Fate Serisindeki En Güçlü 30 Hizmetkar (4. Kısım)

Hem bilinmeyen fate karakterlerinin genel bir tanıtımı olsun diye hazırladığım, hemde uzun zamandır istediğim güç liste serisinin dördüncü kısmına hoş geldiniz.


12-Achilles, Son of Peleus (Rider)

”Yolumun tanrılar tarafından kararlaştırılmasından bıktım. Bu sefer bulunduğum tarafın haklı olup olmadığı önemli değil. Savaşıyorum çünkü savaşmak istiyorum.”

Rider-

Rider’ın gerçek kimliği Trojan Savaşındaki ünlü kahramanlardan biri olan Achilles’tir. Deniz tanrıçası Thetis ve fani kahraman Peleus‘tan doğan Achilles doğduğu andan itibaren tanrılar tarafından kutsanmıştır. Annesi Thetis, oğlunu çok sevmiş ve onu ölümsüz bir hale getirmek için kutsal alevler içinde yıkamıştır. Ancak kocası Peleus bunun Achilles’in içindeki insan tarafı öldüreceğini söyleyerek karşı çıkmıştır ve sonunda Achilles büyümüş ve vücudunun sadece belirli bölgesi olan topukları ölümlü olarak kalmıştır. En sonunda Truva ve Yunanlar arasında savaş patlak verdiğinde, Achilles’e annesi Thetis tarafından şu sorular yöneltilmiştir: “Kitleler tarafından adını tanınmaksızın uzun ve huzurlu bir hayat yaşamak istersin? Veya savaşın görkemli, şaşalı başarıları ile bir kahramanın kısa ömrünü mü yaşamak istersin?” Achilles seçimi söylemeden ayrılır. Annesi onun seçtiği karar için gurur duyarken aynı zamanda yüreği parçalanırcasına üzüntü duyuyordu çünkü oğlunun kaderi doğduğundan beri tanrılar tarafından önceden belirlenmişti. Eğer bir kahraman olarak yaşarsa, sanki tam hızda durmadan koşan bir çita gibi kısa bir ömre sahip olacaktı.

Achilles genç bir çocukken annesi Thetis, babası Peleus ile anlaşmazlıklar yaşadığı için deniz tabanındaki evine dönmüştü. Babası tarafından Yunan mitolojisindeki kahramanların çoğunu yetiştiren Centaur Chiron‘un yanına emanet edilir ve Chiron 9 yıl boyunca Achilles’i eğitir ve bilgeliği ile ona akıl hocalığı yapar.

Büyüyüp Chiron’un yanından ayrıldıktan sonra Yunanlıların tarafında bir asker olarak Truva savaşına katılıp görkemli başarılarını devam ettirir. Tanrıların seviyesine oldukça yakın bir insan haline gelmiştir. Tanrılar tarafından kutsanan yaralanamaz vücudunun tek zayıf noktası sadece topuklarıydı. Ona ikisi denizlerin ulu tanrısı Poseidon tarafından verilmiş olan 2 kutsal at ve bir şehre saldırırken bulduğu ünlü atıyla birlikte üç atın önderliğinde sürdüğü arabasıyla, ona yaklaşabilecek hiç bir kişi yoktu.

Zayıf noktası açığa çıkınca bile, güç ve beceri bakımından Achilles’in kendi ile eşit olan Truva Savaşında ki en büyük kahramanlardan Hector ile savaşmıştır. Hector, Achilles’in yakın arkadaşı Patroclus’un katiliydi. Arkadaşının ölümüyle sinirlenen Achilles, Hector’a düello teklifinde bulunur. Düellonun ardından kazanan Achilles, Hector’un ölü bedenini at arabasına bağlayıp Truva surlarının önünde sürükler. Bu aptal ve dayanılmaz hakaret güneş tanrısı Apollo’yu sinirlendirir. Böylece öfkeli tanrı Hector’un kardeşi Paris’e yardım eder ve onun fırlattığı okun Achilles’in topuğuna denk gelmesini sağlar. Topuğundan vurulduktan sonra bile kendisine saldıran Truva askerlerini biçip geçen Achilles en sonunda ölür. Tahmin edildiği gibi kısa ve yiğitlik efsaneleriyle dolu bir yaşam sürmüştür.

  • Troias Tragōidia
  • Troias Tragōidia: Tanrı Poseidon tarafından babası Peleus‘a verilen at arabası. Achilles’in ıslığı ile uzay ve zamanı kırarak gökyüzünden çıkagelir. İki ilahi at Xanthos ve Balius ve üçüncü mükemmel ve ünlü ama ölümlü bir at olan Pedasos tarafından çekilir. Xanthos ve Balius, araba için merkezi pivot olarak hareket ederken, Pedasos daha destekleyici bir role sahiptir. Hayattayken iki ilahi at aslında ölümsüzdü, ama bu biçimde çağrıldıkları için ölümsüzlüklerini kaybettiler. Ancak onların kudretleri hala bir hizmetkarla eşit bir durumdadır. “Godspeed” olarak nitelenen olağanüstü hızı, Achilles’in neredeyse her şeyi sollamasına ve yüksek hızlarda savaş alanında uçmasına izin veren en büyük gücüdür. Rakiplerini çiğner, golemleri ezer ve diğer hizmetkarları kırmızı bir et hamuruna dönüştürecek kadar güçlüdür. Maksimum hızda ancak bir kuyruklu yıldız ile karşılaştırılabilir ve hızı arttıkça gücü de artar. Bununla birlikte bu arabayı sürmenin bedeli oldukça yüksektir; Achilles kendisi dışında herhangi bir hizmetkar çağırabilecek ve ona yetebilecekkadar mana tüketmektedir.
  • Dromeus Komētēs: Savaş arabasından ayrılmasıyla aktif olan bir yetenektir. Achilles’i herhangi bir çağın en hızlı kahramanı yapan sürekli aktif bir yetenektir. Bir kez aktif edildiğinde Achilles tek nefeste devasa savaş alanını herhangi bir engel tarafından yavaşlatılmaksızın bir and geçebilir. Bu haliyle hızı öyle bir tanımlanır ki, görüş alanındaki herhangi bir hedef ile arasını hemen bir vuruş mesafesine gelebilecek kadar kapatabilecek kadar hızlıdır. Ancak, eğer topuğu yaralanırsa yarası iyileşse bile hızının %70’ini kaybedecektir.
  • Andreias Amarantos: Achilles’in ölümsüzlüğünün, incinmezliğinin ve hastalıklara bağışıklığının tanrılar tarafından garanti altına alındığını simgeleyen noble phantasmdır. Annesi Thetis oğlundan insanlığın her izini silmek için onu kutsal alevler içinde tamamen yıkamak isterken, babası buna karşı çıktı böylece süreç yarıda bırakıldı ve Achilles’in vücudunun tek bölgesi olan topukları insan olarak bırakıldı. Topuğu onun tek zayıf noktasıdır ve eğer vurulursa ölümsüzlüğünü ve incinmezliğini ortadan kaldırarak Achilles’i normal saldırılardan zarar görebilir kılar. Tüm saldırılar, ister fiziksel, ister sihirli olsun, ister Balmung gibi kudretli bir Noble Phantasm olsun, ona karşı işe yaramazdır ancak incinmezliği tamamen mükemmel değildir. Damarlarında ilahi kanı olanlar ona normal olarak da ona zarar verebilir ancak ona karşı ilahiyat seviyesi D olanlar %25 E olanlar ise %50 güç kaybetmektedirler. Sadece Achilles’in kendisiyle eş veya onun ilahiyat seviyesini aşan hizmetkarlar ona zarar verebilmektedirler. İlahi Yapı da olan silahlar da aynı şekilde çalışır. Ancak bir vampir ısırığı veya baştan çıkarılma gibi zihinsel müdahaleli saldırılara karşı çalışmaz.

  • Diatrekhōn Astēr Lonkhē: Kahraman Achilles’in mızrağı, babasının ona verdiği bir armağandır, Achilles bu mızrağı orijinal olarak Chiron’dan almıştır. Basit ve sağlam bir mızrak olmasına rağmen,  diğer kahramanların kalplerini ve kafataslarını yok edecek kadar güçlüdür. Bir Lancer olarak çağrılmış olsaydı, Gáe Buidhe’ye benzer yeteneklere sahip olacaktı ve açtığı yaraların iyileşmesini önleyecekti. Gerçek ismini serbest bırakmasıyla birlikte Achilles, dış dünyadan koparılan, tanrıların, yabancıların veya şansın müdahale edemeyeceği kendi incinemezliğini ortadan kaldıran adil bir savaş alanı olan bir Düello Sahası yaratabilir. Yaratılan bu bölge savaşanlardan biri ölünceye kadar aktif kalır. Bir Reality Marble’a benzer, bu yüzden düello sona erdiğinde bile dış dünyada zaman geçmemiş gibi olur. Savaş arabasındayken Achilles tarafından kullanılamaz. Bununla birlikte Penthesilea’yı öldürmekle çektiği pişmanlık nedeniyle kadınlarda ya da kendisinden daha zayıf olanlara karşı kullanılamaz. Eğer rakip meydan okumaya cevap vermek için yeterli cesarete veya beceriye sahip değilse Achilles onları bu düello alanına zorla sürükleyemez.
Diatrekhōn Astēr Lonkhē
  • Akhilleus Kosmos: Achilles’in Hephaestus’un kendisi tarafından dövülmüş kalkanı ve böylece ilahi yapılandırmaya sahip olan nihai silahı. Achilles’in yaşadığı dünyanın içeriğinin yeniden üretimidir. Bir dünya kavramını somutlaştırır ve temsil eder, bu yüzden kalkana saldırmak tüm bir dünya ile savaşmakla eş değerdir. Anti-Ünite, Anti-Ordu, Anti-Kale, Anti-Ülke ve Anti-İlahi Noble Phantasm türlerine karşı koyacak kadar güçlüdür. Bununla birlikte, varlığının doğası onu Ant-World türü saldırılara karşı kullanıldıktan sonra yok olmaktadır. Achilles rakibini ezmek içinde bu minyatür dünyayı kullanabilir. Başka bir dünya konseptine sahip olduğundan her şeyi yok eden Vasavi Shakti’yi bloklamayı başarmıştır, ama sonuç olarak kalkan tamamen kırılmıştır.
  • Unnamed Noble Phantasm: Eğer Achilles, Yunanistan civarı çağrılırsa zırh bazlı bir noble phantasm’ı olacağı söyleniyor.
  • Magic Resistance: Achilles’in C-seviyesindeki büyü direnci ikinci büyünün altındaki büyüleri yok edebilir ama Yüksek Tumatoloji veya Büyük Ritüellere karşı savunamaz. Ancak, ölümsüz vücudu çoğu büyülü saldırıdan onu zaten korumaktadır.
  • Riding: A+ seviyesindeki sürüş yeteneğiyle birlikte neredeyse her şeye binebilmektedir hatta Poseidon’un verdiği ilahi atlara bile.
  • Affections of the Goddess: Achilles’in annesi Thetis’in sevgisi ve korunması, Achilles’in tüm statülerini, manasını ve şansını idareli olması için koruyor.
  • Battle Continuation:  Ne zaman vazgeçeceğini bilmeyen Achilles; kritik zayıf noktaları, kalbi ve göğsündeki oklarla bile savaşmaya devam edebilir. Zarar görmez vücudu ile kombine edildiğinde, Achilles’i fiziksel olarak yenmek kolay bir iş değildir. Sadece ölümsüzlüğü etkisiz hale getirildiğinde kafasına yapılan bir saldırı onu etkisiz hale getirebilir.
  • Bravery: Baskı, kafa karışıklığı ve hayranlık gibi zihinsel müdahaleleri önleme yeteneği. Achilles, zihinsel müdahaleye karşı etkin bir şekilde tamamen bağışıktır ve asla kafa karışıklığına, şüphe veya kendinden nefret etme gibi psikolojik durumlar içinde bulunmaz. Bravery(Cesaret) ayrıca, fiziksel mücadele sırasında rakibe verilen zararı da arttırır.
  • Divinity: Achilles düşük bir deniz tanrıçası olan Thetis ve insan kahramanı Peleus’un oğludur. Bu da ona C-seviyesi ilahiyat sağlar.


11-Arjuna, The Awarded Hero (Archer)
”Babam, annem ve kardeşlerim üstüne yemin ederim ki, zaferi elde edeceğim. Kimsenin yolun üzerinde durmasına izin vermeyeceğim.”

Archer-

Archer’ın asıl kimliği Hint mitolojisinden Arjuna’dır. Nasıl ki Karna ”Merhametin Kahramanı” ise Arjuna’da ”Mükâfatlandırılmış Kahraman” idi. Beş Pandava kardeşinin üçüncüsü Kuru Kralı oğlu olarak doğdu ve aynı zamanda Yıldırım Tanrısı Indra’nın oğluydu.

Ve onu kaderinde bekleyen rakibi, farklı bir babadan olan ağabeyi Karna idi, fakat Arjuna’nın Karna’nın ağabeyi olduğunu bilip bilmediği bilinmemektedir. Kusursuz hakiki bir kahraman olan Arjuna büyük ağabeyinin kumarda kaybetmesi yüzünden ülkenin dışına sürülür. O sırada Karna ile yüzleşmenin kaçınılmaz olduğunu sezer. Sonuçta Karna, beş Pandava kardeşin baş düşmanı olan Duryodhana’ya büyük saygı duyuyordu. Arjuna, Karna’yı her düşündüğünde sanki kendi yansımasını aynada görüyormuş gibi hissedip içi titriyordu. Ve sonra pürüzsüz bir şekilde gördüğü varlık karşısında dehşete kapıldı; ayrıca yansıyan ifade onun hakkındaki her şeyi tamamen ona gösteriyor da olabilirdi.

“Benim kalbimde, Siyah (Krishna) bulunuyor.”

Kardeşlerini severdi, karşılığında da sevilirdi. Hem babasını hem de annesini severdi ve karşılığında sevilirdi. Halkı sevdi ve karşılığında yine sevilirdi. Ve buna rağmen, Arjuna büyümüş olan soğuk gözlerini bir yerlere dikiyordu. Ne kadar dehşet verici. ”Karanlığım korkunç. Ben Karna’dan farklıyım. O soğukkanlı olduğunda bile insanlara karşı sıcacık bir güven ve inanç besliyor hissediyor. Ben sükut içindeyken umutsuzluğa büründüm.”

  • Agni Gandiva: Arjuna’nın, ona ateş tanrısı Agni tarafından verilen yayı. Fani eller tarafından dokunulamayan ve ele alınamayan bir yaydır. Normalde sadece sıradan bir yay olsa da, gerçek ismini serbest bıraktığında atılan oklar alevler ile kaplı güçlü füzelere dönüşürler. Arjuna’nın okçuluk yetenekleri o kadar iyi ki ne olursa olsun hassas ve doğru şekilde atışlar yapar. Nero’nun kubbesinin içinde Geronimo, Billy the Kid ve Robin Hood üçlüsünü tek başına yenmiştir.
  • Pashupata: Pashupata Arjuna’nın gerçek noble phantasmıdır. Bir tanrısal bir nesnedir, bu Hindu dininin Üç Büyük Tanrısından biri olan yıkımın ve yaratımın yöneticisi olan Shiva tarafından verilen bir silahtır. Anti-Birim olarak sınıflandırılması göz yanıltmasın Pashupata rakibi bireysel olarak yargılayarak anında ölüme mahkum eder. Eğer hedefin ilahiyatı yüksekse kurtulma şansıda yükselir eğer hedef bir anti kahraman ise kurtulma şansı bir o kadar düşer.

  • Independent Action: Arjuna A-seviyesi becerisi sayesinde Efendisine yük bindirmeden yüksek seviyedeki noble phantasm’ını kullanabilir ve yine efendisi olmadan 1 hafta boyunca dünyada fiziksel formunu koruyabilir.
  • Magic Resistance: Arjuna’nın C-seviye büyü direnci, ikinci büyünün altındaki büyüyü yok eder, ancak Yüksek Tumatoloji ve Büyük Ritüellere karşı Arjuna’yı savunamaz.
  • The Awarded Hero: Doğduğu andan beri her zaman sevilen ve tercih edilen büyük kahraman Arjuna’yı temsil eden bir yetenek. Lanetlenmediği sürece hiçbir zaman eksik olmayacaktır, ihtiyacı olanlar ona yardım istemek için gelecektir.
  • Clairvoyance: Uzun mesafelerde silah kullanımını destekleyen olağanüstü görme yeteneğini yansıtan bir beceridir. Arjuna, birkaç kilometreden uzaktaki hedefleri takip edip doğru bir şekilde oklayabilir ve hatta görünmez düşmanları bile görebilme şansı vardır. Ek olarak, aşırı konsantrasyonla, yayını ateşlerken kendi zaman algısını manipüle edebilir.
  • Divinity: Arjuna’nın nihai defans olan Achilles’in Andreas Amarantos gibi savunmaları aşmasına izin veren becerisidir. Gök gürültüsü tanrısı Indra’nın oğlu olarak B seviyesinde ilahiyata sahiptir.
  • Mana Burst (Flames): Alev şeklindeki büyü enerjisiyle vücut ve silahlar ile enerji patlamaları oluşturma yeteneğidir. Arjuna bu yeteneğe yayı Agni sayesinde sahip olmuştur.


10-Scathach, Queen of the Land of Shadows (Lancer)

”Ben Gölgeler Diyarı’nın Kraliçesiyim. Öteden gelen, Ruhların Lordu. Dengim olan kimse yok.”

Lancer-

Scathach, Kelt Mitolojisi Ulster Cycle’da ki savaşçı-kraliçe. Gölgeler Diyarı olarak yabancı, tekin olmayan lanetli bölgenin bekçisi ve hükümdarıdır. O gerçek bir rün büyüsü ve mızrak kullanma dahisidir. Ölüleri gözetlemek ve dizginlemek için sayısız hayaletle dolup taşan Gölgeler Diyarının kapısını kontrol edip kapatacak kadar büyük bir güce sahiptir. Daha sonra Ulster’in ana kahramanı haline gelen Cú Chulainn’in akıl hocası oldu. Ona rehberlik edip, her türlü tekniği öğretecek ve hatta en sevdiği sihirli mızrağını ona hediye etmiştir. Ayrıca onun oğlu olan Connla’yı da eğitmiştir.

 

 

 

 

 

 

“Birçok şey—

Gerçekten, birçok hayatı çaldım. Bir adamın bir hayaletin ve bir tanrının.

Sayısız varlıkla karşı karşıya geldim, bana yaklaşanların hepsini katlettim.

Kavga. Dövüş. Kavga. Öldür, öldür, öldür öldür öldür. Sonunda, bu beden birçok kurbanın kanıyla ıslanmış ve sonunda lanetlenerek ölümsüz hale geldi. Benim hükmüm altındaki topraklar, “Gölgeler Diyarı” nihayetinde dünyanın dışına itildi ve ben İlahi Ruhlardan pekte farklı olmayan bir varoluşa doğru yükseldim.

Yaşlanmayacağım.

Ben ölmeyeceğim.

Ölümsüz olan O varlığa dönüştüm.

Tabii ki, elime ilk kez bir mızrak aldığımdan beri tam olarak ne kadar zaman geçtiğini hatırlayamıyorum. Bu iyinin ötesinde bir şey. Zaten hayaletli topraklarda duran ve kapıyı koruyan ben o zamandan beri dipsiz bilgeliği kazanarak artık zamanı görebilir bir hale geldim.

Bul melankoliden ve boyun eğmeden farklıdır.

Pişmanlık?

Anlamıyorum. Bunu söyleyebilirim, ancak bunu onaylamaktan acizim.

En azından, bir çok şeyi katlettiğim zamanlar, kesinlikle benimle birlikte var olan önemli şeylerdir. Ancak bu hisler Ulster’in cesur savaşçılarına öğretilerimi aktardığım zamanlar benimle birlikte olmayan hislerdir.

Ah, gerçekten. Birçok cesur savaşçıya önemli ölçüde rehberlik etmek.

Geçen yılların ve ayların sonunda hatıralarımın buğulanıp solması gerekirdi. Ama anılarımın ortasında kasıtlı olarak unutmadığım biri bulunuyor… Sadece bir kişi var, suretini şimdiye kadar aklıma açıkça kazıyan.

Kızıl Gözler———

Onun gözleri. Aklımın aydınlandığı tek zaman, bu göğüsün altında sakinleşen şeyde nedir?

Benim içimde ebediyetin durağanlığıyla yaşam süren samimiyetin sıcaklığı.

Birleşmeyi dileyen bir kalp mi?

Bu, öyle değil. Ben onaylayabilirim.

Öyleyse, orada ne var? Bu adam için sıkıca söylemem gerekirse———

———Senin beni öldürmeni istiyorum.

Tekrardan ölümlü biri olmak istiyorum.

Tabii ki, şimdi bir ‘Kahraman Ruhu’ haline gelen bu adam, daha önce yaşamın ışıltısından ayrılan ve hatta tanrıları katleden bir varoluşun sınırlarını terk etmiş olan bu kişiyi yani beni öldürme gücüne sahip olmaktan bahsediyorsa, o zaman … ”

Sürekli yaptığı savaşlar boyunca, Scáthach insanlığı aştı ve yarı İlahi bir Ruhaniyete dönüştü, ölümsüzlük ile lanetlenerek sonsuz yaşamıyla insaniyeti zayıfladı. Cú Chulainn nihayet Gáe Bolg’u aldığında, çoktan ölümsüz olmuştu ve böylece büyük bir savaşçının elinde ölme şansını yitirmişti. Öğrencilerinin ve oğlunun son dakikalarını gördü. En sonunda, Gölgeler Diyarı ölümlü dünyadan koptu ve tamamen ölülerin ülkesi haline geldi ve Scathach modern zamanlara kadar orada kaldı ve Ars Almadel Salomonis’in kullanımıyla dünya tarihinin sona ermesiyle birlikte bir ‘kahraman ruhu’ olabildi ve Chaldea’ya ulaştı.

  • Gáe Bolg Alternative

    Gáe Bolg Alternative: Scáthach’ın sahip olduğu bir mızraktır. Her ne kadar şekilleri benzer olsa da, bu aslında Cú Chulainn’in sahip olduğu mızrak Gáe Bolg’dan farklı bir şeydir. Gae Bolg’a benzer bir şekilde rejenerasyonu engeller, bu da yaraladığı yaranın iyileşmesini zorlaştırır. Her ne kadar kişi dışarıdan gelen şifa yoluyla kurtulabilse de, yara Scáthach’ın ölümüne kadar tamamen iyileşmez ve Scathach da ölümsüzdür. Bu mızralşar sayısız şekilde yaratılabilir. Orijinal Gae bolg gibi kaçınılamaz saldırılar olup olmadıkları belli değildir.

  • Gáe Bolg Alternative Kick: Gáe Bolg’ı havaya fırlattıktan sonra Scathach zıplayıp rakibe tekme ile gönderir. Gae Bolg sayısız mızrak uçlarına bölünerek rakibi lanetli mızrak bombardımanına tutar.
  • Gate of Skye: Scáthach dünyaya, Gölgeler Diyarına açılan ve menzilindeki tüm yaşam formlarını emen büyük bir kapıyı çağırır. Scáthach, kimin hedef alındığı konusunda tamamen kontrol sahibidir ve mana veya şansları ile direnemeyen hedefler kapıya çekilir ve anında öldürülür. Etkilerine direnip hayatta kalsalar bile manaları büyük ölçüde emilir ve onlara zarar verir. Alternatif olarak, Scáthach köşeye sıkışmışsa Skye Kapısını kullanarak kendini Gölgeler Diyarına çekerek savaştan çekilebilir.
  • Magic Resistance: Scathach A-seviyesindeki büyü direnciyle birlikte modern büyücülere karşı tamamen dokunulmaz bir varlıktır. A-seviyesinin altındaki hiç bir büyü ona karşı etki göstermez.
  • God Slayer: Scáthach’ın sayısız İlahi Ruhaniyeti öldürülmesi sonucunda elde ettiği yeteneği yarı-tanrılara, ilahi ruhaniyetlere(tanrılar) ve hayaletlere ekstra güç ile zarar vermesini sağlar.
  • Immortality: Scathach neredeyse gerçek anlamda ölümsüzdür. İç ve dış organlarının %90’ının yok edilmesine rağmen hayatta kalabilmiş ve kendini iyileştirmiştir. Bilinen zamanın sonuna kadar yaşayarak gerçek kıyameti yaşayarak ölmüştür.
  • Primordial Rune: Tanrıların Çağından kalma olan en eski Rune büyüsüdür. Scáthach, uzun süredir Rune Büyüsünde yüksek-seviyelere gelmesinin yanı sıra Antik Rünlerin kullanımında da ustalaşmıştır. Cú Chulainn’e de modern büyücülerin kullandığı Rünlerden çok daha güçlü etkilere sahip olması gereken bu Onsekiz Rün’ün kullanımını öğretmiştir. Rune Büyüsünün bilinen kullanım alanları şunlardır:
  • Ansuz: Ansuz’u havaya çizerek veya yere oyarak, Scathach basit bir el hareketi ile atılabilen güçlü bir ateş büyüsünü rahatça kullanabilir. Öğrencisi Cú Chulainn’in Caster versiyonu tarafından kullanıldığında büyüye karşı dayanıklı olan bir Lancer’ı öldürmüştür. Cu Chulainn’in Lancer versiyonunun ölümün kıyısında kullandığı hali ise koca bir kaleyi yakmıştır.
  • Ath nGabla: Sırayla Algiz, Nauthiz, Ansuz ve Inguz rünlerini içeren bir büyü. Bire bir mücadelenin reddedilmesini engeller.
  • Berkano: Aracı araç olarak taş kullanan Berkano rünü, Scathach’ın rakiplerinin izini sürmesine izin veriyor.
  • Ehwaz: Sertleştirmenin rünü olarak Ehwaz oyulmuş eşyaların dayanıklılığını ve bunların içinden geçebilecek güç miktarını arttırır. Bu, Bazett Fraga McRemitz’in eldivenlerine oyularak insan kafalarını kolayca parçalanmasını sağlamıştır. Scathach’ın ki ise bunun çok daha üstün bir versiyonu olacaktır.
  • Kenaz: Görme yeteneğini geliştirmek için kullanılabilecek bir Rün.
  • Unknown Barrier Spell: Scathach, öğrencisi gibi, büyük bir Noble Phantasm’ı engellemek için yeterince güçlü bariyerler yaratmak için rünlerini kullanabilmektedir.
  • Unknown Memory Spell: Bilinmeyen bir rünü bir nesneye kazıyarak, kendisine saldıranların anılarını silmek için kullanılabilir.
  • Wisdom of the Haunted Ground: İnsanlığı geride bırakmanın, tanrıları öldürmenin ve dünyanın dışında bırakılmanın(köke yaklaşmanın) bir sonucu olarak elde edilen derin akıldır. Savaş sırasında, geleceği okumak için genellikle sağduyusu olan öngörüsünü kullanır. Bu görüler ona göz bebeği öğrencisi Cú Chulainn’in ölümünün  nasıl koşullarda ve ne zaman olacağını tahmin edebilecek kadar doğru bir şekilde görünmektedir.


9-Ozymandias, King of Kings (Rider)
”Benim adım Ozymandias. Kralların  kralı. Eyy yüce tanrılar benim eserime bakın ve çaresizliğinizi hissedin!”

Rider-

Ozymandias, M.Ö. 13.-14. yıllarında büyük bir imparatorluğa hükmeden eski ve en kudretli Mısır firavunu. Ayrıca Ramesses II ve Meryamen olarak da bilinir. Hititlerle savaşırken nihayetinde tarihteki ilk barış anlaşması olan kadeş anlaşmasını imzalamış ve eski Mısır’a “kültürel değişim ve etkileşim” yoluyla gelişen bir refah getiren, bilge bir hükümdar ve örnek devlet adamı olmuştur. Çok değerli bir general ve dünyanın en güzel kadınlarıyla evlenmiş ve yüzün üzerinde çocuk babası olan bir adamdır. Mevcut dönemde bile, arkasında bıraktığı çok sayıda çeşitli devasa yapılarla(tapınaklar, sfenksler, büstler, dikilitşalar) ünlüdür. Osiris’in yaptığı gibi kitleleri sevdi ve karşılığında o da halk tarafından da çok seviliyordu. Eski Mısır’ı altın çağına ulaştırmıştır.

Anekdotlara göre, aynı zamanda, sevdiği üvey kardeşi Musa’nın önderliğindeki Yahudi halkının göçünü engelleyen ve onları büyük bir orduyla takip eden Mısır kralıdır.

Eski Mısır’ın en büyük kahramanı ve Mısır’ın On dokuzuncu hanedanının üçüncü firavunu. Hayatında Musa ile arkadaştı ve eşlerinden güzeller güzeli Nefertari kendinden bile yüce gördüğü kişi olarak kalbinde çok özel bir yer tutuyordu. Ancak, Musa’nın İbraniler’in peygamberi haline gelip, Mısır’ın tanrılarını kınayarak Tanrı’nın öğretilerini yaymaya başladığı zaman, ikisinin dostluğu büyük bir imtihana tabi oldu.

Musa, İbranileri serbest bırakmasını söylediğinde, Ozymandias reddetti. Bu da Mısırın üstüne On Bela’nın musallat olmasına neden oldu. Mısır tanrıları ve kudretli kendisi için olmasa da, Mısır’ın gerçekten imha edileceğini düşünmeye başlamıştı. Sonunda Nefertari’nin ilk oğlunun son felaket sonucunda ölmesinin ardından Musa’nın talebini kabul etmiştir.

Ozymandias, Musa’ya karşı herhangi bir kötülük veya nefret hissetmesede oğlunun ölümü nedeniyle hala öfke duyuyordu. Danışmanlarından biri onu İbranilere saldırmak için bir at arabası lejyonu göndermesi için ikna etti. Musa gelecek birlikleri gördüğü zaman, Kızıl Deniz’i ikiye ayırdı ve halkını açılan yola yönlendirerek Tanrı’nın mucizesini sergiledi. Bunu gören Ozymandias basitçe kardeşi ve en yakın arkadaşı olan Musa’nın gitmesine izin vererek ona bir veda hediyesi verdi.

Normalde bir firavun ölümü geçici bir uyku olduğunu düşünür. Zamanın uzak ucunda yeniden doğuşu hayal ettikleri için ölüm tanrılara yapılan bir yolculuk gibi yaşanır. Ne var ki Ozymandias buna dayanamaz. Çünkü dünyayı avucunun içinde tutan kişiyse gerçekten, güçsüzlüğüne ağlar ve sitem etmektedir. Bedeninin güçsüzlüğü önceki ve sonraki firavunların yaptığı gibi geçici uykuyu kabul etmek dışında bir şey yapamaz. Yeryüzündeki hiç bir insan ölümün eşiğinde onun üzüldüğü gibi üzülemez. Onun mutlak kusursuz benliği insanın kendi sonsuz uykusuna gittiği gerçekliği kanaatler. Ona sonsuz cennette yeniden doğuş ve uyanış sözü verilmiş olmasına rağmen.

Ozymandias ve Nefertari

Kendini insanlık tarihine yazdıran Ozymandias nihayetinde hizmetkar olarak tekrardan hayata gelmiştir. İlk çağrıldığı zamanda kalıntılarının Kahire’deki bir müzede tutulduğunu öğrenen Ozymandias’ın ruhani bir uyanışa karşı durmaktan başka bir şansı yoktu. Başarılı Firavun olan Ozymandias, antik Mısırın mitolojik görünümünün altında olan mozoleden yürütüldüğü için orijinal bedeninde canlanamamıştır. Eğer iş buraya geldiyse, kendi dilediği gibi her şeyi yapabilirdi. Herhangi bir şey olur; ölümsüzlüğü isteyip geçmişteki gibi orijinal bedenine geri kavuşması, yada kaybolmadan önce küstah efendisini öldürmesi veya dünyaya hakim olup huzur içinde zenginlik getirmesi…”

  • Mesektet: Güneş Tanrısı Ra’yı gökyüzüne taşıyan kayığı. Onun enkarnasyonlarından biri olarak Ozymandias onu bir uçan gemi şeklinde noble phantasm’ı olarak kullanmakta. Uraeus olarak adlandırılan güçlü büyülü bir ışık yayıyor, bu ışın güneşin kudretili gücünün somutlaşmış halidir. İnanılmaz hızlarda hareket eder ve Ozymandias dilerse bu geminin sadece bir kısmını çağırabilmektedir. Ateşlenen ışının gücü kolayca pek çok hizmetkarı öldürebilmekte ve yeterli şarz ile tüm Tokyo şehrini yok edebilecek kadar güçlüdür.
  • The Sphinx Wehem-Mesut

    The Sphinx of Abu el-Hol: Ozymandias’ın ilahi yaratık sınıfında olan Sfenksleri yardımına çağırmasına yarayan A-derecesindeki noble phantasm’ı. Ateş ve rüzgarın kendisini kontrol edebilen bu varlıklar kendilerini alevlerle kaplarlar ve temas ettikleri her nesneyi eritebilecek kadar sıcaktırlar. Aynı zamanda kesme güçlerini arttırmak için pençelerinin sıcaklığını arttırabilir, kükremeleriyle birlikte alev kasırgalarına neden olabilirler.

  • Sphinx Wehem-Mesut: Ozymandias’ın Sfenks kralı ve aralarındaki en güçlüsü. Kendisine sıra dışı görünümü nedeniyle “Cosmos Sfenks” de deniyor. Normalde tapınak yapısının içinde pasif halde uyumaktadır.

”Sana mükafatını vereceğim, ışıksız varlık. Sen kudretli olan eserime bak ve gücüm karşısında diz çök! Benim sonsuz görkemim Güneş senin için geliyor! Ramesseum Tentyris!”

  • Ramesseum Tentyris:Mısır’ın şanlı ve kudretli en büyük firavunu, II Ramesses vücudunda tanrıların kudretini barındırır ve bu güç ile noble phantasmını yaratır. Bir Reality Marble’a oldukça benzer bir şekilde, gerçekte var olması imkansız olacak kadar büyük kompleks bir yapı yaratır. Bu kompleks yapı Büyük Karnak Tapınakları, Büyük Dendera Tapınakları, Büyük Abu Simbel Tapınakları gibi bir çok tapınak ve türbeden oluşur. Hepsi taht odası olarak görev yapan Ramesseum Tapınağının etrafında toplanmıştır. Ozymandias tahtında tüm bu devasa yapıyı bir kaptanın yıldız gemisini sandalyesinde yönettiği gibi kontrol eder. Ozymandias tüm bu yapıya enerjisini sağlayan çekirdek olarak hareket eder. Bazı bölgeleri kapatarak yapının belirli bölümünü yoğun büyü enerjisiyle daha da güçlendirebilir. Daha fazla güç sağlamak için kendi statlarını  büyülü enerjiye bile dönüştürebilir. Her tapınak, içinde yer alan tanrılarla ilgili sayısız ilahi koruma ve lanet içerir; Ozymandias bunları kendine ve hedefindeki düşmana yönlendirir. Lanetlerin ve korumaların tam kapsamı bilinmemekle birlikte. Bilinen korumalardan birini, kendisi, Phantasmal Beasts ordusu ve diğer bazı İlahi Canavarlardan oluşan Guardian Beasts’e verir. Bu ölümsüzlüğün ilahi bir kutsaması dır, bu da canavarları öldürmek için Ramesseum Tentyris ve Ozymandias’ın yok edilmesini zorunlu kılar. Bu ölümsüzlük etkisi ölümcül yaraları ortadan kaldırır ve onlara hemen yenilenme gücü verir, bu güç Ozymandias’ın başının Kral Hassan tarafından kesilmesinden sonra bile hayatta kalmasına ve kafasını yeniden vücuduna takmasına izin vermiştir.
Ramesseum Tentyris

Bilinen ilahi lanetlerden biride herhangi bir düşmanın zehirlenmesidir, bu zehir normal yaratıkları iki saniye içinde öldürebilir, hizmetkarın parametlerini ve yeteneklerinin gücünü düşürebilir. Zehirlere dirençli olan Arash bile bu etkiyle birlikte zayıflatılmaktadır. Başka bir lanet ise işgalcilerin Noble Phantasm’larının serbest bırakmasını engeller ve mühürler bu etki ilahi ruhlar ya da ilahiyata sahip olanlar veya tanrılarla bağı olan noble phantasmlar gibi bazı özel durumlarda nötralize edilebilir.

Tapınağın en önemli işlevlerinden biri, Dendera Light Bulb adlı inanılmaz derecede güçlü bir Anti-Kale saldırısıdır. Uzun bir top atışı olarak yapılır ve kudretli tanrılara Ozymandias’ın İlahi Yargısının serbest bırakması çağrısında bulunurlar. Güneş patlaması kadar güçlü olduğu ve tüm Tokyo’yu veya tüm bir deniz filosunu anında buharlaştıracak kadar güçlü olduğu söyleniyor. Gücü sınırlandırılmış Excalibur Proto’yu geride bırakarak ona kolayca üstün gelir ve Ozymandias, Ramesseum Tentyris’in çoğunu kapatarak saldırıyı daha da güçlendirilebilir. Ozymandias bu gücü kullanarak Lion King’in savunma bariyerini kırmıştır.

  • Magic Resistance: Ozymandias’ın B-seviyesindeki büyü direnciyle bilrikte üçüncü büyünün altındaki büyüler ona etki etmez ve bu da Yüksek Thaumaturgy ve Büyük Ritüellerin gibi güçlü büyülerin onu etkilemesini zorlaştırır.
  • Riding: Ozymandias olağan üstü biniş yeteneği sayesinde herhangi araç, binek hayvanı, yaratık veya canavarı binip kontrol edebilir İlahi yaratık olarak değerlendirilen Mesektet gibi varlıkları kolayca itaat altına alır.
  • Charisma: Savaş sırasında yanındaki müttefikleri ve koca bir orduyu idare edebilme yeteneğidir. Kralların Kralı ve Mısır’ın en büyük firavunu olan Ozymandias bir ulusun lideri olarak B-seviyesinde karizmaya sahiptir.
  • Divinity: Firavun olarak Ozymandias güneş tanrısının oğlu ve Ra’nın dünyevi olarak vücut bulmuş hali olarak kabul edilir.
  • Imperial Privilege: Ozymandias’ın kısa bir süre için sahip olması normalde imkansız olacak becerileri kazanmasını sağlayan bir yetenek. A-derecesinde olan bu yetenek zaten sahip olduğu halde beden ile ilişkili olan İlahiyat gibi beceriler kazanmak için vücudunu bile geliştirip değiştirebilir. Kılıç ustalığı, askeri taktisyenlik ve güzel sanatlar(heykel, resim) gibi bir çok yeteneği kendine kazandırabilir. Ancak temel gereksinimini sağlayamadığı yetenekleri elde edememektedir. Bu nadir yetenek Ozymandias’ın Efendisi olmadan savaşacak ve hayatta kalacak kadar yeterli büyü enerjisine sahip olmasını sağlar.
  • Protection from the Sun God: Bir tanrı kral olarak Ozymandias, Güneş Tanrısı Ra’nın ilahi korumasını sahip olan bir varlıktır.

 

 

 

 

 

 

 

 


8-Artoria Pendragon, Goddess Rhongomyniad (Saber/Lancer)
”Mızrağım, görkemi dünyanın sonuna kadar ulaşan seher yıldızlarının ışığı… Kimse buna kafa tutamaz.”

Lancer-

Fate serilerinin ana hizmetkarı Artoria Pendragon bilinen adıyla Kral Arthur ”Geçmişin ve Geleceğin Kralı” ve Britanya’nın efsanevi kahramanı. Efsanevi Caliburn kılıcını saplı olduğu kayadan çekerek kral olmaya layık olduğunu kanıtlamıştır. Saber versiyonu Excaliburn’un taşıyıcısı olarak bilinirken, bu Arturia ise onun yerine ilahi mızrak Rhongomyniad’ın taşıyıcısıdır. Rhongomyniad taşıyıcısını ilahi bir varlığa yaklaştırdığı için Artoria daha fazla saf bir kahraman ruhu olarak kalamamıştır.

Bir başka Rhongomyniad taşıyıcısı Artoria ise Lion King’e dönüşmüştür. Bu Artoria, Bedivere’nin Excalibur’u Gölün Hanımına asla geri götürmediği alternatif bir tarihe aittir. Ölümünün üstesinden gelen Artoria kutsal mızrağı ile beraber ilahi bir ruh olan “Goddess Rhongomyniad”a evrilmiştir. Bu versiyonu Lancer Artoria’ya benzese de biraz farklı bir kişiliktir.

  • Rhongomyniad: İsa Mesih’i öldüren kutsal mızrak Longinus ile aynı ışık ile kutsanmış olan Rhongomyniad ,Kral Arthur’un ilahi mızrağı idi. Bir silah olarak, inanılmaz derecede güçlüdür, Mordred’in zırhını tek bir darbede delip tek saldırı ile onu öldürme yetisine sahiptir. Bununla birlikte, gerçek gücü aktivasyonlarında yatmaktadır. Kutsal mızrağın kendisi, dünyanın dış tabakası ile iç tarafta bulunan ters tabakayı bir arada tutan ışık kulesi olan gerçek Rhongomyniad’ın gölgesidir. Bu temelin yok olması Dünyanın yüzeyinden kopmasına ve gerçekliğin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Dünyanın ters tarafı açığa çıkacak ve Tanrıların Çağını yeniden başlatacaktır. Bu nedenle Rhongomyniad “sonun mızrağı” olarak da kabul edilir. Excalibur Proto gibi, Rhongomyniad’ın da gerçek gücü Yuvarlak Masa’nın On Üç Kısıtlaması ile sınırlandırılmıştır. Gerçek gücü, sadece mühürlerin yarısının serbest kalmasıyla ortaya çıkar ve Dünyanın Sonunda var olan ışığın görkemli gücünü sergiler. Serbest bırakılan sınırlandırmaların yarısı olmadan gerçek gücünün sadece küçük bir parçasını sergiliyor ama bu bile büyük bir güce sahiptir. Şimdiye kadar bilinen sınırlandırmaları şunlardır:
  1. Düşman, kendinden daha güçlü olmalı.
  2. Savaş bire bir olmalı.
  3. Düşman saf doğanın kendisi ile ilişkin olmamalı.
  4. Savaş kötülüğe karşı olmalı.
  5. Savaş kişisel kazanç içermemelidir.
  6. Savaş insanlık dışı olmamalı.
  7. Savaş bir şövalyenin onuruna uygun olmalı.
  8. Savaş doğruluk ve hakikat için olmalı
  9. Savaş yaşamak için olmalıdır.
  10. Savaş dünyayı kurtarmak için olmalıdır.
  • Magic Resistance: Sınıfından dolayı Artoria’nın büyü direnci A’dan B-seviyesine düşürülmüştür. Ancak hala 3. büyünün altındaki büyüler ona karşı etkisizdir ve Yüksek-Thaumaturgy ve Büyük Ritüeller gibi büyük çaplı büyülere bile karşı direnç gösterebilmektedir.
  • Riding: Bir şövalye olarak Artur’un yetenekleri ve deneyimleri tüm hayatı boyunca atlara bindiği için at üstünde gelişmiştir. Ve bir hizmetkar olarak çağrıldığında Dun Stallion da onunla birlikte gelmekte ve böylece Rhongomyniad tüm gücünü gerçek bir mızrak olarak kullanabilmektedir. İlahi yaratıklara binemese bile normal insan yeteneklerini aşan mükemmel kontrol ve hız ile tüm insan yapımı araçları kullanabilmektedir.
  • Blessings from the End of the World: Rhongomyniad’ı kullananlara otomatik olarak verilen bir kutsama, savaş boyunca şans ve mana değerlerini koruyan ve muhafaza eden yetenektir.
  • Charisma: Bir ulusun lideri ve kralı olarak Artoria’nın B-seviyesinde karizma(kitleleri etkileyebilme yeteneği) becerisine sahiptir.
  • Mana Burst: Hem savunma hemde saldırı amaçlı kullanılan silaha ve vücuda verilen büyü gücüdür. Arthur bunu yüksek seviye hızlara çıkmak için ve savunma için kullanır. Mana verilen yapının performansı büyük ölçüde artar. Bir Lancer olarak, Artoria bu yeteneği bir Saber iken yaptığı gibi, tüm vücudunı sihirli enerjiyle güçlendirirken yüksek hızlarda kendini savaş alanına hareket etmek için kullanıyor. A-seviyesi ile bir sopa bile büyük bir silah olarak kullanılabilmektedir.

7-Enkidu, Chains of Heaven (Lancer)

”Tanrıların bozuk silahı. Bir zamanlar böyle çağrılırdım. Bunun bir hata olduğunu sanmıyorum, sonuçta en sonunda kırıldım.”

Lancer-

Enkidu, Gilgamesh’in tek dostudur. Bir toprak parçasından doğan Enkidu babası tanrıların kralı Anu ve annesi yaratılışın tanrıçası olan Aruru elleri tarafından şekillendirilmiş bir kildi. Ne erkek ne de kadındır, sadece dünyaya inen ve vahşi doğadan uyandıran çamurdan yapılmış bir canavardır.

Enkidu’ya süper güçler verilmiş olmasına rağmen, ebeveynleri Enkidu’ya bir Ruh veremiyordu. Uyanışının ardından entelektüel zeka ve idrak kabiliyetinden uzak bir varlıktı. Bu yüzden doğada anca hayvanlar ile büyüyüp sosyalleşebilen bir varlıktı. Yaratılışında bulunan toprak ve doğa ile iç içe bir canlı halindeydi. Enkidu’nun Gilgamesh’i zincirleyip tanrıların kontrolüne götürmek gibi bir amacı olmasına rağmen bir ruhu olmadığı için sadece vahşi bir hayvandı. Bir insanın iradesinden yoksun olan Enkidu’nun mutluluğu, ne zararlı ne de kusursuzdu sadece vahşi ortamda özgürdü. Bazen şehre bakmak için dururdu ancak doğanın ötesinden gelen ne annesinin nede babasının seslerini duyamazdı.

En sonunda Anu, Enkidu’yu rasyonel düşüncenin eksikliği yüzünden çaresiz bırakan bir kadın olan ilahi tapınak fahişesi Shammet‘i getirdi. Erkek ile kadın arasındaki bağı aşan kadının güzelliği için bizim kilden oluşan aseksüel varlık Enkidu’nun bile dibi tutulur ve altı gün boyunca birlikte olurlar. Ve böylece insanlıktan uzak olan bu çamur kukla yavaş yavaş insansılığa adımlarını atmaya başlar.

Enuma Elish
  • Enuma Elish: Enuma Elish kendi bedenlerini İlahi bir yapı silahına dönüştüren Enkidu’nun noble phantasmıdır. Aslen Enkidu, “Gilgamesh’i tanrılara geri getirmek” için tanrılar tarafından gönderilen bir silahtı. Gilgamesh tanrılara karşı isyan ettiği için Enkidu, onu bağlama ve onu cennete geri getirme görevini üstlendi. Ancak Enkidu, Gilgamesh’in arkadaşı oldu ve tıpkı arkadaşının istediği gibi insanlık için “gökleri, cenneti ve tanrıları bile bağlayan” zinciri kullanma yolunu seçti. Enkidu zincirleriyle beraber Alaya ve Gaia’nın güçleri olan Counter Force adlı güçten oluşan bir çivi gibi sivri bir şekle bürünür ve saldırır. Bu güç rakip Kiara Sessyoin gibi gezegene ya da insanlığa karşı saldırgan eylemler yürüten biriyse daha da güçlenmektedir.
  • Magic Resistance: Bu yetenekteki A-seviyesinde olmasından dolayı Enkidu, en güçlü ve antik büyülere karşı neredeyse bütünüyle bağışıklık kazanırken, diğer büyülü saldırıların etkisi de ona karşı büyük ölçüde azalır. Ancak Enkidu’nun bu yetenekteki rütbesi Mana seviyesine bağlıdır. Eğer enkidu manasını azaltıp diğer bir özelliğini yükseltirse büyü direnci yeteneği de büyük oranda azalır.
  • Consummated Shape: Enkidu, Tanrılar Çağından gelen kutsanmış kil tarafından yapılma olan şeklini yeniden şekillendirmek ve restore edip yenilemek için şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir yeteneğe sahiptir. Sonuç olarak Enkidu, dünya ve büyülü enerjisi var oldukça fiziksel formunu yenileyecektir. Ancak, Enkidu yok edildiklerinde ruhunu ve bilincini geri yükleyemez.
  • Presence Detection: Diğer hizmetkarları ve yerel mana kaynaklarını tespit etme kabiliyetidir. Enkidu, diğer hizmetkarlardan Snowfield’in tüm su kaynaklarını tespit edebilmiş ve on kilometreden fazla bir mesafede, tam bir netlikle, Gılgamış’ı anında tanıyabilmektedir. Enkidu bu kabiliyetin menzili içindeki toprakla temasa geçen herkesin nerede olduğunu bilir, böylece düşmanları tamamen savaş alanını terk etmedikçe, onların sürpriz bir saldırına yakalanmaz.
  • Transfiguration: Enkidu, tanrıların şekillendirdiği bir kil varlığı olarak doğası gereği sabit bir yapıya sahip değildir ve formunu kendi isteğiyle manipüle edebilir. İlahi Fahişe Shamhat’ın etkisinden dolayı, Enkidu genellikle androjen bir form alır ancak gerektiğinde değiştirebilir. Ayrıca Enkidu, zemini ve kendi kilini kılıç, balta ve mızrak gibi silahlara ve Enkidu’nun hayal edebileceği herhangi bir sayıda hayvana dönüştürebilir. Bu silahlar, Gate of Babylon’daki herhangi noble phantasms kadar güçlüdür. Bir kaç gün boyunca dişe diş geçen bir savaşta kilinin %90’ını kullanarak Gate of Babylon’un cephaneliğini boşaltmıştır. Buna ek olarak, Enkidu diğer istatistiklerini iki sıraya düşürme maliyeti ile kendi istatistiklerini geçici olarak A + seviyesine yükselterek değiştirebilir.

Yazımızın dördüncü bölümü burada bitiyor. Listemizin gelecek son bölümü için bizlerle kalın.

1. Kısım

2. Kısım

3. Kısım

Kaynaklar: Type-Moon Yayınları, Typemoon wikia, Reddit, nrvnqsr, Chaldeum
Derleyen: Tarık Berk Gündüz


Bu yazıyı yazar ya da sitenin adı belirtilmeksizin, sorgusuzca farklı platformlarda paylaşanlar hakkında hukuki işlem talep edilecektir. Tüm Hakları Saklıdır. kahramanbaykus.com

Ascalon Yazar:

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir