Hem bilinmeyen fate karakterlerinin genel bir tanıtımı olsun diye hazırladığım, hemde uzun zamandır istediğim güç liste serisinin nihayet son kısmına gelmiş bulunuyoruz. Herkese keyifli okumalar.
6-Buddah, Shakyamuni (Saver)
”Eğer İnsanoğlunun, dharmata ve onun aydınlanmasını takip edebilecekleri bir yol yaratmak gayesi için ise o zaman ortaya çıkar akabinde her şeye kurtuluşu getiririm ve ve onlara benim Kudretli Vajram ile rehberlik ederim.”
Saver-
Saver, Moon Cell Automaton tarafından çağrılan “Mesih” tipi bir hizmetkârdır, benzer idealleri nedeniyle, Twice H. Pieceman‘ın ikinci hizmetkarı olarak görev yapmıştır. Saver çağrıya cevap vermiş, kurtuluşu görmek için savaşlardan tiksinmesine rağmen ızdıraptan kaçmadan Twice’ın emirlerini takip etmektedir. Onun gerçek kimliği aydınlanma yolunda insanlığa önderlik eden mesih ‘Buddha‘ idi ve o solar sistemleri hükmetme kapasitesine sahip, kozmik niceliğin tanrısı ve bir Bodhisattva dır.
Daha açık bir ifadeyle, o ‘Shakyamuni’ bilinen adıyla ise Buddha; o, kendini gerçekleştirme yoluna adayarak Buddha oldu ve hala hayatta iken tüm acı ve ıstırabını geride bıraktı. Onun öğretileri Budizmin temelidir, ancak aydınlanma yolu kişiden kişiye değişir. İyi ya da kötüler olsun, hepsi acı çekerek kötülüklerden azat edilebilir ve Buddhahood’a ulaşabilir. Sonuçta, tüm insanlık kurtuluşa ulaşacaktır. Kendisi Kiara Sessyoin kadar güçlüdür ve onun doğal rakibidir.
- Authority: Bir Tanrı olarak Saver tıpkı Quetzalcoatl gibi Authority(Yetki) gücüne sahiptir ve bu güç ile bazı mantıksal süreçlere ya da ilkelere dayanan sonuçları manipüle edip yönetme hakkına nail olmuştur. Authority, dünyayı şekillendirme seviyesindeki güçlerdir. Durum değişkenliği, zaman manipülasyonu, nedensellik manipülasyonu, medeniyetler için gerekli kavramları yaratma ve değiştirme, krallık kurma ve bu seviyedeki çeşitli güçler. Tanrılar aslında, Tanrıların Çağı boyunca dünyayı şekillendirmek, uygarlık için kavramlar oluşturmak ve krallıklar kurmak için bu yetki güçlerini kullandılar. Fakat zaman geçtikçe, insanlık gelişti ve bu Authority müdahaleleri gittikçe gereksiz bir hale geldi. Bu yüzden Saver bir hizmetkar olarak çağrıldığında kendine zarar vermeden bu yetkilerini kullanamamaktadır.
- Enlightenment of the Sacred Fig: Alemin hakikatine ulaşmış ve dünyanın koruyucusu haline gelen kişiye koruma sağlayan bir beceri. Kayıtsız şartsız fiziksel, kavramsal ve boyutlararası saldırıların zararını Saver’ın o anki durumuna oranla azaltmaktadır. Ayrıca zihinsel müdahale olasılığını da ortadan kaldırır. Buda içinde bulunan insanın yedi arzusunu mükemmel huzurla birlikte dinginlemiştir.
- Kalaripayattu: Rasyonel düşünce temelinde kurulan tüm dövüş sanatlarının atası olan eski bir Hint savaş sanatı. Güç veya yeteneğe dayanmamakta ve savunma amacıyla kullanılmaktadır. Bu yeteneğe Ex-derecesinden nail olan Saver oturup meditasyon yaptığı ve silahsız olduğu sırada bu sanattaki yeteneğini kullanarak kendisine saldıran pek çok hizmetkar ile dövüşebilmekte ve yenebilmektedir.
- Charisma: Bir mesih tipi hizmetkar olarak Saver A+ seviyesinde karizmaya sahiptir. Bu noktada bu sadece bir beceri olmaktan çıkıp aynı zamanda insanları güçlü bir şekilde etkileyen ve Saver’ı takip edenlerin moralini arttıran bir güce dönüşmüştür. Bu beceri ince bir şekilde kullanılarak akıl manipülasyonu için kullanılır.
- Counter Hero: Saver sınıfı hizmetkarların sahip olduğu savaşta karşılaştıkları kahramanların güç seviyelerini(hız, şans, mana kuvvet…) azaltan yetenektir. Normal kahramanların %40 azaltmaktadır ancak anti-kahramanlara karşı etkisi yarı yarıya düşmektedir.
- Chakravartin: Saver’in ilk Noble Phantasm’ı, yedi kilometre uzunluğunda bir chakram onun üstünde gökyüzünde genişler. Yavaşça eksininde dönerek istisnasız her yönden düşmana yıldırım saldırıları ateşler. Zamanla, yüzük sayısı artar, ve Saver’in arkasındaki mandala ışıkları, yedi halka ve yedi ışık olana kadar yanar. Bu yedi prizma şeklindeki halka ve ışıklar bir kez aktif edildikten sonra, Saver’ın gerçek Noble Phantasm’ı, Amita Amitabha’nın kullanılmasına izin verir.
- Amita Amitabha: Nihai Anti-Birim noble phantasm’ı ve Saver’ın asıl en büyük gücüdür. Chakravartin tamamen şarj edildikten sonra Saver, gerçek adını okuyarak Amita Amitabha’yı kullanabilir. Mandalanın ışıkları chakram üzerinde yakınlaşırlar ve tüm ışık halkaları bir olurlar ve ilahi göksel varlık Buddha’nın arkasında görülen büyük çember Vairocana oluşur. Oluşturduğu ışık sütunları düşmanı çevreler ve onları yutan büyük bir patlama yaratır, Moksha öğretisinin son aşamasını sergiler ve insanın yaratımının zıttı olan tüm enerjileri çağırır. Hindistan’ın Brahman düşüncesine göre, tüm insanlar Brahma’nın reenkarnasyonudur ve tüm insanlık bu nedenle bir bireydir. Amita Amitabha onları acı çekmekten kurtarır ve her şeyleriyle Buda’ya geri dönmelerini sağlar. Nihai Anti-Birim noble phantasm’ı ve Saver’ın asıl en büyük gücüdür. Chakravartin tamamen şarj edildikten sonra, Saver, gerçek adını okuyarak Amita Amitabha’yı kullanabilir. Mandalanın ışıkları chakram üzerinde yakınlaşırlar ve tüm ışık halkaları bir olurlar ve ilahi göksel varlık Buddha’nın arkasında görülen büyük çember Vairocana oluşur. Oluştuduğu ışık sütunları düşmanı çevreler ve onları yutan büyük bir patlama yaratır, Moksha öğretisinin son aşamasını sergiler ve insanın yaratımının zıttı olan tüm enerjileri çağırır. Hindistan’ın Brahman düşüncesine göre, tüm insanlar Brahma’nın reenkarnasyonudur ve tüm insanlık bu nedenle bir bireydir. Amita Amitabha onları bu saldırıacı çekmekten kurtarır ve her şeyleriyle Buda’ya geri dönmesini sağlar.
İnsanlık tarihinin uzunluğu arttıkça, büyüyüp genişlemesiyle, saldırının gücü de artar ve Dünya’nın insanlığı bu saldırıya teorik olarak dayanamaz. Ancak kendi güçlü idealleri aracılığıyla aydınlanmayı başarabilenler, bunun üstesinden gelebilir ve tamamen insan olmayan varlıklara karşı daha zayıftır ve insanlığın üstünde bir varoluş ölçeğinde olan varlıklar bu noble phantasm ile kurtarılamaz.
5-Karna, Hero of Charity (Lancer)
Lancer-
Karna bir insan Kralın kızı, Kunti, ve güneş tanrısı, Surya tarafından hayata getirilmiştir. Kunti, Kuru kralı Pandu’nun karısıydı, ama kendisini çocuk sahibi olmaktan alıkoyan bir lanetin altında olan Kralın eşlerinin çocuk sahibi olmak için başka yöntemler dışında bir şansları yoktu. Kunti kendisini herhangi bir tanrı ile ilişkiye girmesini ve çocuklarına sahip olmasını sağlayan bir Mantra’ya sahipti, ve Pandu’ya çocuk verdi, ama kralın karısı olmadan önce mantra’sını test etmek için tek bir çocuğu hayata getirdi. Bu çocuk Karna idi, güneş tanrısı Surya’nın oğlu olan altın kahraman. Kararlı bir kadın olan Kunti ilk doğumunun korkusu ve tanrı Surya’nın kendi çocuğunu kabul edip etmemesi üzerine kaygı duyuyordu.
”Bu çocuğun senin oğlun olduğuna dair kanıt istiyorum” —Kunti Surya’ya dua etti.
Kunti’yi duyan Surya çocuğa kendi niteliklerini ve güçlerini verdi. Surya’nın oğlu olduğunun kanıtı olarak Karna kendisini her hasara ve zarara karşı koruyan altın zırha sahip oldu. Karna büyük bir kahraman olmak için doğmuştu. Böyle bir lütuf ve bağlılık gösterilmesine rağmen Kunti ilk çocuğunu terk etti. Kuru kralı Pandu’nun eşi olacak Kunti için ilk çocuğunun varlığı gereksiz olmaktan başka bir şey değildi. Böylece annesi tarafından terk edilen Karna doğumu hakkında cahil kaldı, sadece babasının kendisine verdiği şeyleri göğüsünde tutarak yaşadı. Karna düşük sosyal statüsü altında büyüdü.
Anne eksikliği yüzünden Karna insan duygularının inceliklerini öğrenmedi ve çevresindeki insanlar tarafından rahatsızlık veren bir insan olarak göründü. Karna böyle büyümüştü, ama annesinden ve çevresinden nefret etmedi. Bunun yerine herşeyi kabul etti. Annesi ve babası kendisine hayat veren kişilerdi, bu yüzden annesi nasıl bir insan olursa olsun ona karşı bir kin tutmadı, sanki ortada nefret edilecek birisi varsa oda kendisiymiş gibi. Görünüşe zıt olarak, Karna fazlasıyla erdemli ve anlayışlı bir çocuktu. Bunun nedeni belkide, güneş tanrısının oğlu olsa da, aynı zamanda hiç bir yakını olmayan bir çocuk olmasıydı. Karna fakiri gözlemleyebilme şansı ile kutsanmış bir yarı-tanrıydı, hayatlarını ve değerlerini. Sonuç olarak Karna kendi özgür iradesi ile bu titizlik yolunda ilerlemeyi seçti. Başkalarından daha fazlası ile doğduğu için diğer insanlardan daha fazla şey göstermesi gerektiğine inandı, eğer böyle yapmazsa, zayıf hiç bir zaman ödüllendirilmeyecekti. Karna’nın aklında olan sadece babasının otoritesine utanç getirmeden yaşamak ve kendisine yardım edenleri karşılıksız bırakmamaktı. Karna’nın duruşunun formu ”Acımasız ve gaddar olabilsede, o hala görkem dolu” idi.
Bir çok fikir ayrılılığı, bahaneler, ve karşılıklı nefret sonrasında, iki kamp arasındaki bu savaş kendini Kurukshetra’da gösterdi. İşlerin bu noktaya kadar gelmesi yüzünden Karna’nın annesi Kunti, son bir kumar oynadı: onun soyunu ortaya çıkartmak ve Karna’yı Pandava’ların tarafına çekmek. Kunti bunu sadece Arjuna’nın arkadaşı olan Krishna’ya söyledi, ve ikisi birlikte Karna ile buluşmaya gittiler. Kunti, Karna’nın annesi olduğunu açıkladı ve 5 Pandava kardeşlerine karşı savaşmanın göz yaşından başka bir şey getirmeyeceğini ve Arjuna ile birlikte savaşırsa kazanacağı şan ve şeref hakkında konuştu.
Bundan sonra Karna konuştu: ” Sözlerini anlıyorum. 5 kardeş ile el ele verip uygun formuma dönmek. Bu ışıkla dolu tek bir hatası bile olmayan bir hikaye olurdu.” Sonra, Karna sevinen Kunti’ye karşı dahada yumuşak bir ses ile devam etti: ”Ama bir soruyu cevaplamanı diliyorum. Bu sözlerin çok geç olduğunu hissetmiyor musun?” Annesi olduğunu açıklamakta çok geç kalmıştı. Karna’ya dönüp geri bakmakta çok geç kalmıştı. ” Eğer bunun bir ayıp olduğunu düşünmüyorsan, o zaman lütfen cevapla. Benim annem olduğunu beyan eden sen, eğer sen hiç bir yanlış yapmadıysan, o zaman geçmişi kendinden utanç duymadan kabul et.”
Kunti bencil bi kadın olsada, bu onun doğal saflığı ve basit fikirliliği yüzündendi; Kunti kesinlikle utanmaz bir kadın değildi. Kendi yaptıklarını biliyordu, yeni doğan Karna’yı kendi iyiliği için terk etmek, bu hareketin bencillik ile dolu olduğunun farkındaydı ve bunun yüzünden kendisine sitem etti. Ve bu yüzden, az da olsa bir onur taşıyordu. Şimdiye kadar yalnız büyüyen, koruyucu ailesine minnettar olan, daha önceden bir kişiye bile nefret beslemeyen Karna’ya, korkunç bir yalan söyleyemezdi. Kunti görüşmeyi cevap vermeden sonladırdı.
”Bu bir aldatma, kayıtsız bir sevgi. Senin sevginin kurtarabileceği tek kişi sadece sensin. Senin sevgin kendinden başka kimseye karşı doğru değil. Ama bu duyguya cevap vereceğim. Buradan itibaren, savaş sırasında, bana karşı gelen kardeşlerimden hiç birini öldürmeyeceğim. Tüm gücümü sadece ezeli düşmanım olan Arjuna’ya karşı kullanacağım.” —Karna bunları başı yere bakan Kunti’ye karşı söyledi
Karna güç olarak kendisinden aşağıda olan Pandava kardeşlerine elini sürmeyeceğine dair yemin etti. Bu yemin yüzünden Karna defalarca 5 kardeşin serbest bırakılmasına izin verdi. Bundan sonra Karna bitirdi: ” Kendi ellerin ile elde ettiğin yere geri dön. … Bir kere bile olmasına rağmen, beni oğlun olarak çağırdığın için mutluyum.”
Son savaştan hemen önce. Arjuna’nın babası, Yıldırım Tanrısı Indra, Karna’nın ikna olmayacağını anlayıp bir Brahmin’in formunu alarak Karna ile temasta bulunur ve onun altın zırhını alır. Babasından aldığı ölümsüz olma özelliğini kaybetmesine rağmen Karna hiç bir zaman savaş alanına gitmesini durduracağını söylemedi. Kendi ölümünü hızlandırmasına rağmen altın zırhını kaybetmesi Karna’nın umrumda olmadı. Karna’nın yiğitlik figüründen etkilenen Indra neden diye sordu. Neden savaş alanına doğru devam etti, zırhını kaybetmesine rağmen bu suçu oğlu Arjuna’ya olan sevgisi yüzünden işleyen Indra’ya sitem bile etmedi.
”Senden nefret etmeye gerek yok. Bu sadece bir kaç adım önde olma meselesi. Aslında–evet. Tanrı olsanda, sen aynı zamanda bir babasın. Böyle bir şey bana sevinç getiriyor.” —Karna Indra’yı cevapladı
Karna’nın taşıdığı güneşin ateşi yada Surya’nın görkemliliği değildi; Karna için, insanların sergilediği kusurlu cazibeleri güneşin ta kendisiydi. Bu formda Surya’nın kendisinin kutsallığını gören Indra, Karna’ya kendi mızrağını verdi. Bu asil kahramandan canından değerli bir şey almıştı. Eğer karşılığında bir şey vermezse, onuru lekelenirdi. Her şeyden önce, Karna’dan etkilenmişti: eğer o adam buysa, Indra’nın kendi oğluna bile vermediği en güçlü mızrağı kullanabilirdi. Karna Brahmin’i gönderdikten ve zırhını(et) kaybettikten sonra savaş alanına doğru devam etti, bir hayalet kadar ince.
- Kavacha and Kundala: İlahi miras hakkının bir kanıtı olarak annesi Kunti tarafından kendine verilmiş olan altından zırh ve küpesi. Hayattayken zırhından vazgeçmiş olsa da bir hizmetkar olarak çağrıldığında bedenine entegre olmuş olan zırh ile birlikte vücut bulur. Authority(Yetki) güçlerine rağmen tanrıların bile yok etmelerinin zor olduğu, BB gibi bir varlık bile bu zırhın niteliğinin değiştirilemeyeceğini veya yok edilmesinin imkansız olduğunu söylemiştir. Işığın kendisi tarafından şekil verildiğinden, kavramsal olanlar da dahil olmak üzere her türlü saldırıya karşı koruma sağlar. Zırhı aktif olduğu sürece, Karna’ya verilen tüm hasarları %90 oranında azaltacak, rakiplerinden gelen saldırıları işe yaramaz hale getirecek, çünkü aldığı çizikleri efendisi ile olan bağı sayesinde güneşin alevleriyle hemen iyileştirecektir. Ay’dan gücünü alan güçlere karşı ekstra avantajları da vardır. Ancak, iç organlarına zırhıyla etkileşime girmeden doğrudan zarar veren saldırılara karşı koruma sağlamaz. Çok güçlü ve sürekli aktif olduğu için, oldukça fazla mana tüketir.
- Brahmastra: Vishnu’nun altıncı avatarı olan Parashurama tarafından Karna’ya verilen bir Noble Phantasm. Okçu sınıfı altında çağırıldığı zaman bir yay şeklini alır, ancak başka bir sınıfta çağrıldığında mızrak gibi başka şekillere de bürünebilir. Ve hatta Karna Brahmastra’yı sağ gözüne odaklayarak düşmanına çok kuvvetli bir ışın ateşleyebilir. Karna Brahmastra’yı rakibe doğru mesafe tanımadan aralıksız yönlendirebilir, fakat üstündeki bir lanet nedeniyle onu daha fazla yeteneğe sahip olanlara karşı kullanamaz.
- Brahmastra Kundala: Karna’nın altın zırhına rakip olacak kadar kudretli gizli noble phantasmı ve kozu. Bu, Karna’nın Mana Burst’u ile güçlendirdiği yanıcı ve inanılmaz sıcaklığa ulaşan alevlerle örtülü inanılmaz menzile ve kuvvete sahip Brahmastra’sının bir çeşididir. İnanılmaz derecede güçlüdür, Ruler Jeanne D’Arc’ı imtiyazını kullanamadan anında veya Luminosité Eternelle’i konuşlandırmadan direkt yok edebilir. Bir Anti-ülke sınıfında bir noble phantasmdır.
”Savaş alanında hiç pişmanlığım yok. Babam, affetmeni istiyorum. İlk ve son kez. Her şeyi sonlandır, Vasavi Shakti!”
- Vasavi Shakti: Şimşek tanrısı Indra tarafından Kavacha ve Kundala’nın hırsızlığı için tazminat olarak Karna’ya verilen yıldırımın kendisinden yapılmış ölümün ilahi mızrağı. Tanrıları bile öldürebilen bu mızrak ancak sadece bir kez kullanılabilir ve kullanımının bedeli olarak Karna’nın zırhını bedeninden ayırır ve vücudundan kopartır. Zırhını feda etmeden gerçek isimini salamamaktadır. Karna’nın kuvveti B-derecesinde de olsa mızrağının özel kuvvetiyle birlikte yaptığı mızrak saldırıları A-derecesinde vuruş etkisi yaratmaktadır. Bu saldırılar rakibin kemiklerini ve organlarını rahatlıkla çatlatabilecek kadar kuvvetlidir. Aynı zamanda belirli miktarda elektriği rahatça manipüle edebilir. Vasavi Shakti’nin isimini serbest bıraktığında karşısında tanrı, kahraman ruhlarını, ilahi ruhlar, phantasmal canavarları, gezegenler ve yaratılan büyülü alanları tek bir saldırı ile imha eder. Sefar gibi bir varlığı bile yok edebilir.
- Magic Resistance: Karna’nın sihir direnci C-derecesindedir, 2. büyünün altındaki büyüleri iptal eder, ancak Yüksek Tumaralizm ve Büyük Ritüellere karşı Karna’yı savunamaz.
- Discernment of the Poor: Yaşamının büyük bir bölümünü akraba ve bakıcı olmaksızın tek başına geçiren Karna, gerçekte ne düşündüklerini anlamak için bir kişinin tavırlarını ve konuşma kalıplarının arkasını görme yeteneğini geliştirdi. Ve böylece ona karşı yalan söylemek yada onu aldatmak imkansız bir hale gelmiştir.
- Divinity: Birinin ilahi kanının ve tanrılara olan bağlantısının ölçüsüdür. Bu özellik Karna’nın, “Safkan Savunma” olarak bilinen savunma yeteneklerinin değerlerinin etkilerini divinity seviyesiyle orantılı bir şekilde azaltmasına izin verir. Babası Güneş Tanrısı Surya’nın ölümünün ardından onunla bir araya gelmesi nedeniyle Karna var olan en yüksek ilahiyat seviyelerinden biri olan A-derecesine sahiptir. Bu onun savunmasını güçlendirir ve diğer güneş tanrılarıyla ilişkin karakterlerle savaşırken ona avantaj sağlar.
- Mana Burst (Flames): Karna’nın büyülü enerjisini bedeni, silahları ve zırhı boyunca kanalize etmesine olanak veren; gücünü, hızını ve dayanıklılığını büyük ölçüde artıran bir yetenektir. Buna ek olarak, Karna’nın Mana Burst’u güneşin kendisi kadar kuvvetli olduğu söylenen yakıcı alevlerin şeklini alır ve bu alevleri mızrağı veya kendisi aracılığıyla hedefine yansıtır. Bu gücünü menzilli mücadelelerde kullanabilir alevleri sıkıştırarak ani patlamalar oluşturabilir ve tüm bir platoyu tek bir saldırısıyla yok edebilir. Aynı zamanda Vlad’ın, Karna’nın vücudunun içinden dışarı çıkardığı kazıkları bile yakmıştır.
- Riding: Savaş arabasını savaş alanının ortasına sürmesiyle ünlü bir kahraman olarak Karna, bu beceriye A-seviyesinde sahiptir. Bu da tüm araç, yaratık ve phantasmal canavarları büyük ustalık ve kolaylıkla kullanabilmesini sağlar.
- Uncrowned Arms Mastership: Hayatı boyunca Karna’nın dövüş yeteneklerinin sayısız üstünlüğü, düşük sosyal statüsü ve sayısız diğer etkenler nedeniyle hiçbir zaman tanınmadı. Bu tüm silahlarının, zırhının, binicilik becerisinin ve İlahiyat’inin yeteneklerinin gerçekte olduğundan daha düşük olarak algılanmasına neden olur ve düşmanının onu küçümsemesine neden olur. Ancak rakipleri Karna’nın gerçek ismini öğrenirse bu etki kırılacaktır.
4-Gilgamesh, King of Heroes (Archer)
”Fetih sancağının altında hayalleri birleştirmek. Çabalarını taktir ediyorum. Fakat savaşçılar… hala kavrayamadınız mı? Bütün hayaller hayalperest kendine geldiğinde sona erer. Bu nedenle yolunuzda karşınıza çıkmam kaçınılmaz olan sondu. Fetihler Kralı, sonsuz rüyanın sonucunu öğreneceksin. Şahsen sana gerçekliğin ağırlığını öğreteceğim.”
Archer-
O dünyadaki her şeye sahip olan, insanlık tarihindeki en eski destan şiirinin kahramanı olan Kahramanlar Kralı’dır. Üçte ikisi tanrı ve üçte bir insandır, Kral Lugalbanda ve tanrıça Rimat-Ninsun’un birlikteliğinden doğmuş aşkın bir kişiydi ve dünyadaki hiçbir insan onunla eşleşemezdi. İsa’nın doğumundan çok önceki zamanlar antik Mezopotamya’nın başkenti olan Sümer şehir devleti Uruk’a hükmetti. En sonunda tanrılara bile baş kaldırmış bir kişiliktir. Lakabı olan Kahramanlar Kralı onun kahraman bir kral olduğunu değil tüm Kahraman ruhlarının Kralı olduğunu ima eder. O, insanlığın en eski kahramanı, kahramanların dayandığı bütün mitlerin ve modellerin kaynağıdır, bu yüzden onun hikayesi dünyanın tüm ülkelerinin mitolojilerine etki etmiştir. Çeşitli efsanelerin kahramanları onun efsanesinden türetilmiştir, Gılgamış bu yüzden Babil kapısı içinde dünya üzerindeik neredeyse tüm Noble Phantasmslara sahiptir. Şövalyelerin Kralı, Fetihler Kralı veya Muhaberenin Kralı gibi çok sayıda kral kahraman ruhunun var olmasına rağmen, “Tüm Kahramanların Kralı” ünvanıyla taçlandırılan tüm cennet ve yeryüzündeki tek kişi odur.
Gerçeğe ulaşan bilgi ve ölümlü bedenler arasında en yüksek sınıf bedenle doğan Gılgamesh yükselen insanlıkla gün geçtikçe zayıflayan tanrılar arasında bir cennetin kilit taşı olarak doğdu. İnsanlığı sağlama almak ve tanrılar çağının etkisinin yavaş yavaş dünyayı terk eylemesi için gönderildi. Gençliğinde, kibar ve nazik bir çocukken, olgunlaştığında ise içindeki kibir büyüdü ve bir tiran haline geldi. Uruk şehrini zenginleştirdi ve büyüttü ama bu uğurda halkına acı da çektirdi. Hayatındaki ilk meydan okuması olan Enkidu ile olan düellosunu Uruk Tapınağının dışında gerçekleştirdi. Enkidu ile mücadelesinde tüm cephanesini neredeyse harcadı ve savaş sonunda sona erdiğinde, ikisi çok yakın arkadaş oldular. Yıllarca yan yana çalışıp maceralara atıldılar, canavarlara karşı savaştılar ve Uruk’u tehditlere karşı korudular. Tanrıça Isthar ona aşık olduktan ve Gılgamesh onu reddettikten sonra Tanrıça, Cennetin Boğası olan Gugalanna’yı Uruk’a musallat etti.
Canavarın neden olduğu yedi yıllık yıkımın ardından O ve Enkidu onu Cennetin Zincirleri ile bağladı ve onu öldürdüler. Öfkelenen ve küçük düşürülen Isthar, ikisinin de ölümüne neden olmak için diğer tanrılara yalvardı ama tanrılar sadece kendi yarattıkları yapay bir varlık olan Enkidu’yu cezalandırdılar. Enkidu öldü ve çamura dönüşüp hiçliğe karıştı. Deliye dönen Gılgamesh tanrılara küfür etti ve hepsini lanetledi. Bir daha kimseyi arkadaşı olarak çağırmayacağına dair yemin etti. O anda, ona denk olan tek insanın bu kadar kolayca öldüğünü görmek Gılgamesh’ı ölüme karşı takıntılı bir hale getirdi ve ölümsüzlük arayışına koyuldu. İnsanlığın çoğunu silip süpüren Büyük Sel’den önceki bir çağdan gelmiş bir ölümsüz olan bilgin Ziusudra’yı aramaya koyulur. Onlarca yıl aradı, ancak Ziusudra’nın tanrılara katılarak ölümsüz hale geldiğini ve bu süreçte yarı bitkiye dönüştüğünü keşfetti. Ama o başka bir yöntemden Gilgamesh’a tanrılara bağlı kalmak ya da insanlıktan vazgeçmek zorunda kalmadan onu ölümsüzleştirecek şifalı bir bitki olduğunu söyledi.
Bu bitkiyi buldu ve ardından banyo yaparken, hayatında ilk kez kendi eylemlerinde ve başarılarında gerçek bir tatmin ve mutluluk hissetti. Ancak, Gilgamesh’ınn sabırsızlık ve kibirliliğiyle dikkatsizce yerleştirilen ot bir yılan tarafından yenilir ve bu olaydan sonra kazandığı ölümsüzlük ile deri döküp değiştirmeye başlar. Bu trajikomik olayın ardından anlamsız yolculuğunu sonlandıran Gılgamesh histerik bir şekilde güldü ve ölümü ve sınırlı ömrünü kabul ederek Uruk’a geri döndü. Ve nihayetinde tüm Uruk’u ömrü boyunca bilge bir kral olarak yönetti.
- Gate of Babylon: Gilgamesh’in büyük hazinesi. Gilgamesh tarafından toplanan dünyanın sayısız hazinelerini barındıran bir depodur. Kral Kanununun Anahtarı Bab-ilu’yu kullanarak, istediği zaman onları çağırmak için görünmez kapılar açabilir. Prototipleri de dahil olmak üzere sayısız Noble Phantasm’ı içerir ve genellikle onları savaşta güdümlü mermi olarak fırlatır ancak direkt kendi eline de çağırabilmektedir. Bu yüzden Gilgamesh bir archer olarak çağrılmıştır. Sadece kapıları açmak için verdiği mana ile bütün bir savaş boyunca savaşabildiği için oldukça cazip ve verimli bir dövüşme şeklidir. İsterse yüzlerce hatta binlerce Noble Phantasm hazırlayabilir ve üretebilir dilerse binlerce kapı açarak onları bir mermi gibi fırlatabilir ve onları fırlattıktan sonra hazinesine geri gönderebilir.Babil Kapısı içinde dünyadaki bütün hazineleri barındırıyor, sadece İlahi Yapılar(Akhilleus Kosmos, Excalibur vb…) onun sahipliğinden sıyrılıyor. Hiç abartısız ; İnsanlık tarihi boyunca, İskenderiye Kütüphanesi’nin çalışmalarından masa oyunlarına, uçaklara ve denizaltılara kadar insanlar tarafından inşa edilen her şeyin temelini içeriğinde barındırır. Eksik olan tek teknoloji, insanlar tarafından üretilmiş tamamen yeni olan kavramlar ve dünya dışı ırkların teknolojisi ile yaratılan şeylerdir. Kutsal Kase bile onun hazinesinden üremiştir. Eğer hazinesinde eş değerine sahip olmadığı bir noble phantasmla karşılaşırsa onu geçmişe dönük olarak hazinesine katabilir tabi God Hand, Vasavi Shakti gibi ilahi bir yapı değilse.
Gate of Babylon’daki önemli hazineler şunlardır:
-
- Caladbolg: Bir İrlanda kahramanı olan Fergus mac Róich tarafından kullanılan spiral kılıç. Yere dikildiğinde yarattığı spiral ışınlarla birlikte koca bir kale ile beraber toprağı ormanı ve dağları parçalarına ayırabilir.
- Anti-Spirit Incense: Gılgamesh kül benzeri bir toz yayarak yürüyen ölüleri kendine çekebilir.
- Auto-Defensors: Gılgamış’ı çevreleyen tek katlı bir bina kadar alanı savunabilen bir dizi altın disk. Gılgamış’ı ona gelen yıldırımlardan ve atılan sayısız mermiden koruyabilir. Enkidu’dan sürpriz bir saldırı fırtınasına bile karşı yeterli koruma sağlar. Ancak, Alcides’in okları gibi yeterince hızlı nesneler bu savunmayı aşabilirler.
- Command Spells: Gılgamış’ın cephanesinde kendisi gibi hizmetkarları kendisine bağlayabilecek emir verebilecek komut büyüleri bulunmaktadır. Bunlarla bir hizmetkarla sözleşebilir veya bunları efendisine verebilir.
- Curtain of Night: Bu yetenek sayesinde büyük ihtimal güneşi bloke ederek Gawain gibi güneşten güç alan kahramanları dezavantajlı konuma getirebilir.
- Dáinsleif: Nibelungen’den iblis bir kılıç. Hedefe çok güçlü bir lanet veren ve aynı zamanda sahiplerinin kaderini yıkmaya ve kesinlikle ölmelerine neden olan noble phantasm. Skáldskaparmál içinde, Danimarkalı kral Hogni tarafından sahiplenilmiştir.
- Durandal: Orijinal olarak Hector’un kılıcı, Hector onu mızrağı Durindana’ya dönüştürdü daha sonra bir mızrak olarak özelliklerini kaybettikten sonra, kılıç olan Durandal oldu. Daha sonra çağlarda bir melek tarafından Kral Charlemagne’nın Frenk İmparatoruna sunulduğu söylenen kılıç şövalye Roland tarafından kuşanıldı. Roland şarkısında anlatılan Roncevaux Geçidi Savaşı’nın sembolü olarak görülür. Kılıç, Kral Arthur’un Caliburn’una benzeyen muhteşem bir “güç sembolü” dür ve kılıcın içinde üç mucize tutulduğu söylenir. Kullanıcının sihirli enerjisi tükenmiş olsa bile keskinliğini asla kaybetmez, Roland ölümü döşeğindeyken düşmanın eline geçmesin diye onu yok etmeye çalıştığı zaman bile kırılmaz olduğunu kanıtlar.
- Gáe Bolg: Cú Chulainn’in, rakibi kalbinden her zaman vurma yeteneğine sahip mızrağı. Bununla birlikte, Gilgamesh bu yeteneği aktif etmek için gerekli olan bilgiden yoksundur, ancak yine de onu doğal rejenerasyonla iyileştirilemeyen yaralara yol açan güçlü bir mermi olarak ateşleyebilir.
- Gram: “Güneşin Kılıcı”, İskandinav mitolojisi Völsunga saga’nın kahramanı Sigurd tarafından kullanılan kılıçtır. Gram’ın “en güçlü şeytani kılıç” olarak “en güçlü kutsal kılıç” olduğu söylenir.
- Merodach: Hem Gram hem de Caliburn’un prototipi ve içerdiği daha büyük gizem etkisi ile onları geride bırakıyor. Babil’in koruyucu tanrısı Marduk’un isminden adını almıştır. Bir noble phantasm olarak Caliburn’u herhangi bir direnç görmeden parçalayabilir. Caliburn ile aynı gücü kullanır, “dokunur her şeyi yakar yok eder”, Berserker’in canlarından birini kolayca alabilir.
- Rho Aias: Aias the Great tarafından kullanılan kalkan, Trojan kahramanı Hector’un mızrağı olan Durindana’yı durdurmuş olan yedi katmanını vardır.
- Ship of Light: Gilgamesh’in ışık hızından daha hızlı ilerlemesine izin veren bir araç. Işık yılı uzaklıklar arasında seyahat edebilmesini sağlar.
- Vajra: Eski Hindistan’ın Vedik mitolojisinde görünen bir silah. İlahi nesnelerin yapıcısı Tvastar tarafından hazırlanmış bilge Dadhichi’nin kemikleri kullanılarak yapılmış bir silahtır. Yıldırım Tanrısı Indra’nın ilahiliğini sembolize eden bir imge haline gelmiştir.
- Potion of Youth: Küçük bir yarı saydam şişe içinde yer alan, kullanıcıya gençliğini geri veren Noble Phantasm. Gılgamış’ın en yakın arkadaşı Enkidu’nun ölümünden sonra aradığı ve bulduğu ölümsüzlük bitkidir.
- Harpe: Savaşçı Perseus’un Gorgon Medusa’nın kafasını kesip öldürmek için kullandığı tırpan. Ölümsüz varlıkları öldürmeye ve doğa yasaları tarafından iyileştiremeyecek yaralar açmasıyla ünlü olmuştur.
- Golden Drill: Rakiplerini makinalı top ateşine tuttuğu mitralyöz bezneri altından silah.
- Golden Axe: Gil’in kişisel olarak eline alıp kullandığı baltalardan biri.
- Enki: Sonun kılıcı olan Enki aslında Proto-Gilgamesh’in noble phantasmıdır ancak Fate/extrada Gate of Babylon’un içinde Enki benzeri kılıçlar göründüğü için Gilgamesh’in Enki’ye sahip olma olasılığı bulunuyor. Büyük tufana neden olan Utnapishtim’in gücünü içinde barındırır. Bu iki bıçak birleştirilir ve atılan oku hedefe tanrıların gazabını yollar.
- Holy Grail: Fate serilerinin ana odak hedefi olan kutsal kase aslında Gilgamesh’in hazinesinden türeyen bir güçtür. Kullanıcısına sınırsız mana sağlar ve gerçek büyüye erişimi sağlar.
- Vimana: Ramayana ve Mahabharata destanlarında ortaya çıkan Babil ve Hindistan’dan uçan mekanizmadır ve Gate of Babylon’da bulunan pek çok noble phantasm’dan biridir. Modern çağlardan gelen her türlü jetin çok ötesinde olan bu taşıt yakıt olarak civa yakan kristallerle doludur. Gılgamış sadece dalga amaçlı bir şekilde ahmakça takıldığında bile Lancelot’un Knight of Owner adlı noble phantasm’ı ile güçlendirilmiş bir savaş uçağını geride bırakmıştır. Vimana’yı kullanırken Gate of Babylon’u da istediği gibi kullanabilir. Antik makineli tüfek, antik nükleer savaş başlığı, gizlilik görünmezlik, iletişim kesme teknolojisi, lazer topları ve biyolojik silahlar gibi birçok farklı fonksiyona sahiptir.
-
Enkidu: Gilgamesh’in Ea’den bile daha çok güvendiği noble phantasm’ı. En yakın arkadaşının adını taşıyan bir zincir takımıdır ve tanrıların kendilerine bile bağlayıp etkisiz hale getirebilir. Birkaç Anti-İlahi noble phantasmdan biridir, Heracles gibi ilahi kanı olanlara ve divinity(ilahiyet) seviyesi yüksek olanlara karşı kullanıldığında gücü ve etkisi katlanarak artar. İlahi olmayan bir hizmetkara karşı, güçlü bir zincirden başka bir şey değildir. Berserker(Heracles) son anlarında, kendi gücünün çaresiz son bir çırpınışıyla zinciri kırarak kaçmayı başarabilse de yakalananlar bir komut büyüsü kullanılarak bile kaçamazlar. Gilgamesh, Enkidu’yu Gate of Babylon’un ulaşabileceği her yerde kullanabilir ve ciddi olduğunda Ea ile birlikte kullanmak için tam uzunluğunda Enkidu’yu kullanabilir.
”Bu vuruşumu ayrılığın seremonisi olarak sunacağım.”
”Başlangıçtan kelam ediyorum. Cennet ve Dünya ayrılmış ve Hiçlik yaratılışı göklere çıkarıyor. Ayrılışın Kılıcı dünyayı parçalarına ayırıyor.”
”Yıldızları döndüren girdap, bu ilahi cehennem yaratılışın arifesinin sonunu işaret ediyor. Ölümle birlikte yatış!”
“Enuma Elish!”
- Ea: “Dünyayı parçalarına ayıran kılıç”, Gılgamış’ın Gate of Babylon’unda bulunan en güçlü silahı ve en yüksek dereceli noble phantasm. Ölümünden sonra sayısız kahramana aktarılan ve birçok biçime bürünen hazinesi içindeki sayısız pek çok Noble Phantasm’ın aksine Ea sadece Gilgamesh’ın sahip olduğu bir kılıçtır. Kabzasından bağımsız olarak dönen silindirik bıçaklarıyla çok farklı bir kılıç tasarımı olan Ea bir ilahi yapıdır. Kılıç dünya yüzeyini ayırıp, ezip ve hareket ettirerek ilkel dünyaya şekil verdiği söylenen hatta dünyanın kendisini yarattığı söylenen ulu tanrı Ea’den isimini alıp yüceltilmiştir. Gilgamesh en güçlü hazinesi olan bu silahını ”zavallı” olarak gördüğü varlıklara karşı kullanmakta isteksiz davranır; isteyerek yalnızca Kral Arthur ve Büyük İskender gibi değerli olduklarına inandığı rakiplere karşı kullanmayı layık görmüştür.
-
Enuma Elish: Ea’nin bir noble phantasm olarak fonksiyonları EX-dereceli bir noble phantasm olarak bir anti-dünya silahı olarak işlev görür. Ea’nın ayrı silindir bıçakları daha hızlı ve daha hızlı döner çünkü etrafındaki havayı fizik yasaları aşana kadar dönerek keser ve hava bükülür ve sıkıştırılır; böylece uzayı keserek fiziğin ötesinde bir enerji oluşturur. Bir kez ateşlendikten sonra bir uzay-zaman bozulması yaratır, koparılmış uzayın içinden Void(hiçlik) ortaya çıkar, uzayı parçalayarak Gılgamış’ın istediği herşeyi yok etmesini sağlar, yaratılışın şafağını ve “hakikati” göstermek için dünyayı parçalayacak olan silahtır. Bir anti-dünya np’si olarak Gılgamış Ea’nin gücünü rüyanın arkasındaki gerçeği açığa vuran silah olarak tanımlar, bu yüzden Reality Marbles gibi yaratılan cep gerçeklik ve alanları yok etmek onun için çok uygundur. Fate/strange fake serisinde tam gücünde kullanıldığında yarattığı uzay zaman bozulmasından ortaya çıkan boşluk gezegenin kendisini yok edecekti. Fate/Extra CCC da ise onu toprağa saplar ve Ea şarz olmak için dönerken üstünde olduğu yer küreyi yok eder. Ancak Gılgamış çoğu zaman Enuma Elish’i tam gücünde kullanmıyor çünkü düşük yaşamlara karşı gerekli değildir; hatta sıradan gevşek bir şekilde yapılmış bir Enuma Elish saldırısı bile kolay biçimde Excalibur’u ve Saber’ı kolayca yenerek onu çaresiz bıraktı.
- Sha Nagba Imuru: Gilgamesh’ın zihni ve zekası bir noble phantasm olarak süblimleşmiştir. Sürekli aktiftir ve kullanımı için gerçek isme ihtiyaç duymaz, ancak Gilgamesh yüksek egosu yüzünden her zaman bu gücünü kullanmaz çünkü kendini böyle bir güce muhtaç olarak görmek onun için aşağılayıcıdır. Ona yüksek seviyeli basiret sağgörü verir, bir bakışla büyük hakikatleri ayırt etmesine izin vererek, hizmetkarları ve onların noble phantasmlarını kolaylıkla tanımlayabilir. Sadece ileri düzey tahminleri ve olasılıkları göstermekle kalmaz, aynı zamanda tüm olasılıkları gözden geçirmesini ve doğru hareketi fark etmesini sağlar.
- Independent Action: Bir Master tarafından sağlanan büyülü enerji olmadan, dünyada bağımsız ve varlık gösterme yeteneği, hizmetkârın bağımsız hareket etmesini ve büyü yaparken fazladan büyüye sahip olmasını sağlar. Normal şartlar altında, Gilgamesh bu yeteneğe A-rütbesinde nail olmuştur. Yüksek maliyetli Noble Phantasms’ını kullanmak için ustasına ihtiyacı yoktur ve bir efendisi olmadan bir hafta boyunca dünyada varlığını sürdürebilir. Kase’nin çamurundan enkarne olduktan sonra, yüksek maliyetli yetenekleri kullanmak için bir efendiye ihtiyacı yoktur. Bu sayede Dördüncü Kutsal Kase Savaşı sona erdikten sonra bile maddi bir şekilde dünyada kalmıştır.
- Magic Resistance: Sihirli etkilere karşı koruma sağlayan bir yetenek. Gılgamış’ın büyü direnci onu kimin çağırdığına bağlı olarak E-seviyesi ile C-seviyesi arasında değişim göstermektedir. Böylece 2. büyünün altındaki büyülerin etkisini düşürebilir. Ancak özel altın zırhıyla beraber bu büyü direnci yeteneği oldukça artmaktadır. Zırhı onun büyü direncini Kral Arthur’un sahip olduğu büyü direncinin bile üstüne yükselterek tanrıların çağından gelen özel büyüleri bile onun için etkisiz kılmaktadır. Hazinesinde büyüyü engelleyecek bir sürü eşya bulunmaktadır. Ayrıca bu yetenek taşlaşma, hipnoz ve mekansal manipülasyon gibi dolaylı büyüleri de engellemektedir.
- Charisma: Gılgamesh sahip olduğu A+ seviyesindeki doğa üstü karizması sayesinde krallıkları yönetebilir, insanları kendi istediği amaçlar uğrunda kolayca manipüle edip yönetebilir. Onu gördüklerinde normal insanlar ayakta durmakta bile zorlanırlar.
- Collector: Yüksek kalite ve seviyedeki nesneleri toplama yeteneğidir. Nadir bulunan nesnelerin Gılgamesh’in ellerine gelmesini sağlayan doğa üstü şansıdır. Gilgamesh, tüm Dünya’nın hazinelerini toplayan ve insan zekasının özünü kavramış bir kişidir.
- Divinity: Gilgamesh üçte iki tanrı kanını taşıyan bir şahıs olması nedeniyle bu yeteneğe A+ seviyesinde nail olmuştur ancak tanrılara olan isyanı ve baş kaldırışı sonucunda ilahiyat gücü B-seviyesine düşürülmüştür.
- Golden Rule: Tarih boyunca ve mitolojide, büyük servetler ve hazineler edinmiş kişilere adanan bir yetenek. Bu kişiler arasında Gilgamesh zenginlerin bile en tepsinde varlıyla birlikte durmaktadır, çünkü bu yeteneğe A-seviyesinde sahip olduğu gibi herhangi bir çağda ihtiyacı duyabileceği her şeyi satın alabilecek kadar zengindir.
3-Merlin, Magus of Flowers (Grand Caster)
”Ben iyi veya kötü müyüm? Buna karar verecek olan sensin. Ben basitim – geleceğe yönelen insanlar için, ben görünemeyen bir peri gibiyim, değil mi?”
Grand Caster-
Cennetin derbederi. Arthur efsanesinin bilge danışmanı ve bir peygamberdir. Bazen zaman zaman Kralının yoluna engelleri zorlukları kendisi koyar ve zaman zaman da Kral Artoria’ya direkt yardım eder, böylece Artoria’nın birçok düşman ve zorluğun üstesinden gelmesini ve kuvvetlenmesini sağlamıştır. Yine de, bilge bir adam olarak bile, temel olarak o insanlık dışı bir varlıktır. Görüldüğü gibi, o insan ve karanlık bir varlığın kanını taşıyan melez bir yaratıktır. Yarattığı illüzyonlar ile çeşitli formlara dönüşebilmektedir. İnsanlık dışı varlıklara büründüğü durumlar vardır kesin olarak neye benzediği bilinmemektedir.
Merlin’in hayatı gizemle doludur. Annesinin Galler prenseslerinden olduğu söylenir, ama aynı zamanda babasının, Dünya ile ay arasındaki boşlukta yaşayan doğaüstü bir karabasan olduğu söylenir.
Merlin’in genç yaşlarında öngördüğü birçok kehanetin arasında Emrys Dağı’nın altında uyuyan bir kırmızı ve bir beyaz olmak üzere iki ejderhanın varlığını doğru tahmin etti ve o kırmızı ve beyaz ejderhaların uyanışlarında birbirleriyle nasıl savaşacaklarını anlattı böylece isminin ünü tüm cihana yayıldı. Merlin’in kehanet olarak kuşaklara aktarılan sözleri, kızıl ejderhayı İngiltere ve Saksonları beyaz ejderha gibi gösterdi. Büyük bir kralın altında Britanya güçlerini topladı ve hem Galya(Fransa) hemde Roma’yı egemenliği altına aldı. Bunun yanında içlerinde kralın ölümü ve gelecekte gerçekleşecek savaşlarla ilgili pek çok farklı kehanette bulunmuşluğu da vardı.
Merlin, Kral Uther Pendragon’a hizmet etti. Uther, Cornwall dükünün eşi olan Igraine’e aşık oldu. Merlin’in yardımıyla onun aşkını kazanan Uther karşılığında doğacak çocuğunun bakımını Merlin’e vermiştir. Böylece, bir büyücü olarak yükseldikten sonra Merlin, Kral Arthur’un ebeveynleri olan Uther Pendragon ve Prenses Igraine arasındaki ilişkiyi hazırladı ve Kral Arthur’u doğumundan önce bile gözetlemiş oldu. Merlin, Uther’e çocuğunun savaş nedeniyle zora girilen bir dönemde onun halefi olacağıyla ilgili bir kehanette bulundu. Uther ile yaptığı anlaşma doğrultusunda Merlin “bir ejderhanın özünü” taşıyan bir varis doğması için çalıştı ve böylece Artoria bir ejderhanın büyülü enerjisine sahip bir insan olarak doğdu. Doğan çocuk bir alternatifi olmayan kız çocuğu olsa da Merlin bunun önemli olmadığını düşünerek Artoria’dan oldukça memnun kaldı. Bir daha ki kral olması için onu yetiştirdi ve büyüttü. Böylece Artoria Excaliburn’a layık oldu ve tüm Britanya’yı yönetti.
- Garden of Avalon: Merlin’in Noble Phantasm’ı, içine hapsedildiği “kuleyi” yeniden yaratır. Bu aynı zamanda dünyanın öte köşesi olan Avalon’un yeniden yaratımıdır. Böyle mana zengini bir ortamda Merlin büyüsünü ve kutsal kılıcını özgürce kullanabiliyor. Bu bölgedeki havada sirkülasyonu yüzünden Modern çağdan olan dayanıksız karakterler sirkülasyondan dolayı nefes aldıklarında tam anlamıyla patlayacak ve öleceklerdir. Buna ek olarak bu bölgeye giren günahkarlar buradan kendi özlerinden ayrı düşene kadar ayrılamazlar, sadece masum olanlar bu alanın kapılarından geçebilir.
- Item Construction: Birinin büyülü eşya üretme yeteneğini ölçen bir beceri. Büyüsel öğeleri inşa etme yeteneğine olan güvenine rağmen, Merlin’in özellikle bu konuda yeteneği yoktur ve bu yüzden bu yetenekte C-derecesindedir.
- Territory Creation: Bir büyücünün bölgeyi kendi avantajına değiştirebilme yeteneği. Merlin bu yetenek ile pek çok şey yaratmıştır ancak hepsini hemen sıkılıp attığı için bu yeteneği de C-derecesindedir.
- High Speed Incantation: Bir kişinin, normalde bunun için gerekli olan zamanın bir bölümünde lazım olan büyüleri okuma kapasitesini yansıtan bir beceri. Her ne kadar Merlin’in bir büyücü olarak müthiş bir büyü okuma anlama yeteneği olsa da çok çabuk konuştuğunda dilini ısırmaya eğilimi yüzünden bu yeteneği C-derecesindedir.
- Hybrid: Kişini kanı ve soyunda insanlık dışı varlıkların etkisi olduğunu gösteren yetenek. Yarı karabasan olan Merlin bu babasından tüm özelliklerini miras olarak devralmıştır bu yetenekte Ex-derecesinde yeteneklidir.
- Illusionism: Akıl ve ruha müdahale etme ve illüzyonları gerçek dünyaya büyü yoluyla yansıtma sanatı. Merlin bu sanatın son derece yetenekli bir uygulayıcısıdır bu kabuslar dünyasındaki veya bizim dünyadaki kabusları kolayca yaratıp yansıtabilmesini sağlar. İllüzyonlarıyla bir köyü kaplayabilir.
- Dreamlike Charisma: Şuan ne işe yaradığı tam olarak bilinmeyen bir yetenek ancak adından yola çıkarsak olağan üstü bir karizma imajını simgelediği kuvvet ile ihtimal.
- Hero Creation: Merlin’i kralları yetiştirme yeteneğini temsil eden bir yetenek, dünyadaki en tanınmış kral atayıcısı olarak görülmesi nedeniyle, bu yeteneğe EX-derecesinde sahiptir.
- Independent Manifestation: Merlin’in mevcut dünyada vücudundan bağımsız olarak tezahür etmesini sağlayan bir beceridir. Normalde, Beast sınıfı hizmetkarlara özel olmasına rağmen Merlin efendinin hizmetkarının parçası olarak davrandığı Babylon eventi sırasında kendisine bu yeteneği vererek kendisini çağrılmış bir hizmetkar gibi göstermeyi başardı.
- Clairvoyance: Olağanüstü görme yeteneğini temsil eden yetenek. Büyücüler arasındaki en yüksek sağduyu ve öngörüye sahip olan Merlin büyücülüğün zirvesine ulaştı. Geçmiş, günümüz ve geleceği kabaca gören Büyü Kralından farklı olarak Merlin’in “Dünyayı Gören Gözler”e sahip olmakla birlikte, şimdiki çağdaki her şeyi en ince ayrıntısına kadar görmesini sağlıyor.
2-King Hassan, the Old Man of the Mountain (Grand Assassin)
”Ölüm olmadan hayat olamaz, hayat var olabilir çünkü karşısında ölüm vardır. İddia ettiğin sonsuzluk bir gelişim ve ilerleme değil, anlamsız derin bir uykuydu.
Facianın Canavarı, insanlıktan doğan kötü, kem varlık. Seni regresyon aramaya iten aşk, seni bir kenara attı. Ulu sıfatıma ihtiyacım yok, öyle ki bıçağım da artık en güçlü kişinin kudreti var.
Sen canavarlığa düşmüş bir tanrı olabilirsin, ama sen hala kadim anasın, bu yüzden adımı açıklamalıyım. Semavi vadinin uçurumundan, ölümün karanlığıyla sana hizmet vermeye geldim.
Ben Dağın Yaşlı Adamı, Hasan-ı Sabbah’ım. Akşamın çanları senin adın için çalıyor. Cennetin buyruğu altında kanatlarından mahrum kal!”
Grand Assassin-
Grand(Ulu, Büyük) Assassin’in gerçek kimliği Haşhaşi Tarikatının kurucusu olan Hassan-i Sabbah’dır. Dağın yaşlı adamı(the Old Man of the Mountain) ve Hassan-i-Sabbah adını tarihte almış ilk ve orijinal Hasan’dır. Böyle olsa bile kimliği onun adını miras almış 18 kişi için bile bir sırdır. Onun gerçekte var olduğunun dünya üzerinde hiç bir kanıtı bulunmamaktadır eğer onun hakkında bir bilgi kırıntısını bile bulmayı başaran olursa kafalarının vücutlarından ayrılacağı sonlarına hazırlanmaları gerekmektedir.
Haşhaşi tarikatı içinde, orijinal Hasan’ın varlığını kanıtlayabilecek tek bir tanık yoktur onunla karşılaşan herkesin sonu geldi.”Old man of the mountain” ismini oluşturan O, mezhep içindeki sapmaları yargılayacak olan kişi olarak bir gözlemci olarak seçilmiştir. Tarikat Allah’ın doğru öğretilerini sürdürmesine rağmen bu öğretileri ileriye taşımaya yemin eden aşırıcıların insanlık gözünde günah işlemeleri kaçınılamaz bir olaydı. Böylece, öğretilerin taşıyıcılarının kendilerini insani arzulara kaptırması demek Old man of the mountain’in Allah’ın kutsallığına karşı saygısızlık yapması demektir.
Tarikat liderinin yozlaşmış olması, yani şuan ki Old man of the mountain, tarikatın çöküşünün başlaması demektir. Liderin bir yozlaşmış ruh tarafından ele geçirilmesi yada becerilerinin gerilemesi, böyle bir kişi Old man of the mountain ismini taşımamalıdır. Zayıflamak ölüm demekti. O da günahlarının affı uğruna kafalarını aldı, ve umudu sonraki Old man of the mountain’e geçirdi.
Öldürenleri öldüren O, bu kutsal görevinin onuru adına gizli saklı silahlar yerine büyük bir kılıç kullanmayı seçti. Maskesine göz bile değdirmek o kişinin hayatının sonlanması demekti. Düzenin öğretilerinden sapan aptalların üzerilerine adaletinin çekici indirdikten sonra maskeli kılıç ustası kendisine şahit olan herkesi dünyadan siler.
Bir çok suikastciyi unutulmaya gönderen O hakkında suikastci tarikatanın yıkımına kadar gölgelerde kaldığı söyleniyor. Maskeli kılıç ustası dünyada kimsenin tanık olmadığı yaşayan bir efsane ve suikastçilerin cehennemi idi.
Fate/Grand Order Protagonist’i tarafından ”King Hassan” takma adını almıştır. 6. singularity de Kudüs’ün kuzeyindeki dağlı bir bölgede olan Kutsal Azrail Türbesinde yattığı öğreniliyor.
Kendisi camelot şövalyeleriyle rahat bir şekilde kılıç dövüşüne girebilir. Excalibur Galatine’nin saldırısını sadece pelerini ile bloke etmiştir. Işınlanmaya benzer bir şekilde rakibinin anında arkasında bitebilir. Mavi alevleri kullanabilir.
- Unnamed Ability: Kral Hassan fiziksel zararı rakibe empoze ederek değil kader gibi kavramları keserek onları öldürür. Shiki’nin Mystic Eyes of Death Perception yeteneğine benzeyen bu güce verilmiş bir isimi yoktur. Bu sayede tanrıları, soyut kavram ve konseptleri öldürebilir ölümsüz olan varlıkları bile ölümsüzlüklerini hiçe sayarak onlara ölüm konseptini empoze ederek öldürebilir.
- Azrael: Kral Hassan’ın kudretli kılıcı, bu kılıç Ölüm Vadisi’nin Gölgeleri’nin sınırında yürüyen bir adam olan Hassan’ın mutlak inancında boyanmıştır. Yara ne kadar küçük olursa olsun, kesilen herhangi bir canlının ömrünü sonlandırma yeteneğine sahiptir.
- Presence Concealment: Kişinin varlığını Hizmetçi olarak saklama yeteneği. Suikast tekniği ve onun varlığını gizleme kabiliyeti neredeyse kusursuz olsa da uzun zaman önce kendisine verilen bir lanet, kurbanlarının onun saldırısını gerçekleştirdiği anda varlığını keşfedecek bir avantaja sahip olmalarını sağlamıştır.
- Magic Resistance: Kral Hassan’ın B-derecesindeki büyü direnci üçüncü büyünün altında bir ilahi ile büyüleri bile iptal eder. Yüksek-Thaumaturgy ve Büyük Ritüeller tarafından hedef alınsa bile, bunların onun etkilemesi zordur.
- Independent Action: Bu yetenekte Kral Hassan’ın B-derecesi onun mümkün olduğu kadar çok sihirli enerjiyi korumaya çalıştığını varsayılarak iki gün boyunca dünyada efendisi olmadan fiziksel olarak kalabilmesine izin verir.
- At the Boundary: Kral Hassan’ın başka kimsede olmayan yeteneği. Ölümle olan ilişkisi ve aşinalığı sayesinde Hassan kendisine gelen anında ölüm efektleri olan saldırılara ve cazibe ve zihinsel manipülasyon etkilerine karşı inanılmaz bir direnç kazanmıştır.
- Battle Continuation: Kişinin olağanüstü canlılığını ve dayanıklılığını yansıtan, kullanıcının acımasız yaralara rağmen savaşmasına ve yenildiğinde bile güvenle kaçmasına izin veren bir beceri. Bu yeteneğe A derecesinden sahip olan Cu Chulainn’in boynundan aşağı vücudu yarılmasına rağmen savaşabilmesini düşünürsek King Hassan’ın bu yetenekte EX derecesi ile en ölümcül yaralanmalarla bile savaşmaya devam etme yeteneği sahiptir.
- Protection of the Faith: “Birinin bedeninin ve ruhunun mutlaklığını” koruyan ve her türlü zihinsel müdahalelere karşı direniş veren ve ruhunu saldırılardan koruyan ilahi korumadır. Sadece dini görüş ve inançları için kendilerini feda edenlere lütfedilen bir yetenektir. Ancak bir ilahi koruma olmasına rağmen, daha yüksek bir varoluşa sahip bir varlıktan gelen bir lütuf değildir.
- Evening Bell: Ölüm törenleri ve ölümün gelişiyle eş anlamlı hale gelen Hassan, tanrının yerine hedeflerinin sahip oldukları ölümsüzlükleri görmezden gelerek onları gerçek kurtuluşlarına yönlendirebilir. Rakibinin ölüme karşı olan tüm direncini görmezden gelir ve çalan çanlar gelecek olan mutlak ölümün habercisidir.
1-Solomon, King of Magic (Grand Caster)
”Yaşam eninde sonunda son bulur. Hayat aynı zamanda acı ve kederin biriktiği bir kutsiyete doğru yolculuktur. Ancak katiyen ölüm ve tükenişin hikayesi değildir. Geçmişimden gelen büyük hatam. O canavar cesedimden doğdu, şimdi hatalarımdan doğan kötülüğü kendi ellerimle yargılama zamanı.”
Grand Caster-
Caster’ın gerçek ismi, Magecraft üzerindeki ustalığı için Büyü Kralı olarak adlandırılan Süleyman’dır. M.Ö. 1011’den M.Ö. 931’e kadar yaşamış ülkesini muazzam şekilde büyütüp genişleterek hüküm sürmüş, Davut’un oğlu ve İsrail’in 3. Kralıdır. Bir kral olarak çok iyi politik önlemler almasıyla tanınıyordu ama aynı zamanda bir büyücü olarak arkasında bir çok anekdot bırakmıştır. Mısırlı bir firavunun kızını eşi olarak aldı, rüya gördüğü bir sırada Tanrı’nın kendisi tarafından ziyaret edildiği söylenir. Tanrı Süleyman’a şunları söyledi: ”Sen vasıflısın. Dileğini bana söyle. O’nu yerine getireceğim”. Ama Süleyman’ın istediği ne politik güç ne de altındı, sadece bilgelik ve hakikata ulaşmayı diliyordu. Cevap Tanrı’yı tatmin etti, bu cevap Süleyman’ın “gerçek bilgeliği” elde etmek için yeterli niteliklere sahip olduğunun kanıtıydı. Süleyman her iki elinde on halka ile uyandı, bu onun Tanrı tarafından tanınan bilge bir adam olduğunun kanıtıydı. Süleyman’ın Halkaları olarak bilinen bu nesneler şeytan ve meleklerin kullandığı büyünün kaynağıydı.
Süleyman yetmiş iki tane iblisi kontrol etmesiyle tanınıyordu, ve bu iblisleri kontrol etme sanatını anlatan Lemegeton veya Goetia olarak adlandırılan bir el yazması parşömeni ardında bırakmıştı. İsrail Tapınağını inşa eden ilk kişiydi. Onun ölümü, Kral Arthur’un zamanından tam beş yüz yıl önce Tanrıların Çağının ölümüne yol açan, gizemde ki düşüşe büyük bir ivme kazandırdı.
- Ars Almadel Salomonis: Solomon’un üçüncü ve nihai gücü olan noble phantasm’ı. Gezegeni çevreleyen Kuzey Amerika büyüklüğünde bir ışık halkası ortaya çıkarır. Bir milyon Excaliburn’a eşit güçte olan yüz milyonlarca ışık çizgisini ateşler ve zaman içinde gezegenin yüzeyini yok ederek geçmiş, şimdiki zamanda ve gelecekte tüm insanlığı ortadan kaldırmak için zamanda yolculuk eder. Yeryüzündeki hiçbir şeyin ısısı bu gücü geçmez ve tek bir noktaya odaklanabilir ve tüm gezegeni rahatça delecek bir saldırı ateşleyebilir. True Magic’e yakın olan bu büyü tamda Grand Caster ve Büyü Kralı olan Solomon’a layıktır.
- Ars Paulina: Süleyman’ın sahip olduğu ikinci Noble Phantasm ve onun Reality Marble’ı. Uzay ve zamanın dışında, düşsel sayıların denizinde, evrenin dışında yaratılmış bir atölyedir. Süleyman’ın kendi sihirli çemberi tarafından güçlendirilmektedir, ve bu alanda ölüm hiç var olmamış sayılmaktadır böylece Süleyman’ın ölenleri diriltilmesini sağlıyor.
- Ars Nova: Süleyman’ın ilk Noble Phantasm’ı, bileziklerini kendi özgür iradesiyle tekrardan cennete geri vermesi efsanesinden doğmuş olan bir güçtür. Bu noble phantasm onun tek başına tüm mallarını, mucizelerini, yeteneklerini ve büyüsünü gerisinde bıraktığı bir şiiridir. Aktivasyon üzerine, Solomon tüm armağanlarını Tanrı’ya geri verir ve ölmeden kısa bir süre önce onunla birlikte 72 İblis Tanrı’yı da yok eder. Kullanıldıktan sonra, Kahramanlar Tahtından bile Büyü Kralı’nın varlığının her izi silinmektedir. Bu gücün kullanımı için tüm halkaların yine Solomon’un elinde olması gerekmektedir.
- Item Construction: Birinin büyülü eşya üretme yeteneğini ölçen bir beceri. Solomon genelde büyülü eser ve nesnelerde değilde sözleşmelerde uzmanlaştığı için bu yeteneği c-derecesinde ortalamadır.
- Territory Creation: İsrail Tapınağının kurucusu olan Solomon bu yeteneğe A-derecesinden nail olmuştur. Bu yeteneği ile Goetia zamanın dışında bir tapınak inşa edebildi.
- Clairvoyance: Olağan üstü görme yeteneği. Bu yeteneğe Ex-derecesinden sahip olan Solomon’un bu yeteneği geçmişini, bugünü ve geleceğini aynı anda görmesini sağlıyor.
- High-Speed Incantation: Kahramanın gerekli büyülü sözleri okuma hızı. Normalde A seviyesinde olan bu yeteneği Solomon’un tedirginliği ve hata yapma eğilimi yüzünden C-derecesine gerilemiştir.
- Revelation: Kullanıcının herhangi bir hedefe ulaşmak için en uygun seçimi yapmasını sağlayan Göklerin(cennetin tanrının) sesini duyabilme yeteneği. Solomon hayatında bir kere vahiy aldı ve bu bile herkesin kullanabileceği büyü siteminin kurulmasını sağladı ve modern büyücüler için bir başlangıç noktası oldu.
- Solomon’s Ring: Süleyman’a Tanrı tarafından verilen on halka. Onuna da sahip olduğu sürece Süleyman insanlığın gerçekleştirdiği herhangi bir magecraft büyüsünü iptal edebilir ve kontrol edebilir.
- Summoning: Ruhsal bedenlerin geçmişten, günümüzden ve hatta belki de gelecekten çağrılmasına olanak sağlayan bir büyü. Süleyman, Kahraman Ruhaniyetleri olmasa da kendi 72 cin/iblis tanrısını istediği gibi çağırabilir. Bu iblislerin her biri bir kahraman takımı kadar güçlüdür.
Yazı dizimizin beşinci ve son bölümü nihayet burada bitiyor. Yeni Fate ve diğer çizgi roman içerikleri için bizi takipte kalın.
1. Kısım
2. Kısım
3. Kısım
4. Kısım
Kaynaklar: Type-Moon Yayınları, Typemoon wikia, Reddit, nrvnqsr, Chaldeum
Derleyen: Tarık Berk Gündüz
Bu yazıyı yazar ya da sitenin adı belirtilmeksizin, sorgusuzca farklı platformlarda paylaşanlar hakkında hukuki işlem talep edilecektir. Tüm Hakları Saklıdır. kahramanbaykus.com
Abi affedersin bu listte güncelmi güncel değilse bi güncelleme yaparsan sevinirim
Öncelikle yorumun için teşekkür ederim. Bu liste güncel değil üzerinden bayağı zaman geçti. Hem normal fikirlerim değişti hem de bir sürü yeni servant ortaya çıktı. Güncelleme yapmayı düşünüyorum ama ne zaman olur hiç bilmiyorum.
çok güzel bir liste emeğine sağlık