-La Danse Du Temps (Shamanism) Çizgi Roman İncelemesi & Kritiği-
Eserin Künyesi:
Adı: La Danse Du Temps (İngilizce basım ismi: Shamanism)
Cilt Sayısı: 1
Bölüm sayısı: 3
Toplam : 147 sayfa
Yazar & Çizer: Igor Baranko
Yayımcı Şirket: Les Humanoïdes Associés
İngilizce Çevirici: Humanoids (Türkçe çevirisi yok varsa belirtiniz.)
Tür: Fantastik, Amerikan Yerlileri, Şamanizm, Zamanda Yolculuk, Gizem
Yayımlanma Yılları: Eylül 2005 – Kasım 2005
Ukraynalı bir yazar tarafından(Igor Baranko) yazılıp, Fransız bir yayın evinden basılan bir eserde bu kadar güzel bir Amerikan (hem kuzey hem de güney olmak üzere) yerlileri hikayesi, bu kadar yalın ve fantastik bir şamanizm, mistisizm hikayesi okumayı beklemiyordum. Sürprizin alası oldu diyebilirim. Aynı yayın evinin bir başka eseri olan The Swords of Glass incelememde bu yayınevinin eserlerini okudukça sizler için incelemeyi düşündüğümden bahsetmiştim. Ve işte buradayız.
Swords of Glass’ın seviyesinde olmasa da ona yakın bir görsellik başarısı var. Üstüne üstlük bu eserin panelleme, hikaye tahtasının işçiliği ve ritmi o esere kıyasla daha bile güzel. Bu sadece güzel bir resimli kitap değil. İyi bir grafik roman görsel açıdan. Pastel tonları ile yörenin ve ikliminin havasını çok iyi yansıtmak ile beraber yer yer dünya dışı, fantastik ve aykırı illüstrasyonlarla da bizlere baş karakterimiz Four-Winds‘in yolculuğundan farklı tatlar sunmayı ihmal etmiyor.
Serinin hem ideolojik bir söylemi var hemde fantastik edebiyat, mistik eser olarak göstermek istedikleri var ve bu iki olgu birbirini kemirmiyor aksine birbirinden güç alıyor. İdea-politik açıdan bakarsak bu eser bir bakıma, İspanyollar Güney Amerika’ya vardığında ilk keşif ekibi yok edilse vede Kolombo, Amerika Kıtasını hiç bulamasa onun aksine idealist ve vizyon sahibi bir kızıl derili avrupaya yelken açsa idi ne olurdu ? Sırf bu bile okuyucu için ilginç bir vaat diyebilirim. Ancak eserin esas parladığı yer baş karakterin bu misyonu ve vizyonu edinmeden önce başından geçenlerin, diğer karakterlerle ilişkilerinin şamanik anlatımı diyebilirim.
Bir önceki incelediğim esere nazaran bu seride diyaloglar çok usuturuplu, çok doğal vede karakter içinde yazılmış. Bu sebeple okurken sadece bir metin okumuyor bir kültür deneyimliyor, bir yolculuk yaşıyor ve bir masal dinliyorsunuz. Seriyle ilgili bir diğer beğendiğim şey yüz ifadesi çizimlerinin ve de ifadelere yapılan yakın çekimlerde duyguya göre ışığın kullanımının çok sade olması ile beraber çok yerinde ve anlaşılabilir olması epey hoşuma gitti ve açıkçası okuduğum eserde böyle bir kriterim olduğunu farketmeme sebep oldu sanırım.
Elbette kısa ve deneysel bir eser olmasının getirdiği bazı eksiklikleri var. Açık bırakılan kapılar, yer yer inanılmaz hızlı değişimler ve sıçramalar biraz kaliteden kıran şeyler. Öte yandan bir diğer sınırlayıcı etmen ise bunun hepi topu bir Kızılderili “Odisseya” sı olduğu, yani özgün ya da sarsıcı bir yanı yok.
Ancak sizi gitmeniz gereken yere götürüyor. Bu seriyi okurken hissettiğim buydu. Başlarda nereye gideceğinizi, karakterler ile evren hakıında neler hissedebileceğinizi bilemediğiniz tuhaf bir yörüngede iken eser bittiğinde ise ayaklarınız tekrar yere basıyor ve nispeten tatmin olmuş oluyorsunuz. Çizgi roman anlatı sanatının baş yapıtlarından ya da en sevdiğim işlerden biri falan demeyeceğim ancak okuduğuma mutlu olduğum vede genel olarak olumlu tat bırakan bir eser diyebilirim.
Karakterler ve İlişkileri: 84/100
Derinlik & İşçilik: 70/100
Çizim & Tasvir: 87/100
Türünün Gereklilikleri: 81/00
Hikaye & Evren Dizaynı: 77/100
Özgünlük ya da Etki Gücü: 64/100
Zamanlama & Ritim: 79/100
Genel Ortalama Puan: 77.4 /100
Tüm Hakları www.kahramanbaykus.com ve hazırlayan yazara aittir. Site ve yazar adı belirtilmeden ya da orijinal sayfanın linki verilmeden içeriği paylaşanlara hukuki yaptırım uygulanacaktır.
İlk Yorumu Siz Yapın