Aylık Mercek: Mangalar B03

Güncel olarak okuduğum serilerin aylık ya da 2 haftada bir şeklinde çıkan sayılarını o ay içerisinde kısaca değerlendirip, hakkında 3-5 bir şeyler yazabileceğim bir seri başlatıyorum. Güncele gelir gelmez benzerini Çizgi Romanlar için de yapacağım. Ayları nasıl bölüştüreceğim ise net değil yani ayın şu gününden şu gününe ya da her ayın yirmisi vs gibi bir şey diyemiyorum çünkü aylık okuduğum iki seride başına buyruk. O sebeple ikisinin de yeni bölümünü ne zaman okumuşsam o zaman yazarım tamam mı ?

UYARI: Aylık sayı inceleme yazısı olarak elbette yoğun spoiler içerecektir !

Geçen ayın yorumları için -> tıklayınız !

Aylık Manga İncelemeleri 3. Bölüm


Beastars bu ay üç bölüm birden bıraktı o yüzden yoğun bir aylık mercek bölümü olacak.

Beastars #87: The New Star Wins The Award For The Best Supporting Actor

Koç postunda koyun karakterimiz Pina, Boz Ayı Riz‘in sırrını bilen ikinci kişi olduğu ortaya çıktı ve Riz onu Legosi‘yi hallettikten sonra yemekle tehdit etti. O zamana kadar drama kulübündeki rolüne sahip çıkmayan Pina, ölüm ile burun buruna gelme tecrübesinin yarattığı travma ile olağan üstü bir performans gösterir ve Riz’e karşı ruhunun kırılmadığını kanıtlar.

Riz ile ilgil gerilimin yükseltilmesini sevsem de bence çok uzadı gibi. Çünkü Riz tüm bu çürümüş toplumdaki çok ufak bir kötücül. Hikaye buna çok saplanmamalı bence.

Bölüm Puanı: 70/100


Beastars #88: Hell Hath no Fury

Bu bölümde Legosi, Riz ile yılbaşı akşamı olacak olan ölümüne kapışmasını Luis‘e açıklamak için kadın kılığına girdiğini gördük ve çok komikti Luis’i ölebileceği bu akşama davet etti Eğer Luis gelirse, Legosi’nin ölmesine izin vermez ve Shishigumi aslanlarını kullanır gibime geliyor. Ayrıca o gece kurt kız ve Haru ne yapacak çok merak ediyorum gerçekten heyecan tırmanıyor.

Neden bu ay çok fazla bölüm çıkarttığını anladım çünkü her bölüm bir başka yardımcı protagonist karakterin bu olaya katılımı ile alakalı ve kısa sayılar. Cidden hoş düşünce umarım çok uzatıp sıkmaz.

Ibuki‘nin, Luis’in kadın zevki adına endilelenmesi de komikti. Yine de bir geçiş bölümü idi.

Bölüm Puanı: 73/100


Beastars #89: Stains on a Chopping Board: Traces of a Dream

Ve bu sayıda Riz’in bu savaşa bakış açısını gördük. Nasıl hazırlandığını, bir avı yedikten sonra ev yemekleri için damak tadının nasıl bozulduğunu, çiğ ürünlere merak sardığını. Sakinleştirici haplarını almayıp, sürekli protein tüketerek güçlenip, büyümeye çalıştığını gördük.

Legosi’nin bu olayı çözme aşamasında geçmişteki hallerine baktık ve Legosi’nin aslında en başından beri Riz’i nasıl köşeye sıkıştırdığını anladık. Riz, gerçekten ondan kurtulmak istiyor. Ve bir sonraki gün (yani bir sonraki sayı) büyük gün. Gerçekten sabırsızlanıyorum. Umarım 24-25 sayılık doyurucu bir bölüm olur.

Bu bölümde bir geçiş bölümü idi ancak direkt katil ayı Riz’in kendi perspektifini yansıttığından diğer geçiş bölümlerinden daha sert ve korkutucu idi. Ve bu dövüş öncesi iyi bir şey.

Bölüm Puanı:83/100



Onepunch-Man – 95th Punch: Speedster

Murata abimiz bu sefer 53 sayfa ile sınırlamış kendini ve çizimleri de biraz salmış (tabi bu onun standartlarında bir salma, yoksa gayet iyi.) umarım bir sıkıntısı yoktur.

Sonunda Flashy Flash ve kaç bölümdür onun peşinde olan canavarlaştırılmış iki ninja bir araya geldi ve kapışıyorlar. Gayet hoş bir koreografi izliyoruz yine ancak dediğim gibi Genos Vs Saitama ya da Saitama vs Sonic‘deki kadar özenmemiş nedense. Yine de çok keyifli, Flashy Flash’ın geçmişi ve OPM dünyasındaki “ninjalık” kavramı ile ilgili ucundan kıyısından bir şeyler dökülmeye başladı yazar.

Tüm kahramanlar üslere sızdı ve ilk kumpanyanın bir “speedster” mücadelesi olmasından memnunum. Ayrıca genelde bu tip savaşları tek sayıda sonlandırırdı Murata ancak bu sefer en tatlı yerinde haftaya erteleledi, heyecan kattı.
Ninjaların normal hallerinde iblis, canavar hallerinde ejder seviyesi tehditler olmaları da hoş olmuş. Umarım Flashy dayak yemez. Bekleyip göreceğiz.

Bölüm Puanı: 83/100




 

Utkan Aktaş Yazar:

2 Temmuz 1987 doğumlu olan Utkan genç görünümlü bir ihtiyar olarak iki üniversitede bulamadığı aidiyet ve de yaratıcılık hissini dans, yazarlık, kurgu gibi pek çok diğer sanatsal uğraşıda buldu. Şimdilerde ise Kahraman Baykuş olgusunun kurucularından ve de yazarlarından biri olmaktan son derece memnun bir adam olarak tanınmakta ...

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir