Control, Control, Control…
Oyun dünyasına sessiz bir fısıltı gibi giren ama duyanların aklından bir türlü çıkmayan eser. Sanatsal yanı oldukça kuvvetli olan bu yapım belki bir furya yaratmadı ama insanların gözünden de kaçmadı. Geçtiğimiz aylarda yapılan The Game Awards’da sanat yönetmenliği kategorisinin kazananı oldu. Bunun dışında, yılın oyunu, anlatı, ses tasarımı, aksiyon/macera, stüdyo/oyun yönetimi konusunda adaylık elde etti. Oyunda rol alan birer aktör ve aktris, Matthew Porretta ve Courtney Hope, performans dalında aday oldular. Bunun dışında, oyun, farklı yerlerden bilimum ödül daha aldı.
İşte ben bunların hiçbirisi hakkında konuşmayacağım. Ben, sadece bir buzdolabı hakkında konuşacağım.
[Bu yazı, yazarın kendi sitesinde de yayımlanmıştır.]Evet, bu oyunun sanatsal yanı ince eleyip sık dokunarak hazırlanmış. Video oyunları aracılığıyla hikaye anlatımı konusundaki en iyi örneklerden birisi haline gelmiş. Ancak benim hakkında konuşacağım kısım bu değil. Control’un öne çıkan diğer bir güçlü yanı, dünya kurması, yani İngilizce ortamlarda geçtiği şekliyle ‘world building’ kısmıdır. Oyun içinde sağa sola serpilmiş pek çok ipucu sayesinde nefes alan, organik bir evren yaratıyor. Yarattığı yapılar, olaylar ve karakterler sizi bu evrenin içine çekiyor ve belki de hapsediyor.
Şimdiden söyleyeyim, bu yazı küçük spoiler’lar içerecek fakat ana hikayeyi pek açık etmeyeceğim. Yine de, bu oyuna dair en iyi tecrübe, hakkında hiçbir şey bilmeden bu evrene dalmak olacaktır. Başta yaşadığınız şok hissi ve doğaüstü olayları bir araya getirmeye çalışmanız, belli örüntüleri fark ettiğinizde yaşadığınız heyecan çok ayrı bir şey. Uyarıyı yaptığımıza göre, artık başlayalım.
FEDERAL KONTROL BÜROSU
Oyunumuz, baş karakterimiz Jesse Faden’ın “Federal Kontrol Bürosu” denilen bir devlet birimine gelmesiyle başlıyor. Kısaca büro diye hitap edeceğim bu birim, yıllar önce kurulmuş gizli bir devlet teşkilatıdır. Görevi, dünya etrafındaki paranatural, yani doğaüstü olayları tespit etmek ve bu olaylara sebep olan şeyleri ele geçirmek. Ardından büroya getirilen bu şeyler, inceleniyor, gözlemleniyor, üstlerinde deney yapılıyor ve nihai amaç olarak onları kontrol etmek öğreniliyor. En azından teoride böyle, zira paranatural şeylerin pek de kontrol edilebilir olmama gibi bir özellikleri var.
Örneğin, yukarıdaki ekran görüntüsündeki buzdolabını ele alalım. Ana göreve gitmek için yanından geçtiğimiz bir bölgede, bir büro çalışanının yardım çığlıkları dikkatimizi çekiyor. Yanına yaklaştığımızda, güçlendirilmiş bir camın arkasında olduğunu görüyoruz. Bir hapishane hücresi gibi inşa edilmiş bu hücrenin içindeki bir buzdolabını izliyor. Onunla, duvardaki hoparlör aracılığıyla konuştuğumuzda, durumu bize özetliyor: İçerideki buzdolabı bir paranatural cisim ve sürekli olarak birisinin onu izlemesi gerekiyor. Yoksa buzdolabı dengesizleşiyor ve şekil değiştiriyor. Bu şekil değiştirme sebebiyle etrafına ve etrafındaki kişilere oldukça fazla zarar verebiliyor. Büronun normal prosedürüne göre, belli bir aralıkla buzdolabını izleyen kişi değişiyor. Ancak içinde bulunduğumuz bina, yani büro merkezi, acil durum sebebiyle kaos içinde olduğundan dolayı, Phillip isimli bu memurun mesai saati çoktan geçmiş. 24 saatten uzun süredir buzdolabını izlemekten gözleri kan çanağı gibi olmuş Phillip, sesi titreyerek, artık gözlerini açık tutmakta bocaladığını ve onları kapatırsa olacaklardan çok korktuğunu söylüyor. Bize, yerine bir memur bulmamız için yalvarıyor.
Phillip ve buzdolabının bulunduğu hücreyi ve etrafını incelediğimizde başka detaylar da insanın gözüne çarpıyor. Yukarıda daha yakından gösterdiğim duyuru panosunda, “Kapları tekrar kullanmadan önce onları Efsun 310.1a ile sterilize edin” yazıyor.
Bunun bize söylediği şey, paranatural cisimler için sıkı bir prosedür olduğu ve bu prosedürde efsunların kullanıldığıdır. Bu, oyundaki diğer bir bilgiyle, yani ritüellerin önemiyle de bağlantılı bir şey. Oyun sırasında başka yerlerde öğreniyoruz ki, ritüeller paranatural cisimleri stabilize etmek için oldukça önemli şeylermiş. Bunun sebebiyse, paranatural olayların insanların kolektif bilinç altından güç almalarıymış. Bu durumun açıklaması, psikolojinin öncüllerinden birisi olan Carl Jung’ın bir önermesiyle yapılıyor: senkronisite, yani eşzamanlılık.
SENKRONİSİTE
Jung’a göre, senkronisite, olayların aralarında bir nedensel bağlantı olmadığı halde anlamsal olarak bağlantı olması durumudur. Yani bir nevi “anlamlı tesadüfler” olarak nitelenebilirler. Anlamsal bir bağlantı içeren olaylar, nedensel açıklamalara ihtiyaç duymazlar çünkü farklı bir şekilde çalışırlar. Jung, bu önermesini kullanarak paranatural olayların varlığını savunmuştur.
Aşağıda, Jung’ın bu önermesiyle ilgili oyun içi bir belge var.
Paranatural Senkronisite ve Görülmeyen Bağlantılara Bir Göz Atış
Giriş
Senkronisite, uzun zamandan beri bilgeler tarafından tanınan fakat sadece çok yakın tarihte bilim tarafından bir isim verilmiş bir olgudur. Aralarında belli bir nedensellik olmayan fakat bariz bir şekilde amaçsal olarak bağlantılı olan olayları tanıma şeklimizdir. Bir rüya, nasıl olur da fiziksel düzlemdeki bir olayı daha olmadan gösterir? Neden köpekler, millerce ötedeki sahiplerinin ölümü yüzünden ulurlar? Dünya henüz anlamadığımız şekillerde birleşik ve bazen yanlışlıkla bu bağlantılara rastgeliyor ve sonuç karşısında şaşkınlığa uğruyoruz.
Bir vizyoner olan Carl Jung yolu açtı ve bize de yürümesi düşüyor. Benim daha yavru bir kuş olan Araştırma Departmanı’m, [çıkarılmış] davranışı 1959 sonu itibariyle, güvenilir bir şekilde tekrarlanabilir hale getirmeyi amaç edinecektir. Bir kere bu yapıldı mı, zamanla beraber, senkronisitenin mekanizmaları açığa çıkacaktır. Bilimin geleceğine doğru yol alıyoruz. Tarih bizim isimlerimizi hatırlamayabilir fakat bizzat Tanrı hatırlayacak.
Tam rapor için dosya [çıkarılmış]a bakın.
Görüldüğü üzere, bu kavram, Control’un yapımcılarının ve onların kurduğu dünyadaki Federal Kontrol Bürosu’nun dikkatinden kaçmamış. Zaten büronun içinde bir Senkronisite Laboratuvarı bile var. Bu birimin görevi, bulunan paranatural cisimleri incelemek ve onları stabilize ile kontrol edecek bu anlamsal bağlantıları bulmak. Yukarıda bahsedilen ritüelleri üreten birim işte burası oluyor.
Panoya geri dönecek olursak, bir başka detay insanın dikkatini çekiyor. “Efsun 310.1a” kısmı panoya yapıştırılmış bir kağıt parçasıyken, yazının geri kalanı panonun kendi üstünde yer alıyor. Yani bu demek oluyor ki, bu panolar kitle olarak üretilmiş ve sadece kullanılması gereken efsun kısmı boş bırakılmış çünkü her bir paranatural nesne ayrı bir ritüel gerektiriyor. İhtiyaç olan efsun kodu bir kağıtla oraya yapıştırılıyor.
Ekranı incelemeye devam ettiğimizde, içerideki hücrede iki şey daha dikkatimizi çekiyor.
İlk olarak, hücre izleniyor ve kayıt altına alınıyor. Bilimsel bir uğraş gibi, her an gözlemleniyor ve anormal durumlar açısından inceleniyor. Küçük bir detay daha olarak, aşırı tehlikeli paranatural cisimlerin tutulduğu bu bölgenin isminin Panoptikon olduğunu belirtmeliyim.
İkinci olarak, odanın duvarları siyah bir maddeyle kaplanmış. Bunun sebebi, yine oyunda başka bir yerde geçiyor. Büronun keşfettiği siyah taş denilen boyutlar arası bir madde, paranatural dalgaları engelleme gibi bir özelliğe sahip. Bu yüzden, büro bunu kullanarak, paranatural nesneler için hücreler inşa ediyor.
Üçüncü bir detay daha var fakat onu söylemeyeceğim çünkü ana hikayeyle bağlantısı var. Lakin buzdolabı hakkındaki bilgiler burada bitmiyor. Daha onun hakkındaki büro belgeleri var.
Arktik Kraliçe (AI10-KE)
Güvenlik Prosedürü
Özel bir prosedür gerekli değildir.
Tanım/Değiştirilmiş Etki
1960’lardan bir ‘Arktik Kraliçe’ marka buzdolabı. Soğutma işlevi yok. Kapağında [çıkarılmış] tarafından yapılmış pastel boya resimler var. Resimler, nesneden ayrılamıyor. Bütün denemeler başarısız oldu. Kağıt yakılamıyor veya yırtılamıyor.
Arka Plan
Nesnenin Büro’nun ilgisini ilk çekmesi, New York şehrindeki Grand Central Hotel’in yıkılmasıyla oldu. Burada [çıkarılmış] nolu apartman dairesinde, [çıkarılmış] isimli kişi tarafından bir cihaz olarak kullanılıyordu. Binanın yıkılışından hasarsız çıkması sayesinde yerel bir üne kavuştu. O esnada bina dışında olan Bay [çıkarılmış], eşyanın sahipliğini 1974’e kadar sürdürdü. O senede, büro, sahte bir kimlikle eşyayı ondan satın aldı.
Ekler
Yeni değiştirilmiş etki gözlemlendi. Detaylar için dosya AI10.F’ye bakın. Dosya AI10.K’ya yeni güvenlik prosedürleri için bakın.
Arktik Kraliçe (AI10-KE)
Ek Materyaller
([Çıkarılmış] sorgusu – 11.20.1974)
A: O gün binayı neden terk ettiğinizi bize söyler misiniz?
LM: Yumurta almaya gitmiştim, 30. sokağın köşesinde bir yer vardı. Bu yüzden Michael’ı orada kendi başına bıraktım. Çok uzun süre dışarıda olmayacağımı biliyordum. Ben çıktığımda masada çizim yapıyordu. Pastel boyasını çıkarmıştı. Mutluydu. Ben bir blok ötedeyken bina çöktü. Geri koştum ve kazmaya başladım. Şehir çalışanları daha sonra Mikey’yi buzdolabının yanında buldu. Resimler dolaptan çıkmamıştı. Üstüne tonlarca tuğla düştü ve resimler hala orada. Bu nasıl olur?
A: Kazadan sonra buzdolabını elinde tuttun. Neden?
LM: Onun resimleri hala üstündeydi. Tanrı onları bir sebeple güvende tutmuş olmalı, değil mi? İşten dönünce onları bütün gece boyunca izlerdim. O sıralar kötü bir dönem geçiriyordum.
A: Oğlunun resimlerine hala sahip olan buzdolabını neden sattın?
LM: Ona yapışmışlardı veya öyle bişey olmuştu. Onları kesip çıkarmayı düşündüm ama belki de onlara tutunmamam daha iyi oldu, anlarsın ya. Devam etmen gerekiyor der ya herkes. Hem benim buzdolabımın binanın çöküşüyle ne alakası var?
(alakalı kısmın sonu)
Şimdi, oyundaki bir yan görevin sadece başlangıcını oluşturan bu anın, evrenin geri kalanıyla ne gibi bağlantıları var, bir bakalım.
- Büronun paranatural cisimler konusundaki mesai sistemi
- Büronun paranatural cisimleri stabilize etme yöntemi
- Senkronisite kavramı ve Carl Gustav Jung
- Senkronisite laboratuvarı ve onun ürettiği ritüel prosedürü
- Büronun hücre inşaasında kullandığı madde ve onun özellikleri
- Büronun paranatural nesneleri sürekli olarak kayıt altında tutması
Yukarıda saydığım maddelerin her birisi, Control dünyasının geri kalanıyla bağlantılar içeriyor. Oyunda daha önce bahsi geçen konuşmalar veya etrafta bulabileceğiniz belgeler sayesinde insan evren hakkında çok daha fazla şey öğreniyor. Oradan oraya atlayarak, sürekli bağlantılar kurarak, yapbozu bir araya getiriyor.
İşin diğer boyutunda, buzdolabını sürekli olarak birisinin izlemesinin sebebini olay dosyalarından öğreniyoruz. Yazının ilk kısımlarında kolektif bilinç altının paranatural olayları etkilendiğinden bahsetmiştim. Karşımıza çıkan hemen hemen bütün doğaüstü olaylar ve nesnelerin bu tarz hikayeleri ve bağlantıları var. Her birinin farklı bir ritüeli ve geçmişi var. Senkronisite aracılığıyla, insanların, nedensel olmayan fakat anlamsal olan bağlar kurmaları yoluyla, kimi şeyler doğaüstü özellikler kazanıyor.
Yazının başında dediğimi gerçekleştirdim. Şu ana kadar sadece tek bir buzdolabı hakkında konuştum. Görevin kendisinden bile bahsetmedim. Hatta evren hakkındaki temel pek çok şeyden bile bahsetmedim. Buna rağmen bir sürü bağlantı ortaya çıktı ve ilgi çekici bir hikaye öğrendik. Bunun sebebi, Control’un evren kurarken oluşturduğu kavramları iç içe geçirmesi ve aralarında bağlantı kurmasıdır. Ortaya sadece öylesine şeyler atmıyor, yarattığı kavramları birbirine bağlıyor ve bunu farklı anlatım yöntemleriyle yapıyor. Kimi zaman oyun içindeki bir diyalog oluyor, kimi zaman ana karakterin bir monoloğu oluyor, kimi zaman bir yerden bulduğunuz bir dosya, ses kaydı veya video oluyor. Kimi zaman da görsel oluyor. Çok çeşitli yollarla hikaye aktarımı yapıyor. İşte bu sebeplerle, Control, evren kurma konusunda türün en iyilerinden birisi haline geliyor.
Herhangi bir yazarınızın Bojack Horseman hakkında part part olan uzun bir den okuması yazma ihtimali nedir?
Açıkçası aramızda seriyi tamamıyla bitiren ve en çok seven kişi benim ve kesinlikle aklımda bir Bojack yazısı fikrim var ancak hem Bojack’in çok çok derin ve katmanlı bir öykülemeye sahip olması hem de benim işten geriye az zamanımın kalıyor olması sebebiyle yakın bir zamanda gelmez. Ancak kesinlikle aklımda böyle bir şey var. Fakat bir tarih sözü veremem. Üzgünüm.
Geç olsun, güzel olsun 😀 Sizden gelecek herhangi bir yazı beklemeye değecektir 🙂 beklemedeyim.
Çok çok teşekkürler.