Birds of Prey Filmi Mercek Altında

Üzgünüm başlığa tüm o saçma uzun ismi yazmak istemedim (yine de görmek isteyenler için birds of prey and fantabulous emancipation of one harley quinn) . Uzun zamandır inceleme yazmıyordum, yazamıyordum. İyi oldu. Bİraz gecikti ama işte buradayız. Gönül isterki artık güzel işleri konuşalım. Ancak maalesef… no no no…

Öncelikle film genel kanının da kabul gördüğü üzere kötü. Ha ne kadar kötü ? Çok kötü. Peki Suicide Squad‘dan kötü mü ? Sanırım çok uzak olmamakla beraber hayır değil. Peki bu iyi bir şey mi ? Hayır değil çünkü SS bayağı kötü bir iş idi.


Film taa geçtiğimiz şubat ayında vizyona girmiş ve çoktan vizyondan çıkıp ortamlara düşmüş olduğundan spoiler içermeyen ve içeren diye bölmüyorum yazımı. Direkt başlıyorum canlar.

Bu filmde eksiler – artılar ya da vaatler – elimizdekiler gibi daha önceki film inceleme yöntemlerimi kullanmayacağım zira o kadar detay gerektiren bir şey yok.

Pozitif açıdan başlarsam, gereksiz ve aşırı CGI kullanımı (evet çoğu yerde arabalar, dekorlar, dokular bile CGI idi ve belli olacak kadar kötüydü) vardı fakat buna rağmen renk skalası, sinematografisi, çekim açıları, görüntü temizliği ve film şeritleri tatmin edici idi. İyi idi demiyorum ancak DCEU standartları o kadar düşürdü ki averaj ya da averaja yakın bir şey görmek bile bir mutluluk bir pozitif etki olur oldu. Prodüksiyon tasarımı ise genel olarak iyiydi bence.

Diğer bir olumlu nokta Victor Zsasz DC Comics içinde kendine pek yer bulamayan belki de en iyi temsil edildiği mecra Batman Arkham oyun serisi olan bir karakter. Burada normal karakterinin biraz dışında olsa da bence çok iyi kullanılmış ve filmdeki en enteresan figürlerden birisi bence. Ve gerçekten aktörlük, oyunculuk hissiyatı yaratan tek karakter.

Onun haricinde kronolojik olarak başlarsam eğer. Buram buram “Girl Power” , ” Motherfucking Girls” , “Bad ass Broads” , “Ass Kicking High Heels” , ” Indepentend Bad Ass Chicks” gibi tanımlarla hem direkt hem de dolaylı olarak dolup taşan filmde Harley inanılmaz kötü bir rol model. İçinizden biri çıkıp “Ama Hırlıy orada iyi biri değil zaten kendisi söylüyor nasıl gıcık olduğunu , hirkişler ondan yifrit ediyor!” demesin sakın: Lütfen rica ediyorum.
Çünkü, anlatılan ne olursa olsun eninde sonunda Harley burada bizim iletişimde bulunup desteklediğimiz ve iyi yürekliliğine şahit olduğumuz ve hatta yer yer kahramanlığının gözümüze sokulan karakter. Daha da kötüsü genç bir kızın rol modeli oluyor ve çok idealist bir kamu personeli olan tecrübeli bir detektifden “Ya seni de hafife almışık be bacım yaman avratmışsın” diye onay alıyor. Yani yüzeydeki tüm o “Bizleeeer kötüyüz, bizim yaptığımız buuuu ….” durumu iyileştirmiyor. Nitekim eğer Harley, ayakları üstünde durup ona ihanet eden ve onu hor gören erkekleri arkasında bırakıp, kendini gerçekleştiren bir kadın olmanın sembolü olacaksa O zaman .. .:Ooooh Boy ! Oooh canına yandığımın DCEU!

Harley berbat bir varlık, tüm film boyunca…

Bir adam buna asıldı diye onu evcil hayvan olarak aldığı sırtlanına yediriyor. Canlı canlı birisini bir hayvana yedirtiyor ve bu film için “meh” bir durum. Buradaki iğrenç ve sığ “sığır erkek, güçlü kadın” temsiline hiç girmeyeceğim. Harley bir sırtlana nasıl ulaşabiliyor ? Neyse. Bu arada, bu kadın bir sırtlan besliyor. Such a role model !
Daha sonra kulüpte Joker’in malı olarak istediğini yaparak apır sapır dans edip, etrafına zarar verirken bir adam ona “şu gıçını yere koy da biz de eğlenek” dedi diye (adamın tavrı hoş değil ancak görgüsüzlük, görgüsüzlüğü çağırır) adamın iki bacağını da bacaklarının üstüne atlayarak kırdı. Wow. Adam ne kadar da iğrenç, Harley ne kadar da güçlü ve haklı aman allahım.

Film boyunca kazık attığı bir sürü insanı görüyoruz, bir sürü gereksiz yere canını yaktığı onlarca insanı. Hatta filmde ailesi gibi yakın hissettiği kızı bile ilk kriz anında sattı ve açıkçası Harley asla bir yamuk yaptığını, bir yanlış yaptığını söylemedi. Olayların seyri değişince bu sefer de bu tarafta yerini aldı çünkü Sionis her türlü onu da öldürecekti. Yani “Sorry, it was a dick move…” demek bir kefaret olmamalı ve olmaz da zaten ama oldu neyse. Harika bir rol model. “Bir şeyin karşılığında para ödemek aptallar içindir.” diyerek hırsızlığa da özendirerek süper rol modelliğini taçlandırdı zaten.

O yaşlı çinli amca bunu para karşılığı ele verince kötü yaşlı erkek oldu. “Ya işte en çok güvendiğin erkek bile bunu yapar.” demiş oldular. Lan Harley ve filmdeki diğer kadınlar (ancak ağırlıklı olarak Harley) film boyunca iğrenç ve haince şeyler yapıp duruyorlar zaten. Neyle neyi kotarmaya çalışıyorsun. Wonder Woman çıktığında “böyle feminizm mi olur ?” diyen kitleyi bu filmde hiç görmedim. Çünkü film kendini ciddiye almayan, lay lay lom film olunca değer yargılar çok da “meh” oluveriyor niyeyse. Ki bence bu da çok korkutucu bir yaklaşım. Ekip desen komedi; bir italyan asıllı bir afro-south american melezi, bir hispenik/latin, bir beyaz amerikan kadın, bir uzak doğulu kız. Yani işin ırk kısmında da “bakın biz ne kadar da genişiz” diyorlar . Kör göze parmağın bu kadarı. Hazır kadroya gelmişken. Bu film %85 Harley filmi, %15 Birds of Prey filmi o yüzden filmin adı bile samimiyetsiz. Birds of Prey’e gelince. Çoktan 50 yaşını geçmiş bir detektif, yıllarca çok ağır eğitimlerden geçen bir süper asker/suikastçı olduğu söylenen ancak kolları ve vücudu süzme yoğurt sertliğinde hallice sert ve fit duran bir kadın. Ve dünyanın en saçma tekmelerinden ve aksiyon kıyafeti tercihlerinden bazılarına sahip olan kadın. Bir de çizgi romanlarda bir suçla savaş ve dövüş dehası olması gereken Cassandra Cain‘in dombili yan kesici versiyonu.

Bu nasıl kadro ya ? Ve bu nasıl bir suçla savaş ekibi ? Harley’nin dövüş koreografilerinden tutta. Konfeti tabancası ve sprey boya kapsülleri ile tam donanımlı bir merkez polis karargahını basıp içinden geçmesine kadar hiç bir şey de gerçekçi değil. Yerden güç bile aldığı görülemeyen abuk sabuk yarım tekmelerle 100 kiloluk kas yığını adamlar oradan oraya savruluyorlar . Lel yer miyiz ? Ama yiyorlar. Neden bilmiyoruz ? Sağda solda “koreografileri çoh gozeldi.” diyenler var. Tamam çok kötüydü diyemem ancak iyi olmadığı da çok açık. Hele inandırıcı olmadığı tamamen açık. Bir de bazıları, Harley Quinn filmini eleştiri geçirmez yapmaya çabalıyor ve bu uğurdaki ilk adım olarak “Ya bu Deadpool gibi absürd bir karakterin uçuk bir filmi.” deniliyor. O zaman size bir haberim var arkadaşlar; Aaaaalakası Yok !
Deadpool’un Marvel Comics evrenindeki, absürtlük, kurgu üstü hali, 4. duvar yıkma sıklığı, güçleri, imkanları, ilişkileri ve poziyonu ile Harley’nin DC’deki konumu ve ilişkileri arasında çoook büyük bir fark var. O yüzden uymayan don götte durmuyor. Son olarak koreografilerin gerçekçiliği için şunu söyleyeyim: Bir polis (çok tecrübeli bir polis, sarhoş halinde bile Harley ile güreşebilen bir polis) Harley’e silah çeker (yakın mesafe), Harley Güler, havaya bir telefon atar, telefon havadayken parende atar ve telefon alçalırken parendenin arkada kalan bacağının ayağıyla telefona vurur ve telefonda silaha vurup onu elinden düşürür …. Evet gerçekten koreografiler inanılmaz . O sürede polis neden silahını ateşleyemesin ya da çok zayıf bir itici güç ile yollanmış bir telefon sıkı tutulan bir silahın neden elden düşmesine neden olsun ? Ama haaarika dövüşler değil mi ? Hı hı…

Karakterlerimiz pek “kahramanvari” tipler olmadıkları için ve film yaratıcıları pek de “yaratıcı” olamadıklarından dolayı filmin kötüleri “mikrobumsu kötü” diyebileceğim “kötüyüm ben kötüyüm” kafasında kötüler. Son derece sıkıcı. Kimileri Ewan McGregor‘ın Black Mask‘ine bayılmış ben ise Ewan Reis’e acıdım. Zsasz ve Black Canary hariç rolünde sırıtmayan, oyunculuk da sınıf da kalmayan kimse yoktu. Ki Canary bile “meh” derecesinden giriş yapıyor diyebilirim. Bir de şu durduk yere “dans sekansı” ekleme de sanırım moda oldu ve daha da olacak gibi. Şimdiden başımız sağolsun. Ne kadar gereksiz bir şeydir arkadaş…

Ayrıca filmin ilk yarısında Harley’i anlatıcı yapıp, 4. duvarı kırarak Harley’nin her şeyi karman çorman anlatarak filmin ikinci yarısı için bizi hazırlaması seçimini de beğenmedim. Çok dağınık ve manasız oldu. Gene Deadpool çakmalığı var.

Ya bir de bir Gotham filmi çektiğiniz zaman Batman hiç yokmuş gibi yapmak bence çok kötü bir seçim. Hatta direkt Bat-Family. Roman Sionis o kadar Gotham gangsteri varken nasıl bir numaralı patron olmuş ? Two Face, Penguen, Falcone, Maroni, Yakuza ve daha niceleri var. Onu geçtim Gotham’ı merkezleri haline getirmiş dünya çapı suç örgütleri var. League of Shadows ve Intergang gibi. Nitekim Roman nasıl 100 yıllık örgütlerin yüzünü soyabilir hale geldi ? Ulan daha 4 tane ağır silahlanmamış (içlerinden biri 50 yaş üstü emekli bir polis olan) kadını alt edemiyorsun. Yanlış anlamayın burada sorun “kadınları” yenememesi değil “4 adet çok hazırlıklı da olmayan ve ilk defa bir arada dövüşen şahsı” yenememesi Ama nasıl oluyorsa bir numara oluyor. Hayır anlamadığım Joker de yaşıyor ?

Yani bir Gotham filmi yapıyorsan önce bir çevre şartlarını ve evren dizaynını halletmelisin izleyici için. Filmin başında 8 dakika süre alan Harley’nin nasıl Joker’sizliğin travmasını çektiği gibi filmin ortalarında tamamen unuttacağımız gereksiz bir şey yerine. Önce kötü adam ve Harley için gerekli koşulları konuşmak gerek. İçinde bu kadar çok vigilante olan bir şehirde Harley nasıl dokunulmaz olmuş mesela ? Ve Roman niye buna takık ? Yani plot olsun torba dolsun diye filmi ittirmişler.

Karakterlere çok tek tek girmek istemiyorum ancak Huntress (ki aralarında çizgi romanlardan en sevdiğim isim) çizgi romandakinden bile daha acımasız ancak ona rağmen aralarında en avarel olan, en çabuk trollenebilen ve andaval gözükeni de oydu. Yani onca yılın eğitimi, birikimi, adanmışlık falan. Ekiple buluşunda iki dakika da yalan oldu. Süper.

Ayrıca filmin sonundaki Birds of Prey kostümlerini görünce güldüm. Cosplay 101 sınıfından bile kalabilecek kadar berbat tasarımlar.

Suicide Squad sağolsun, DC’nin en kötü filmi değil. Ancak en kötü ikincilik için Batman V Superman ile kapışır gibi duruyor. Ki bu oldukça kötü demek zaten.

KB Puanı: 57/100

Okuduğunuz için teşekkürler.


DCEU Filmi suratımıza aynen böyle fırlatıyor işte !

Yazılarımızın tüm hakları yazarlarımız ve yer sağlayıcı kahramanbaykus.com’a aittir. Alıntı olduğu belirtilip, orjinal linki paylaşmadan yazıyı sahiplenenler hakkında hukuki yaptırımlar uygulanacaktır.

Utkan Aktaş Yazar:

2 Temmuz 1987 doğumlu olan Utkan genç görünümlü bir ihtiyar olarak iki üniversitede bulamadığı aidiyet ve de yaratıcılık hissini dans, yazarlık, kurgu gibi pek çok diğer sanatsal uğraşıda buldu. Şimdilerde ise Kahraman Baykuş olgusunun kurucularından ve de yazarlarından biri olmaktan son derece memnun bir adam olarak tanınmakta ...

2 Yorum

  1. Kaan
    11 Haziran 2020
    Yanıtla

    Bu filme inceleme yapmak çok bile emek harcamışsın. Filmde emeği geçenlerden bile çok olabilir. DCEU’nun en yavan ve gereksiz filmi desem abartmış olmam sanırım. Bence artık Harley’e bir rol yazmasınlar bu evrende. Aquaman ve Shazam’dan devam edelim güzel güzel. Hatta direkt solo filmlere yoğunlaşsınlar bence. Beceremiyorlar ekip filmlerini. Güzel bir yazı olmuş eline sağlık.

  2. ousgrlk
    19 Haziran 2020
    Yanıtla

    Şu inceleme filmden kat be kat daha kaliteli 😀

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir