir Kurt Adamdır. Buna rağmen Hana buna aldırış etmez onu çok sever ancak daha evlenemeden Kurt Adam bir gün sebebi tam olarak bilinmeyen bir kaza sonucu ölür.

Fakat Hana’nın kurt adam ya da kurt kızlar ile hikayesi burada bitmez çünkü kocası ölmeden kısa bir süre önce kızı Yuki ve kocasının ölümünden kısa bir sonra ise oğlu Ame‘yi doğurmuştur ve ikisi de babaları gibi kurt-insan dönüşümü yapabilen hibritlerdir. Hana onlara bakabilmek için koleji yarıda bırakır. Kırsal bölgede bir yere yerleşir ve orada iş bulur.

Çocuklarının hem kurt benlikleri hem de insan benliklerini beraber yaşamaları ancak bunu yerine göre ayırt edebilmelerini öğretmek için üstün bir çaba sergilemiştir. Sonuçta bunlar avlanıp, kuş falan yiyebilen çocuklar. Nitekim sıradan bir çocuktan ne kadar zor olabileceğini tahmin edebilirsiniz.

Ve filmin sonunda Yuki insan tarafına daha yakın bir hayatı seçip annesi ile kalırken. Ame ise gerçek bir kurt olarak doğayı seçer ve oğlunun bu seçimine hem üzülen, hem sevinen, onu hem bırakamayan hem de elinden bir şey gelmeyeceğini çok iyi bilen Hana’nın ikilemi ve duyguları bize de geçmişti. Nitekim her haliyle Hana harika bir anneydi.


2- Martha Kent / DC Comics

Amerika’nın Kansas Kentinde, Smallvile adlı ufak bir kasaba çiftçilik ile geçinen mütevazi, dürüst ve de mutlu bir çift yaşardı. Mutlulardı evet fakat hep bir burukluk vardı içlerinde… Jonathan ve Martha Kent çiftinin çocukları olmuyordu. Derken bir gün mısır tarlaları arasındaki tahli yoldan çiftliklerine doğru eski kamyonetleri ile giderken gökyüzünden düşen bir cisim gördüler. Çift panik ile mısırların arasına çakılan nesnenin yanına vardılar. Vardıklarında ise bir uzay mekiği içerisinde hayatlarında gördükleri en güzel bebek vardı. Bu Kent çifti için tanrının bir hediyesi idi. Hiç garipsemediler, hemen bu çocuğu aldılar ve bakımını üstlendiler.

Ancak çok geçmeden bu çocuğun her hangi bir çocuk olmadığı ortaya çıktı. Süper güçleri vardı, tuhaf davranıyordu. Küçük bir kasabada yaşıyorlardı. Laf hızlı yayılabilirdi. Çiftliklerini ya da yeni çocuklarını kaybedebilirlerdi. Ya da daha kötüsü bu çocuk onları öldürebilirdi !

Çift önce tanrıya sonra da Clark ismini koydukları bu çocuğa inançlarını hiç yitirmediler ona dürüstlüğün, alın terinin, adaletin ve bahşedilen hayatın kutsallığını aşıladılar. Clark’ın hayatı adına aldığı en büyük kararlarda hatta Baba Jonathan Kent artık aralarında olmadığında bile. Konu ister dünyayı kurtarmak olsun, ister kadınlar, isterse etik değerler. Gidip akıl danışacağı ilk kişi vede her zaman tamda oğlunun ihtiyacı olan cevap ve tutum ile orada olan kadın Martha “Ma” Kent olmuştur.

Clark Kent, güçleri ya da kriptonlu kökenleri yüzünden Superman değildir. En azından bildiğimiz Superman olmasının sebebi süper güçleri ya da genleri değil, Kent ailesi tarafından yetiştirilmesidir.


1- Karura / Naruto Serisinden

Naruto evreninde, Kushina, Kurenai, Sakura, Ino, Temari, Chiyo, Mito Uzumaki, Mitoko Uchiha, Tsune Inuzuka, Biwako Sarutobi gibi pek çok harika anne ve Tsunade, Mei gibi anne figürleri  olsa da (özellikle Kushina) hem bu sırayı hem de Naruto evrenini anne figürü olarak temsil etme işi için Karura’dan başkası düşünülemez diye düşündük.

Karura, 4. Kazekage‘nin karısı ve de 5. Kazekage Gaara ile beraber Kankuro ve Temari‘den oluşan Kum Köyü Kardeşleri diye bilinen bu üçlünün anasıdır. Ancak, Karura en küçük çocuğunu erken doğurmuştur ve bu doğum esnasında ölmüştür. Bu sebeple Gaara, baba Rasa için her zaman eşini öldüren bir canavar olmuştur. Ve Gaara’nın babası Rasa (4. Kazekage) bir canavarın bu köye hizmet etmesinin en iyi şeklinin onun içine köyün canavar ruhu olan Kuyruklu Canavarlardan 1 Kuyruklu Shukaku‘yu mühürlenmesi olduğuna karar verir . Ayrıca Gaara’yı daha çok nefret ile doldurmak için annesinin onu hiç sevmediğini vede annesinin ölümünden onun sorumlu olduğunu ona söyleyip durmuştur.

Bu andan itibaren cehennem gibi bir çocukluk Gaara’yı beklemektedir. Babası tarafından bir ölüm makinası, yaşayan bir silaha dönüştürülmüştür fakat Gaara’nın hıncı ve hüsranı Shukaku’nun hapsolma duygusu ile birleşip kontrol edilemeyecek öfke patlamalarına neden olmaktadır. Bu nedenle babası ona bir sürü suikastçı gönderir onu öldürsünler diye ancak asla başarılı olamadılar çünkü Gaara’nın su kabağında taşıdığı özel kumlar onu daima koruyorlardı.

Öyleki kendi dayısı ona son suikast girişiminde bulunan son kişiydi. İşte o andan sonra Gaara öldürmekten zevk alır bir canavara dönmüştü. Ta ki Konoha Köyü gibi arkadaşlıkların, aile ve hoca-çırak ilişkilerinin çok iyi geliştiği bu köye gelip yaşamak için bir başka seçeneği olabileceğini anlayıncaya kadar. Konoha Köyündeki Chunnin Sınavları sırasında Gaara artık doğru yolu görür gibi olur. Hatta iki yıl içinde kendi köyünün lideri olur. Suikastlar girişimleri bitmiş olsa bile Gaara’nın kumları onu her şeye karşı her daim korumaya devam ettiler. Ve bunun sebebinin içindeki canavar Shukaku’nun taşıyıcıyı korumaya çalışıyor olması olarak düşünülüyordu.

Ancak terörist bir ninja suç örgütü olan Akatsuki tarafından kaçırılıp içindeki Bijuuya(kuyruklu canavar) el konulduktan sonra bile Gaara’nın Su Kabağındaki kumları Gaara hiç bir efor sarf etmeden onu korumaya devam ediyordu. Bunun sebebini ne Gaara ne de biz okuyucular/izleyiciler öğrenememiştik. Ta ki 4. Büyük Ninja Savaşı‘nda orduların generali ve 5 Ulus Liderlerinden biri olarak önemli bir rol oynayan Gaara bir yeniden diriltme tekniği ile zombileştirilip kendi tümeni ile dövüştürülmek için gönderilen Eski Kage (Köy Liderleri) Takımı karşılarına çıkana kadar.

Bu 4 eski efsane ninjanın arasında Babası Rasa’da vardı. Ve Rasa, oğlu tarafından ezici biçimde yenildikten sonra bir anlık bilinçlilik anında Gaara’ya her şeyi itiraf eder ve anlaşılırki bunca yıldır onu koruyan kumlar ölmeden önce Gaara’nın içerisine ve kumlarına çakrasından/ruhundan bir parça bırakan annesidir. Ve onu her zaman çok sevmiştir. Bunları duyan Gaara, cehennem azabı gibi geçen o çocukluğunu adeta tekrar yaşar ancak bu sefer her şeyin sandığının aksine olduğunu, onu seven bir annesi olduğunu öğrenmesi ile göz yaşlarını tutamaz. Gaara tam ağlarken onu her şeyden korumuş olan ve korumaya da devam edecek olan annesinin kumdan silüeti Gaara’nın üzerinde belirir. Ve Gaara babasını affederek onu mühürler. Ve bir daha arkasına bakmaz bile çünkü onun arkasını kollayan bir annesi hep vardı ve var olmaya devam edecekti.

Karura, bir annenin çocuğuna olan sevgisini fiziki bir ölümün bile durduramayacağına en güzel örnek olarak listemizde 1. sırayı aldı.

Bir şey yok ya, ağlamıyorum, gözüme toz kaçtı …


Bonus: Gaea / DC & Marvel Comics – Mitoloji & Anonim

DC Comics
Marvel Comics

Bonus olarak da Gaea karakterinden bahsetmesek ayıp etmiş olacaktık. Gaea veya Gaia yunan mitolojisinde dünyanın kendisini sembolize eden tanrıçadır. Marvel evreninde ise Gaea, Demiurge tarafından tanrıların şafağında dünyada var olmuş ilk canlı ve kutsal varlıklar olan Eski Tanrılardan(Elder Gods) biridir. Tüm tanrıların Gaea’nın soyundan gelmektedir tüm tanrı panteonlarında farklı isimlerle tanınmaktadır. İskandinavlar’da Jord, Polinezyalılar’da Te Fiti, Türkler’de Ay, Mezopotamya’da Tiamat gibi. Genel anlamda Doğa Ana olarak bilinir. Büyük kahraman Thor‘un gerçek annesidir.

DC Comics Evreninde de Gaea benzer bir rol üstlenir ve tüm tanrıların anasıdır. Ayrıca geçmişte çok acı çekerek ölen kadınların ruhlarını yer altında dünyasına göndermeyip kutsal rahminde taşıyan zamanı gelince Artemis ve Zeus ile beraber yarattıkları Amazon Kadınları‘na bu ruhları bahşeden hatta Wonder Woman’ın Hippolyta‘nın karnında (bir anlatıya göre) ya da kil bebek figüründe can bulmasına sebep olan yine özünde Gaea’dır. Gaea burada bizim en birincil anamız olan Doğa Anayı ve Dünyamızı sembolize etmektedir.

11 Şubat 2018 / / Ne Kadar...
3 Şubat 2018 / / Baykuşun Kaleminden
18 Aralık 2017 / / Müjdemizi İsteriz
28 Kasım 2017 / / Bazı Bazı