Zi Yu Ne Kadar İyi ?

Cennetin Altındaki En Güçlü Kılıç Ustası : Zi Yu

Anime & Manga alemi sizlerin de bildiği gibi kılıçlar ve de kılıç ustaları ile doludur. Pek çoğumuzun sevdiği pek çok favori kılıç ustası vardır anime ve mangalardan, keza benim de öyle fakat enteresan biçimde en sevdiğim kılıç ustası karakteri Feng Shen Ji adlı harika bir manhua (çin mangası) eserinden çıktı. Bu az tanınan harika eserin bir o kadar az tanınan ve harika karakteri , serinin başrol oyuncularından olan ve de Cennetin Altındaki En Güçlü Kılıç Ustası diye anılan adamın ne kadar kudretli olduğunu analiz edip sizlere anlatmaya çalışacağım.

Zi Yu‘nun bilinen 6 temel kapışması var ayrıca kendisi 2 büyük savaşa katılmıştır. Çoğu beceri ve de yiğitlik gösterimleri (feat) buradan gelmektedir. Feng Shen  Ji serisi stil olarak bir sayfada pek çok gösterimi barındırabilen çok renkli ve zengin bir tarza sahip bu sebeple diğer “respect thread“, “saygınlık kuşandırma” “Ne Kadar ? “ başlıklarında yaptığım gibi beceri ve özellik departmanlarına ayıramıyorum.

Bu sefer kronolojik olarak gideceğiz. Yani Feng Shen Ji seri olarak nasıl üç parttan oluşuyorsa bende size her partta Zi Yu’nun yaptıklarını sergileyecek ve de yorumlayacağım. Umarım güzel bir yolculuk olur

(Not: bu bir manhua olduğundan tıpkı mangalardaki gibi sağdan sola okumanız gerekmektedir.)

(Not II: Serinin türkçe çevirisinin “Tortuga” adlı çeviri grubunun sitesinde bulabilirsiniz.)


-PART I-

Abisinin Ölümü ve Yüce Tanrılara Karşı İlk Savaş

Aç ve Bak ...

Serinin başlarında, abisine destek olmak üzere Shang İmparatorluğu‘na gelen ve de en güçlü hallerinden çok uzak olan Zi Yu bile düşman okçu birliğini saniyelik bir anda, sadece bir gölge olarak aralarında gezip hepsinin net bir şekilde şah damarlarını hedef alarak dağıttı anlar.

İnsan gözü (en keskin insan gözü) 60fps üzeri titreşim hızlarını algılayamaz. Bu da saatte 70km gibi bir hıza tekabül eder. Kısa bir aralıkta, yakın bir mesafeden saatte 70km hızla giden bir nesneyi takip etmeye benzer. Bu da bize yaklaşık olarak saniyede 20m yol kat edebilme özelliğini verir.

Zi Yu ise burada daha çok 15 fps titreşiyor gibi yani ne tamamen bir blur halini alıyor ama nede düzgün bir şekilde takip edilemiyor gibi. Bu da 4 katı bir hız demek. Bu da bu sahnede bile asgari mach 0,5 gibi anlık hızlara çıkabildiğini gösteriyor. Ki burası daha Zi Yu için yolun başı diyebileceğimiz bir yer.

Fps hızlarını incelemek için bu siteye bakabilirsiniz(tıklayın)

İlk Resimde Yüce Tanrı Altılısından gücü Veba ve Zehir olan Gui Mu’nun veba gazı saldırısından sorunsuzca sıyrıldığını görüyoruz. Ki aynı saldırı anında onlarca elit askeri darma duman ediyor.,

İkinci resimde; Yüce Tanrılar‘ın fiziksel kuvvet olarak en güçlü ikincisi olan, bir pençe sallaması ile bir insanı ortadan ikiye ayıran yanında duranın ise kafasını ve kollarını ayıran (görmek için tıklayın) kuvvete sahip Shi Xing, taş döşeme kale duvarının içerisinden Zi Yu’ yu geçirir ve Zi Yu’ nun bununla bir problemi olmaz.

Dere beylik dönemi boyunca kaleler en büyük güç sembolü idi taki mancınık ve de top gülleleri bulunana kadar. Demem o ki Shi Xing burada alt limit olarak  Zi Yu’ya bir ateşlenmiş bir top güllesinin uyguladığı forsu uygulamış oluyor hatta belki daha da fazlasını. İçiniz de top mermisini zahmetsizce karşılayabilen bir insan tanıyan var mı ?

Ayrıca resimdeki sol panel de Shi Xing şunları söylüyor:

” Ölümlü, sen yoldaşlarımdan birini (bir tanrı) öldürmüşsün, böyle bir şeyi nasıl becerebildin göster bana.”

Nitekim daha çok genç yaşlarında bile ünü tanrılara kadar uzanıyor. Hatta çoktan bir tanrı öldürmüşlüğü var.

Üstteki resimde kale duvarından bir kez daha geçiyorlar beraber ve Zi Yu’da yine hiç bir incinme belirtisi yok. Üstüne üstlük. Bir alt resimde Shi Xing ona şunları söylüyor.

” Haha bu çok eğlenceli. Bir ölümlü tarafından hasar almayalı epey oluyor. Kılıç ustası demek dedikodular doğruymuş. Harika yeteneklere sahipsin.”

Kalenin içine girdiklerinde Zi Yu neler yaptıysa, 6 Yüce Tanrı diye anılan tanrıların en güçlü 3. ekibinin en kuvvetli ikinci mensubu Shi Xing  resmen şok yaşıyor. İşin ilginci bu ana kadar Shi Xing kılıcını hiç çıkarmadı yani çıplak el dövüşte bile bir tanrı ile eşleşebiliyor. Tekrar diyorum bu Zi Yu’nun için yolun başları.

Bu karelerde Zi Yu’nun rakibini nasıl okuduğunu, rakibiyle ilgili bilgileri anında aklına kazdığını bu esnada da mükemmel zamanlama ile ortaya çıkarttığı madeni ruh tekniği bazlı kılıç saldırılarını görüyoruz.

Akabinde bir darbeyle aynı anda bir kaç insanı parçalara bölen birinden gövdesine savunmasızca aldığı güçlü bir kafa toslamasını minimum zarar ile tanklıyor. Shi Xing’in en son söyledikleri;

“Üçüncü olan… Sen 200 yıllık hayatım boyunca Madeni Ruh Tekniğini kullanabildiğini gördüğüm 3. kişisin…”

Bir diğeri demir yumruk aurası uzmanı, tanrıların hizmetkârı Ji Ling. Diğer isim ise gizemini koruyor. Yani 200 yıla 3 tane anca düşüyor. Zi Yu’nun ne kadar genç yaşta ne kadar ilerlediğinin kanıtı.

Yukarıda abisini öldürmek üzere olan  ve de kendisinden onlarca metre uzaklıktaki insanların bile nefes almasını zorlaştıran, vücudunda iç kanamaya sebep olan Tian‘a doğru hamle yapar. Normal bir insanın ağzından, burnundan kan geldiği bir menzilde, hareket dahi edemediği bir menzilde Zi Yu sorunsuzca hareket ederek, dayanıklılığını göstermektedir.

Bununla da kalmaz Tian’a karşı devasa bir madeni ruh kılıcı yöneltir ancak Tian dikkatini Zi Yu’ya odakladıktan sonra hem kılıç hemde Zi Yu’nun madeni aurası parçalanır. Fakat yine de bu katatonik durumdan sağ çıkmayı başarır.

Yeniden Doğma ve Hayalet Şehri Yok Etme:

Aç ve Bak ...

Tian’ın Kutsal Güç: Tek Renk Pus Perdesi tekniği sonrası aurası parçalanan ve de iç kanama geçiren Zi Yu bu duruma rağmen kendisini toparladı. Beş yıllık zindan hayatı sırasında parçalanan Madeni Ruh‘unu yeniden uyandırdığı gibi kılıcınıda meditasyon ile yeniden dövdü ve de düşünce gücü ile eskisinden daha da güçlendi. Bu da onun fiziksel dayanıklılığı ve de mental olarak irade gücünün kanıtlarından biri oluyor.

Bir yabancı sandığı yeğenini, (sürgün tanrılardan dayak yediği halde dayanabilen yeğeni) tek hamlede bayıltıyor ve zindanın kalın taş duvarında oyuk açıyor. İkinci karede ise Yüce Tanrı Shi Xing, karşılaştığı tüm rakipleri (avları) arasında en iyisi ve özeli olduğunu söylüyor. Shi Xing’in 200 yıldır yaşadığı düşünülürse oldukça etkileyici.

En üste Shi Xing’in gücünü görüyoruz hepsi özel savaşçılardan seçilmiş dünyanın dört bir yanından gelen insanlara karşı bir basit pençe darbesi ile aynı anda iki insanı bölebiliyor.

Ortada ki resimde omurgasına kadar her yanından tanrılar tarafından zincirlenen Zi Yu’nun zamanı geldiğine karar verdiğinde basitçe hepsini paramparça etmesi.

Son karede de Zi Yu’nun, o bir vuruşta birden fazla savaşçıyı parçalayan Shi Xing’i halı gibi silkelediği anlar.

Zombi ordusu ve başlarında ki Shi Xing tüm güçleri ile iki ölümlünün üzerine gelirken ve kaçacak yer yokken Zi Yu’nun soğukkanlılığı dikkat çekiyor.

Nitekim Elini kaldırıp tekniğinin adını fısıldaması ile yıldırım hızında yüzlerce kılıç zombi ordusunu yere mıhlıyor.

Son karede de madeni ruh kılıçlarını vücudunun bir uzvuymuşcasına karşı konulamayacak bir hızda Shi Xing’in içinden geçirişini görüyoruz.

Shi Xing’i kılıçları ile nasıl geri püskürttüğünü ve de yere çıplak ayakları ile düşünce nasıl taş zemini kırdığını görüyoruz. Aynı zamanda da rakibinin anlık hamle ve değişimlerini takip edip bu bilgileri toplamayı da ihmal etmiyor. Dövüş zekası, tecrübe, Hız, Zamanlama ve de Kuvvet gösterimleri.

Shi Xing’in en güçlü saldırısı büyük dev kurt Asura yani kutsal gücü ile Zi Yu’yu yakalar hatta kurt Zi Yu’yu yutar ancak Zi Yu, tanrılar ve de onların tekniklerini kesmek için dövdüğü “Cennet Cezalandıran” (Heaven Punisher) ile dev kurdu keser. Akabinde Shi Xing’de yaydığı baskılayıcı forsa dayanarak bunun tanrıları kesmek arzusuyla dövülmüş bir silah olduğunu belirtir. Zi Yu sadece çok isteyerek ve de arzulayarak istediği şeyi kesmesini sağlayacak her hangi bir silahı dövebilir demektir bu. Heaven Punisher kılıcının bir kaç ton ağırlığında olduğunu da söylesek iyi olur.

Ah Gou’nun açtığı Kutsal Güç: Pus Perdesi tekniğini yararak geçip sırtından Shi Xing’i Cennet Cezalandıran ile kestiği ve akabinde de yaktığı anlar.. Kılıcın saldığı güce dair iyi bir gösterim. Shi Xing’in aşamadığı pus perdesini de zahmetsizce aşmış olması da cabası.

Shi Xing ve zombi ordusunu yenince Hayalet Şehir kumlar içerisinde yok olmaya başlar ve her şey yutulur o esnada duruma ilk adapte olan ve harika bir sıçrayışla durumdan sıyrılan Zi Yu olur. Daha sonra çok iyi bir zamanlama ile yeğenini kurtarır ve de 13-14 yaşlarında ki yeğenini avcunun içinyle vurmasıyla beraber (hemde onu incitmeyecek seviyede bir kuvvet ile) onu onlarca metre yukarıya uçurmayı başarır.. Kendisi ise kumun derinlerine doğru gömülür. İşin garibi ise, Ah Gou amcasını öldü sanırken, tam arkasında belirmesidir. Koca şehri yutan kum girdabından nasıl çıktığı ise Zi Yu’nun kuvvet, zamanlama, hızlı düşünme ve hız becerilerinde yatan bir sırdır.

Yiğeni ile beraber yeniden eğitim zamanı:

Aç ve Bak ...

Madeni Ruh Tekniğini geliştirdiği Phantom Adası’na yıllar önce gittiğini belirtiyor Zi Yu yani daha ergenliği sırasında bile tek başına hiçliğin ve kaybolmuşluğun adası olan Phantom Adası’na ayak basmış ve de hayatta kalarak kendisini geliştirmiştir. Alt panelde dediğine göre, tüm bu uzmanlığına rağmen kendisi yine de eğitimini hala tamamlamadığından dem vurur. Yani şimdiye kadar gördüğümüz Zi Yu %100 potansiyeline dahi erişmemiştir.


-PART II-

Fantom Adasından görüntüler:

Aç ve Bak ...

Zi Yu’nun kişiliğine ve de kendine olan güvenine dair ufak bir ışık tutuyor resim. Bu dünya da keşfedilmemiş ve de gidilecek çok yer olduğunu acaba hepsini görmeye ömrü yeter mi diye merak ettiğini belirtiyor.. Bir başına her şeyle yüzleşmeye hazır.

Aylarca Süren Çalışma Sonrası Zi Yu Geri Döner.

Aç ve Bak ...

Tanrılar ve onların güçleri için oldukça ölümcül olan Heaven Punisher (Cennet Cezalandıran) kılıcı Ah Gou‘nun pus perdesini yarıp ortamı normale döndürmek ile kalmıyor. Aynı zamanda peşinden gelen onlarca Cennet Cezalandıran ile Bilge Kral (üstün yüce tanrı sınıfı sadece 5 üyesi var.) Bai Lian‘ın kutsal gücünü de kurutarak bertaraf ediyor.

Aynı anda iki inanılmaz güçlü kutsal gücü hiç ettiği gibi aynı zamanda Cennet Cezalandıran’ ı çoğaltıp, gökyüzünden indirebilme seviyesine de gelmiş olduğunu görüyoruz. Shi Xing‘i yendikten 9-10 ay sonra gerçekleşiyor bu olay.

Tanrıların Topraklarına geldiği o ilk anlar:

Aç ve Bak ...

İlk resimde  dayanıklılığını görüyoruz kutsal gücü süper zarar verilemezlik olan bir yüce tanrı direkt olarak havada (yani Zi Yu yerden güç alamazken.) vuruyor ve ön kolunda çatlaklar ile yırtıyor ve Zi Yu yere öyle sert iniş yapıyor ki her bir ayağı bastığı yerde mini krater oluşturuyor. Buradan Zi Yu’nun tonlarca forsa denk gelen dayanıklılığına dair bir fikrimiz oluyor.

Sonraki karede Zhen Chan adlı bilge kral tarafından sağlıkları yenilendiği için ölmedikleri anlaşılan yüce tanrı ordusu için Cennet Cezalandıran’ı çıkartır. Kutsal gücü zarar verilemez vücut olan ve de daha tanrısal bir güç ile sürekli iyileştirilen bir yüce tanrı bile saniyeler içerisinde kül oluyor.

En Güçlü Bilge Kral ile hem zihninde hem er meydanında gerçekleşen savaş:

Aç ve Bak ...

Daha sonra kendisi direkt olarak daha önce yüce tanrıları iyileştiren fakat sonra ön saflara gelmeye kadar veren en güçlü Bilge Kral Zhen Chan ile eşleşir Zi Yu. Dövüşlerinin ilk kısmı Zhen Chan’ın inanılmaz ilüzyon yetenekleri ile Zi Yu’yu kutsal gücü “Yargı Çarkı” içine alır ve ona asla geri dönmek istemeyeceği, gerçeği ile neredeyse birebir alemler ve de ilüzyonlar gösterir. Ancak Zi Yu çok geçmeden hepsinin ilüzyon olduğunu belirtir ve de her seferinde geri döner. En sonunda Yargı Çarkı’nın kapasitesini aşar ve Kutsal Gücü kırar. Hatta Zhen Chan şok olur çünkü bu karşılaştığı ilk örnektir. Ağzından çıkan ilk kelime “İmkansız !” olmuştur. Hatta kendi kutsal gücünü tarif ederek şunları söyler.

“Nasıl yeniden doğuş döngüsü ve de sınırsız dünyamın üstesinden gelebildi? Nasıl oldu da sıradan bir insan rüyalarının en derin çukurlarından her defada kendiliğinden çıkıp gelebildi.”

Burada da bir savaşçı olarak fiziksel becerilerinin yanında mental olarak da ne kadar kayda değer bir dayanıklılık ve de dominantlığa sahip olduğunu görüyoruz ve bu ne ilk ne  de son irade ile üstün gelme açısından.


Zhen Chan’ın en güvendiği kutsal gücünün üstesinden gelince, Zhen Chan’ın içerisinde ki iblis eşi Er Chan ortaya çıkar. Zhen Chan’ın zalimliği, kibirliliği ve de dar bakışının sebebi olan bu Tanrısal varlık fiziksel ve de kutsal güç olarak Zhen Chan’ın bile üzerindedir öyleki Tanrılar arasında ki en eğitimli ve de ehlileşmiş Zhen Chan bile yıllardır bunun üstesinden gelememiştir.

Nitekim Er Chan, Shi Xing ve de Tian Kui‘den bile kuvvetli bir canavardır desek yanlış olmaz.

Ve bu iblisin onu yere çaldığında (ki yerde bir krater oluşturur yani Zi Yu’nun vücudunun sertliği ve dayanıklılığı katı taş yatağının yüzeyinden bile daha dirayetli) ya da tutup metrelerce sürüyüp fırlattığında dahi hala savaşabilecek konumdadır ve de ufak yaralar ile dövüşüne devam edebilmektedir.


Bu kötü kondisyon içerisinde bile Er Chan bitirici darbeyi yapmak için gelmeden, Zi Yu onu hız çarpmasına uğratır. Ve ilk ciddi alev kesişini atar.Akabinde alevlerini söndürdüğünde defansif konumda olan “1 ton üstü ağırlık skalasında” ağırlığa sahip olan Cennet Cezalandıran kılıcı ile Er Chan’a bir beysbol oyuncusunun topa vurduğu gibi vurur ve onu savurur.

Sonra Er Chan’ı hızı ve de kılıç ustalığı ile domine etmeye devam eder o kadar hızlanır ki zi Yu ve devasa Cennet Cezalandıran bile göze 3-4 tane yan yanaymış gibi görünmeye başlar.

Ayrıca yukarıda baştan beri yazdığımız tüm dövüşlerde, rakiplerini ve de kendisini değerlendirmeyi hiç bir an bırakmayan sürekli ortamı ve durumu kontrol eden harika bir dövüş zekasına ve de hayat tecrübesine sahip olduğunu görüyoruz.

___________________________________________________________________

İlk 2 sayfada Zi Yu‘nun nasılda büyük savaşlar ve de aşılması gereken yüce engeller için yanıp tutuşan tutkulu bir savaşçı olduğunu daha da iyi anlıyoruz. Ömrü, engellere meydan okuma ve üstesinden gelme ile geçmiş.

Son sayfa da ise, Shang İmparatorluğu‘nu yeni terkettiği çok genç olduğu yıllardan bir gösterime şahit oluyoruz. Burada o kadar genç ki hala kılıç taşıdığını ve de madeni ruh tekniğini henüz öğrenmediğini görüyoruz ve o hali ile bile 100 eşkiyayı ciddi bir yara almadan genç yaşına rağmen temizliyor.


Er Chan, Cennet Cezalandıran‘ı çıplak elleri ile tutabilen, Zi Yu’yu yüz metrelerce uzağa fırlatabilen ve de yumrukları ile yerde oyuklar açabilen biri olmasına karşın Zi Yu’nun yetenek üstünlüğüne daha fazla dayanamaz ve de Zhen Chan’ın “Yargılama çarkı” adlı kutsal gücünün üst modeli ve daha dehşet verici olan “Günah Çarkı” kutsal gücünü çağırır.

Bu gücün öncekinden farkı, önceki pür irade ve farkındalık ile üstesinden gelinebilen ve de rakibe fiziksel olarak ölümcül zarar vermeyen daha çok etkisiz hale getirme ya da acısızca öldürmeye dayalı bir teknik idi.

Günah Çarkı’nda yaşadıkların ise tamamen gerçek çünkü orası kontrolü Er Chan’da olan bir mini cep evreni. Ayrı bir evren yani ve de orada bugüne kadar başkalarına yaşattığın acıların sana geri dönmesi sağlanıyor. Yani Zi Yu’nun bugüne kadar kestiği ve yendiği tüm düşmanlarına verdiği hasarı saniyeler içerisinde kendi vücuduna akın etmekte ve onu öldürmekte idi.

Belki de daha ilk saniyelerde onlarca kere kesilen ve de delinen vücuduna ve de çektiği ızdıraba rağmen Zi Yu’nun zihni hala bir çıkış yolu peşinde olmayı sürdürmekte idi. Bu Günah Çarkı kutsal gücünün tamamen bir cep evren yaratıp orada kişiyi geçmiş günahları ve arbedeleri ile başbaşa bırakıp orada hapsetmek olduğunu anlıyoruz fakat Zi Yu pes etmiyor.


Zi Yu’nun bu çıkış çabalarının boşuna olduğunu belirten Er Chan’ın sesinden sonra bir de bakıyoruz ki gerçekten de Zi Yu, Er Chan’ın elinde tuttuğu kutsal bir mini evrenin içerisine hapsolmuş bir zerrecikti sadece.

Fakat Zi Yu pes etmiyordu. Er Chan ondan ısrarla pes etmesini, teslim olmasını, itaat etmesini ve de kabul etmesini söylüyordu. Zi Yu ise buradan kurtulmam için yapmam gereken sadece itaat edip , pes etmekse o zaman ben Cehennemin en derin çukurunda yanmayı tercih ederim der Ve son bir çare ile kılıcı Cennet Cezalandıran’ı kaldırır ve de en güçlü saldırısı Sword Aura: Heaven Piercer True Flame tekniğini ateşler.

Teknik hemen günah çarklarını yıkarak bu koca boşlukta çıkış yolu aramaya başlar. Alevler iradesini Zi Yu’nun iradesinden, gücünü ise onun yaşam enerjisinden alır. Hatta en son “bütün yaşam enerjimi harcayarak yan !” diye haykırır. Durumun kötüye gittiği farkeden Er Chan avcundaki evreni yumruğunu sıkması ile kapatır ve de Zi Yu’yu astral alemde yok olmayla baş başa bırakır. Zi Yu durur ancak yaşam enerjisi ile iradesini içine akıttığı alevler durmaz. . .


Daha sonra Zhen Chan’ ı görürüz. Zi Yu’ yu zar zor kurtarmıştır. Her şey “Sınırsız Dünya” tekniğinin içerisinde ki bir yanılsama imiş fakat aynı zamanda yaşanılan her şey gerçek idi.

Zhen Chan diyor ki

“Benim sınırsız dünyamın üstesinden geldin ve daha da önemlisi içimdeki şeytan Er Chan’ı temizledin…”

Sonra olanlara bakıyoruz. Zi Yu’nun son arzu iradesi ve de yaşam enerjisi ile güçlendirilmiş gerçek alevlerin önce evreni aştığını sonra Er Chan’ı karşı konulamaz biçimde yaktığını görüyoruz ve alevlerin ortaya çıktığı o an adeta devasa bir nükleer patlama çapında ve etkisinde olduğunu da görüyoruz. İşte Zi yu ve de Cennet Cezalandıran ile olan birlikteliğinin potansiyelini burada görüyoruz.

___________________________________________________________________

Dövüşün ardından Zi Yu en güçlü ve de bilge olan bilge kralın saygısını ve dostluğunu kazanır. Birbirine verilen tavsiyelerden sonra o kadar mental ve fiziksel travma ve strese rağmen Zi Yu bir sonraki meydan okuması olacak olan Tian’ı Zhen Chan’a sorar ve en güçlü bilge kral olmasına rağmen.  Zhen Chan’ın cevabı “benim çok üstümde…” olur. Ve bunu duyan Zi Yu daha da keyiflenerek oradan inanılmaz bir şekilde adeta uçarak uzaklaşır.

İşte tam da burada çok önemli bir hız ve güç gösterimi yatmakta, Zi Yu henüz karanlıkların meşhur “Kaybolma Sanatı” adlı hızlıca kaçma, hızlıca ortadan kaybolma tekniğini bilmezken bile hiç bir eğim göstermeden adeta yatay eksende hiç bir kırılmaya maruz kalmadan yüzlerce metre öteye roket gibi fırlayabilmektedir. Ve kilometrelerce uzağa konulan izleyici bakış açısı ile takip edilemez bir haldedir arkasında  enerji dalgalanmaları yaratmaktadır.

Ki insan gözü yüzlerce metre ötede ses duvarını aşan bir jeti bile gözüyle seçebilirken, kilometrelerce uzaktan seçemediği şeyin ne kadar hızlı olduğunu siz düşünün. Bir kuyruklu yıldız gibi gözükmektedir adeta Zi Yu.

Standart bir profesyonel futbolcunun 170 km/sa hızla giden 450 gram ağırlığındaki bir topa santimetre kareye 544 kg gibi bir fors ile vurduğunu düşünürsek. Zi Yu hem top, hem vurucu varsayarsak ve de fiziğine bakarak yaklaşık 90 kilogram olduğunu düşünürsek.

450 gramlık bir nesneyi 170 km/sa hızla yollamak için inch kareye 500 küsür kilogramlık bir kuvvet yeterli oluyorsa

1000 lerce km/sa hızla hareket eden ve 90000gr ağırlığında olan bir şeye ne kadar güç uygulanmalıdır ?

Ayrıca tüm verdiğim bu futbol değerlerinde yer çekiminin etkisinin azaltıcı etkisinin hesaba katılmış olduğu rakamlar olduğunu belirtirim ancak Zi Yu yüzlerce metre hiç bir yer çekimi etkisine maruz kalmaksızın yatay düzlükte ilerleyebiliyor.

Nitekim yaptığım kaba ve inanılmaz azımsanmış hesaplar sonucu. Zhen Chan ile olan inanılmaz savaşından sonraki Zi Yu bile Mach 12-24 aralığında yer değiştirme hızına sahip. Yani 11.000km/sa – 24.000km/sa aralığında hıza sahip biri. Ve bu hızı sağlayan bacaklarının itme gücü ise yaklaşık minimum 110 ton civarı. Ama bunlar yakşaşık 4-5 kat azımsanmış hesaplamalardır yani mach 50 – mach 100 aralığı daha akla yatkın gibi.

Ama bunlar azımsanmış hesaplamalar zira Feng Shen Ji evreninde Zi Yu klasmanı karakterler (NiTian Erxing, Tian Wu, vb) yıldırım formunda hareket edebiliyorlar ki Zi Yu’nun ki de buna benzemekte Yıldırım ise mach 300 ve mach 1700 arası değişen bir hız aralığına sahip. Yani Zi Yu bizim hesaplamalarımızın bile çok üstünde aslında.

Tian ile Rövanş:

Aç ve Bak ...

Her biri yüce krallara rakip hatta bazıları Bilge Krallara rakip Karanlık Generalleri bile Bai Long tarafından sınırlandırılan Tian’a bir şey yapamamıştır. Hatta Karanlıkların en vahşi generali QiongXiong Jie bile “Limit Kırıcı” mode geçtikten sonra anca Tian’ın ufacık bir deri parçasını kavlatabilmiştir. Ve rakiplerini ciddiye almadan bu kadar üstünlük sağlayan Tian’ın karşısına gelecek bir sonraki rakip Zi Yu için aslında tüm bu hikayenin anlatıcısı olan Katip Tanrı Xiao Yaozi

şunları söylemektedir.

“Tanrıların Diyarına zorla gelen Devrimci Karanlıklar Ordusu neredeyse tamamen yok edilmek üzereydi. Tamda yenilgileri neredeyse kesinmiş gibi görünürken. O gelmişti…”

Yani Zi Yu, altan alan Tian’a bile hiç bir şey yapamayan 5 Karanlık Generalinden çok ama çok daha büyük bir umut ışığı idi.

Bu resimde de gelişi ile herkeste yarattığı intiba gösteriliyor. Ayrıca, Karanlık Generalleri bile ona Büyük/Yüce Kılıç Ustası diye sesleniyor. (Ki Karanlıklar beraber savaştıkları kişilere “kardeşim/yoldaşım” diye seslenir. Bu denli resmi seslendikleri iki kişi vardır biri Karanlık Ordusu’ nun yüce Mareşali NiTian ErXing, diğeri de Yüce Kılıç Ustası diye seslendikleri Zi Yu)

Akabinde, az önce Tian’a aşağılanırcasına yenilen QıongXıong Jie, intikamı ve Tian’ın yenilme ihtimalini artırmak için ruh gücünü Zi Yu’ya transfer eder.

Son resimde de hiç bir rakibinin saldırmadan yanaşamayacağı kadar Tian’ın yakınına girip, karşısında dikildiğini ve Tian’ın bile onun neler yapabildiğini görmeden ona bir şey yapmadığını  görüyoruz. Bu da Zi Yu’nun etrafına nasıl bir savaşçı aurası yaydığını gösteriyor âdeta.

Zi Yu ilk baş sözlü olarak anlaşma yoluna gider ve insanların özgürlük dileğini belirtir. Tian ise bunu ona kanıtlaması gerektiğini söyler ve ilk saldırısını yapar. Ejderlerinden birini o kadar hızlı ve güçlüce Zi Yu’ya yöneltir ki, Zi Yu kaçınca Ejder’in kafasının zemine girmesi ile orada ufak bir krater yaratır.

Bu sırada Zi Yu kendi deyimiyle “neredeyse doğru dürüst zıplamadığı halde” kendi gücü ve üstüne karanlık ruh gücü ile birden bire kendisini bulutların üzerinde bulur.

Şimdi burada biraz duralım.  

  1. Zi Yu doğru dürüst ruh gücünü kontrol bile edemiyor, henüz bu konuda çaylak ve kendi deyimiyle “neredeyse” zıplamış yani bu çıkabileceği maksimum yükseklik değil.
  2. Ruh gücü yani “Soul Gear Spiritize” tekniği Karanlık Generalleri için silahlarını geliştirmek ve fiziksel özelliklerini artırmak için kullanılmakta ancak hiç bir Karanlık General henüz buna yakın bir fiziksel gösterim sunmamıştır. Nitekim Zi Yu’nun normal halde iken bile çoğu Karanlık Generalinin “Soul Gear” formundan daha güçlü olduğunu varsaymalıyız.

www.dunkcalculator.com adlı. Değişik pota türlerine, değişken uzunlukta ki insanların erişmesi için gerekli olan yükselme miktarı, zemini terketmeden önceki son hız ve de zemine uygulanması gereken newton gücünü hesaplayan bir site.

15 feetlik potaya Zi Yu’nun ağırlığında ki normal bir insanın erişmesi için 240 cm dikey sıçraması ve de zemini terk ederken ki hızının 7.13 m/s olması gerekiyor. Bu senaryoda da zemine 14756 N luk bir tork uyguluyor.

Zi Yu, bulutların üstüne yani, günümüz yolcu uçaklarının ortalama uçuş irtifasına çıktı. Peki nedir yolcu uçaklarının ortalama uçuş irtifası ? 30 ile 35 bin feet.

30000/15’den Normal insan ile Zi Yu arasında ki farka gidebiliriz. 2000 kat daha yükseğe çıkmış. Peki 15 feet yüksekliğe erişmek için gerekli değerleri 2000 ile çarparsak 

14756 x 2000 = 29512000 ediyor. Her Newton 0.101 kg ettiğine ve de 1000 kg bir ton ettiğine göre;

Zi Yu’nun zemine 2980 tonluk güç uygulaması gerekiyor. Ayrıca Zemini terkederken ki hızı da

7.13 x 2000 = 14260 m /s olması gerekiyor. Peki ses hızı neydi ? 352 m/s.

Yani Zi Yu, zeminden ayrıldığı sırada ki son hızı ve havada ki ilk anlık hızı ses hızından 40 kat daha hızlı.

Yani mach25’in bile üstü ki bu “re-entry speeds” olarak geçen Yüksek Hipersonik hızın bile üstünde bir değerdir.

Ve unutmayın Zi Yu şöyle demişti “neredeyse zıpladım…” yani bunlar maximum değerler değil.

Şimdi şöyle diyebilirsiniz; “Oraya ulaşması için illa o ilk hızla sıçramasına gerek yok ki !” Evet haklısınız. Sonuçta fantastik bir öğe, gerekirse 25 saniye de de varabilir. Ancak bu sefer zemine uygulaması gereken güç çok çok daha fazla olacak yani bu da onu daha güçlü yapar. Daha az güç kullanarak çıkacaksa da ilk hızının daha yüksek olması gerekecek ki bu da onu daha hızlı yapar.

Yani her halükârda Zi Yu 100+ ton sınıfı üyesi birinin bacak gücüne ve de Mach 30+ hız sınıfı birisinin reflekslerine sahip. Size Zhen Chan savaşı sonrası standart Zi Yu’nun bacak kuvveti ve hızı ile ilgili değerleri vermiştim. İşte doğru düzgün kontrol edemediği Ruh Gücü ile bile “MİNİMUM” bu kadar yükseliyor değerleri.

Devam edelim;

Zi Yu o yüksekliğe çıkınca, “Sword Aura: Meteor Shower” tekniğini bambaşka bir boyuta getirir.

30.000-35.000 feet (10bin metre)  yüksekliğe sahip yaklaşık 10-20 metre çapa sahip hayali silindirik bir hat boyunca sayısız kılıcı rakibine doğru indirmektedir. Aslında sayısız değil sayabiliriz.

Zi Yu’nun madeni ruh tekniği kılıçlarının uzunluğu genelde Zi Yu kadar ya da ondan biraz daha uzun oluyor bir gene yuvarlak hesap 2 metre boyunda, bıçak kısmında da genişlik 50-60 cm olsa ve kılıcının en kalın olduğu yerdeki et kalınlığını (kılıcın orta iskeleti) 5cm alsak ve de  dikdörtgen prizma (nispeten) gibi düşünüp. bir kılıcın havada yaklaşık 0.06 metreküplük hacim kapladığını anlarız.

Peki yukarıda tarif ettiğimiz Zi Yu’nun içini kılıçları ile doldurduğu hayali silindirik bölgenin hacmi de 3.14x100x10000 = 3140000 metre küp eder. ve buradan Zi Yu’nun tek bir seferde istediği an havadan 3140000/0.06 = 5233333 yani yazıyla 52 milyon 333 bin 333 madeni ruh kılıcı indirebileceğini biliyoruz.

İşte bu inanılmaz kılıç yağmuruna karşı Tian sıklıkla kullandığı Kutsal Gücü: Pus Perdesi ile karşılık verir. Ve Kılıçlar bununla baş edemez. Fakat zaten bu bir oyalamaca ve dikkat dağıtmacadır.

Zi Yu bu sırada heaven punisher ile kılıçlarının arasından Tian’a doğru süzülmektedir. Serbest Düşme prensibince 10000 metrede ilk hızı 0 olan bir cisim yaklaşık 44 saniye sonra yere düşüyor. Ve Zi Yu, Hevaen Punisher ile Tian’ın Pus Perdesinin üzerine geldiğinde etrafta hiç madeni ruh kılıcı olmadığını görüyoruz yani yaklaşık olarak 40 saniye de 52 milyon 333 bin 333 kılıcı yağdırmış oluyor. 40 saniye de 314 metre karelik bir alana 52 milyon 333 bin 333 kılıç yağdırıyorsa 1 saniye de 1 metrekareye yaklaşık 4165 kılıç düşürebilir. Mesafeyi kısaltırsa kılıcın geliş süresi daha da azalır.

10.000 metre yükseklikten 52 milyon 333 bin 333 kılıç 40 saniye de yağdı ise 10 metre yükseklikten bir kılıç ne kadar zaman da iner ? 0.000000008 saniye de iner Bu da yaklaşık 8 nanosaniye ile 8 pikosaniye arası bir değer demektir. Yani bir göz kırpmasından yaklaşık 6 kat daha kısa bir sürede 10 metre mesafeden Zi Yu size bir kılıç sokabilir.

Nitekim nihai tekniği “Sword Aura: True Flame Heaven Piercer” ile Tian’ın Tek Renk Pus Perdesi tekniğini aşmıştı. Ve de etrafa saçılan alevler arasında akrobatik hareketler yaparak, Tian farkına dahi varmadan yere konmuş ve de “küstahlığım için özürlerimi sunarım..” deyip dokunulmaz olarak bilinen Tian’ın boğazına kılıcını dayamıştır ancak o sırada güçlerini artıran ve tamimiyle savaşçı ruhu uyanan Tian’a bu sökmez.  Ve durum kızışır.

Boğazına dayanan kılıçtan sonra o ana kadar Tian’ı hiç kimseyi öldürmemesi için ikaz edip sınırlayan karısı Bai Long bile ;

“Yüz bin yıl önceki haline geri döndü, savaşçı ruhu uyandı. Bu andan sonra artık onu ben bile durduramam”
diyor ilk sayfada. Nitekim, ciddi değilken bile Karanlıklar Ordusu‘nun büyük kısmı ile dalga geçen Tian, Zi Yu karşısında ciddileşmiştir. 

Tian’ın pus perdesi gücü öyle artmıştır ki Zi Yu’nun dediğine göre onu hareket edemez hale getirmiştir. Ve bu sırada Tian “Maymun’ların hep belli bir limiti olduğunu düşünmüşümdür. Sen ise beni şaşırttın !” diyerek Zi Yu’ya dair ilk izlenimlerini belirtir.

Zi Yu’nun suratına devasa pençemsi elleri ile vurarak onu zemine bastırır ve Zi Yu’nun gövdesi ile zeminde ufak bir krater açar. Burada da Zi Yu’nun masif kayaç zemin ile Tian’ın pençesi arasında tost olmasına rağmen ciddi bir yara almadığını fark ediyoruz. İnsan üstü dayanıklılık ve kuvvete sahip.

Tian, Zi Yu’dan öyle etkilenir ki , ilk defa rakibinin adını ve de statüsünü sorma ilgisini gösterir. Üstelik kendisinin antik madeni ruh tekniği silahı olan, geçilmez Kan Mızrağı adlı mızrağını da kuşanır.

Ve son resimde de Kan Mızrağı’nı yüzbinlerce yıl sonra ilk defa çağırdığını, kuşandığını söylüyor anlatıcı. Yüz binlerce yıl boyunca ne tanrılardan, ne karanlıklardan ne de insanlardan Zi Yu gibi bir rakip çıkmamış demek ki !?

Ayrıca Tian‘ın ciddileştiği de belirtilmiş !

İlk resimde kendisini “insan diyarından sıradan bir göçebe” olarak tanıtan Zi Yu için Tian kendisine saldırmasını talep etmiştir. Tian ciddileştiğinden beri saçları ak alevler gibi dalgalanıyor, gözleri parlıyor ve de dişleri ile tırnakları (pençe) iyice belirginleşmişti. Ve Karısı Bai Long

” Hei Long, bir insana karşı ciddi biçimde dövüşecek mi ? Bu bir ilk !”
 demiştir.

Bu sahnenin çizimine arkada dans eden tonlara ve de koreografisine hasta olmamak elde değil !

Akabinde Zi Yu için anlatıcı aşağı yukarı şunları söylemiştir:

“Korku ve telaşı tüm vücudunda hissetmesine rağmen bir şekilde en soğukkanlı ve en kararlı halindedir. Ne bir ter ne de bir telaş emaresi taşımamaktadır. Karşılaştığı en güçlü rakibine hızlı bir adımla yanaşır ve de bunca zamandır merak ettiği sorunun cevabını bulmak ister. Soru ise; Tian ne kadar güçlü ?”

Ardından Tian ile silahları ilk defa çarpışır. Cennet Cezalandıran ile Kan Mızrağı karşılaşır ancak akabinde Tian kan mızrağına yıldırımı da ekler ve yıldırım ile Zi Yu’yu havaya fırlatır. Zi Yu bu saldırıyı da tanklar. Ve pek çok tanrıyla dövüşen Zi Yu’ya göre “Birden fazla kutsal gücü aynı anda kullanabilen ve de her bir gücün de en yüksek formdadır.

Nitekim karşıladığı basit bir yıldırım saldırısı değildi, nitekim ciddi bir yaralanma göstermeksizin bunu da karşılamıştır.

Devamında ise , yukarıya fırlatılan Zi Yu’ya doğru yıldırım hızında gelen Kan Mızrağı’nı mükemmel zamanlama ile alevleri sönmüş yani ağırlığı bir kaç tonun üzerinde ki Cennet Cezalandıran ile mükemmel zamanlama ile karşılar. Yerden güç almadan bir kaç ton üstünde ki ağırlığa sahip kılıcı hareket ettirebilmesi de ruh gücü ile fiziksel olarak güçlendiğini göstermektedir.

Nitekim, Blood Spear sivri ucu ile donuk cennet cezalandıran ile karşılaştığında ardı ardına şok patlamaları yaratır ve söylenen göre Blood Spear’ın yarattığı etki Bilge Kralların En Büyük Savaşçısı Tian Wu’nun Great Thunderclap yani Yüce Gökgürültüsü tekniğini dahi geri de bırakacak bir güce sahip. Peki o nedir diyecek olursanız.

Tian Wu’nun Thunderclap’i bir hedefe doğru yönlendirilince de yol boyunca ufak meteorlarlar yağdırmış gibi görüntü oluşturabiliyordu.

İşte Tian’ ın  Kan Mızrağı adlı silahının her bir darbesi bu kutsal güçten daha güçlü bir patlayıcılığa ve yıkıcılığa sahip. Zi Yu’nun hem fiziksel hemde mental olarak ne kadar dayanıklı bir savaşçı olduğunu görüyoruz.

Zi Yu bunu kılıcı ile bunu durdurmayı başarmıştır ancak, etrafa yaydığı şok dalgaları bile kendi kanını öksürmesini engelleyememiştir. Nitekim Zi Yu’nun bu raddeden sonra iç kanama ve de yıpranmış organlar ile dövüştüğünü varsayabiliriz !

İlk Resimde Zi Yu’yu, Blood Spear darbesi ile yere yapıştıran ve yerde krater açan Tian için Zi Yu’nun

“Geri savaşma şansı bile bulamıyorum. Bu tarz bir rakip ile ilk defa yüzleşiyorum. Ataklarını engellediğim de bile ciddi yaralardan mustaribim”
 diyor. Ayrıca, Hei Long (Tian)’un eşi Bai Long ‘ da

” Hei Long tüm gücü ile dövüşüyor !”

diyor.Yani kendisini saklayan (en azından daha önceki gibi saklayan) bir Tian yok Zi Yu’nun karşısında ve bu yüz bin yılı aşkın süredir ilk defa oluyor !

Tian bitirici darbe için geldiğinde Zi Yu’nun gözlem yeteneğine bir kez daha şahit oluyoruz. “Karşı koymak için en ufak bir aralığı bile değerlendirmeli aksi halde yok oluşumu kucaklamalıyım” dedikten sonra inanılmaz bir refleks ile (unutmayın dağları tuz buz eden bir atağın şok dalgasını bir kaç kez yedikten sonraki Zi Yu bu) kılıcından güç alarak yıldırım yüklü Kan Mızrağı atağından sıyrılır. Ve Zi Yu bir kez daha saldırmak üzeredir…

Hızlı kaçışının ardından mızrağın ulaşamayacağı kadar Tian’ın yakınına sokulur Zi Yu, Tian’ın bile üzerinden silkip atamadığı bir hızla onun üzerine çıkar ve bitirişi vuruşu yapar ancak araya Tian’ın sırtında ki ejderlerden biri devreye girer, Zi Yu’yu göğsünden ısırır fakat akabinde, Zi Yu, 2 defa bilinen tüm yaşamı yok edip yeniden canlandıran, tüm antik tanrıları tek öldüren Tian’a bir ilki yaşatır ve sırtında ki ejderi keser alır.

Hali hazırda ciddi olan Tian bu raddeden sonra daha da ciddileşir. Ve unutmayın bunu başaran Zi Yu saatlerdir dövüşen (yüce tanrılar, en güçlü bilge kral Zhen Chan ve sonunda Tian) ve belki de bir şehri ya da bir kaç dağı arda arda yok edebilecek tekniklere karşı mücadele verdikten sonra hala bu denli dövüşebilmektedir. Ayrıca Zi Yu’nun başardığı şey etrafında büyük şok yaratır. Karanlık Ordusu Generallerinin en güçlülerinden HanFen LinLin (büyük ihtimalle en güçlü 3 generalden biri) şöyle diyor şaşkınlıkla

“Bizim ne kadar çabalarsak dahi dokunamadığımız Tian…” yara aldı ya da ejderini kaybetti diye bitirecekti cümleyi büyük ihtimalle. Bu bile karanlık generaller ile Zi Yu arasında ki teknik uçurumu gösteriyor.

Akabinde şapşallayan Tian’ın durumunu fırsat bilip hiç tereddüt etmeden Tian’ın tüm kaçış yollarını ve hareketini madeni ruh kılıçları ile anında, Tian reaksiyon veremeden çağırır ve onu zemine âdeta mühürler hatta yer yer onu keser. Ve anlatıcıya göre bu şartlarda kimse bir gıdım bile kıpırdayamazmış hatta Tian gibi güçlü biri bile ?!.

VE Zi Yu sıkışan Tian’a son darbe için Cennet Cezalandıran‘ı ile birlikte saldırır.

Ve Zi Yu, Tian’ı en güçlü tekniği “White Wall” adlı kutsal gücünü kullanmasına zorlar. Teknik aktive edildikten sonra ise Zi Yu “beyaz renginden bir deniz” den başka bir şey görememektedir.

Tian, White Wall’ı Kan Mızrağı’nın kara yıldırımları ile birleştirip inanılmaz bir şok dalgası ile Zi Yu’yu vurmuştur. Bu teknik karısı Bai Long’un dediğine göre beyaz ışık küresinde kalan her şeyin hayatını yok eden bir tekniktir. Öyle ki teknikten onlarca metre uzaklıkta ki yüce tanrılar ve karanlıklar bile ışığa bakmanın tehlikeli olduğunu söyler ve ışığa bakamazlar.

Zi Yu’nun vücudunda ki tüm damarlar, organlar ve de kemikler parçalanmıştır. Kendisi Tian’ın limitini sonunda gördüğünü söylemiştir. Ve inanılmaz acı, harap olmuş vücut ve de çok önceden beridir var olan iç kanamaya rağmen, o ağır kılıcını son bir kez Tian’a atacak gücü kendisinde bulmuştur.

Ancak, Tian gücünü çoktan toplamıştır ve rahatça ataktan kurtulur. Yine de Tian, Zi Yu’yu o kadar ciddiye almaktadır ki, White Wall ile yetinmez ve kan mızrağı ile onu havada delip sonra Yıldırım ile birlikte onun üzerine çıkıp beraber metrelerce yukarıdan zemine çakar Zi Yu’yu düşüş öyle kuvvetlidir ki etrafa enerji saçılımı salar ve zeminde krater oluşur. Vücudu felç olsa da hala bilinci yerindedir Zi Yu’nun hatta madeni ruh ile dövdüğü Cennet Cezalandıran bile kaybolmamıştır.

Tian ona çok azimli/kararlı bir savaşçı ruhu olduğunu, inanılmaz bir savaşçı olduğunu ve de ilk olduğunu söyler. Zi Yu‘nun sayesinde Tian insanların evrildiğini kabul eder ve onlara Maymun demeyi keser. İşte bu Zi Yu’nun başarısıdır. (Tian öyle diyor)

Ve Zi Yu, 2. kez Tian tarafından resmen başladığı yere gönderilmiştir. Ancak ölmemiştir. Şifacı sürgün tanrı Kong Que tarafından iyileştirme seansına alınır ancak onun dediğine göre eğer durum kritik ise o bile iyileştiremezmiş. Nitekim Zi Yu yaşadığına göre bu inanılmaz hasara ve savaşa rağmen yine de hayata tutunması mental ve fiziksel dayanıklılığının ne kadar muazzam olduğunu göstermekte.

Buresimde ise Ah Gou

“… Gücünün benimkinin çok üzerinde olduğuna şüphe yok, Zi Yu amca bile onun için bir rakip değil …”  

“Benim çok üzerimde” ve “Zi Yu amca bile rakip değil” ! Yani meali, beni geç Zi Yu amca bile haşat oldu diyor bu da Ah Gou’nun Zi Yu’yu kendisinden çok daha yukarıda gördüğüne direkt olarak Ah Gou’nun ağzından gelen bir kanıt oluyor.

Zi Yu’nun, Great Thunderclap kutsal gücünün patlayıcılığından daha güçlü teknikleri karşıladığını, Kan Mızrağı ile deşilip, kara yıldırımların vücuduna boşaltıldığını ve de Beyaz Duvar ile vücudunu tamamiyle mahvettiğini gördük. Zi Yu buna rağmen biraz şifalı efsun müdahalesi ile kendine geliyor ve de madeni ruh tekniği kılıçlarını ve de Cennet Cezalandıran ‘ını yeniden dövdüğünü söyleyeyim. Zi Yu’nun en az şehir-dağ hatta belki ada seviyesinde dayanıklılığa sahip olduğu söylenebilir.

Tian ile rövanşında böyle bitmiştir. Ancak bu Zi Yu‘nun meydan okuyacağı son ejder olmayacaktır !

Amca’dan Yeğenine Bir Ders:

Aç ve Bak ...

Bai Cai gibi FSJ evreninde çok uzak mesafeleri en kısa sürede giden, belki de en iyi “vanishing art” becerisine sahip kişisini bile daha yere konmadan, fark etmeyi geç, kim olduğunu bile tanıyabiliyor. Üstelik o sırada kaval çalmak ile meşguldü yani sessiz bir ortam da değildi.

Burada arkadaşının sorusu üzerine

” zihin gözüm kör değil”

diyor gözleri kör olan Zi Yu yani mental kabiliyeti ile hala görebiliyor.

İlk sayfada Zi Yu’nun  deyimiyle yiğeni Ah Gou‘nun “ruhunun yüzü” nü görebiliyor. Yani Zi Yu yeterince odaklanırsa metafiziksel ve mistik canlıları da farkedebilmektedir. Ruhu görebiliyor adam.

İkinci sayfada Ah Gou o kadar ciddi ki, Pus Perdesini en güçlü forma sokmak için madeni ruh kolunu bile iptal ediyor. Yani çok zorda kaldığında yaptığı bir teknik bu. Bu teknik ile Tian‘ı geri püskürtmüş ve Chi Long‘un cehennem alevlerinden yanmadan kurtulmuştur. Fakat burada Zi Yu gayet rahat görünüyor. Tian’ın basit bir pus perdesi ile tüm gücünü yok ettiği o adamdan bu yana çok çok güçlendiğini görebiliyoruz.

Ve en iyi pus perdesi kaldırıcı tekniği olan Heaven Punisher’ın Sword Aura: True Flame Heaven Piercer tekniğini ateşler. Tian’ın bile oldukça canını yakan ve hasar veren bu teknik Ah Gou içinde bir istisna olmaz ve onun en güvendiği tekniği bertaraf etmesinin yanı sıra onu bir nebze de olsa yakar. Heaven Punisher sadece tanrısal varlıkları öldürmek için dövülmüştür. Ah Gou da yarı tanrı olmanın ceremesini çekiyor.

Tamamen kana susamış hale gelmiş Ah Gou bile Zi Yu’nun tek bir saldırısı ile çaresizce haykırıyor.

Burada da Ah Gou tam kudurmuşken bir anda etrafı madeni ruh kılıçları ile sarılıyor. 3 sayfada kendisi de itiraf ediyor.

“Ne adam ama! Madeni Ruh tekniğinin isabetliliği ve hızı bir yana aynı zamanda takip dahi edilemiyor. Bir göz kırpmada etrafım sarıldı.”

Zaten yukarıda (Tian ile Rövanş kısmında) yaptığımız hesaplamalarda insanın göz kırpma süresinden 6 ila 8 kat daha kısa sürede 10 metreden rakibine kılıç sokabildiğini söylemiştik. Ah Gou’da bizi doğrulamış oldu.

Daha önce yendiği emektâr Bilge Kral Zhen Chan‘ın yardımı sayesinde, Zi Yu, Ah Gou’ ya kılıçları gerçekten sokar gibi gösterir ama aslında onu öldürmez fakat ölüm anında ki pişmanlığı ve doğru arzusundan onun iyileşme sürecinin başlamasını sağlar. Son sayfada da Zi Yu, Ah Gou’nun başına ne geldiğini anlatıyor. Gözlem becerisi ve zekası ile planlı hareket etme becerilerini bir kez daha göstermiş oluyor.

Tüm bu süre boyunca da gözleri kördü !


-PART III-

Kızıl Ejder Chi Long ile ölümüne savaş

Aç ve Bak ...

Siyah Ejder, tüm tanrıların en güçlüsü Tian’ın karşısına dikildiği, gibi yeniden diriltilen ve kristal dağının kristalleri ile güçlendirilmiş Kızıl Ejder Chi Long‘un karşısına geçmekte de tereddüt etmiyor.

Tabi her zaman ki mütevaziliği ile kendisini tanıtmaktan da geri kalmıyor.

Etrafında olan biten tüm yıkıma bakıyor. Bunların sorumlusunun Chi Long olduğuna karar kıldıktan sonra ise ona meydan okuyor. Nitekim etrafta onlarca savaşçı telef olmuş. Çoktan büyük karanlık generallerden bazıları ölmüş, Zi Yu için çok önemli değil. Yine de meydan okumasını yapacak.

Karşısında ki ejderin, bir yumrukla (o da elindeki silaha attığı yumruk kendisine bile değil) 5 yıldır çalışmayan kaslarına rağmen en güçlü iki karanlık generali ardı ardına yenebilen Ah Gou‘ nun belini kırdığını. Bilge Krallar’ın en hızlısı Xuang Feng‘ i neredeyse öldürdüğünü, Fantom Adası’ndan gelen madeni ruh tekniği ustalarından oluşan orduyu haşat ettiğini de söyleyelim.

Hali hazırda en büyük özelliği zarar verilemez vücuda sahip olmak olan Kızıl Ejder bir de kristalden bir vücuda sahip olunca oldukça dayanıklı oluyor. Ayrıca kristal bedeni gereği çok hızlı iyileşebiliyor.

Zi Yu, Ah Gou’nun belini kıran yumruğu tecrübesi ile minimum zarar ile karşılıyor. Hatta devrilmiyor bile. Ağır zırhları ve kocaman kalkanlarına rağmen, imparatorluk askerleri Zi Yu’nun aralarına girmesi ile bovling kukaları gibi dağılıyorlar.

Hatta Zi Yu inanılmaz bir güç gösterisi sergiliyor. Ağır zırhlı yetişkin bir savaşçıyı avcunun içiyle itmesi ile adamı havaya kaldıracak kadar fırlatabiliyor. Hatta adamın arkasındaki askerlerde savruluyor. Üstelik bunu “bir daha ki sefere kollarımı kırar” dediği bir atağı yedikten sonra yapıyor olması daha da etkileyici.

Ardından, yanındaki insanlara yardım ederek vakit kaybetmesine rağmen kızıl ejderin yumruğundan zıplayarak kaçıyor. Ancak o kadar sıçrıyor ki, Karanlıklar’ın kurduğu şehrrin surlarına kadar ters takla atarak yükselebiliyor. Normal insandan 100 kat daha güçlü birinin 54.3 metre dikey sıçrayabileceğini söylersek eğer. Zi Yu’nun da en az 15-20 metre dikey bir o kadar da yatay bir sıçrayış yaptığını hesaba katarsak (ve bunu hiç zorlanmadan yaptığını) kendisinin inanılmaz kuvvetli olduğunu söyleyebiliriz. İnsanların bacakları ile ağırlık kaldırma limiti şu sıralar 1160 kg civarında geziniyor. Uzun sıçrama rekoru ise 2.45 metre.
Zi yu’nun insandan 50 kat güçlü birinin yapabileceği bir şeyi yaptığını düşünür ve bu değerleri 50 ile çarparsak

2.45  m x 50  = 122.5 metre
1160 kg x 50= 58000 kg (58 ton)

Yani kendini kasmayan rahat ve normal formunda ki Zi Yu’nun bacak gücünü temsil eden değerler.

Rakibinin yumruklarını el elden test ettikten sonra, dövüş tecrübesini ve çevikliğini kullanarak kaçınmaya devam ediyor Zi Yu.

Sonunda kızıl ejderi kızdırmayı başarır. Kızıl ejderin ejderlerinden oldukça hızlı biçimde sıyrıldıktan sonra, Heaven Punisher ile göz açıp kapamalık bir zaman içerisinde sayısız atak gerçekleştirir. Akabinde Kızıl Ejder o güçlü yumruklarını sallar. İlk bir kaçından sakınan Zi Yu tam suratına gelecek olan yumruğu inanılmaz hızlı bir biçimde kılıcının alevlerini söndürüp savunma moduna alarak karşılar. Üstüne üstlük yediği inanılmaz yumruğun momentumunu, kılıcının sönük halde ki tonlarca ağırlığı ile birleştirip kinetik etkisini kaybetmeden ona aktarma yoluna gider. Böylece Zi Yu’nun dövüşü ne kadar domine edebildiği ve de savaşçı olarak dehasını görebiliyoruz. Bu arada anlatıcı Zi Yu’nun ilk atağı için yıldırım hızında diyor. Bu da Mach 60 ve üstü demek. Zaten FSJ evreninde pek çok yüksek seviye karakter yıldırım formunda seyahat ediyor. Zi Yu’da bir istisna değil.

Planı işe yaramayıp darbe aldığında bile dengesini kaybetmeden dövüşe devam edebiliyor. Ayrıca daha önceden ufak ufak, vücuduna enjekte ettiği madeni ruh alevleri yavaş yavaş kızıl ejderi yemeye başlar.

İlk sayfada Zi Yu’nun çabuk adımları ile tek sıçrayışta ne kadar hızlı bir şekilde ne kadar uzak mesafeleri kat edebildiğini görüyoruz.

Üçüncü sayfada rakibi tarafından savrulup bir evin duvarına sokulsa dahi, tam zamanında peşinden gelen darbeden kaçıp, kılıç becerisi ve rakibe karşı ufak, çabuk bedenini kullanması ile 4. sayfada nasılda rakibini dizlerinin üstüne çöktürdüğünü görüyoruz. Zi Yu’nun dövüş zekası ve savaş alanını kullanma becerilerine de bir kez daha şahit oluyoruz.

Ayrıca işin ilginci, daha önce Hei Long ile dövüşmüş ve onun tarafından öldürülmüş olan (Hei Long yani Tian) biri olan Chi Long, Zi Yu için şunları söyler;

“Haha. Bana diz çöktüren ilk kişisin !”

Tian bile, Chi Long’u dizlerinin üstüne çökmesine sebep olamamış ve Zi Yu şu an Chi Long’un geçmiş versiyonundan daha güçlü ve dayanıklı bir versiyonu ile dövüşüyor ! Zi Yu’nun kılıç ustalığının, Tian’ın  mızrak ustalığı ve kuvvetinden daha iyi olabileceği gerçeği !!

Sonraki resimde Chi Log çapı neredeyse Zi Yu kadar olan silindirik bir ahşap direği Zi Yu’ya fırlatıyor. Zi Yu direği o kadar hızlı biçiyorki, atılan şeyden kaçında ihtiyacı hissetmiyor. Zira direk ona bir gıdım dahi yanaşamıyor.. Kıyma makinasına giren et gibi anında öğütülüyor. Peki Zi Yu bunu ne kadar mı güçlü ve hızlı yapıyor ?

Normalda bir airbus uçağının pervanesinde ki bıçaklar 3300rpm yani 1700-1800 km/sa hız ile döner.(ses hızından 1.2 kat büyük yani) Ancak o pervaneler bile araya bir kaç göçmen kuşun girmesi ile dağılabilir ya da bıçaklar kırılıp, pervane işlevini yitirebilir.

Biz ise burada yaklaşık 1.5-2 metre çapa ve de 8-10 metre uzunluğa sahip dev bir direkten bahsediyoruz. Zi Yu’ya üsten yaklaşan nesne bırak Zi Yu’ya vurabilmeyi, yere düşmeye bile vakti olmuyor, parça pinçik ediliyor.  

Bu videodan yola çıkarak, ahşabı şekillendirmek ve de kırmadan, düşürmeden oyabilmek için gerekli rpm değerini görüyoruz.

Az önce 3300 rpm’in sesten 1.2 kat daha büyük bir hıza tekabül ettiğini söylemiştik.

http://www.endmemo.com/physics/rpmlinear.php şu sitenin hesap motorundan yararlanarak, Zi Yu’nun kılıcını 2m uzunluğa sahip bir pervane gibi düşündüğümüzde. 50000rpm lik rotasyonal hız 52350 m/s lik düzlemsel hıza tekabül ediyor. Bu arada Ses 340-343 m/s hız ile ilerliyor.

Kaba tabirle Zi Yu’nun kolları sesten 150 kat daha hızlı bir şekilde sallanıyor. Üstelik, Zi  Yu kılıcı ile tam olarak dairesel hareket yapmıyor.. Yani ard arda sürekli aynı rotasyonda , aynı hız ile hareket etmiyor. Ona rağmen , 10000-15000 rpm devir sayılı bir doğrayıcı ile aynı işi yapabiliyor. Nitekim muhtemelen anlık olarak, kılıç savuruşu sesten 150 kat hızlı olmaktan daha fazlası bile olabilir. İleride göreceksiniz zaten Neden daha fazlası olduğunu … Nitekim Base Hali ile kılıç savurma hızı minimum Mach 100 üstü.

Bu mükemmel hız şovunun ardından Chi Long gibi tonlarca ağırlık basabilen güçlü bir karakterin boynuzları ile onlarca evin tahta ve taş duvarları arasında sandviç olacak şekilde on metrelerce sürüklenip fırlatılıyor. Buna rağmen hiç bir kalıcı hasar gözlenmiyor üstüne üstlük. O denli hızla kollarını savurduktan ve bu denli fiziksel olarak travmatik bir ataktan sonra bile Chi Long’un patlama etkili saldırısından harika bir “vanishing art” hamlesi ile kaçabilecek kadar kendisine hakim görünüyor. Ayrıca kendisi not ediyor ki, rakibi giderek güçleniyor.

Bu arada içinden geçtikleri nesneler ahşap deyip küçümsemeyin yoğunluğu 54kg/m3 olan bir çınar ağacı levhasını (uzunluğu, kalınlığının 2 katı olan) baskılayarak ezmek için yaklaşık 3 ton, bükerek kırmak için ise yaklaşı k 10 tonluk kuvvet uygulamanız gerekiyor. Zi Yu orada 10 ahşap plaka ve duvarın içerisinden geçiyor ve bunun üstüne Chi Long’un eklediği lokomotiv etkisini de eklersek eğer, Zi Yu’nun sırtı onlarca tonluk baskılara rağmen hala sağlığını koruyor olması bile dayanıklılığı ve kuvvetine dair bir sembol.

Akabinde kendisi de vites artırıp, sonunda bir nebzede olsa kontrol edebilmeyi öğrendiği “Soul Gear” formunu açıyor. Böylece sıradan bir insan olmasına rağmen birden fazla güç türüne sahip olan ilk karakter oluyor ve Karanlıklar arasında bile sayılı kişinin sahip olduğu Soul Gear dönüşümünü yapıyor.

İlk resimde soul gear dönüşümünü yapan Zi Yu havada yön değiştirip, aniden hızlanabilmektedir. Üstelik hızlandığında sadece ve sadece bir ışık huzmesine dönüşür. Hemen 40-50 metre yakınınızda Ses Hızını geçen bir jet bile öyle gözükmezken (Türk Yıldızları gösterisini izleyenler daha iyi bilir)Zi Yu öyle gözükebilmekte.

Nitekim fps değerlerince 480 Fps hızda çekim yapan bir kamera sayesinde birbirine çarpıp farklı yönlere giden tenis toplarını yavaş çekimde izleyebilirsin. Ya da Yüksekliği 5-10 metre arası ve hızı 20 m/s olan bir şelaleyi 480 fps hıza sahip kamera sayesinde başından bırakılan bir nesnenin 9 saniye sonra aşağıya varışını görebilirsiniz. Fakat bunların hepsi hala ve hala 100 küsür km/sa civarlarında hızlar olur ki, hepsi insan gözüyle ayırt edilebilir. Ancak Zi Yu gibi 5-6 metre önünüzde duran bir adamın ışığa dönüşmesinin ardındaki hızı nasıl anlayabiliriz. O zaman fps(Saniye başına resim) olarak ışığı takip edebilen bir kamera var mı ? Varsa kaç fps değere ihtiyaç duyuyor ona bakmalıyım diye düşündüm. Ve evet varmış. 1 Trilyon FPS hızında kayıt yapan bir kamera ışığın nesnelere ulaşırken aldığı şekli ve kaydedebiliyor.

Peki 1 Trilyon FPS, lineer olarak hız/sürat olarak ne demek oluyor ?  Işık hızının 3000 katı oluyor. Fakat, bu saçmalık olur çünkü bir nesnenin “blur/flu” bir hal alması için illa ki ışık hızında olmasına gerek yok. Bir şey sizden 30-40 cm uzakta ise bir kaç 10 km/sa lik hızlar onun sliüet gibi görünmesine yetiyor.. Fakat 10 metre uzağınızda ise ?

x-43a adlı jet Mach 10 ile giderken yaklaşık 5 km uzaktan 15-20 fps gibi bir görüntü hızına sahip . Peki 10 metre de ne gerekir.

5000/10= 500 kat fark var. 20 x 500 = 10000 fps  -> Mach70-Mach100 arası bir değer oluyor yani Aşırı Hypersonic, tabi bu minimum hesaplardır.

Anında, Chi Long tek kasını bile oynatamadan, rakibinin başına saldırıyor.

Mükemmel refleks gösterimleri sonrasında, az önce yaptığında kaçmak zorunda kaldığı şok dalgası atağını tek eliyle durduruyor.

Ardından, Chi Long ile karşılaşınca, Chi Long, Zi Yu için şunları söyler

“Meydan okuyucu Zi Yu. Senin kadar güçlü bir rakipler 100 bin yıl önce bile pek yoktu.”

Tanrıların en güçlü ırkı olan ejder klanı ile aynı dönemde yaşamış, Karanlıkların Antik Liderlerine karşı yapılmış savaşta bulunmuş biri olan Chi Long bile Zi Yu’ yu oldukça nadir bir meydan okuyucu olarak yorumluyor.

Ayrıca; ikinci sayfada öldürme güdüsünün giderek arttığını ve kendisini sınırlamak zorunda kaldığını çok fazla bu halde kalamayacağını söylüyor. Nitekim Zi Yu, kişiliğini, ruhani dengesini ve ahlaki değerlerini takmasa tamamiyle kendisini Soul Gear haline bıraksa çok daha vahşi, çok daha güçlü olabilir ama bu onu istemiyor.

Bu sayfada, çevredekilerin tepkisinden de anlıyoruz ki kendisi sıradışı bir tabip ve şifacı.

Burada da sadece kılıç kullanma ustası değil, kılıç yapma ustası olduğunu da görüyoruz, demirciliği ve dökümcülüğü de eşsiz.

Burada ise nasılda tüm karanlıklar arasındaki en vahşi, kana susamış adamın ruhunu zorda olsa kontrol etmeyi başardığını görüyoruz.

Son resimde nasıl kılıç eğitimcisi olduğunu ve de Ölümcül Niyetin Kılıcı’nı (Blade of The Murderous Intent) nasıl tek seferlik kullanmak için oluşturduğunu da anlatmakta. Bu denli güçlü bir silah olmasına rağmen, eğer Zi Yu’nun ruhani yapısını bozacaksa onu katiyen reddetmek niyetindedir.

İlk sayfada, Chi Long güçlü kavrayışı ile kılıcı durdursada, Zi Yu’nun inanılmaz hızl yaptığı spin sayesinde elinden kurtulur ve 2. deneyişinde ölümcül bir matkap saldırısına dönüşür.

Orada Zi Yu şunu der. 

“Kılıcım, onun savunmasını geçebilir.. Ama bu iki ucu keskin bıçak bir durum; bir yandan da akıl sağlığımı yitiriyorum… Bu işi bir an önce halletmeliyim.”

Nitekim Zi Yu’nun sanılanın aksine, Chi Long’un defansını geçmek ile sorunu yok, tek sorunu bir yandan kendisini kontrol edip baskılıyor oluşur. Ayrıca, Chi Long, kristal ve kan taşı sayesinde çok çok çabuk iyileşebiliyor.

Daha sonra yaklaşık 20-30 metrelik mesafeden ışık huzmesi gibi görünmeye başlamaktadır. Nitekim, az önce bahsettiğimiz hızını daha da aştığını görüyoruz. Karanlıkların kaybolma sanatı ile kılıç ustalığını birleştirerek, üzerine de hızını ekleyerek kendisine ona yakın klon yaratıyor. Hatta Kızıl Ejder Chi Long bile ” Beklentilerimi aştı !” diyor.

Rakibinin alev içeren inanılmaz güç dalgasından kaçıp, karşı atak olarak, rakibinin gururu olan boynuzlarından birini aniden keser. Bu sırada rakibinin ejderlerinin pullarının döküldüğünü, stressli ve rahatsız bir halde olduğunu anlar. Bu kadar kritik bir noktada, bu kadar hızlı seyreden bir savaşta bile rakibini başarıyla okumayı sürdürmektedir.

Chi Long’un alev yüklü, inanılmaz güçteki yumrukları (bu adamın sıradan yumruğu en basiti, insanların ve metallerin içinden bıçak gibi geçiyordu. Basit bir kroşesi Ah Gou’nun belini kırdı bu o yumruğun 3 ila 4. formu olan bir hali.) önce karın boşluğuna sonrada yüzüne, yani insan vücudunun en korunaksız iki bölgesine yiyor. Karşıdaki evin çatısından sekerek, yine dengesini sağlayıp bir ardında ki evin çatısına düşüyor. İnanılmaz dayanıklılığa sahip.. Yani tanrılarla yapılan ilk savaşta, sıradan bir tanrının kutsal gücü ile kol kemikleri çatlayan Zi Yu ile bu Zi Yu arasında dağlar var.

2.Sayfada o yediği inanılmaz yumruktan sonra bırak yüzünün şeklinin bozulmayışını, hasar olarak ağzından biraz kan gelmektedir sadece.

3. Sayfada soldaki panellerde Ah Gou’nun etrafında ki kişilerin ve de o kişilerin tekniklerinin gücünü düşüren Pus Perdesi tekniğine rağmen. Chi Long’un sadece sağ kolu önde, sol kolu nispeten arkada iken, sol kolunu, sağ koluyla aynı hizaya getirdiği süre içerisinde Zi Yu yüzden fazla kılıç darbesi yapıyor. Her hangi bir hız hesabına gerek yok, kendiniz gözlemleyin. Kollarınızı, yumruklarınız birbirine bakacak şekilde kaldırın, fakat sol yumruğunuz, sağdan bir 10 cm geride dursun. Şimdi sol kol/yumruğunuzu, öbürü ile aynı hizaya getirin ve yüzünüze doğru yükseltin. Sonra bunu hızlıca yapın. İşte o o kadar kısa sürede yüzlerce kılıcın size girdiğini düşünün !!!

Tabi siz, süper savaşçı değilsiniz, mutant falan da değilsiniz. Dolayısıyla Chi Long’ da değilsiniz. Peki Zi Yu orada ne kadar hızl bunuı nasıl anlayabiliriz (tahminen.).

Guiness Rekorlar Kitabına göre, atılan en hızlı yumruk yaklaşık 71 km/sa hızla atılmış. Bir Yumruğa karşı alınan gard ise ona eş hızdadır dolayısıyla alınan en hızlı gardında aynı hızda olduğunu varsayabiliriz. Tabi bu değer bir insana ait. Chi Long, minimum hızı mach 0.8 maximum hızı mach 150 olan Zi Yu ile başa baş dövüşebiliyor. Dolayısıyla Chi Long için bir ortalama alırsak mach50-mach75 aralığında olacaktır. Ama kendisinin Zi Yu’ya çokta iyi ayak uyduramadığını görüyoruz yani anca ayak uydurabiliyor. O Zaman hadi Chi Long için mach 50 hızında hareket ediyor diyelim.

mach 50 saatte 17000 km/ha hızla hareket ediyor demektir. Peki en hızlı insan ne kadar hızlı koşuyor ya da hareket ediyor.

En Hızlı insan yaklaşık 35 km/h ile koşuyor. Dövüş Sanatlarınca kaydedilmiş . Bruce Lee’nin en hızlı atakları ise yaklaşık 182 km/Sa hızlarda. Bir ortalama alalım hadi insan için 100 km/sa değerini baz alalım. Chi Long bunun 170 katı ediyor. (ki bunlar insan için en iyi değerler idi.)

Nitekim Chi Long minimum hesaplar ile orada kolunu yaklaşık 12000-13000 km/sa hızla oynatıyor yani saniyede 3500-4000 metre yol kat edecek şekilde. Zi Yu o aralığa yüzlerce kılıç sığdırıyor. Peki tek bir kılıç saldırısı yapıyor olsaydı ?

4000 m/s x 1000 = 4000000 m/s yani Mach 180 ve üstü.. Yani hesaplanabilir hız limitinin üstünde.

Burada iki durum söz konusu.

Zi Yu’nun “Ölümcül Niyetin Kılıcı” adlı soul gear kılıcı. Bir madeni ruh tekniği kılıcı değil. Yani Zi Yu onu çoğaltamıyor. O resimde gördüğünüz her bir kılıç darbesi tekrar ve tekrar zi yu tarafından yapılıyor.

Bir diğer şoke edici şey ise. Bu sırada yeğeni Ah Gou’nun etrafında daireler çizip ondan kaçınıyor !!!

Önceki sayfalarda yediği onca yumruğa rağmen, dakikalardır kendi akıl sağlığını korumaya çalıştığı zorlu anlara rağmen. Kendi kodisyonunu “ben iyiyim” olarak tanımladığını görüyoruz. İnanılmaz fiziksel ve mental dayanıklılık.

Son sayfada ise, Ah Gou’nun ricası üzerine başka bir cepheye gidiyor. O kadar yorucu bir savaş ardından bile, Anında gözden kayboluyor ve evin çatısında ufak bir krater açıyor. Belli ki o çık hızlı ve mesafeli sıçrayışlarından birini daha yaptı.

Karanlıkları Kurtarır:

Aç ve Bak ...

Antik Boynuzlu Tanrıların, süper hızlı cirit ataklarını havada karşıladıktan sonra onlarcasına aynı anda tek attığı anlar.

Karanlıklar ırkını yok olmaktan kurtarıyor !

Zi Yu’nun Günlükleri:

Aç ve Bak ...

Emekli olup, tabipliğe geri dönmesine rağmen. Kendisine meydan okuyan kılıç ustasını çıplak elleri ile bir kaç saniyede hallediveriyor. (Ütüsü bile kırışmadan)

Her bir meydan okuyan aynı sonucu yaşıyor. Zi Yu kılıç dahi kullanmıyor.

Yendiği insanlarda dahil olmak, üzere pek çok kişiyi eğitim altına alıyor. Üstad unvanına erişiyor.

Nihai Görüşe sahip katip tanrıya göre o her daim “Cennetin Altındaki En Kudretli Kılıç Ustası” olarak kalacağı söyleniyor .


-Zi Yu’nun Karnesi-

Soru: Zi Yu ne kadar İYİ ? 

Normal Zi Yu için Fiziksel Değerler:

Mach 0.8 ile Mach 300 arası Hareket ve Refleks hızına sahip
Kol Kaldırma Kuvveti: 1 – 10 ton
Bacak İtiş Kuvveti: 25 ton +
Saldırı Kuvveti: tonlarca fors
Dayanıklılık: tonlarca fors
Saldırı Potansiyeli -> Normal Rakiplere karşı Sword Aura: Meteor saldırısı ile Sokak / Mahalle seviyesi -> Tanrı ya da Yarı Tanrısal Rakiplere karşı evrensel boyutlara varabilen atak saldırı potansiyeli var.


Karanlık Ruh Enerjisi Aktarılmış Normal Zi Yu için Fiziksel Değerler:


Mach 45 ile Mach 800 arası Hareket ve Refleks hızına sahip
Kol Kaldırma Kuvveti: 10+ ton
Bacak İtiş Kuvveti: 100+ ton
Saldırı Kuvveti: yüzlerce tonluk fors
Dayanıklılık: Onlarca tonluk fors
Saldırı Potansiyeli -> Normal Rakiplere Karşı Gökyüzüne çıkıp yaptığı Meteor saldırısı sebebiyle Semt / Seviyesi
-> Tanrı ya da Yarı Tanrısal Rakiplere karşı evrensel boyutlara varabilen saldırı potansiyeli


Karanlıkların Ruh Alevlendirmesi formunu kullanabilen Zi Yu için Fiziksel Değerler:

Mach 100 ile Mach 1300 arası ve hatta üstü Hareket ve Refleks hızına sahip
Kol Kaldırma Kuvveti: 10+ ton
Bacak İtiş Kuvveti: 100+ ton
Saldırı Kuvveti: yüzlerce tonluk fors
Dayanıklılık: yüzlerce tonluk fors
Saldırı Potansiyeli -> Normal Rakiplere Karşı Gökyüzüne çıkıp yaptığı Meteor saldırısı sebebiyle Semt / Seviyesi
-> Tanrı ya da Yarı Tanrısal Rakiplere karşı evrensel boyutlara varabilen saldırı potansiyeli


Genel Becerileri:

Zeka: Usta Taktisyen, tecrübeli dövüşçü, filozof, derviş, seçkin stratejist
Kondisyonu: Süper-İnsan
Becerileri: Müzisyen, Mentor, Kılıç Ustası, Demirci Ustası, Tabip, Savaşçı
Sezgileri: Süper-İnsan. Gözleri görmezken bile rakibinin ruhunu görebilen ve de etrafında olup biteni net bir şekilde hissedebilen birisi.
Eğitimi: Shang İmparatorluğu Askeri Eğitimi, Fantom Adası Madeni Ruh Tekniği Eğitimi, Onlarca yıllık savaş ve meydan okuma ile geçen yıllar.


Ortalama / Genel

Kaldırma Kuvveti: Ağaç – Araç – Büyük Metalik Nesneler
Saldırı/Atak Potansiyeli:
Tanrısallara karşı -> Evrensel (max)
Normal -> Semt / Şehir

Dayanıklılık: Semt / Ufak Dağ
Seyahat Hızı: Masif Hipersonic Katları
Dövüş Hızı ve Refleksleri: Masif Hipersonic Katları
Kondisyon: Süper İnsan / Üstün Savaşçı
Enerji Saklama ve Tüketme: Süper İnsan / Üstün Savaşçı
Zeka ve Akıl: Üstün Taktisyen, Soğukkanlı Dahi
Sınıf: Savaşçı, Gezgin, Kılıç Ustası
Sezgileri: İnsanüstü
Eğitimi: Yıllarını yalnız yaşayıp eğitimine adamıştır.


Okuduğunuz için teşekkürler. Umarım beğenmişsinizdir.

Kaynaklar:

– fengshenjiwikia

– Feng Shen Ji Manhua

– Comicvine

Yazan & Derleyen: Utkan Aktaş

Utkan Aktaş Yazar:

2 Temmuz 1987 doğumlu olan Utkan genç görünümlü bir ihtiyar olarak iki üniversitede bulamadığı aidiyet ve de yaratıcılık hissini dans, yazarlık, kurgu gibi pek çok diğer sanatsal uğraşıda buldu. Şimdilerde ise Kahraman Baykuş olgusunun kurucularından ve de yazarlarından biri olmaktan son derece memnun bir adam olarak tanınmakta ...

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir