Spoiler içerir!
Ulquiorra Schiffer, her zaman gizemli bir karakter olmuştur. Yaptıklarının arkasındaki motivasyon nedir? Nasıl oluşmuştur? Diğer hiçbir Arrancar veya Espada’da bulunmayan son formuna nasıl ulaşmıştır?
[Bu yazı, yazarın kendi sitesinde de yayımlanmıştır.]Bu tarz sorular, Bleach hayranlarının pek çoğunun merak ettiği şeylerdir. Ulquiorra sonuçta pek çok hayranın gönlünde yer etmiştir. Ne de olsa, Ulquiorra vs. Ichigo’nun gerçekleştiği sene, Bleach’in en çok sattığı senedir (Bleach’in satışlarının incelemesini okumak için tıklayın). Tek etken elbette Ulquirra değil fakat önemli bir payı olduğunu düşünmek çok da gerçekten uzak olmasa gerek. Aynı zamanda, o, senenin en etkileyici sahnesi seçilmiş ve Jump Festa 2009’da, Kubo da izlerken, oynatılmıştır.
Bu soruları olabildiğince cevaplamak için, Bleach Üçüncü Resmi Karakter Kitabı Unmasked’in Ulquiorra kısmını, kendi çevirimle hazırladım. Editör olmadığı için her sayfanın altında normal metin olarak belirteceğim.
Japoncadan İngilizceye çeviri
Raw
Şiirler
Köken hikayesi aşağıda. Onun ardından, kimi diğer kaynaklarla beraber, hikayenin bir yorumunu sunacağım ve beraber, Ulquiorra’nın gizemini aydınlatacağız. Tite Kubo, her zamanki gibi, hikayeyi bir araya getirmeyi okuyucuya bırakıyor. Neyse ki, ipuçlarını bir araya getirmeyi seven birisi olarak oldukça zevk aldığım bir şey bu.
Unmasked
Olmamak değil, olmak
Ne var orada… ötede?
Hiçbir şey yok.
Bir çukurun dibinde doğdum… hiçbir ışığın düşmediği.
Karanlık tarafından sıkıştırılarak birleştirilmiş gibi
ne olacağından kararsız…
o karanlık,
kapkaranlık çöküntülerin dibinde doğmuş.
Beyaz bir formum vardı…
Yoldaşlarımın hepsi safi siyahtı.
O kara formlarda, gözleri parlayarak ve dişlerini sıkarak, kesinlikle bir şey yiyiyorlardı.
Ancak…
Benim hiçbir şeyim yoktu, gözlerim hariç.
Hiçbir şey hissetmedim… hayır, daha doğrusu, hissettiğim şey “boşluktu”, yine de…
Hiçbir şey duyamıyordum.
Hiçbir şey ısıramıyordum.
Hiçbir şey koklayamıyordum.
Dokunduğumda hiçbir şey hissedemiyordum.
Dinlenemiyordum.
Eşlik edecek kimsem yoktu…
Sadece yürüyordum… bir başıma.
Gözlerime yansıyan şeylerin bir anlamı yoktur…
Gözlerime yansıyamayan şeyler yoktur.
Yürüyorum…
yürüyorum…
yürüyorum…
yürüyorum…
yürüyorum…
yürüyorum…
yürüyorum…
yürüyordum…
o düşünceye vardığımda,
“Sıradışı bir şey buldum.”
Bir şekilde, bu dünyaya saçılmış olan bu garip, yarı saydam nesnelerin doğum yeriydi.
Bir şeyin gözlerimin dikkatini çektiği ilk seferdi.
Renksiz, sessiz, kokusuz, hiçbir şeyle etkileşmeden, sadece orada var oluyor. Gördüğüm şeyler içinde “boşluğa” en çok benzeyen oydu.
Bu büyük ‘boşluğa’ bedenimi batırdım,
orada hiçbir şey yoktu.
Görüşümü bile kaybetmiştim
ve boşluğa karışmıştım,
ve her şey yok olmuş gibi hissetmiştim.
~Mutluluk~
Ah! Beni korkuttun!
Seni kaldıracaktım ama uyanıksın… bu yüzden şaşırdım.
Fakat Ulquiorra-kun’un uyuyabildiğini bilmek beni rahatlattı.
… ‘Ulquiorra’.
Bana bir insana hitap edermiş gibi hitap etme, dedim.
Bana seslendiğinde, ‘Ulquiorra’ de. Sadece bunu de.
Eğer mutluluk diye bir şey varsa, sınırsız hiçliğe benzer bir şey olmalı.
Hiçlik* dediğin, hiçbir şeye sahip olmamak ve kaybedecek hiçbir şey olmamasıdır.
Eğer bu ‘mutluluk’ değilse, o zaman nedir?
Gözlerime yansıyan şeylerin bir anlamı yoktur…
Gözlerime yansıyamayan şeyler yoktur.
Feind’dan not: İngilizce çeviride nihilizm denmiş fakat yanlış bir çeviri. Hiçlik kelimesi doğru çeviri. Kimi noktalarda alternatif çevirilere ve kendi bilgime başvurdum.
Hiçbir şey yok
Ne sende…
Ne de bende…
Özel Not
Ulquiorra hakkındaki özel not, onun ikinci salınımından, yani Segunda Etapa’dan bahsediyor. Bu aşamaya varan tek Arrancar&Espada imiş. Sadakat yemini ettiği Aizen’e bile bu formu göstermemiş. Dış görünümünün klanının orijinal formu olduğunu fark ettiği için, bilinç altı bir şekilde, Ulquiorra’nın bu formu onun kendi “hiçliğinin” kaynağı haline gelmiş.
Çevirmenin Açıklaması: Klandan kastedilen, yukarıdaki hikayede geçen siyah forma sahip yaratıklar. Ulquiorra ikinci formundayken, daha siyah bir görünüme sahip oluyor. Ulquiorra’nın ölümün boşluk yanını temsil ettiğini de hatırlamalı. Segunda Etapa’ya geçmeden hemen önce Ichigo’ya “gerçek umutsuzluğu” göstereceğini söylüyor. Onun için gerçek umutsuzluk ile doğumu veya “klanı” arasında bir bağlantı olmalı.
Mezar Taşındaki Yazı
Bu dünyadaki hiçbir şeyde bir anlam bulmadı, amaç olmadan hiçbir şey yoktur. Bunun bir sonucu olarak, ebedi kayıtsızlığını gömeceği “bir şey” aramaya devam ediyor.
Bütün Bunlar Ne Demek Oluyor?
Unmasked bilgileri buraya kadar. Yorumlamasına geçelim.
Ulquiorra, en başından beri var olmak istemeyen bir varlık. Bunu aşağıdaki kısımdan da anlayabiliriz.
Karanlık tarafından sıkıştırılarak birleştirilmiş gibi
ne olacağından kararsız…
o karanlık,
kapkaranlık çöküntülerin dibinde doğmuş.
“Karanlık tarafından sıkıştırılarak birleştirilmiş gibi” deniyor. Yani kendi isteğiyle oluşmamış, etrafındaki dış güçler tarafından zorla yaratılmış. “Ne olacağından kararsız…” mısrasıysa bunu daha da destekliyor. Bir amaçla veya kendi isteğiyle oluşmadığı için, ne olmak istediğini de bilmiyor. Her şey, kendi kontrolü dışında gerçekleşmiş.
Aynı tema, yani anlamsızlık bütün hikaye boyunca sürüyor. Ulquiorra’nın mottosunu hatırlayalım.
Gözlerime yansıyan şeylerin bir anlamı yoktur…
Gözlerime yansıyamayan şeyler yoktur.
Başka bir bilgiyi hatırlayalım. Bleach’te her Espada, ölümün bir yanını temsil eder. Örneğin Yammy, gazaptır. Harribel fedakarlıktır. Ulquiorra ise boşluğu temsil ediyor. Anlamın yokluğundan doğan boşluğu.
Ulquiorra, bu noktada bir çelişkiyi temsil ediyor çünkü var olan fakat var olmamak isteyen bir şey. Bu çelişki, bu tezatlık, fiziksel görünüşüne bile yansımış durumda. Kendi klanı olarak nitelendirdiği, onunla aynı çukurda doğmuş diğer yaratıklar siyah forma sahipken, o beyaz bir forma sahip. Karanlığın içinde bir tezatlık yaratıyor bu yüzden.
Bu ” var olamayış” Ulquiorra’yı oldukça iyi tanımlıyor. Var olsa da, hiçlik ve boşluk tarafından sakatlanmış durumda. Doğumunda, gözleri hariç, hiçbir algısı olmaması da bunu gösteriyor.
Bu yarım varoluş, Ulquiorra’nın peşini bir türlü bırakmıyor. Hueco Mundo’nun boşlukları içinde, ne olduğunu bilmese de, bir şey arayarak geziniyor. Bir anlam, bir amaç arıyor. Bunu da, kendisine uyan bir tezatlıkta buluyor.
Bir şeyin gözlerimin dikkatini çektiği ilk seferdi.
Renksiz, sessiz, kokusuz, hiçbir şeyle etkileşmeden, sadece orada var oluyor. Gördüğüm şeyler içinde “boşluğa” en çok benzeyen oydu.
Kendisine en çok benzeyen, hatta kendisinden bile daha iyi boşluk olmuş bir şeyi buluyor. Var olduğu halde var olmayışa en yakın nesneyi.
Böylelikle, bu boşluğa bedenini batırıyor. Bunu yapmasıyla beraber bir kaç şey oluyor. Öncelikle, elinde kalan tek duyusu olan görüşünü bile kaybediyor. Böylelikle boşluğa daha da yaklaşmış oluyor. İkinci olarak, kendisini batırırken maskesi kırılıyor. Böylece “Unmasked” yani “Maskesizleşmiş / Maskesi çıkarılmış” oluyor. Bleach’te metafor oldukça fazladır. Ulquiorra, hayata karşı takındığı maskeyi çıkarıyor ve nihayet kendisi olabiliyor. Üçüncü ve sonuncu olarak, böyle yaptığında da, “hiçliğe” karışarak mutlu oluyor.
Görüşümü bile kaybetmiştim
ve boşluğa karışmıştım,
ve her şey yok olmuş gibi hissetmiştim.
~Mutluluk~
Daha doğrusu, öyle olduğunu zannediyor. Ulquiorra gerçek anlamda mutluluğu asla tatmamış birisi, bu yüzden mutluluğun hiçlik olduğu sonucuna varmış durumda. Son sayfada dedikleri bunu kanıtlıyor.
Eğer mutluluk diye bir şey varsa, sınırsız hiçliğe benzer bir şey olmalı.
Hiçlik dediğin, hiçbir şeye sahip olmamak ve kaybedecek hiçbir şey olmamasıdır.
Eğer bu ‘mutluluk’ değilse, o zaman nedir?
Yukarı sözler, mutluluğu tatmış birisinin söyleyeceği şeyler değil. Dünyayı sadece kötü bir yer olarak gören ve bu yüzden, mutluluğa en yakın şeyin hiçbir şey hissetmemek olduğunu düşünen birisinin lafları.
Orihime’nin kendisine Ulquiorra-kun diye seslenmesine de bu yüzden kızıyor. Japonca’da -kun eki, bir yakınlık belirtisi gösterir. Bu, Ulquiorra’nın istediğinin tam tersi. O daha fazla şeye sahip olmak değil, hiçliğe karışmak istiyor.
Mezar taşındaki yazı, yukarıdaki açıklamalarla beraber daha bir anlam kazanıyor.
Bu dünyadaki hiçbir şeyde bir anlam bulmadı, amaç olmadan hiçbir şey yoktur. Bunun bir sonucu olarak, ebedi kayıtsızlığını gömeceği “bir şey” aramaya devam ediyor.
Ulquiorra, ne kadar reddederse etsin, sonuçta bir varlık. Bu yüzden, boşluğa sahip her varlık gibi, bir anlam aramaya ve onu doldurmaya çalışıyor. Hollowlar da bunun üstüne kurulmuş yaratıklar zaten. Kendilerine dair bir şeyleri kaybettikleri için, insanlara saldırıp, onların ruhlarını tüketerek bu boşluğu doldurmaya çalışıyorlar. Göğüslerindeki boşluk bile, kelimenin tam anlamıyla içlerindeki boşluğu temsil ediyor.
Bu açıdan belki de Hollowları (Hollow=Boşluk) en iyi temsil eden kişi Ulquiorra’dır. Diğer hiçbir Espada veya Arrancar, Hollowların boşluğuyla onun kadar bağlantılı değil. Belki de bu sebeple, ikinci salınıma ulaşan tek Hollow, Ulquiorra oluyor. Hatta, ikinci formunda göğsündeki boşluk daha da büyüyor. Başka bir metafor daha.
Databook’taki özel notu hatırlamakta fayda var.
Ulquiorra hakkındaki özel not, onun ikinci salınımından, yani Segunda Etapa’dan bahsediyor. Bu aşamaya varan tek Arrancar&Espada imiş. Sadakat yemini ettiği Aizen’e bile bu formu göstermemiş. Dış görünümünün klanının orijinal formu olduğunu fark ettiği için, bilinç altı bir şekilde, Ulquiorra’nın bu formu onun kendi “hiçliğinin” kaynağı haline gelmiş.
Ulquiorra’nın “hiçliğinin” kaynağı, onun gücünün kaynağı olduğu anlamına geliyor. Ulqi’nin, ölümün boşluk yanını temsil ettiğini unutmamalı. Aynı zamanda, Segunda Etapa formundayken, klanındakilere daha benzer, daha kara bir hal alıyor.
Ulquiorra, onunla aynı çukurda olan yaratıklara benzemekten oldukça rahatsız oluyor. Öyle ki, bu formu açarken, Ichigo’ya “gerçek ümitsizliği göstereceğini” söylüyor. Aynı zamanda, Aizen’e bile bu formu göstermemiş durumda. Ulquiorra gibi birisi için bunun önemini anlamalı. Ulqi, sürekli olarak anlam arayışında olan bir canlı. Hollow hayatındaki ilk anlamı, ona Aizen sunuyor. Aizen için çalışarak, hayatında küçük de olsa bir anlam buluyor. Bu sebeple, ona sadakat yemini bile etmiş durumda. Onun için bu kadar önemli bir olayda, kendi formunu saklaması, bu formun onun için ne kadar kötü bir şey olduğunu gösteriyor.
Tiksinme? Utanma? Belki de başka bir şey. Nasıl bir duyguyla hareket ettiğini tam olarak bilmek mümkün değil. Sonuçta klanım dediği bu Hollowlar, doğar doğmaz Ulquiorra’yı yemeye çalışmış yaratıklar. Ancak bunun daha ötesinde bir şey var.
Ulquiorra, tezatlıktan oluşuyor.
Karanlığın içinde doğmuş ak canlı.
Varlığının sona ermesini isteyen varlık.
Siyah forma bürünmesi ve klanındakilere benzemesi, bunların kaybolacağı anlamına geliyor. Ulquiorra’nın taşıdığı havayı düşünürsek, daha da anlam kazanıyor. En kötü anlarında bile kendisini kaybetmeyen, belli bir mesafeyi korumuş birisi. Oysa klanım dediği yaratıklar, karanlığın içinde önüne geleni tüketen, tamamen dürtüden oluşan şeyler.
Bütün bunlara ek olarak, Segunda Etapa formundayken, yine tezat bir güce sahip oluyor. Bu formundayken en büyük gücü yenilenmeydi. Yok olmak isteyen bir canlı, onun varlığını sürdürmesini daha da garantileyen bir yeteneğe sahip oluyor. Şiirsel bir adaletsizlik denilebilir.
Kısacası, Ulquiorra, bütün Hollowların sahip olduğu tezatlığın ve boşluğun en üst seviyesinde olan varlıktı. Bu yüzden, diğer hiçbir Hollowun ulaşamadığı bir forma ulaşması ve bunun yine bir tezatlık üstüne kurulu olması, hiç de şaşırtıcı değil. Hatta sadece Ulquiorra bunu yapabilirdi. Nitekim, öyle de oldu.
Yazının son kısmına geçmeden önce, aşağıdaki şiirlere göz atmalı.
Masked Şiiri (İkinci Karakter Kitabı)
Maskelenmiş şey,
Zayıflık ve gerçek.
Kaybolan şey,
Ebedi istirahat.
Unmasked Şiiri
Maskesi kalkmış olan şey,
Arzu ve hiçlik.
Kaybolan şey,
Hiçbir şey.
Ulquiorra’nın 22. Cilt Şiiri
Dünyamızda bir anlam yok,
Bizde de, onda yaşayanlarda, anlam yok,.
O zaman anlamsızdır
bizler, eşit derecede anlamsız olanlar için,
dünyayı düşüncelerimizde tasarlamak
bulunacak bir anlam olmadığını bilmemize rağmen.
Ulquiorra’nın 40. Cilt Şiiri
Kalp yüzünden imrenirim
Kalp yüzünden aç gözlüyüm
Kalp yüzünden göz dikerim
Kalp yüzünden gururluyum
Kalp yüzünden tembelim
Kalp yüzünden öfkelenirim
Kalp yüzünden
Senin hakkında her şeye arzu duyarım
Maskenin Anlamı
Masked ve Unmasked şiirlerinden anlaşılan şey, Ulquiorra’nın maskesinin ardında hem gerçeğin hem de zayıflığının yattığı. Yani, maskesi onu dünyanın sertliklerinden koruyor. Bu yüzden, saklanılan bu şey gerçeği içeren zayıflığı. Şu ana kadar bir şey öğrendiysek, o da, zayıflık ile kastedilenin hisler olduğu. “Ebedi istirahat” kısmıysa, maskeyi taktığı andan itibaren var olmak zorunda olmasını, yani doğumunu temsil ediyor. Ulquiorra, maskesiyle beraber doğdu.
Maskesini çıkardığındaysa, arzusu ve hiçliği belirmiş oluyor. İçindeki boşluk iyice ortaya çıkıyor fakat aynı zamanda, arzularına da kavuşmuş oluyor. Maskenin çıkarılmasıyla, hiçbir şeyin kaybolmadığının söylenmesiyse bir kelime oyunu olabilir. Kendi arzularını kabullenerek hem hiçbir şeyi kaybetmiyor hem de hiçi kaybediyor.
Son olarak, Unmasked’in ikinci mısrasında geçen arzu ve hiçlik, 40. ve 22. ciltteki şiirlere atıf yapıyor. Bu şiirlere son kısımda değinilecek.
Boşluğun Sonu
Ulquiorra’nın arayışını ve boşluğunu bu kadar anlattıktan sonra, nasıl sonlandığından bahsetmemek olmaz. Hepinizin bildiği gibi, bu arayışın sonu, Ulquiorra’nın ölümüyle bitiyor. Ancak son anını, yukarıdaki bilgilerle beraber yorumlayınca, iyice anlam kazanıyor.
Bleach’te kalp, yani kokoro kavramı temel bir noktadadır. Ulquiorra için de durum farklı değil. Ulquiorra, insan kalbine ilgi duyuyor çünkü onun görüşüne göre, insanlar mantıksız hareket eden canlılar. Yok oluşlarına neden olabilse bile, kalplerine göre hareket ediyorlar. Bu sebepten dolayı, Ulquiorra’nın ilgisini çekiyor çünkü kalp, kendi eksikliğini çektiği her şeyi temsil ediyor.
Bu, Ulquiorra’nın son anlarında, serinin her yanına yansımış durumda. Yukarıda bulabileceğiniz 40. cilt şiiri, Ulquiorra’nın öldüğü kırk birinci ciltten bir öncekine aittir. Aynı zamanda, 41. cildin adı HEART’tır ve öldüğü 354. bölümün adı heart’tır (İngilizce ve birebir bu şekilde yazılmışlardır).
Orihime bu arayışın sonuna gelmede temel nokta oluyor çünkü kalbinden geçenleri neredeyse hiç gizlemeyen ve hislerini olduğu gibi yaşayan birisi. Bu sebeple, Ulquiorra’nın oldukça ilgisini çekiyor. Bu yüzden, sürekli olarak, Orihime’nin kalbini kendi tarzında sınıyor.
Örneğin, 317. bölümde, Ichigo ve diğerleri, Orihime’yi kurtarmaya geldiğinde, Orihime onlar geldiği için korkmadığını söylüyor ve tersi durumda, kendisinin de aynı şeyi yapacağını belirtiyor. Kalplerin değerinden bahsediyor. Ulquiorra’nın cevabı aşağıda gibi oluyor.
Kalpler mi, diyorsun? Siz insanlar bu tarz şeylerden çok kolay bahsediyorsunuz. Sanki kalplerinizi avucunuzun içinde taşıyormuşsunuz gibi. Ancak benim gözüm her şeyi görüyor. Ondan kaçan hiçbir şey yok. Eğer bu göz bir şeyi göremiyorsa, o zaman yoktur. Her zaman, bu varsayıma dayanarak dövüşmüşümdür. Bu “kalp” de nedir? Eğer göğsünü parçalayıp açarsam, orada mı göreceğim? Eğer kafatasını ezip açarsam, orada mı bulacağım?
Ulquiorra, bu tutumunu neredeyse son anına kadar sürdürüyor. Ancak 40. cilt şiiri ve Orihime’ye olan ilgisi, bize farklı bir şey söylüyor. Orihime ve Ulquiorra’nın ilişkisi, yıllar boyunca pek çok hayranın gözüne çarpan bir şey olmuştur fakat çoğu kişi olayın sadece yüzeydeki kısmında kalmıştır.
22. cilt şiiri ve 40. cilt şiiri karşılaştırıldığında, Ulquiorra’daki değişim ortaya çıkıyor. İlk şiirde, Ulquiorra dünyada sadece boşluk ve anlamsızlık görürken, ikinci şiirde kalp için neler hissettiğinden ve yapacağından bahsediyor. Ulquiorra’nın karakter gelişimi, bu şiirle beraber doğrulanmış oluyor. Kısacası, Orihime’yle yaşadığı etkileşim, ona kalbin ne olduğunu öğretmiş durumda.
İkisinin ilişkisinde, Ulquiorra tarafında romantik duygular olduğu kaçınılmaz gibi duruyor. Özellikle, 40. cilt şiirinin “Senin hakkında her şeye arzu duyarım” diye bitmesi, bunu kuvvvetlendiriyor. Daha da destekleyen bir şey, Ichigo vs. Ulquiorra savaşının gerçekleştiği bölümlerin Lust 1, Lust 2… şeklinde adlandırılmış olması. Yani “Arzu” şeklinde isimlendirilmişler.
Bunlar olsa da, Orihime’yle ilişkisi sadece romantikliğin ötesinde de bir yerde. Kalp kelimesi, Bleach’te sadece aşkla alakalı kullanılan bir şey değil. Çok daha geniş bir şekilde, insanların duygularının ve eylemlerinin sebebi, onları insan yapan şey olarak kullanılıyor. Yani, Ulquiorra’nın Orihime’ye karşı romantik bir ilgisi olabilir fakat bunun daha ötesinde, Orihime’den insan olmanın ne demek olduğunu öğreniyor.
Böylelikle, hem Ulquiorra’nın hikayesinin hem de yazının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Ulquiorra içinse… malesef, doğumundan beri var olan tezatlıklar ve ironiler, ölümüne kadar peşini bırakmıyor. Yaşamın değerini tamamen anladığı an, yaşamının sonlandığı an oluyor.
“Benden korkuyor musun, kadın?”
“Korkmuyorum.”
“Anlıyorum.”
Elinize sağlık hocam. Yazıyı siz yazar yazmaz okumuştum şimdi ikinci kez okudum elinize sağlık.
Teşekkürler, Muhammed.
Şiir gibi bir yazı 🙂
Çok teşekkürler 🙂
Ellerinize sağlık. Bleach animesinin devam edeceği haberinden sonra Bleach yazılarınızın hepsini okudum, hepsi oldukça bilgilendirici olmuş. Teşekkürler 🙂
Çok teşekkürler. Habere ben de çok sevindim 🙂
Bleach te en sevdiğim karakterdir bana en göre en derin karakter harika bir yazı olmuş tekrar izleyince şans eseri yazıyı buldum emeğinize sağlık
Teşekkür ederim 🙂
çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık
Teşekkür ederim 🙂
Abi ulquirra nın böyle duygusu olduğuna üzüldüm ama orihimeyle romantik bir an geçirmesi beni biraz sinirlendirdi çünkü ana karakter olan ichigonun sevgilisi tite kubo bunu yaptığında ulquiraya sövmüştüm
Aizen ve Ulqiorra hakkındaki yazılarınızı okudukça tekrar tekrar okuyorum mangayı . Karakterler bir başka geliyor gözüme.
Yaani ellerinize, emeklerinize sağlık harika yazılar.
Teşekkür ederim 🙂
Ağlayacağım sanırım, aklımın alacağından ileri seviyede bi yazıydı, emeğinize sağlık
Çok teşekkür ederim 🙂
Aşırı güzeldi, adamsın feindbild bey.
Teşekkürler.