Shazam Mercek Altında

Üzgünüm ancak haftasonu hasta olduğum için yazı gecikmiş oldu. Kusura bakmayın. Filme gelecek olursak bu yazı altında hem spoiler içermeyen hem de içeren şeklinde iki sekans ile filme dair fikir ve kritiklerimi sizlerle paylaşmayı umuyorum.

Başlamadan önce;

Film epey kötü. Hiç kendimizi “çocuk filmi aslında” falan diye kandırmayalım. Sadık ve sıkı takipçiler belki hatırlarlar ; ben Thor: Ragnarok incelemesine “Saygısız ve Samimiyetsiz Bir İş” diye giriş yapmıştım. Burada o saygısızlık ve samimiyetsizlik yoktu, samimi idi ancak bu filmin ana sorunu da “İkiyüzlülük”. Nasıl mı ? Spoiler içeren kısımda detaylara gireceğim.


-Spoiler İçermeyen Kısım-

Eksiler

  • Yönetmenin asimetri takıntısı göz zevkime sövdü. Tüm kahramanvari giriş ve beliriş sahnelerinde kamera hep çok abuk bir açıda duruyordu.
  • Müzikler çok formülize edilmiş şeylerdi.
  • Pek çok gereksiz detayda o kadar çok zaman kaybediliyor ki esas olaylar hep aceleye getiriliyor.
  • Çok kötü bir “kötü adam”.
  • Tutarsız bir protagonist (Billy).
  • Kör göze parmak mekan seçimleri.
  • Klişe ve milyonlarca kez görülmüş sıralamaya sahip bir senaryo ve akışa sahip
  • Sonlara doğru inanılmaz sıkıcı
  • Aksiyonu çok zayıf.

Artıları:

  • Karaktere ve kökenine dair çok fazla değişiklik yapılmamış olması
  • Aile ve kardeşlik teması
  • Her şeyi tek başına halletmeye çalışan süper kahramanlara ve onların filmlerine hoş bir alternatif sunması.
  • Fakirce idare edilmiş olsa da yine de belli bir karakter arkı ve insaniyet görebildiğimiz bir baş karakter olması.
  • Shazam gibi çok göz ardı edilen bir karakteri tekrar haritaya sokacak olması.

Filme gidince sinema biletim yandı diyebilecek kişilerin olması olasılığına rağmen sanırım en azından çoğu kişi belli bir keyif ve zevk tadacaktır diye düşünüyorum. Fakat bu filmin, klişe, basit ve kötü olduğu gerçeğini pek değiştirmiyor.


-Spoiler İçeren Kısım-

1.si Sanılanın aksine Shazam mizahi bir karakter değildir. Adalet Birliği üyelerini göz önüne getirirsek komik olanların Flash ve Hal Jordan olduğu açıktır. Ancak Billy, yetişkin bedeninde bir çocuk, tecrübesiz kariyerinde bin yıllık bütünün şampiyonu unvanını taşıma gibi tasarımı içerisindeki kontrast ve karşıtlıklar sebebiyle kendisini komik durumlar içerisinde bulabilir.

Karakterin direkt şaka patlatan, güldürme gayesinde olan bir karakter olması ile (bakınız Spider-Man, Deadpool, Lobo, Flash, vs) karakterin komik durumlar yaratabilmesi (bakınız Hulk, Wolverine, Martian Manhunter, Batman, vs) birbirinden farklı iki olgudur.

Çünkü Billy hem çocuk olarak normal bir çocuktan çok daha zorlu bir hayat yaşayarak yaşına göre olgun biri olmuştur hem de Shazam iken Solomon’un Bilgeliği ve Billy’nin saf kalbinin tam potansiyeli sebebiyle aslında Shazam daima çok olgun ve ne istediğini bilen bir kahraman olarak resmedilir (en azından eskiden).

O yüzden maalesef yeni nesil New 52 çizgi romanları ve bu film sayesinde “Ya Shazam komikli karakter, böyük adam emme aslında daha bebe” tarzı bir yaklaşım karakterin yakasına yapıştı ki Rebirth sayıları da bu tutumun karaktere yapışacağını gösteriyor. Peki bu niye yanlış ?

Çünkü Billy, doğal (bir bakıma doğal olmayan) yollarla kahraman olmuş ve bu kahraman kimliği ile birlikte büyümüş (Bakınız Superman, Batman vs) biri değil. 15 yaşındayken başına bir olay geliyor ve 5000 yıldır aranan “Büyünün Şampiyonu” oluveriyor. Ve bunun olmasındaki tek sebep de bu karakterin “saf kalpli” oluşu.

Hal böyle olunca bu karakterin, bizim empati kurabileceğimiz düşüşleri ve yükselişleri olan gündelik şeylere gülen ve gündelik yaşayan bir karakter olmaması gerekir. Pg-13 etiketli Deadpool değil bu. Bildiğiniz peygamber gibi adam deyim yerindeyse. Yani filme bakın misal; Süleyman’ın Bilgeliğine sahip karakterin en bilgece yaptığı şey sokak gösterisi yapmak ve bira almak, striptiz kulübüne gitmek. Ya da Aşil’in Cesaretine sahip arkadaşın her halttan korkması gibi.

New 52 zamanında da demiştim. Bu “Ya bu aslında dışında koca adam olan bir çocuk, bunu komik yapalım” fikri bu karaktere yakışmaz ve gitmez diye. Gitmiyor da çünkü o bahsettiğim “ikiyüzlülük” oluyor.

Karakter kendi kökeni ile çelişiyor, güçleri ile çelişiyor, geçmişi ile çelişiyor. Filmde de en çok gördüğümüz şeylerden biri Billy Batson iken karamsar, ciddi, işini bilen, kendisine bakmayı bilen birinin, Shazam olunca sirk palyaçosuna dönüşmesi gerçekçi değildi. Sırf buradan bir komedi çıkarmaya çalışacağız diye kasmışlar. Shazam karakterinden çıkarılabilecek komedi, karakteri garip durumlara sokmaktır, karakteri garip yapmak değil. Bir örnek atayım;

Superman, iletişim cihazı kapalı olan Billy’i acil durum için okuldan velisi gibi aldığı o anlar.

Gördüğünüz gibi Billy hiç bir şaka yapmıyor. Superman‘de yapmıyor kimse okuyucuyu güldürelim diye soytarılık kasmıyor ancak sahne çok komik. Çünkü iletişim cihazı kapalı Billy, velisi tarafından alınır gibi Superman tarafından alınıp götürülüyor. Ve çağrılara yanıt vermeme sebebi ise Cebir dersi imiş. İşte size Shazam nasıl komik olur bir örnek. Ancak Shazam şunu yapmaz.

O yüzden filmi “Shazam ergen bir kahraman böyle şeyler olması normal” diye savunacak olanlar lütfen şimdiden dursunlar. Çünkü alakası bile yok.

Hatta bununla ilgili altın çağda (Billy’nin en ünlü ve başarılı olduğu dönem) Captain Marvel serisini hatrı sayılır uzunlukta yazmış yazarı Otto Binder şunları söylemiş;

” İşin sırrı Captain ve Billy’nin son derecede ciddi olmaları ve asla şaka yapmamalarıydı… Captain Marvel ve Marvel Ailesi hikayeleri içerisinde kati bir mizah değildi. Daha çok hayata dair olayların hiciv ve gülünç durumlar halinde ele alınması ve insanlığın eksik yönlerini göstermesi idi.”

Çünkü eğer Billy’i böyle yazmazsan o zaman “Nerede cesaret, nerede bilgelik, neden Billy ile Shazam tamamen farklı iki kişi gibi davranıyor” vs diye sorularla bulursun kendini. Ya filmde karakter Billy iken Shazam halinden daha bilge ve ağırbaşlıydı. Bir arkadaşımın dediği gibi Süleyman’ın Bilgeliği kafa yapıyor herhalde.

Bu filmin karakter üzerindeki iki yüzlülüğü idi. Filmin bir diğer iki yüzlü olduğu konu ise genel teması. Sağda solda “Ya film yetişkinlere belki çok hitap etmiyor ama çok güzel bir çocuk filmi, abi çocuklara yapmışlar zaten.” tarzı bir yumuşatma tavrı görüyorum (yerli ve yabancı ortamlarda).

Kötü adam abisini gökdelenden aşağı attı, babasını bir canavara yedirtti. Canavarlar milletin kafasını yiyor (ama kan çıkmıyor nedense). Büyücü asama dokun deyince Billy “oh iğrenç” çekiyor ve Billy kardeşlerini kurtarmak için bir yer hayal ettiğinde gittiği yer striptiz kulübü oluyor. Filmin başında inanılmaz masum ve sevimli olan küçük Darla filmin sonuna doğru “Hey senin o kahrolası kel kafanı cehenneme yollayacağız.” ” Şimdi kıçını pataklayacağız” vesaire demeye başlıyor. Süper kahramanımızın ilk yaptığı şeylerden biri yetişkin olduğu için striptiz kulübüne gitmek ve alkol almak oluyor. Bu nasıl çocuk filmi ?

Hiç sevmediğim bir tutumdur bu yani ne yardan ne serden durumu. Net olamama, çocuk filmiysen o zaman bana “Evde Tek Başına” tadında Shazam filmi yap yok tüm yaşlara yapıyorsan da o zaman filmin tüm ucuz ve zayıf yönlerini “çocuklar içinmiş” diye kapatmaktan vazgeçmek en doğrusu.

Kötü adam rezalet, “Ben kötüyüm ben kötüyüm” diye ortalıkta gezen tek boyutlu biri. Ve kötü olan herkes çok kötü. Kötü adamın babası, abisi, kendisi, günahlar. Hiç bir renk, skala vesaire yok.

Finalde Marvel Ailesini gördüğüme çok sevindim. DC’nin en güzel ve en göz ardı edilmiş topluluklarından biri ancak her bir karaktere ayrı ayrı sahneler koyacağız diye o kadar bölük pörçük bir dövüş sekansı vardı ki. Bitse de gitsek dedim. Süper duyulara sahip Captain’ın düşmanını bir mil uzaktan duyamaması ya da düşmanın konuşmak için böyle bir uzaklık seçmesi o kadar saçmaydı ki. Ok anladık, steryotipik kötü adamınızla dalga geçiyor ve bunun kötü olduğunun farkında olduğunuzu belirtiyorsunuz tamam ama o zaman bu sahneyi yapma daha iyi senaryo yap bir zahmet.

Kahraman filmlerinde Bathos sahneleri kadar uyuz olduğum çok az şey var sanırım. Ayrıca tüm lunapark sekansını tek bir şaka için inşa etmeleri de üzücü idi. Dev bir kamyonet süren 2 havalı, deri ceketli 17 yaşından büyük genç nedense o gün tüm o sert ve popüler gençler olayını bırakıp dönme dolap gibi o karakterler için son derece çocukça ve gay kaçabilecek bir şey yapıyorlar. O da yetmiyor onlar orada iken bir sürü arbede oluyor. o Dönme dolap düşecek gibi oluyor ve onların her gün bulaştığı Freedy onları kurtarırken bir yandan onlardan intikam alıyor çünkü donlarından tutuyor.

Komik mi bu ? 😀 Sırf bu sahne için gerçekçi olmayan ve aykırı bir ton olguyu bir araya getirmişsin ve bu şakaya bir yatırım yapmışsın ancak o karakterleri o halde görmemiz 1 saniye sürüyor. Filmde bu tarz o kadar çok yanlış ata oynama durumları var ki insan bayıyor.

Sevdiğim şeylere gelirsek, Marvel Ailesi olayı, genel olarak ailenin önemi, Billy’nin çakmadan da olsa karakter arkı yaşaması, annesi ile olayları, oyunculuklar vesaire hoşuma giden yönleri idi. Ayrıca jenerik sonu sahnesinde DC’nin en eski, en güçlü ve de en unutulmuş kötü karakterlerinden biri olan Mr. Mind (tırtıl) görmek beni heyecanlandırdı.


SONUÇ

Ben inanılmaz düşük beklentiyle gittiğim için ve filmin baş rolü, yönetmeni, kostümleri, fragmanları belli olduğundan beridir filmin kötü olmasının tanrı yazgısı olduğunu farkettiğim için film bana belli bir tatmin duygusunu verdi. Ve açıkça söyleyeyim bir insan Thor: Ragnarok, Galaksinin Koruyucuları, Captain Marvel gibi filmlere “çok iyi filmler” diyorsa bu filmi eleştirmek için bir sebebi olduğunu düşünmüyorum. Bakış açınıza göre ya onlar kadar iyi ya da onlar kadar kötü diyebileceğimiz bir film.

Değerlendirme:

Karakterler ve İlişkileri: 65/100
Derinlik & İşçilik: 45/100
Efektler & Görsellik: 75/100
Türünün Gereklilikleri: 65/00
Hikaye & Evren Dizaynı: 59/100
Özgünlük ya da Etki Gücü: 50/100
Zamanlama & Ritim: 68/100

KB Puanı: 61/100

(not: fikirlerim ileride değişebilir)


Tüm Hakları www.kahramanbaykus.com ve hazırlayan yazara aittir. Site ve yazar adı belirtilmeden ya da orijinal sayfanın linki verilmeden içeriği paylaşanlara hukuki yaptırım uygulanacaktır.

Utkan Aktaş Yazar:

2 Temmuz 1987 doğumlu olan Utkan genç görünümlü bir ihtiyar olarak iki üniversitede bulamadığı aidiyet ve de yaratıcılık hissini dans, yazarlık, kurgu gibi pek çok diğer sanatsal uğraşıda buldu. Şimdilerde ise Kahraman Baykuş olgusunun kurucularından ve de yazarlarından biri olmaktan son derece memnun bir adam olarak tanınmakta ...

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir