Güncel olarak okuduğum serilerin haftalık çıkan sayılarını o hafta içerisinde kısaca değerlendirip, hakkında 3-5 bir şeyler yazdığım “Haftalık Mercek:Mangalar” serisine hoş geldiniz. Güncele gelir gelmez benzerini Çizgi Romanlar için de yapacağım. Haftaları Cumartesi – Cumartesi aralığında değerlendireceğim. Zira çoğu Manga Perşembe ve Cuma günleri yayınlanıyor. Belki Pazardan Pazara durumu da olabilir. Aylık ya da 2 hafta da bir tarzı serileri ise “Aylık Mercek” başlığı altında yazacağım.
Bu hafta Boku no Hero Academia çıkmadığı için, sadece iki seriyle sınırlıyız ne yazık ki…
UYARI: Haftalık sayı inceleme yazısı olarak elbette yoğun spoiler içerecektir !
2. Hafta: 30 Haziran – 6 Temmuz /2018
Geçen haftanın incelemeleri için -> tıklayınız !
One Piece #910: Onwards To The Wano Country
Açıkçası bir kaç japon estetiği ve doğu mitlerine yaptığı deniz ve yolculuk temalı gönderme hariç boş bir bölümdü. İlk 3-4 sayfa Sanji‘nin salyalar akıtan dilini görmekten kına geldi sayıyı okurken. Sonrasında da düşmanları Kaido ve Big Mom hakkında büyük bir haberi okumadığı gibi okutturmayarak yazar gene ucuzculuk yapmış ve bunu yapması için seçtiği kişi elbette ekibin azgını Sanji. Bu karakterden giderek soğuyorum. Serinin başlarında milletin henüz yaşı daha gençken ve nasıl bir işe bulaştıklarını bilmiyorken böyle ciddiyetsiz ve içgüdüsel hareketleri eğlenceli idi Ancak 5.Yonko Tayfası olarak geçen ekibin böyle olmaması gerek diye düşünüyorum.
Sayının sonunda ise ekip gene dağıldı zaten son 3-4 arc içerisinde Hasır Şapkaları bir arada göremez olduk hep bir bölünme oluyor. Şimdi yine herkes bir yana dağıldı. Ki bu riskli bir hamle çünkü millet artık o eski “tayfa” tadını alamıyor.
Bakalım önümüzdeki bölüm yani #911 Wano Ülkesi‘nin öykü kurgusunun başlangıcı için çok önemli olacak. Sayının görselleri gerçekten güzeldi fakat sadece 15 sayfa olması ve bunun ilk 3-4 sayfası trollükten ibaret olması sebebiyle gerçek bir bölümmüş gibi değilde, reklam arası gibi daha çok.
Bölüm Notu: 66/100
Black Clover #164: Let The Hooligans Run Wild !
Kara Boğalar‘dan geriye kalanların bir araya geldiği, vıcık , vıcık “team buddy” içerikli takıntılı, kompleksli sahneler vardı. Konuşma balonlarının içi tamamen anlamsız şeylerle dolu olmasına rağmen o kadar çok balon trafiği vardı ki panellerde, ne anlatıldığını anlayamadım. Çünkü esasında anlatılan çok bir şey olmamak ile beraber adam her tikin, mimiğin mini balonunu yaptığından içim baydı. Bir de 12 sayfacık yazmış sadece (gerçi bu durumda bu iyi bir şey olabilir).
Hikaye açısından ise ortalıkta olan, yaşayan ve bilinçleri kendilerine gelen Siyah Boğalar Loncasının büyü şövalyeleri düşmana doğru üsleri ile beraber dalmaya gidiyorlar(haftalardır okuduğum tek cool sahne olabilir). Dur bakalım bu seriyi ne zaman bırakacağım…
Bölüm Notu: 59/100
İlk Yorumu Siz Yapın