Hepimizin bildiği gibi “2003” yılında yayınlanan Teen Titans çizgi dizisi ile beraber 2000’li yıllar içerisinde DC Animasyonlarının televizyondaki yüzlerinden biri hatta en tanınanı “Teen Titans” konsepti olmuştur. Sidekick (esas kahramanın yardımcısı olan karakter) karakterlerden oluşan aynı adlı popüler çizgi roman/süper kahraman takımından adını alan konsept daha sonra 2011 yılında karşımıza (Teen Titans bittikten 4 yıl sonra sanırım) Young Justice olarak çıktı 2018 yılında ise maalesef Teen Titans Go geldi. Son dönemde ise Titans adlı live-action tv dizisi ve Young Justice’in üçüncü sezonu ile tekrar bu ekip gündeme geldi.
Paralel zamanlı olarak televizyonda yer bulan ve benzer bir temayı işleyen bu iki eseri karşılaştıralım dedik. Zira Teen Titans Vs Teen Titans GO! sorulduğunda genel ve haklı olan kanı orijinal Teen Titans çıkar. Peki Titans tv dizisi ile Young Justice çizgi dizisini kıyaslarsak ?
Öncelikle lafı çok dolandırmayacağımı şimdiden belirteyim. Titans asla bir Young Justice olamayacak, Young Justice ; Avatar serileri, orijinal Justice League Animasyon Serisi, doksanların efsane Batman Animasyon Serisi, Fullmetal Achemist vs gibi pek çok mecradan pek çok farklı süper natural kahramanvari eserlerin en başarılıları ile beraber anılabilecek bir eser iken Titans asla bu kürsüde olmayacak.
PEKİ NEDEN ?
Titans’ın beceremeyip de Young Justice’in doğru yaptığı nedir ?
Elbette bazılarınız iki eserin hitap ettiği yaş ve karanlık unsur farkını göz önüne alarak böyle bir kıyası mantıksız bulabilir. Ancak olayı çok genel, tematik ve karakter bazlı yürüteceğimiz için eserlerin barındırdığı kan, seks, şiddet oran farklılığı açıkçası bizim için pek bir şey değiştirmiyor.
O zaman benim açımdan bu iki serinin en iyi ve en kötü olduğu önemli tematik başlıkları ve ayırt edici etmenleri sıralayacağım ve bunların altında hangisi neden nasıl daha iyi, hangisi neden nasıl daha kötü kendi analizlerim ile sizlere aktaracağım.
Ve unutmayın bu iki seriden de ciddi ve yüklü miktarda spoiler içeren bir yazı olacaktır. Yani herhangi birini henüz izlememiş olan ancak izlemek isteyenler yazıyı daha sonra okumak üzerine ertelesinler.
Hadi başlayalım:
1- Yaşayan Evren – Tepkisel Kadro:
Bu ne demek ?
Buna cevap vermek için öncelikle buradaki “evren” tabirimin kozmolojik değil edebi olduğunu vurgulamak isterim. Orta Dünya Evreni ya da DC Evreni Karakterleri derken ki gibi bir “evren”. Nitekim hikayeyi sarmalayan bu kurgusal ortam/dünya/çevre (yani evren) hikaye ile ne kadar etkileşimli ?
Daha iyi anlayabilmek adına önce kötü örneği vereyim, sonra daha düzgünü nasıl olabilir ona bakalım.
Kötü Örnek: Titans
Titans serisinde; ilk sezonla beraber çatırt diye Trigon ile tanıştık. Daha ne Deathstroke gördük, ne Terra ne Brother Blood, ne HIVE, ne Psimon, ne Doctor Light, vs vs… Direkt en büyük ve en geniş çaplı kötü adamımız Trigon ile başladı seri. Dünyaya gelmesi ile bir ton anomaliler oluşmaya başlayan bu kadar büyük mistik güç salıveriliyor. Ancak DC Evreni mistik sanatlar uzmanlarından ne Constantine, ne Doctor Fate, ne Madame Xanadu, ne Zatanna, ne Etrigan, ne de bir başkası buna tepki göstermiyor. Raven gittiği her yerde büyük yıkımlara sebep oluyor ulan dizinin içinde Adalet Birliği, Superman, Wonder Woman, Flash gibi kişilerin ve kurumların adı geçiyor peki ne yapıyor bunlar ? Hatta özel kuvvetler, askeriye, polis vs ne yapıyor ? Starfire gittiği her yerde birilerini yakıyor ancak peşine sadece kır polisi düşüyor ne hikmetse. Yani evren samimi değil, seni ön kabullere, sınırlamalara götürüyor. Bu ön kabulleri yapar ve bu sınırlamalara tabi olursan ondan sonra eğlenmeye başlayabiliyorsun. Peki bu ideal bir durum mu ? Elbette değil.
İyi Örnek: Young Justice
Young Justice’in daha ilk bölümünde ilginin merkezi Titans üyeleri değil, Adalet Birliği idi ve daha ilk bölümden bir Adalet Birliği üyesi olmanın ağırlığı, önemi ve karakterlerimizin hayatlarından daha önemli şeylerin dünyada hatta tüm evrende yaşandığını size aşılıyordu. Zaten amaç karakterlerimizin kendilerini çok küçük hissedip bu his akabinde kendilerini kanıtlamak adına tehlikeye atılmaları ile başlıyor ve bu his size de geçiyor. İşte buna tepkisel çevre, yaşayan evren denir.
Hiç sorgulamıyorduk neden bizim veletler Cadmus’a gittiğinde kahramanlar gelmiyorlar diye. Çünkü bize öncesinde tüm lig üyelerinin süper güçlü şeytani büyücü Mordru (Kaos Lordlarından birisi) ile dövüşmek için acil göreve çağırıldığını biliyorduk. Ancak Cadmus binasına girdiklerinde bile karakterlerimiz defalarca Adalet Birliği ile iletişime geçmeye çalışıyordu. Yani bize karakterlerimizin dışında daha büyük bir evren ve karakter kadrosu olduğu hissi her an aşılanıyordu.
Ve en sonunda Cadmus binası patlayıp olay dışarıdan görülebilecek hale geldiğinde Sadece Batman ya da Superman değil tüüüüm Lig oradaydı.
Bu size gerçekçi, tepkisel ve de zengin bir evren sözünü daha 1. bölümden vermenin harika bir yoluydu.
Bir ön kabul yapmanıza ya da şartlanmanıza gerek yoktu çünkü bu serinin senaryosu ve iç dinamikleri sizin sorularınızı yanıtlayacak, plot içerisindeki delikleri olabildiğinde kapatacaktı. Size bunun sözünü ve güvenini verebiliyordu hem de daha ilk bölümden. Ve her yeni bölümle, her yeni sezonla daha da genişledi, daha da anlamlı ve gerçekçi oldu. Gerçek bir süper kahraman evreni idi. Öyleymiş gibi davranan bir sit-com çizgi dizisi değildi.
Titans’a gelince sürekli hakkında çok kötü şeyler söylenen bir Batman var ancak ne karakteri görüyoruz ne onun bakış açısına hakimiz ne de (daha kötüsü) onun hakkındaki bahsedilişlerde bir netlik var, hep üstü kapalı ve kinayeli arabesk tadında cümleler. “Bir kere Batman’e bulaştın mı artık sen bir silahsındır meaah” ?! Cem Yılmaz’ın dediği gibi “E, al kıdem tazminatını s.kt.r git o zaman!” dedirtiyor kendisine. Çünkü sorun ve motivasyonlar kendisini gerçekçi hissettirmiyor. Çünkü etraftaki evren bildiğin “stand-by” modunda ölü bir biçimde yatıyor. İhtiyaç olursa açma tuşuna basılıp oradan bir iki element ısmarlanıyor, plot kurtarılınca tekrar “stand-by” modu aktif ediliyor. Yaşamıyor evren, empati kurulabilir değil motivasyonlar. Bunun sebeplerinden biri de karakterizasyondaki seçimler ancak en temel ve en geniş kapsamlı sebep ve benim için ilk sebep evrenin yani karakteri saran çevrenin bir eserde ölgün iken diğer eserde yaşıyor oluşu idi.
2- Karakter Motivasyonları
Az önce evren hissine değindik. Şimdi ise bu evreni onların gözlerinden deneyimlediğimiz ve bizim alakamızın merkezi olan karakterlere ve bu karakterleri oldukları gibi davranmaya iten motivasyonlarına bakalım.
İyi Örnek: Young Justice
Superboy‘un karakteristik özelliği aşırı duygusallığı, katılığı, gururluluğu ve elbette öfkesi idi. Öfkeliydi çünkü hayatı bir yalandı, duygusaldı çünkü bu yalan tamamiyle yalan değildi. Meta-cin kardeşleri vardı akabinde ise onu kurtaran arkadaşları oldu. Gururluydu çünkü sembolünü ve genlerini taşıdığı kişi Superman idi. Basit, etkili ve gelişime açık bir profil.
Aqualad, kafası karışık, zeki, iyi lider, sadık ve cesur idi. Kafası karışık idi çünkü iki dünya arasında sıkışmış hissediyordu (sırf bu olay üzerine 2 bölüm yaptılar Aqualad için). Zekiydi çünkü Atlantis‘de çok iyi bir eğitim ve gelenek ile yetiştirilmişti. Sadık idi çünkü bir tebası, kralı ve asaleti vardı. Cesurdu çünkü en tecrübeli, en yetkin olan oydu mutlaka önden o gitmeliydi ve büyük resmi o görmeliydi (Koca 2. sezon karakterin bu özelliğine yatırım yaptı zaten).
Kid Flash, Miss Martian, Robin hepsi basit ancak etkili ve empati kurulabilir farklı kişisel özelliklere ancak ortak etik değerlere sahiplerdi. Ve hem neden böyle etik değerler ile bezeli olduklarını yeterince açıklayan bir arka plana, geçmişe hem de neden böyle motivasyonlara sahip olduklarını gösteren diyalog ve vakalar ile sarılı idiler. Her şey tıkır tıkır işliyordu. Hiç bir karaktere dair varsayımsal bir ön kabul ya da “dur bakalım belki anlarız zamanla” dedirtecek bir boşluk hissi yoktu.
Kötü Örnek: Titans
Tamamen Dick Grayson ve Jason Todd gibi 2. , 3. şahıs karakterlerin ağzından çıkma olan ve hatta o ağızlardan direkt olarak durum ve olayı tarif eden değil ancak farazi ve kinayeli bir biçimde duygular üzerine iddialar ile tasvir edilen bir Batman var ve güya bu farazi ve hayali vede şu an için tamamıyla tek boyutlu Batman tasviri Dick’in mevcut durumunun suçlusu ve Dick’in mevcut durumu serinin mevcut durumunu belirlediği için (Raven ile birlikte) dolayısıyla bu farazi Batman ve diğer farazi kahramanların var olmayan tasvirimsileri bizim karakterlerimizin motivasyonlarının kaynağı oluyorlar gibi bir durum söz konusu.
Ve her karakterin ana karakter motifi çok basit;
Dick -> şüpheci, melankolik ve depresif deha.
Beast Boy -> Eğlenceli, samimi mutant.
Starfire -> Cool, cesur ve güçlü her yola gelir kadınımız.
Raven -> Karanlık ile anlaşmalı ancak içten içe tertemiz masum bir ergen.
Peki neden böyleler ?
Dick -> Farazi Batman parmaklamış.
Beast Boy -> Bir sebebi yok kendisi uyaroğlu olduğu için.
Starfire -> Hafızası gitmiş.
Raven -> Karanlık Güçler.
Bitti bu kadar. Sorun basit olması değil ancak bu basitliğin etkili olamıyor olması. En basitinden şöyle söyleyeyim geçen 14 yaşındaki yeğenim geldi “Dayı Titans’ı bitirdin mi ne düşünüyorsun ?” dedi (kendisi benden önce izlemişti) Bende ” Neredeyse Berbat, yer yer ilgi çekici.” dedim. O da “Çok iyi değil ama en azından bu karakterleri Teen Titans Go! kıvamından epey yukarılara taşımış.” dedi.
Yani sen bu karakterlere Teen Titans Go karakterleri gözüyle bakarsan ancak Titans’ın devrimsel bir his uyandırmaması mümkün değil.Kızcağız kendi perspektifinden son derece haklı ancak Teen Titans Go işin ciddiyet ve masumiyet kısmında nasıl bu karakterler için ne kadar en dip, düşük nokta ise aslında Titans da aynı karakterler için işin kalite, dürüstlük, samimiyet kısmında o kadar bir dip noktası.
Yani, çocukluğu ardında bırakmaya başlayan ergenimiz Titans’ı seviyor çünkü yüzeysel de olsa bir sertlik, ciddiyet, drama ve trajedi var. Ve bir önceki Titans tecrübeleri Teen Titans Go rezilliği.
Nitekim konuyu toparlayacak olursak, karakterlerin motivasyonlarının olmayışı ancak motivasyonmuş gibi yutturulan bu basit tematik dokunuşlar gerçekten etkili olsa çektiği kitle “Teen Titans Go’dan yukarılara çekmiş” kitlesi olmaz. “Titans, bu karakterlerin özünü görmüş ve buradan bir inci çıkartmayı başarabilmiş bir iştir” diyen kitle olurdu.
Nitekim Young Justice de işe yarayan detaylandırılmış basitlik buradaki , sığlaştırılmış basitliğe çok daha üstün geliyor bu sebeple de bir tarafta karakterler neden oldukları kişiler ve neden olacakları kişi olmayı seçiyorlar gibi soruların cevapları çok belli ve doyurucu iken diğer tarafta “fena da değil hani” boyutunda kalıyor.
Hatta comics mecrasından bu ekibi pek tanımayan ve Titans’ı, Young Justice’den önce izleyen bir arkadaşımın bana discord grubumuzda attığı şu yorumu paylaşayım sizlerle (virgülünü ya da yazımını bile değiştirmeden) ;
“Ben titansı tanıdığım ergenlere bir soracağım, nasıl bulmuşlar diye.
Birde spoilera girmekte sorun olmadığı için rüya bile olsa finalde ki batman ve gothambirde dick ile sarışın kızın evli olması gibi mevzuları bölüm boyunca izlemek çok sinir bozucuydu.
Birde dickin son anda verdiği karar kendi kararı olduğu için diyorum, bu kadar batmanle kalıp bu kadar tanıyamamak bana garip geliyor Sanki baba oğul öğretmen öğrenci ilişkisi olmamışta sahip dövüş köpeği ilişkisi olmuş aralarında
birbirlerini hiç anlamamışlar empati kurmamışlar gibi sanki
dizi boyunca ben dickin motivasyonunu merak ettim ama sonunda hiçbir motivasyonunu olmayışı sinirime daha çok dokunduSiz zaten başta elemişsiniz bu nasıl dick diye de ben neyse nasıl bir şey yazılacak diye izledim ve hiçbir şey çıkmayınca ekrana boş boş baktım sadece
Birde şimdi bu karakter akıl hocaları gibi olacak, bilemedim. O yüzden bir ergenlere soracağım nasıl geçmiş acaba onlaraYa birde titans dizisi hakkında şunu diyeyim. Arka plan motivasyonları boş olduğundan dizi hakkında şu an aklımda hiçbir şey kalmamış.
Forumumuzda Mergen adıyla kayıtlı arkadaşımız.
Daha 1 ay olmadı”
Bu adam 2-3 hafta kadar önce “Abi bir şans ver, o kadar da kötü değil, belki seversin.” diyordu seri hakkında. Şimdi ise tavsiyelerimiz sonucunda kendisi Young Justice’den büyük bir keyif alıyor. Buradan kendisine selamlar.
3- Kadro ve Rol Dağılımı
Kötü Örnek: Titans
Seri çok fazla iki kişinin omzunda; Dick & Rachel . Elbette her seride belli başlı kişiler ya da gruplar (eğer evren daha geniş ise) geriye kalanlara büyük üstünlük kurar söz konusu senaryo olunca. Ancak Dick & Rachel bildiğin diziyi bir Titans dizisi yapmaktan uzaklaştırıyor. Yani 11 bölüm izliyorsun ve tek kostümü ile gördüğümüz Titans üyesi Robin ve bu yetmiyormuş gibi iki tane Robin görüyoruz. Raven da kendi dönüşümleri ile bir nevi kostüme bürünüyor. Starfire‘ın durum ne olursa olsun sırf “anti-steryotip” karakter olabilmek adına sürekli aynı kostüm ve tavırda mahsur kalmasını bir kostüm olarak sayarsanız ona bir şey diyemem.
Ve şunu diyemiyorsun; “Dick ya da Rachel kaybolsa bu dizi gene bir şekilde var olmayı sürdürür.” bunu diyemiyorsun. Peki bunu diyebilmeli misin ? Bu tartışılır ancak diyebiliyor olmanın seriye katacağı zenginliği hayal etmek güç değil. Ve yukarıda motivasyonlar kısmında bahsettiğimiz gibi bu kadar farazi, ön kabul üzerinden sığ işlenen bir Dick Grayson var ve sen bunu en merkeze alınca bu durum daha büyük projeksiyona yansıyor ve orada artık benim gibiler için kaçamayacağın bir gıcıklık unsuru oluyor. Yani karakteri yapmayı beceremedin bari rolü başkaları ile paylaştır. Smallville dizisi tek bir adamın hikayesi idi, Genç Superman’in , ona rağmen Clark‘ın hiç gözükmediği ya da sadece arada bir gölge olarak belirdiği bölümlerde bile yan karakterler o bölümü kurtarabiliyordu. Bu dizi ise bir süper kahraman “takımı” şovu !
İyi Örnek: Young Justice
Young Justice 3 sezon boyunca çok farklı kombinasyonlar denedi. Superboy, Miss Martian, Aqualad, Dick Grayson, Wally West, Artemis, Batman, Superman, Wonder Woman, Red Arrow vs. gibi ağır ve baş karakterlerin çoğu dönem dönem sahneden çekildi ya da başlarına bir iş geldi oralı olamadılar. Her daim boşalan koltukları doldurup gideni aratmayacak yeni oyuncular çıkıyordu. Impulse, Blue Beetle, Red Tornado, Black Lightning, Halo, Sportsmaster, Manta, Tim Drake, Wonder Girl, Batgirl, Zatana vs vs. Yani şu karakteri merkezden çekince yapı üzerine çökmüyordu. Peki bu o karakterleri Titans ana karakterlerine göre daha değersiz mi yapıyordu ? Hayır, aksine ana karakterler gene en büyük öneme sahiplerdi ve bunu 1. madde de işlediğimiz “yaşayan evren” ile hissettiriyorlardı çünkü diğer karakterlerin ağzından baş karakterimize dair gerçekçi ve birebir gözlemlenebilir tepkiler, övgüler ve eleştiriler yani geri bildirimler alıyorduk. Yani şizofrenik bir geç ergen detektifin kendi yazıp kendi oynadığı “ben Batman mağduruyum” adlı oyunundan daha fazlasını veriyordu.
4- Moral – Etik İşlentiler ve Genel Olarak Hikaye
İyi Örnek: Young Justice
Young Justice, Miss Martian üzerinden yabancılaşma ve olduğun şeyden utanmayı işledi, Super Boy üzerinden diğerlerinden farklı olma ve adapte olmayı, sabırlı olmayı işledi. Robin’in layık olamama ve ne olacağını bilememe korkusunu ancak bunun üstesinden iyi olduğu şeylere ve sevdiklerine değer vererek nasıl üstesinden geldiğini işledi. Artemis üzerinden geçmişinizin bugününüzü nasıl etkilememesi gerektiği işlendi zira suçlu bir aileden gelen ve bunun utancını yaşayan tek kişi oydu. Wally üzerinden iyi olamadığın şeylere odaklanmaktansa çevrendekilerin iyi olduğu konularda onlara destek olmanın pozitif etkisi işlendi. Aqualad üzerinden iki kültür arasında kalan ve genç yaşta büyük sorumluluklar alan bir çocuğun olası sıkıntıları ve bunların üstünden nasıl gelebildiği ve geldiği takdir de ne kadar başarılı olabileceği işlendi.
Ve böyle tonlarca örneği var. 2. Sezonda Reach üzerinden medyanın ve kurumların ne kadar sahtekar olabileceği ve devasa kitlelerin ne kadar çabuk kandırılabileceği işlendi. Warworld, Reach, Apokolips olayları ile nasıl gizli ortaklıklar oluşabilir onu gördük. Light örgütü ile masonların ve banka kartellerinin dünyamızdaki işlevselliklerinin fantastik bir yorumuna şahit olduk. 3. Sezonda ise Halo gibi arap bir kızın Brian gibi batılı bir soylu ile nasıl dünyevi sınıflamalar kaldırıldığında bir araya gelebileceğini görüyoruz.
Böyle ufak ufak etrafa saçılmış dersler, renkler ve alt metinler ile dolu Young Justice. Hata yapıldığında bunun üzeri yamanılarak geçilecek bir şey değildir bu evrende. Ya bu hatanın bedelini ödeyecek kadar şanssızsındır (Red Ârrow, Cheshire, Superboy, Miss Martian gibi) ya da ondan ders çıkaracak kadar şanslısındır (Robin, Aqualad, Artemis, vs vs gibi) . Ama tepkisizlik ya da kendini tekrar yoktur. Her halükarda bir sebep-sonuç ilişkisi vardır.
Kötü Örnek: Titans
Ne iyi ne kötü tam olarak bilinmiyor. Jason Todd sıradan bir devriye polisini eşek sudan gelinceye kadar dövüyor sonra bu yetmiyor belini kırıyor. Kadın bir polisi dövüyor ve tek açıklaması “Gotham Polisi zamanında beni dövdü, şimdi ben de onu dövebilirim. Çünkü maskem var istediğimi yaparım. Batman de burada olmadığına göre…” Karakter bunu söylüyor, bunu yapıyor ve bu yanına kâr kalıyor. Neredeyse izleyeni onun yaptığına özendirecek ve onu haklı çıkartacak bir ortam hazırlanıyor karakter için. Aynı durum zaten klasik “Fuck Batman” Dick Grayson’ımız için de geçerli. Yani hataların üstü yamalanır ve hakkında şikayet edilir. Ders çıkmaz, ceza alınmaz. Sıkıcı, korumacı, ön kabule dayalı edgy bir tavır bu ya…
Genel olarak hikayeye gelirsek burada adil olmak açısından Sadece Young Justice’in birinci sezonuna bakacağız çünkü Titans henüz sadece bir sezon çıkardı.
Young Justice 1. sezonda samimi, dürüst, çalışkan ve anlayışlı olunduğu sürece en çılgın girişimlerden bile fayda sağlanabileceğini gösteren bir başlangıç yaptı ancak sonlara doğru sadece iyi niyetler ve çaba ile bu işlerin olmayacağı çünkü her zaman senden büyük ve senden zekilerin olabileceğini gösterdi ve 2. sezonda buna paralel olarak ekip operasyonu, planı ve mücadele şeklini bambaşka bir boyuta ve plana taşımıştı.
DC Evrenini tanıtma açısından hikayelerde faydalanılan karakter bolluğu içerisinde işlenen temalar, moral ve etik işlentiler ve de genel olarak protagonistleri ile antagonistleri ile anti-kahraman ve anti-kötüleriyle sizi şaşırtabilen, twistleri önceden hazır, size sizin için hazırlanmış ve sizi şaşırtıp sizi şok edebilen bir hikaye hissi var.
Titans’da ise bir hikaye yok tüm plot şu “Raven’ın bir babası var, güçleri ondan gelme, o babasını bu dünyada tutan bir kanca, ama kız iyi aslında bu kızı koruyalım.” Ulan bu kız madem dünyanın sonunu getirebilir bunu korumak edgy bir sidekick ve onun yolda bulduğu rastgeleliklere mi kaldı ? Adalet Birliği yok mu ? Fenerler yok mu ? Seri baştan yaş giriyor zaten. Çünkü tüm hikaye Rachel’ın etrafında dönen şeytani geri dönüş hikayesi ve Dick’in bu kızı koruma isteğinden geliyor. Ama aslında bir baş, bir son, bir vaat, bir plan, bir konu yok. Tema var sadece, çok tematik bir seri.
Karanlığız, edgy’iz, ergeniz, olağan üstüyüz, travmatiğiz ve bir aradayız. Hadi Bakalım. Bu yani, gerçekten bu…
Daha pek çok madde ayrılabilir ve incelenebilir ancak bu 4 ana maddedeki belirgin farklılık ve taban tabana zıtlık benim meramımı anlatma ve siz sevgili okurların anlaması için yeterlidir diye düşünüp sonuca geçiyorum.
SONUÇ:
Normalde benim “sonuç” temalı yazı bitirişlerim 2-3 paragraflı olur. Bu sefer hiç uzatmadan “örnekleme sanatı” ile durumu açıklayacağım arkadaşlar.
Eğer Young Justice, Avatar Çizgi Dizisi ise Titans, M. Night Shyamalan’ın çektiği Avatar: The Last Airbender filmidir.
Anlayan anladı. Dağılabilirsiniz canlar…
Not: Elbette iki seride henüz yayın hayatını sonlandırmadı ikisi de var olan gidişatlarını iyi ya da kötü yönde çevirebilirler. Ancak biz şimdilik günceli konuşuyoruz.
Tüm Hakları www.kahramanbaykus.com ve hazırlayan yazara aittir. Site ve yazar adı belirtilmeden ya da orijinal sayfanın linki verilmeden içeriği paylaşanlara hukuki yaptırım uygulanacaktır
Kaynaklar: Bahsi Geçen TV Serilerinin Kendileri ve DC Comics
Yazan & Yorumlayan: Utkan Aktaş
Yorumlarda adı geçen şahıs ile alakam bulunmamaktadır. Titansı beğenecek kadar özsaygımı kaybetmedim. Belki başlarda birazcık……………….
Bilmiyordum taam mı 🙁 Bu kadar karakteri ve senaryoyu bomboş, hiçbir yere bağlamadan final yapacaklarını bilmiyordum…….
Bu arada Young justice 2. sezon bitmek üzere, yan yana adları bile geçmemeli. Titans da 4 karakterin motivasyonunu anlayamazken, young justice 100 küsür tane karakterin motivasyonlarını anlayabiliyoruz ve çizgi dizi de olan her olay ince ince işlenip, çocukların bile anlayabileceği basitlikte aktarılıp müthiş bağlantı kurulmuş. Başlarken bu kadar beklemiyordum ama 2. sezonda iyice yükseldi dizi ki titans da daha başta bu kadar büyük karakteri gösterirken, young justice da titans da gösterilen final bossun 30da 1i adam gözükmedi daha. Buna rağmen kat kat daha kaliteli ve ağırlığını anlayabiliyoruz villianların. Ah ah Utkan abi yeterince övmüş zaten, müthiş bir yazı.